akupunktur ile zayıflama yorumları

Akupunkturla Zayıflama 2 :

Şişmanlığın artık günümüzde insan yaşamında bir risk faktörü olduğunun anlaşılmasından sonra, zayıflamak için uygulanan arayışların içerisine akupunktur da girmiştir. Bu alanda, bugün bilimsel olarak yapılan akupunkturda bazı yöntemlerin geçerliliği tescil edilmiştir. Bizim uyguladığımız metod, literatürde SEZEN METODU olarak bilinen uygulama olup verilecek kilo miktarı, erkekte birinci hafta sonunda 5 kg, dördüncü hafta sonunda 15 kg, altıncı hafta sonunda 20 kg ve sekizinci hafta sonunda 25 kg alt sınır olarak kabul edilmiştir. Üç buçuk ayda 35 kg ve beş ayda 50 kg verilmektedir. Kadında ise bu alt sınır, birinci haftada 5 kg, dördüncü haftada 10 kg, altıncı haftada 15 kg ve sekizinci haftada 20 kg'lık bir zayıflamayı içerir. Dört ayda 35 kg ve altı ayda yaklaşık 50 kg verilmektedir. Üst sınır ise, kişinin kilosunun fazlalığıyla orantılı olarak artmaktadır. Sezen Metodu 'nda verilen diyetin beslenmeyle ilgisi yoktur. Metodun temeli, hasta zayıflarken öncelikle tok kalmasını sağlamak, kan şekerini düzenlemek ve mide asitlerini kontrol altına almaktır. Kişinin ihtiyacı olan enerji, cilt altındaki yağ yakılarak temin edilmektedir. Böylece kişi daha enerjik olmakta ve de lokal olarak zayıflamaktadır. Örneğin karın kısmında yağ toplanmışsa karından, basen kısmında yağ toplanmışsa basenden zayıflar. Vücut akupunkturu ile hedeflenen, vücut fonksiyonlarının uyanlamlar kontrol altına alınmasıdır. Kan dolaşımının sağlanması, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının devamı ve bağışıklık sisteminin uyarılarak hastayı herhangi bir yıkıma sebebiyet vermemektir. Cilt altındaki yağ yakılarak günlük enerjinin sağlanmasıdır. Hastada protein yıkılmınının yol açtığı kaslardaki erimenin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Sonuç olarak aklı punktur zayıflatan bir metot değil, hasta zayıflarken vücudu koruyan bir yöntemdir. Tek istenilen, hastanın bağırsaklarının normal fonksiyonunu yapması ve kabızlığa sebep olunmamasıdır. Şöyle bir düşünce akla gelebilir: Böyle bir diyetle insan zaten zayıflar. Tabii ki buna itirazımız olamaz. Akupunktursuz böyle bir diyetle zayıflamak tamamen yanlış bir metotdur. Pek çok insan bunu denemektedir. Böyle bir rejimle ilk hafta sonunda görülen kilo kaybı 4. 5 kg' dır. Bunun 2 kg 'ı yağ, 2 kg'ı su ve O. 5 kg'ı adale kaybına tekabül eder. İkinci haftada 2 kg yağ ve O. 5 kg adale kaybı olurken, su kaybı olmamaktadır. Burada ikinci hafta sonunda kaybolan gerçek kilo 4 kg yağ dokusudur. Kaybedilen 2 kg su, diyeti takip eden günlerden sonra kolayca geri alınmaktadır. 1 kg'lik adale dokusu ise, asla yerine konulmamaktadır. Tamamen aç kalınarak yapılan böyle bir diyet, kişinin tüm yaşantısını alt üst edecek kadar acılarla doludur. Çünkü zayıflama için yapılan bu diyete son verildiğinde, insan fiziksel ve moral olarak tamamen çökmüş olacak, ayrıca vücut tepki olarak tüm verdiklerini geri almak için kişiyi zorlayacaktır. Sonuçta kişi hiç bir zaman geri alamayacağı yaklaşık 1 kg'lık adale kaybına uğramış ve beyin ile karaciğer dahil vücudun birçok hayatı sistemi dengesini yitirmiş olacaktır. Sezen Metodu olarak bilinen zayıflama metodunda kulak akupunkturu, vücut akupunkturu, yumuşak laser, homoeopati ile komple uygulanan bir kombinasyon söz konusudur. Bu arada, ülkemiz için yabancı olan homeopatinin anlamını açıklarsak, "benzerin benzerle tedavisi" anlamına gelen natürel orijinli, bitkisel, mineral, hayvansalorijinli Hannemann potensine göre dozaje edilmiş, vücudun biyolojik aktivitesini artırarak etki eden, fakat minimal dozlarda kullanılan özel ekstrelerdir. Bu ekstreler, halk arasında kaynatıp içilme anlamına gelen "Herbal tedavi" adını verdiğimiz yöntemle ilgili değildir. Homeopati ile ilgili daha detaylı bilgi "Bitkinin Verdiği Sağlık" isimli kitabımda anlatılmıştır. Akupunkturla, Sezen Metodu ile zayıflamadaki amaç:

1- Metod kesin olarak zayıflatmalı.

2- Kilo ideale inince onun korunmasına yardımcı olunmalı ve öncelikle midenin küçülmesi sağlamalı.

3- ilaç uygulamasından uzak olmalı.

4- Vücutta hayatı önemi olan protein ve vitamin kaybı ile kansızlığa sebep olunmamalı.

5- Rejim sırasında kişi fiziksel ve zihinsel aktivitede olmalı, kişide iş kaybına yol açmamalı ve kişi yorgunluk hissetmemeli.

6- Kişi açlıkla mücadele etmemeli.

7- Vücuttan geri alınması imkansız adale kaybına sebep olunmamalı, yağsız doku korunmalı.

8- Vücudun enerji ihtiyacı cilt altındaki yağın enerjiye dönüştürülmesiyle sağlanmalı ve yağın yanması sonucu açığa çıkan, keton adını verdiğimiz zehirli atığın vücuttan uzaklaştırılması sağlanmalı. (Keton vücutta kaldığı zaman, ketozis adını verdiğimiz iç açıcı olmayan komplikasyondan başka, vücutta kaldığı müddetçe kilonun hızla geri alınmasına sebep ol maktadır) .

9- Hastada, yüksek kalorili ve uzun sürede zayıflama yapabilecek bir diyetle birlikte akupunktur uygulanarak "zayıflatılıyor" izlenimi verilmemeli.

10- Vücut derisinin elastikiyeti korunarak, sarkmalara sebep olunma malı. (Sezen Metodu ile yapılan zayıflamalarda, bayanlarda doğumdan kalan izlerin kaybolduğu gözlenmiştir) .

11- Uzun süreli ve hızlı zayıflamalarda pankreastaki beta hücreleri yıpranarak diabete yatkınlık gözlenmiştir. Akupunkturla yapılan zayıflamada organların fizyolojisinde değişikliğe sebep olunmamasına dikkat edilmelidir.

12- Bir ayı geçen her diyet uygulamasında vücutta metabolizma yavaşlamaktadır. Akupunktur tedavisi metabolizmayı asla hızlandırmaz. Mevcut metabolizmanın korunması ana prensiptir.

13- Hangi metotla zayıflama tedavisi uygulanırsa uygulansın, tedavi kademeli bir diyetle bitirilmelidir. Aksi takdirde, vücut normal beslenme ye dengesiz şekilde geçtiği için yeni beslenme tarzına adapte olmaz. Bu durumda iştah artar ve yağ depolarında tekrar yağ birikimi kaçınılmaz olur.

14- Bayanlarda adetin birinci günü, yani ilk 24 saatte akupunktur yapılmaz. Hormonal değişikliğe sebep olunduğu için erken menopoza sebep olunabilir.

15- Sezen Metodu 'nda ağırlık kontrolü birinci hafta, dördüncü hafta. altıncı hafta, sekizinci hafta sonunda yapılır.

Ara dönemdeki kilo kaybı gerçeği göstermez. Vücutta deformasyon oluşturmamak için geçici olarak akupunktur etkisiyle su tutturulmaktadır. Ara dönemde kilo kaybı olmaya bilir veya kiloda artma görülebilir. Buna karşılık elbisede bollaşma söz konusudur. Bu nedenle kür sonunda tartılarak cilt daralması ve vücuttan faz. la suların atılması sonuçlanınca verilen gerçek kilo anlaşılır. Hipertansiyonu olan şahıslarda 10 kg'lık bir kilo kaybı bile kişinin normal tansiyona dönmesini sağlar. Klinikte pek çok hipertansiyonu olan has tanın, ideal kiloya ulaşmadan tansiyon problemlerinin tedavi olduğunu gözledim. Sağlıklı ve bilinçli yapılan bir uygulama ile sağlanan zayıflamalarda hastaya hiçbir zarar gelmez. Çünkü hiçbir doktor, basit ticari hesaplar yüzünden isminin lekelenmesini arzu etmez. Sağlıklı her kişi diyet yapabilir. Fakat doktor kontrolü dışında yapılan her diyetin bir bedeli olacağı unutulmamalıdır. Diyetin amacı hastayı iyi etmektir. Diyet anında iyi ve sağlıklı olarak kalabilmek, kilo kaybetmekten daha önemlidir. Diyetlerdeki temel prensip, mineral ve vitamin ihtiyacının göz önünde bulundurulmasıdır. En önemli amaçlardan biri elektrolit dengesinin sağlan maşıdır. Pek çok kişide kilo çocukluktan gelmektedir. Bunlarda hareket kısıtlılığı vardır ve kendileri gibi şişman olanlarla arkadaşlık ederler. Bu çocukların zayıflatılmasında kısıtlı gıdalar verilerek uygulanan diyetler, uygulamada başarısız olmaktadır. Diyete başlamak için mükemmel bir zaman yoktur. Benim pazartesi sendromu adını verdiğim bir örnek vardır. Pazar günü diyete başlamak için karar verirsiniz. Haftanın başlangıç günü olan pazartesi en ideal gündür. Mesai saatinde hem iş arkadaşlarımıza hava atmış olacaksınız hem de dostlarınızın desteğini alacaksınız. "Haydi hayırlısı" dersiniz ve diyete başlarsınız. Harika, bugün başarılısınız. Salı günü, öğle yemeğine inmernek ideal bir fikir. Çünkü diyettesiniz ve yemekten uzak kalmalısınız. Akşama doğru hafif bir halsizlik olur, ama normal. Diyettesiniz ve de "halsizliğin nedeni bugünkü işin yoğunluğundandı" diye düşünürsünüz. Çarşamba "Canım üç gündür bu işi başarı ile götürüyorum, şu an az bir şey yesem ne zararı olur ki? Ben nasıl olsa diyeti başarı ile uygulayabilecek kişilik yapı sına sahibim. Sonra, bu akşamki yemekler, gerçekten harika" düşüncesi oluşur. Perşembe "Nasılolsa diyeti bıraktım" Cuma "Yemeyle adam ölmez. Varken yenilir" Sonuç, her zamanki gibi, diyet bırakılır ve başlangıca dönülür. Yılbaşı, evlilik yıldönümü ve tatil gibi özel günlerde diyete başlamasını asla önermem. Çünkü böyle bir durumda diyet yaparak kendinize eziyet yapmış olursunuz. Tatilden önce ve hemen sonra diyete başlamak en iyi zamandır. Yemeğin çok olduğu dönemlerde diyete başlamak, kişiyi ruhsal sıkıntıya sokar. Bu durumlar hastanın tedaviyi bırakmasına ve "daha sonra başlarım'' düşüncesine sebep olur; "Dönüş" isimli kitabımda "Kararlı olmak, mükemmel olmak demektir. Başarılı olamayacağınızı düşünmek, geçmişteki başarısız deneyimlerinizin yansımasından başka bir şey değil dir" diye yazmıştım. Kendinize güveniniz olmalıdır. Çünkü tok olmak, mi de salgısının kesilmesi ve insülinin düzenlenmesi ile mümkündür. İşte akupunkturla SEZEN METODU ile yaptığım zayıflamanın temel prensibi buna dayanır. Diyet programına giren insanların en sık sorduğu sorulardır. "Ne kadar zamanda kilo vereceğim? Ne zaman normal insan gibi yiyip kilo almayacağım?" İdeal kiloya ulaşıldıktan sonra bir daha almamayı garanti edecek hiç bir zayıflama metodu yoktur. Bilinçsizce yapılan diyetlerden kısa bir müddet sonra halsizlik oluşur ve kilo kaybı o kadar yavaşlar ki kişi diyetten uzaklaşır. Düzgün kilo vermek, tekrar diyete başlamak için anahtardır. İşte bilimsel akupunkturla zayıflama adını verdiğimiz bu metodun temel özellikleri yukarıdaki sayılan maddeleri içermekte ve en önemli özelliği 10-75 yaş arasındaki her grupta aynı koşullarda uygulanabilme avantajına sahip olmasıdır. 