Akut Solunum Yetmezliği Nedenleri

Akut Solunum Yetmezliği Nedenleri : Acil solunum hastalıklarında en sıkrastlanan durumlardan biri kuşkusuz solunum yollannın tıkanmasıdır. Tıkanma katı ya da sıvı yabancı cisimlerin solunum yollarına girmesiyle ya da kusma sırasında, bilinç bulanıklığından ötürü solunum yollarına boğulmaya yol açacak ölçüde yabancı madde kaçmasıyla ortaya çıkabilir. Genellikle gerçekleştiği koşullar bilindiğinden solunum yollarının tıkanmasında kolay tanı koyulur. Hastadaki belirtiler de yol göstericidir. Hasta soluk alabilmek için çok yoğun çaba harcar. Başı geriye atılır, yüzü kızarır. Göğüs kafesinin üst bölümündeki, köprücük kemiğinin arkasında kalan çukurluk solunum kaslarının genişletici etkisiyle derinleşir. Ayrıca diyaframın kasılması nedeniyle karın şişer.

Bu belirtiler görüldüğünde hemen girişimde bulunmak gerekir.Solunumu düzenleyen sinirsel merkezlerin etkilenmesine bağlı solunum bozuklukları bazen çok çarpıcı bir tablo oluşturmamakla birlikte aynı ölçüde ağır sonuçlar doğurur. Bu tür solunum bozuklukları alkol, gaz, uçucu kimyasal eriyik gibi maddelere bağlı zehirlenmeler, kafa travmasına bağlı beyin ezilmeleri, beyin damarlarındaki lezyonlar, ortamdaki oksijen eksikliği gibi nedenlerle ortaya çıkar. Duruma göre solunum bozukluğunun belirtileri değişebilir. Ama genellikle önce hafif baş dönmesi, kesik kesik soluma, göğüs ağrısı, nabızda hızlanma görülür.

Ardından dudaklar morarır, gözbebekleri genişler solunum gittikçe düzensizleşir ve en sonunda hastanın bilinci kapanır. Bilinç kaybolmuş ve solunum yeterli değilse, hemen yapay solunuma ve hatta kalp masajına başvurulmalıdır. Hastanın bilinci yerindeyse, rahat soluyabilmesi için giysilerigevşetilir ve oksijen maskesiyle oksijen verilir.Solunum göğüs kafesindeki lezyon- lar nedeniyle de bozulabilir. En sık görülen neden kaburga kırıklarıdır ve özellikle trafik kazalarında ortaya çıkar. Ama evde sıradan bir düşme de kaburga kırıklarına yol açabilir. Bir yaralanma sonrasında hasta özellikle derin nefes almaya çalışırken göğüs kafesinde şiddetli bir ağrıdan yakınırsa, bir yada birkaç kaburga kırılmış olabilir.

Bu durumda hasta derin değil, olabildiğince yüzeysel soluma yapmalı ve öksürme- melidir. Kaburga kırığı bir akciğer lez- yonuna yol açmışsa öksürükle birlikte parlak kırmızı renkli ve köpüklü kan çıkar. Ama son derece ağrılı olan bu durumda en önemli işlem hastanın korkusunu ve ağrısını gidermek için hemen ağrı kesici ve sakinleştirici ilaç enjeksiyonu yapılmasıdır. Daha sonra hasta hemen hastaneye kaldırılmalıdır. Asla göğüs kafesine baskı uygulanmamalı ve herhangi bir sargı sanlmamalıdır.Göğüs bölgesine rastlayan bir darbede, hastada solunum zorluğu olmasa da herhangi bir ağn varsa, mutlaka radyolojik inceleme yapılmalı, bir kınk olup olmadığı araştırılmalıdır. Yerinden oynamamış bir kınk varsa ya da yalnızca 1-2 kaburga tek yerinden kınlmışsa, herhangi bir önleme gerek yoktur. Ters hareketlerden, derin soluk almaktan, öksürmekten kaçınmak ve ağn kesici ilaç almak yeterlidir. Öksürüğü önlemek için şurup verilebilir.

Göğüs duvan bıçak gibi bir nesneyle de kolayca delinebilir ve yaralayıcı nesnenin akciğere ulaşmasıyla orgamn bütünlüğü bozulabilir. Bu olgularda yaralayıcı nesne hareket ettirilmez; çünkü yerinin değişmesi kanamalara, göğüs içi negatif basıncın ortadan kalkması sonucu akciğerin sönmesine ve ölüme yol açabilir.Göğüste delinmeyle ortaya çıkan bütün yaralar yaralayıcı nesnenin çevresi gazlı bez ve plasterle çok iyi örtülerek hemen kapatılmalıdır. Yaralayıcı nesne hiçbir biçimde oynatılmadan hasta hemen hastaneye ulaştırılmalıdır.

Akciğerin yüzeyindeki bir keseciğin yırtılması ya da göğüs duvarının delinerek yaralanması sonucunda kapak gibi çalışan bir açıklıktan akciğer zarı boşluğuna hava girebilir. Havanın akciğer zarı boşluğuna girmesiyle göğüs kafesi içindeki negatif basınç ortadan kalkar ve akciğer gittikçe sıkışır. Akciğer zarına hava girmesinin (pnömotoraks) bu biçimine kapaklı pnömotoraks ya da basınç pnömotoraksı adı verilir.

Basınç pnömotoraksı tanısı hemen ortaya çıkan belirtilere dayanarak koyulur. Bu belirtiler şiddetli göğüs ağnsı, hızlı ve yüzeysel solunum, kalp atışlarında hızlanma, dudaklarda mavimsi bir renk ve iç sıkıntısıdır.En basit girişim akciğer zan boşluğuna damar içi enjeksiyonlannda kullanılan olabildiğince geniş çaplı bir iğnenin yerleştirilmesidir. Böylece dış ortamla akciğer zan boşluğu arasında bir bağlantı kurularak açik pnömotoraks oluşturulur. Bu önlem ilgili akciğerin yeniden solunum işlevine katılmasını sağlamazsa da akciğerler arası bölgedeki (mediyastin) organlar üzerindeki hava basıncını hafifletir. Buna bağlı olarak da solunum işlevi iyileşir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp