Vıt al enerji QI

Vıt al enerji QI :

İnsan, vücudu ve duyguları ile bir bütündür. Bu bütünü birbirinden ayırırsak, vücud bir makina olarak kalır. Batı tıbbında zaman zaman tedavide yetersiz kalmanın sebebi, makinanın bozulan kısmına yönelik tedavi uygulanmasıdır. O zaman tedavi de başarılı olamayız. Oysa duygularımız ve düşüncelerimiz, vücudumuzu yöneten ve ona hükmeden temel faktördür. Düşünsenize, utandığımız zaman yüzümüzde kızarma olur. Heyecanlandığımız zaman kalbimizde çarpıntı hissederiz. Ani bir haber aldığımızda, tüm vücut fonksiyonlarımız durur ve enerjimiz tamamen yok olur. Ben buna "topraklanma" derim. İşte vücudumuzdaki bu enerji, homeostatik denge, yani vücudun düzenleyici dengesini sağlayan, vücut ile düşünceyi birleştiren vital enerji Qİ'dir. Ruhen ve bedenen sağlıklı olmamız için, vücuttan vital enerji Qİ'nin kaçışı daima engellenmelidir. Geleneksel Çin tıbbına göre Yin ve Yang kuvvetlerinin ve beş elementin bileşimi olan insan, vital enerji Qİ tarafından canlandırılır. Qİ Yang karakterdedir ve fiziki varlıklara can verir. Daha anne rahminde, döllenmenin gerçekleştiği andan itibaren, kullandığımız Qİ bize yaşam boyunca verilir. Normal solunum dışında kaybedilen Qİ, yaşam süresini kısaltır. Onun için Çinliler, gaz yapan yiyeceklerden uzak dururlar. Qİ, varoluşun temelindeki nefestir. ot olmayınca yaşam durur. Yin karakterde olan vücut, Qİ karakterli Yang enerji taşır. Böylece Yin karakterde olan vücut ile Yang karakterde olan Qİ temel dengeyi ve uyumu oluşturur. Mutluluk, Qİ'nin rahat dolaşımını sağlar. Vücut Yin ve Yang arasında bölünmüştür. Vücudu sağlıklı ve zinde tutan da bu iki kuvvet arasındaki yaşamsal etkileşim ve hatta çatışmadır. Bunlardan birinin aşırıya kacması, dengesizlik ve hastalık demektir. Aşırı neşe vücudumuzun Yang tarfını güçlendirir. Dolayısıyle Yin tarafının dengesini tehdit eder. Bu durum sıcak alanlarda kendini gösterir. Üzüntünün soğukluğu, vücudun Yin tarafını besler. Yang'daki azalma, bizde üşüme ve soğukalgınlığıyla kendini gösterir. Yin fazlalığı, deride büzülme eğilimi ve morlaşma, beden sıcaklığında düşme, kilo alma, aşırı ödem ve derinin koyulaşması tazında kendini gösterir. Yang'daki aşırılık ise, büyüme ve gelişme eğilimi, kırmızı renklilik, hararet, kilo kaybı, açlık, parlak bir deri ve aşırı aktivite şeklinde kendini dışarı vurur. Yin'de Aşırı Artma Görünüm; sakinlik, içe kapanıklık. uyuşukluk, kırılganlık, halsizlik, is teksizlik, dilde nemlilik, solgun bir deri ve ödem. Nitelikler; ses tonu zayıf, yüzeysel solunum, hava açlığı ve nefeste ekşimsi bir koku. Belirtiler; üşüme hissi, iştahsızlık, ishal, sık sık idrara çıkma ve iberrak idrar. Kalb atışları; zayıf ve filiform bir nabız. Yang'da Aşırı Artma Görünüm; ajite bir durum, hareketlilik, panik, kırmızı ve kuru bir cilt. Nitelikler; gür ve sert bir ses tonu, konuşma isteği, derin soluma ve solunumda çürük kokusu. Belirtiler; hararet hissi, kabızlık, ağızda kuruluk ve koyu renkli idrar . Kalb atışları; hızlı ve güçlü bir nabız. Yukarıda da anlattığımız gibi vital enerjiyi Çinliler Qİ ile ifade etmişlerdir. Vital enerji, yapısallığın ve fonksiyonların ifadesidir. Qİ, KAN ve VÜCUT SIVILARI geleneksel Çin tıbbında insan fizyolojisinin temelini oluşturur. Vital enerji Qİ, vücutta kaynak, yayılış ve fonksiyonları açısın dan üç konuda ele alınır. İnsan vücudunda vital enerjinin kaynağı böbrek tir. Doğumdan sonra vital enerji, gıdalardan ve atmosferden alınmaktadır. Kazanılmış vital enerji ve kaynak vital enerji göğüste birleşerek fonksiyo nal vital enerjiyi meydana getirir. Kazanılmış vital enerji, besinlerin özünden elde edilerek dolaşım sistemiyle dokuların beslenmesini sağlar. Koruyucu olan vital enerji ise damar dışında, kas ve cilde bağlanmış olup subkutaneal dokuyu besler ve onları ısıtır. Dış etkenlere karşı vücudu koruyarak derinin üzerindeki deliklerin açılıp kapanmasını kontrol altında tutar. Kazanılmış olan vital enerjinin kaybında, halsizlik ve tonifikasyon eksikliği oluşur. Vücuda dışarıdan giren her madde, vücutta kendine yer açmak için enerji kaybettirir. Böbrek öz cevheri ile gıdaların öz yapıları, kanın şeklini oluşturur. Böbrek öz cevheri, kemik iliğini oluşturur; bu da besleyici vital enerji ve vücut sıvılarıyla birlikte kanı oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi, kan ve vital enerji birbirleri ile sürekli bağlantılıdır. Vital enerji yetersiz olduğu zaman müzmin hastalıklar, yani XU oluşur. Kanın durgunlaşması sonucu dolaşım bozulur ve vital enerji Qİ'nin durgunlaşmasına neden olur. Gıdaların emilimi ile vücut sıvıları oluşur. Vücut sıvıları kanda ve dokular arasında yer alır. Kaslarda ve ciltte bulunan berrak ve ince tipi, cildi nemli tutarak kasların beslenmesini sağlar. Beyinde ve eklem kavitelerin de bulunan bulanık ve koyu kıvamlı vücut sıvıları, eklemlerin hareketini, beynin tonusunu ve vücut girişlerinin nemliliği sağlamaktadır. Vücut sıvılarının metabolizması, kan, idrar, ter ve tükürüğün fizyolojisi ve fizyopata lojisi ile yakından ilişkilidir. Sonuçta vücut çevre ile kendisi arasındaki dengeyi daima korur. Bu dengenin bozulması, yukarıda da izah edildiği gibi, Yin ve Yang arasında ki harmoniyi bozarak hastalığa neden olur. Geleneksel Çin tıbbına göre, gündüz insandaki vital enerji Qİ artar. Güneşin batması ile Qİ'nin kapıları kapanır. Yani Yin ve Yang arasındaki harmoni, gece ile gündüz, karanlık ile aydınlıkta değişir. Vital enerji Qİ'nin kapıları, vücudumuzda derideki porlarla ifade edilmektedir. Batı terminolojisi Yang Qİ'yi ısı enerjisi olarak tanımlar. Gece ile gündüz arasında artıp azalarak değişen bu enerji, vücudumuzun rahatlamasını ve yenilenmesini sağlamaktadır. Geleneksel Çin tıbbında ise bu Yang' ın Yin içerisine girmesi olarak açıklanır. Vücudumuzun neresinde patalojik değişikliler oluyorsa, o organda Qİ vital enerjisinde azalma ya da yok olma söz konusudur. Qİ vital enerjisi üzerinde etkili iki çeşit patalojik faktör vardır. Bunlardan bir tanesi eksojen olarak kaynağını doğadan alanlar, ötekisi endojen olan patojenik faktörlerdir. Endojen faktörler daha ciddi iç dengesizliklere neden olmaktadır. Eksojen faktörler rüzgar, soğuk, sıcak ve nemdir. Örneğin soğuk bir rüzgar, vücudun dış faktörlere karşı savunma mekanizması olan deriyi et kiler. Bunun sonucunda akciğerin Qİ vital enerji balansı bozulur. Böylece akciğer Qİ vital enerjisinde azalma görülür. Sadece eksojen faktörler değil, aynı zamanda endojen faktörler de akciğer Qİ vital enerjisinin ısısını azal tır. Böylece Zang organlar da etkilenmektedir. Karaciğerimizde hastalık oluştuğu zaman, dalakta da rahatsızlık oluşur. Karaciğerimizde oluşan rahatsızlıklarda, yüzümüzde ısıda artma sonucu kızarma ve gözlerimizde kanlanma oluşur. Yani vücudumuzun içinde oluşan her şey, vücudumuzun dışına yansır. Sonuçta karaciğerdeki vital enerji Qİ'nin artması sonucu karaciğer kanalının açıldığı organ olan gözde vital enerji Qİ'nin artmasına sebep olur. Bunun sonucunda gözde kızarıklık meydana gelir. Akut konjon tivitte gözde oluşan kızarıklık, karaciğerde vital enerji Qİ'nin artması sonucu, gözde de vital enerji Qİ'nin arttığının göstergesidir. Yani dış semptomlar düzgün olarak analiz edilirse, hastalıklara kesin tanı konulur. Buna geleneksel Çin tıbbında "semptomlar kompleksi" denilir. Çünkü Çin tıbbında hastalıklar ayrı ayrı kabul edilmez. Farklı semptomların oluşturduğu bir kompleks vardır. Örneğin migren olanlarda, baş ağrısı ile birlikte mide bulantısının olması gibi ... Hastalıklardaki semptomları, vücut fonksiyonlarının dengesizliklerinde de gözlemekteyiz. Bu da bize hastalıkların hangi evrede olduğunu teşhis etmemizde fayda sağlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp