Büyük Mürşid Merhum Medineli Hacı Osman Efendi’nin Manevi Ders Talebinde Bulunanlara Tavsiyeleri

Büyük Mürşid Merhum Medineli Hacı Osman Efendi‘nin Manevi Ders Talebinde Bulunanlara Tavsiyeleri :

Büyük Mürşid Merhum Medineli Hacı Osman Efendi'nin Manevi Ders Talebinde Bulunanlara Tavsiyeleri

Hacı Osman Efendi Hazretleri: "Sure-i Kafirun'u her gün ikişer yüz defa okumaya devam edersen, imanın kuvvetlenir. Hızır Aleyhisselam sana mürşidlik eder" buyururlardı. Bazılarına Ayet'el-Kürsi'yi ellişer, yüzer defa okumasını tavsiye buyururlardı. Bazılarına da: "Sabah namazından sonra:

Estağfirullahel azıym ……………………100 defa

Salavat-t Şerife……………………….......100 defa

Lafza-i Celal …………………………………400 defa

Rabıta-i Şerife ……………………………..20 dakika

Bu zikri talim buyururlardı. Zikrin yapıhşıru şöyleanlatırlardı:

"Lafza-i Celal'de gözler yumulur, zikir ağızla değil, kalp ile yapılır. Böyle yapılan zikre Cenabı Ecelli A'la'dan başkası vakıf olamaz."
"Zikrin ikmalinden sonra bir Fatiha-i Şerife, üç ihlas-ı Şerif ve Muavvizeteynler okunarak Cenabı Peygamber (s.a.v.)'in ve diğer peygamberlerin, ehl-i beytin, sahabe-i güzin efendilerimizin, Nakşibend Muhammed Bahaeddin Hazretleri'nin, Silsile-i Sadatın ruhlarına ve kendi ruhlarına hediye edersiniz."
- Hocam, insan hayatta iken ruhuna okuyabilir mi?

- Evet okuyabilir. insan ruhu için okuduğu vakit ruhu manevi olarak kuwetlenir.

Büyük rnürşid Hacı Osman Efendi gizli olarak, hayal ile yapılan zikrin sebebini şöyle anlatırlardı:

"Nakşibendin şeyhlerinden Abdülhalık Gücdüvani Hazretleri vardı. Bir gün hocasından ders okurken şu ayet-i kerimeye geliyor:

Üd'u rabbeküm tedarruan ve hufyeh, innehü la yühıbbül rnu'tedin"
"Cetıabı Ecelli A'la'ma karşı dua ettiğiniz vakit, gizli gizli yalvarın, dua edin. Her yerde meydana vermeyin. " Bu ayeti okuyan Abdülhalık Gücdüvani hocasına: "Cenabı Ecelli A'la'run murad ettiği gizlilik nasıl olabilir? Aşikare yapsak insanlar görüyor. Şeytan da marımızda istediği gibi geziyor, o bilir. Gizli yapsak melekler farkına varır. Gizli tarafı nasılolabilir? Ben bunu anlayamadım." dedi.
Hocası: "Ben bu yolları bilmem. Bu, ilm-i ledünldir. Eğer Allah Teala murad ederse sana gösterir ve öğrenirsin." dedi.
Abdülhahk Gücdüvani hocasının bu sözü üzerine beklemeye başladı. Günün birinde Hızır Aleyhisselam geldi, kendisini evlatlığa kabul etti. Nakşilertn yolu olan gizli zikri hayal tariki ile Abdülhalık Gücdüvôni'ye verdi:


La ilahe iIIellah*
"La ilahe"yi kalpten alıyor, sağ omuzun altından çeviriyor. "illellah"ı kalbe vuruyor.

Hızır Aleyhisselam ona bu şekilde zikretmesini, zikri hafiyi öğretti. Sonra o kadar mana aleminde büyüdü ki, Buhara'da ezanı işittiği vakit beş vakit namazı Kabe'de cemaatle kılardı.

- Bu nasılolabilir?

- insanın ruhu elektrikten daha süratlidir.
Elektrik bir saniyede kürre-i arzı üç defa, insanın ruhu ise otuz üç defa dolaşır.
Bu zatın aslı Araptı, sonra Türkleşti. Nakşi tari katını da meydana çıkaran bu zattır.
Zikrin menafii hakkında alimlerden birisi: "Tohum olacak bir habbenin kalbi yani içi delindiği zaman elbette sümbüllenip ne§v ü nerna bulamaz, ölür gider. Kezalik. "Ene" ile tabir edilen enaniyyetin kalbi, "Allah Allah" zikrinin şua ve harareti ile yanıp delinse, büyüyüp gaflet ile ftravunlaşrnaz ve Halik ı sernavat ve arza isyan edemez. Nakşiler o zikr-i ilahı sayesinde enaniyet mikro bunu öldürmeye ve nefs-i ernmarenin başını kırmaya mu vaffak olmuşlardır." demişlerdir. Yukarıda tarif edilen zikir ikmal edildikten sonra direkt olarak Cenabı Peygamber (s.a.v.)'e rabıta yapılacaktır. Rabıtanın yirmi dakikadan aşağı olmaması lazımdır. Rabıtayı ne kadar çok yaparsan o kadar terakki edersin. Rabıtanın ehemmiyeti çok büyüktür. Daima Cenabı Peygamber (s.a.v.)'in huzur-u maneviyyelerinde bulunduğunu tasvvur edebilirsin.
- Hocam, rabıta nasıl yapılır? Hoca Efendi:
- Dizlerinin üzerinde kıbleye karşı oturur, bir Fatiha ve bir salavat-ı şerife okuduktan sonra gözlerini kapatır, Cenabı Peygamberin manevi huzur/arında bulunduğunu ve onun mübarek alnından kalbine ilahı nurunaktığını hisseder gibi ol. Rabıtaya böyle devam ettiğin müddetçe ilahı nurun devamlı olarak her gün biraz daha arttığının farkına vanrsın."!

- Hocam, siz doğrudan vasıtasız olarak Cenabı

Peygamber' e rabıta yapılacağını beyan ediyorsunuz, halbuki imam-ı Gazali, Muhyiddin-i Arabi; imam-ı Şa'rani ve bunların benzeri alimler bir mürşidin lazım geldiğini beyan ediyorlar. .

Hoca Efendi:

- Oğlum onların zamanında bu işin ehli mür-şidler vardı. Cenabı Peygamber'e kavuştururlardı. Şimdi ise bu işin ehli olmadığı için kendilerine vasıtasız giden i Cenabı Peygamber (s.a.v.) kabul ediyor." buyurmuşlardır. Bu konuda h. 476'da vefat eden Risale-i Kuşey riyye'nin müellifi, el-İmam Ebul Kasım Abdül Kerim diyor ki: "Çadırlar muhakkak ki onların çadır/arına benziyor, halbuki kabilenin kadınlarının onların kadınları olmadığını görüyorum. Bu sofular taifesinin muhakkiklerinden çokları yok olup gitti. Zamanımızda o taifenin eserlerinden başkası kalmadı. Bu yolda bir duraklama baş gösterdi. Hayır, belki de yol gerçekten kayboldu. Kendilerine uyularak hidayete ulaştıracak şeyhler geçip gitti.”

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp