Belanın Kaldırılmasıda Duanın Etkisi

Duanın fazileti ve belanın kaldırılmasındaki etkisine dair birçok hadis varid olmuştur. Bu hadislerden biri şudur:

"Kaderi duadan başkası geri çevirmez."

İmam Hattabı şöyle diyor:

"Dua vaciptir. Ancak duanın kazaya denk geleni kabul olur. Doğru olan bu görüştür ki Ehli Sünnetin görüşüdür. Eğer denilirse ki iş sizin dediğiniz gibi olsa, yani dua kazaya denk düşmediği sürece ne bir zararı engelleyebiliyor ve nede bir fayda temin edebiliyor olsa ne faydası olur ve onunla meşgul olmak ne işe yarar?

Cevaben deriz ki Allah'ın vermiş olduğu hükme göre kul her işinde imtihan olunduğunu bilmeli, çalışmalı, ümitle korku arasında bulunmalıdır ki bunlar kulluğun gereğidir. Böylece kul kendisine verilmiş olan söz konusu görevleri yerine getirerek kulluğunu ifa etmiş olur. Bunun bir' benzeri de Allah Tealanın şu kavlindeki ömür ve ecel konusudur:

"Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar nede bir an ileri gidebilirler."1

Sonra tıp ve tedavi olma konusunda birçok hüküm varid olmuştur. Seleften ve haleften birçokları tedavi olup ilaç kullanmışlar, bununla birlikte tedavinin ve kullandıkları ilaçların hükme bağlanmış olan kaderi ve kazayı engelleyemeyeceğini bilmişlerdir.

Bütün bunları iyice düşünürsen anlarsın ki Allah, kullarına yumuşak ve nazik davranmış ve onların beşeri tabiatlarını bu sebepleri ortaya koymakla meşgul etmiştir. Böylece onlar da sebeplere aşina olmuşlar ve ibadet vesilesi olan imtihanın ağırlığı hafiflemiştir. Aynı zamanda bu onların ümit ve korku arasında olmalarını sağlamış, sevinç ve sıkıntı, bolluk ve darlık hallerinde şükür ve sabır vazifelerini yerine getirmelerine yardımcı olmuştur. Bütün bunların ardında ise Allah Tealanın onlar hakkındaki ilmi vardır. İşlerin akıbeti Allah'a aittir. O her şeyi bilen ve çok hikmetli olandır. Onun hükmünü takip edecek ve kazasını geri çevirecek hiçbir güç yoktur.

Eğer sorulursa ki "Bana dua edin, kabul edeyim"? Ayeti nasıl yorumlanmalı ki bu Allah'ın vaadidir?

Bu soruya şöyle cevap verilir: Duanın ancak kazaya denk düşeni kabul edilir. Herkesin bildiği bir şey vardır ki o da her dua edenin duası kabul olmaz.

Yine denilmiştir ki duanın kabul edilmesinin manası dua edenin duasının karşılığında onun yerine geçebilecek bir şey elde etmesidir. Bazen bu şey onu duasında istemiş olduğu şeyin yerine geçer ki bu isteği kazaya denk düşmüşse gerçekleşir. Eğer kazaya denk düşmemiş ve istediği şey gerçekleşmemişse dua etmiş olmasından dolayı içinde bir dinginlik ve huzur duyar, başına gelen şeylere tahammül etmesini kolaylaştıracak bir sabır elde eder. Her halükarda duasından fayda görür. Buda duanın bir çeşit kabulü demektir."3

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

"Kim dert ve sıkıntı anında duasının kabul edilmesini isterse rahat zamanında çokça dua etsin! "4

Bunun bir benzeri de şu meşhur hadistir:

"Rahat zamanında kendini O'na tanıt ki sıkıntılı anında seni tanısın! "5

Hiç kuşku yok ki dua tanışık olmanın bir delilidir. Yine Hz.

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

"Dua müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur."6

Yine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

"Bir mümin Allah'a içinde bir günah ve yakın akraba ile bağı kesme isteği bulunmayan bir şekilde dua ederse ona şu üç şeyden birini verir: Ya duasını kabul eder veya bir benzeri kötülüğü ondan sayar veya bir benzeri ecri onun için biriktirip saklar. Orada bulunanlar dediler ki ya Resülallah, o zaman biz de çok dua ederiz! Buyurdu ki Allah daha çok verir!"?