1986 yılında 13 'üncü Dünya Medicina Alternative Acupunctur ve Naturel Medicines Kongresi'nde sunduğum bildiride 6 bin vak'adan 75' i 10 16 yaş grubunu içermekteydi. Yaklaşık 23 yıl içerisinde 96213 vak'a zayıflamaya alınmıştır. Bu rakam pek çok ilin nüfusundan fazladır. Çünkü zayıflamada esas prensiplerden biri de, kişilerin yaptıkları işte özel tecrübeleri ve bilimsel çalışmalarının tescil edilmesidir. 412 ülserli vak'anın %75'inde oranında tamamen kapandığı ve geri kalan vak'aların %83'ünde de hastaya Batı tıbbında yasaklanmış olan bir diyet uygulanmasına karşılık (yeşil biber, maydanoz, domates ve salatalık gibi yiyecekler yasak olmamasına rağmen) hiçbir aktif ülser şikayetine rastIanmamasıdır. Mide ve duodenumu inerve eden sempatik sinirin paraseııı patik dalının kulağı inerve ettiği alanların blokajı ile başarılı olunan bu il' davide aranan, ne psikolojik bir etki ve ne de mucizedir. Görüldüğü gibi her iki tıbbın bilimsel uygulaması, bilimsel olarak açıklanmasına dayan maktadır. 347 vak'ada migren şikayetine rastlanmış olup %64. 6 migrenli olan hastada migren ve gerilim baş ağrısının iyileştiği, 69 vak'ada kiloya bağlı olarak östrojen sekresyonunun azalmasına bağlı amenore sonucu erken menopoza girmiş hastanın, yaklaşık 10 yıllık, evli olduğu halde çocuğu ol mamasına rağmen, menstruasyonlarının normale döndüğü ve 29 vak'anııı çocuk sahibi olduğu gözlenmiştir. 23 vak'ada normal yaş sınırına bağlı olarak menopoza girmiş olduğu ve postmenopoz şikayetleri 5-7 yıldır devam ettiği halde zayıflama sonucun da tekrar normal menstruasyonun dönüş yaptığı ve laboratuar tetkikleriyle bu kanamaların normal mensruasyona bağlı kanamalar olduğu gözlen miştir. 2006 yılı itibariyle 96213 vak'aya obezite tedavisi uygulanmış olup 5212 vak'ada 50-70 kilo arasında kilo verilmesi sağlanmıştır. Kilo kaybı zamanlama açısından 4-5 ay gibi bir zamanlamaya tekabül etmiştir. 10-30 kilo arasında kilo kaybeden hasta sayısı 64310 kişidir. 23 hastada ise uterusta miyom olmasına rağmen, akupunkturla obezite tedavisi esnasında miyom çapında küçülme olduğu ultrasonda tespit edilmiş ve tedaviye ara verildiği dönemlerde küçülmenin olmadığı, tedaviye tekrar başlandığı dönemlerde küçülmenin tekrar başladığı gözlenmiştir. 11598 diabetik vak'ada antidiabetik ilaç kullanmadan şekerin normal sınırlar içerisinde kaldığı ve hipertansif hastalarda tansiyonun kontrol altına alındığı gözlenmiştir. Sonuç olarak bilinmesi gereken .akupunktur zayıflatmaz; hasta zayıflarken vücudun fonksiyonlarını uyararak kişide aktivite ve direnç artışı sağlar. Cilt altındaki yağ, enerjiye dönüşerek günlük kalori ihtiyacı bura dan sağlanırken, toksinler idrarla dışarı atılır. Cilt altındaki suyun atımı, kan dolaşımını artırıcı etkisi ve hormonların düzenlenmesini sağladığı için, selülitlerde de azalma görülür. Kulağa takılan iğneler kişinin tok kalmasına yarar ve boş midede ülserin oluşmasını engellerken aynı zamanda pankreasta salgılanan insülin miktarını azaltır. Böylece hücre zarının direnci artar ve geçirgenliği azalır. Hücre içindeki aminoasit, hücre dışına çıkmadığı için protein yıkımı ve beyinde korteksin dansitesinde azalma olmaz. Kemikte protein yıkımına ve mineral kaybına bağlı kemik erimesi adını verdiğimiz osteoporoz oluşmaz. Kan dolaşımı düzenlenir. Böbrekler, vücuttaki toksik maddeleri devamlı idrarla attığı için böbrek fonksiyonları düzene girer. Karaciğerde mevcut olan yağlanma, karaciğer yetmezliğine ve karaciğer rahatsızlıklarına sebep olur. Akupunktur ile karaciğerdeki kaba yağlanma engellenir. Kan yapan hücreler, yani RES adını verdiğimiz hücreler uyarıldığı için anemi meydana gelmez ve bağışıklık sistemi güçlenir. Bağışıklık sisteminde güçlenme sonucu, mevsim geçişlerinde hastalar grip olmazlar veya gribi hafif olarak atlatırlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp