Lazer

Arşimet, dev aynalarla güneş ışığını Romalıların gemilerine yönelterek onları yakmıştır. Burada Icm2 alana 7 kilowat enerji gönderilmiştir. Laserin koorent özelliğinden 1 cm2 alana düşen enerji miktarı 10 milyon kilovat saattir. Laser kelimesi İngilizce'de "Light Amplification By Stimulated Emissi on Of Radiation" sözcüğünün baş harflerinden oluşur. "Uyarmış radyasyon tarafından kuvvetlendirilmiş ışık" anlamına gelir ve suni bir ışıktır. Laser fikrini 1917 yılında, radyasyonun stimüle edilmiş emisyonunun fiziki prensibini Einstein açıklamıştır. Birçok bilim adamı onun bu fikrini, günümüze kadar araştırmalarıyla sürdürmüşler ve bu konuda fizik, kimya, biyoloji ve tıp adamları ortak çalışmışlardır. Einstein'ın ışığın oluşum akımı üzerindeki teorisi, birkaç yıl sonra, 1924 yılında Hintli fizikçi Bace tarafından doğrulanmıştır. 1950 yılında Townes, Garden ve Zeiger moleküler sistemden oluşan titreticinin yardımıyla elektromanyetik radyasyonu elde etmek amacıyla ınilimetrik dalgaların ranjında ilk oskilatörü yapmıştır. Bu ilk maserdir. 1958 yılında Makovi, yakutla bir maserden titreyen elektra manyetik dalgaları elde etmiş. 1960 yılında Teodora yakutun kullanıldığı koorent ve rnonokromatik kızıl ışının dürtüsü altında katı laseri yapmıştır. 1967 yılında yapılan ultraviyole görünümlü ilk ticari laser azot moloküllü olup 3371 A dalga uzunluğunda çalışıyordu. Bu kısa tarihçede gör düğümüz gibi, bugüne kadar laser araştırmalarında elde edilen başarılar, bilimsel teknolojik devrimlerle yakından ilgilidir. Hepsinde ortak olan özellik, karşılıklı ilişkidir. Bugün biofizik araştırma olmadan tıp anlaşılamaz. Derin bir tıp bilgisi gerektiren bugünkü laser tedavisi, tedavide prasese yol gösteren ve onu mümkün kılan biofizik fenomen anlaşılmadıkça uygulanamaz. Dünyanın pek çok bölgelisinde bu alanda iki yol izlenmiştir: Bir yanda fizik ve biyofizik gibi alanlarda üniversite araştırmaları, diğer yanda hastanelerde, özel kliniklerde, örneğin ortopedi, dermabioloji ve akupunktur kliniklerinde zengin deneyler yapılmıştır. Burada, laser kullanılırken en azından konu hakkında okurlarımızın bilgi olmasını amaçladım. Laser tedavisi, uygulanan enerjinin tipini ve bunun organizma üzerine etkisi "Modern Kulak Akupunkturu" isimli kitabımda de taylı olarak anlatılmıştır. Yukarıda da söylediğim gibi,laser suni bir ışık olup, laboratuarlarda üretilir. Ve insan gözü ile görülebilen elektromanyetik radyasyonların birleşmesinden meydana gelir. Laser ışıklarının karakteristiği tek renkli ışık taneleri olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı, belirli bir dalga boyu kuvvetlenmiş olmaktadır. Normal bir ışık prizmadan geçerken renk tayfı bırakır. Aynı prizmadan geçirilen laser ışığı ise, karakteristik özelliğinden bir şey kaybetmez. Laser ışınları koerent yapı gösterirler. Yani, birbirine paralel bir faz oluştururlar. Normal ışınlar için bu özellik söz konusu değildir. Yön, laserin özelliklerindendir. çevreye ışın dağılmaz. Önceden belirlenen objeye doğrudan bir bütün olarak gider. Örneğin, ışın benim hizmet verdiğim klinikten Atakule'ye gönderilirse dağılmadan gider. Parlaklık laser ışığının özelliklerinden biridir. Laserin Tedavideki Etkileri Laserin ağrı kesici etkisi kısa zamanda oluştuğu için geniş bir alandil kullanılmaktadır. Tedavi zamanından önce kesilirse, başarılı sonuçlar elde edilemez. Antienfalamatuar etki adını verdiğimiz iltihabın giderilmesi ve anıi ödemik etki ile dolaşımın normalleştirilmesi. Laser ağrı, kızarıklık, ödem ve ateşin klasik semptomlarında dikkate değer iyileşmeler sağlar. Hücresel yenilenmenin artırılması, mitokandriada ATP üretimini uyarır, Protein sen tezini artırır. Bunun sonucunda kan damarlarının yenilenmesi, bölgesel sinirlerin büyüme oranlarında artışı ve hücre bölünmesini sağlar. Laser dikkatsiz olarak kullanılırsa, doktor ve hastanın gözlerinde körlüğe sebep olacak risk oluşturur. Laser ışını gözün retina tabakası tarafın dan emiIir dejeneratif değişiklere sebep olarak körlük oluşturur. Farklı şiddetteki parlak laser ışınları korneada kızarıklıklara sebep olur. Onun için doktor kendi gözünü korumak amacıyla %5 radyasyon geçiren gözlük kullanmalıdır. Aynı şekilde laser uygulanan odalarMparlak cisimler bulundurulmamalıdır. Yani günümüzde her popüler olana rağbetten dolayı güzellik salonlarında ışık altında laser uygulanması hasta açısından sakıncalıdır. Laser tarafından çıkan gazların uzaklaştırılması için odaların iyi havalandırılması gereklidir.

Laser;

1- Kanser hastalarında,

2- Bilinçsizce göz hastalıklarında,

3- Akut bakteriyel enfeksiyonlarda,

4- Sar' alı olan, yani epileptik şahıslarda,

5- Kortizon tedavisi olanlarda kesin olarak kullanılmaz. Klinikte en çok rastladığım şikayet ise, bazı güzellik salonlarında "Kırışıklık tedavisi yapıyoruz" denilerek derinin nemini buharlaştırıp kırışıklıklara sebep olunduğudur. Oysa laser kullanmak uzmanlık gerektirir. Bu uzman doktor olmalıdır.