Hastanın Muayenesi Ve Tanı

Hastanın Muayenesi Ve Tanı :

Buraya dek anlatılan tüm verileri bilen bir akupunktur doktoru nasıl bir tanı koymalıdır ve nasıl bir tedavi düzenlemelidir?

I. Klinik Muayene

Her şeyden önce, tüm tıbbi uygulamalarda olduğu gibi, Çin klinik muayenesinin çeşitli evreleri de dört sözcükle özetlenir: Wang (incelemek) Ting (dinlemek), Wen (soru sormak), Zie (elle muayene etmek) Batı muayenesine uygun düşen bölgeleri, meridyenlerin kanallarını ve Mo noktalarını, nabızları elle muayene etmek.Ardından Yin ve Yang'm, iç ve dışın, soğuk ve sıcağın, boşluğun ve doluluğun çok özgül biçimde incelenmesi, yararlanılacak önemli noktaların ortaya konarak soruna uyan karşılığın bulunmasını kolaylaştırır. Sistemin çözümü geçerli bir tedavi kurulmasını sağlar.

1. 'Yin"ve 'Yang",Çin tıbbının değişmez öğeleridir. Birbirlerini tamamladıklarını ve göreli olduklarını biliyoruz. Bu ilkelerin göreliliği temel kavramın bir parçasıdır. Yüzey, sıcaklık ve doluluk Yong'da, iç, soğuk ve boşluk Yin'de bulunduğuna göre, bu ilkeleri de kapsadıkları oranda önem kazanırlar. Dengeleri, sağlık ve tüm dengesizliklerdir; yani ötekini yetersizliğe sürükleyen şu ya da bu öğenin baskınlığı hastalığın belirtisi sayılır.Yin ve Yang değişimi genel düzende olabilir ya da yalnızca bir organ ya da işlev sistemini ilgilendirir.

a) Genel düzene göre hastanın durumu, hemen o anda özel bir anlam taşır. Teni renkli, huzursuz, geveze, dışadönük, terleyen ve serinlik arayan, uykusuzluğa, sürekli kas kasılmalarına, spazmlara eğilimli olan kişi bir Yang hastasıdır. Bunun karşıtı, teni solgun, yorgun, omuzları çökmüş, çok üşüyen, topluluktan ve gürültüden kaçan, az konuşan, apatiye ve uyuklamaya eğilimli "yatağında duvar tarafına dönen" bir Yin hastasıdır.
b) Bir organ ya da işlev sistemini ilgilendiren değişim ise bir, bazen birden çok organın fazlalık ya da yetersizlik durumunda niteliksel bir dengesizlik ortaya koyar. Sindirim, solunum, sinir, kalpdamar, üreme ya da idrar yolları gibi sistemlerdeki aşırı etkinlik ya da kasılma belirtileri Yang durumunu düşündürür; karşıt biçimde, işlev azlığı ya da güçsüzlük Yin durumunu gösterir.

2. İç ve dış arasındaki ayrım bizi, yalnızca hastalığın belirti yeri hakkında bilgilendirmekle kalmaz, tedavisi ve gelişimi üstünde de bilgi sahibi yapar: Dışta olan her şey iyi gidişlidir; içe doğru gelişen her şey gidişi ağırlaştırır.
3. Soğuk ve sıcak da ister dış ortamdaki soğuğa ya da sıcağa ister bedendeki soğukluk ya da sıcaklık duyumuna dayansın, büyük temel yasaya bağlıdır. Rubor, calor(*) Yang; solgunluk, soğuk Ym'dir.
4. Boşluk ve doluluk ise tanı ve tedavi için önemi olan öteki temel ilkelerdir. Enerji fazlalığı,

(*) Latince'de kırmızılıkve sıcaklık (ç.n.) birden bire gelişme, birikme ya da durgunluk durumu, bir alerji, çırpınmak bir durum sergileyen hastaların doluluk durumunda oldukları düşünülür.
Enerji zayıflığı ile birlikte bozulmuşluk ve atrofi, cinsel yetersizlik ve paralizi sergileyen kronik hastaların ise boşluk durumunda oldukları düşünülür.
Bu iki ilke, insandaki temel enerji ve dıştan gelen yıkıcı enerji kavramlarına yönelir. Enerji doluluk durumunda ise bu, ancak bedenin temel enerjisi yetersiz (boşlukta) olduğu zaman içeri "girebilir". Çin patolojisinde bu olay her zaman, hastalığın yolaçtığı savunma enerjisinin azalmasıyla gerçekleşir.

II. Nabızların İncelenmesi

Dikkatli bir sorgulama ve muayenenin ardından akupunktur doktorunun ilk hareketi nabızları incelemektir.Çin pülsolojisi aşın ölçüde karmaşık bir sanattır. İlk olarak nabızlar, enerji dengesi henüz günlük olağan olaylar tarafından karıştırılmadan önce, sabah aç karnına incelenmelidir. Ama ne yazık ki, ideal koşullarla pek seyrek karşılaşıyoruz. Bu nedenle, enerji akınının saati gibi koşullara ve duruma bağlı öğeleri de hesaba katmak gerekir.

Çinliler kan dolaşımının özelliğini bizden binlerce yıl önce tanımışlar ve kan damarlarıyla birlikte nabızları keşfetmişlerdir. Bedeni elle muayene ederken atardamarlardaki vuruşların duyulabildiği dokuz bölge saptamışlardır: başta üç nabız, kollarda üç nabız ve bacaklarda üç nabız.İlk olgular nabızların, mevsimlere göre değiştiklerinin ve oradan dinamizmler ürettiklerinin saptanması oldu. En erişilebilir bölüm olan kol bileği nabızları (sol ve sağ) kolaylık nedeniyle, aynı zamanda da kol atardamarına dayanan üç parmak Gök, İnsan ve Dünya üçlemesini temsil ettiği gerekçesiyle, ilk inceleme ortamı olarak seçildiler.

Ancak bu bilgilerin tarihi yalnızca İ.Ö. 300'lere kadar iner. Beş Eleman ile kol nabızlarının ilişkisi birçok tartışmanın sonucunda kurulmuştur. Pülsolojinin görünüşü bu tarihten beri aynıdır.
Anatomik bakımdan sağ ve sol nabızlar arasında, gövdeyle ortak brakiosefalik damar simetrisizliğinden kaynaklanan bir fark vardır. Bunu, dikkatli gözlemciler olan Çinliler belirlemişlerdir. Önde olan her şey Yang, geciken her şey Yin'dir. Buna göre sağ nabızlar Yang, sol nabızlar ise Yin'dir.Öte yandan her kol oluğu üç düzeye bölünmüştür: kol stiloidi ve bilek kıvrımı arasında başparmak, stiloid apofiz düzeyinde doğal engel, stiloidin üstünde bilek dibi. Bunlar da kendi aralarında yüzeyel ve derin olmak üzere bölünürler. O halde her tarafta üç düzey ve altı nabız, yani on iki kol nabzı vardır. Altı yerleşmeden her biri Beş Eleman'dan birine, iki yüz sunan ateş elemanına karşılık gelir: Yang'ın prens ateşi ve Yin'in bakan ateşi. Bunun görünüşü şöyledir:

Sol kol oluğunda:

Başparmakta prens ateşi elemanı, yüzeyde incebağırsak, derinde kalp;
Doğal engelde odun elemanı, yüzeyde safra kesesi, derinde karaciğer;
Dipte su elemanı, yüzeyde idrar kesesi, derinde böbrek.

Sağ kol oluğunda:
Başparmakta metal elemanı, yüzeyde kalınbağırsak, derinde akciğer;
Doğal engelde toprak elemanı, yüzeyde mide, derinde dalak ve pankreas;

Dipte bakan ateşi elemanı, yüzeyde üçlü ısıtıcı, derinde dolaşımcinsellik.
Tüm yüzeyel nabızlar Yang'm organik işlevlerini, tüm derin noktalar Yin'in organik işlevlerini karşılar. Burada şunlar ortaya konur: 1° Atardamar akıntısı yönünde nabızların sırasını izleyen çevrim, Zheng çevrimine (şek. 5) ve AnneOğul kuralı ile aynı kurala katılır; Sol yarıda su enerjisinin ateşe doğru ilerleyişi Yang, sağda ateşin toprağa doğru gerilemesi Yin olarak sayılabilir. 2° Her bilek üstünde aynı yerde ve aynı düzeyde atan nabızların meridyenleri arasındaki ilişki gibi düşünülürse, bu ilişki, Beş Eleman'ın Go çevrimine göre beşli yıldızın temsil ettiğinin aynısıdır "karıkoca" kuralı, "sol bilek: en güçlü nabızlar, sağ bilek: en zayıf nabızlar"),. 3° Aynı bileğin aynı bölümünde üst üste atan nabızların meridyenleri arasındaki ilişki, kendi Lo damarlarınca biraraya toplanan eşli içi boş organ meridyenlerine karşılık gelir. Pülsolojinin önemi, tüm bu düşüncelerin sonucu olarak ortaya konmuştur. Enerji dengesizliği tanısına geniş ölçüde katkıda bulunur ve hastalıklardan ya da sendromlardan sorumlu organları, işlevleri tanımayı sağlar.
Nabızlara ilişkin dört durum belirlenmiştir:

Birinci Durum Önemli derecede zayıf, varlığı belli belirsiz nabızlar önkol yönündeki normal yerlerinin gerisinde atarlar. Bu, toplam YinYang'da bir enerji boşluğu ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Olgu akupunkturdan çok ilaçla tedaviyi gerektirir.
İkinci Durum Nabızlar genel olarak dolu, sert ve hızlı biçimde, el yönündeki yerlerinin ötesinde atarlar. Yin ile Yang'da kan toplanması sözkonusudur. Bu durumda, önce başka bir tedaviyi düşünmek daha iyi olacaktır.


Üçüncü Durum Burada, Ym'de ya da Yang'da bir Yin veya Yang hastalığına yolaçmaya elverişli bir dengesizlikle karşılaşırız. Yüzeyel nabızların Yang, derinlerin Yin özelliği taşıdıklarını hatırlayarak, baskın gelen nabızların yüzeyel mi, derin mi olduklarını araştırmamız gerekir.
Dördüncü Durum Genel Yin ya da Yang dengesizliği sıklıkla bölgesel dengesizliklere eşlik eder. Ötekilere ya da hatta eşli meridyenlerine göre, bir ya da birçok meridyende tek bir bozulma sözkonusu ise, nabızlar bize bu olguyu göstereceklerdir.

Çin tıbbı, pülsoloji ile bir ideali gerçekleştirir. Bize, henüz ortaya çıkmamış ve koruyucu tedaviye yanıt verebilecek bir hastalık olgusunun habercileri olan ilk işaretleri izleme olanağı sağlar.
Ancak, başarılı sonuçlara ulaşmakla birlikte oldukça güç uygulanan bir yöntemdir. Şu üç evresinin çözümüyle sağlanan bilgileri değerlendirebilmek için uzun bir süre hasta çalışması yapmak gerekir:

Çin, kan dalgasını kestikten sonra, parmakların basıncı azalttığı anda saptanan damarsal itişin karşılığıdır.Zhu, üç parmağın atardamara hafifçe yüklenmesiyle alınan duyuştur.Fu, Zhu nabzını aldıktan hemen sonra, parmaklar basıncı azaltır azaltmaz alınabilen duyuştur.Japonlar nabızları tüm ayrıntılarıyla incelemişler ve ritm genliğine göre tabloların düzenlenmesi, tedavi edilecek meridyenleri saptamayı sağlayan nabızların şiddetleri ve yavaşlıkları, ölçme aygıtlarının yapımı (Japom Morita ve Fransız Allendy ile Maury'nin araştırmalarının ardından RokuroFujita'nın elektroosilopülsimetreyi yapması) gibi çalışmalarıyla konuya önemli katkılarda bulunmuşlardır.

III. Enerji Patolojisi

İçi boş ve içi dolu organlar, Beş Eleman Yasası uyannca enerji bakımından birbirleriyle iç ilişkiler kurarlar. Bildiğimiz gibi bu dinamik ve süreksiz ilişkiler insan bedeninin dengesini sağlarlar; bir rahatsızlık, bir dengesizlik, bir işlev baskın olarak "doluluk" durumunda ortaya çıkarsa, eşli işlev "boşluk" durumundadır; enerji tek olduğundan, ister istemez bir tarafta fazla öteki tarafta az enerji bulunur. Sözkonusu durum ya dış kozmik enerjinin sızması ya da bedenin temel enerjisindeki bir sapkınlık sonucu gelişebilir. Bu da Çin enerji patolojisini, hastalıkların etiyolojisi sayılan iki görünüm, iki bölüm altında düşünmemize olanak verir: mevsimlik hastalıklar, iç kökenli hastalıklar.

1. Mevsimlik hastalıklar ya da dış nedenli hastalıklar Yang özelliğini taşırlar. Organizmaya
sızan yıkıcı kozmik enerjilerden kaynaklanırlar.Yıkıcı enerjiler, ancak insanın temel enerjisi zayıflık durumundaysa saldırabilirler. Mevsimlik hastalıklar, köken buldukları yıkıcı kozmik enerjinin yapısına göre sınıflandırılırlar. Rüzgâr, sıcaklık, nem ve soğuk hastalıkları gibi. Eğer bu yıkıcı enerji, kirişkas meridyenlerinin yüzeyinde bölgeleşmişse, göreceli olarak zararsızdır ve kolayca tedavi edilir. Ama "içi boş" organa sızmışsa doluluk durumuna yolaçarak tedaviye daha çok direnen ve daha ciddi bir belirtiler topluluğu ortaya koyar.
2. İç kökenli hastalıklarYin özelliği taşırlar.Besinsel ya da ruhsal kökenli olurlar. İçi boş organlarla içi dolu organlar arasında bir enerji dengeşizligi yaratırlar. AnneOğul kuralına ve Beş Eleman çevrimindeki yıkım, tecavüz ve nefret etme gibi çevrimlere göre gelişirler.

a) Beslenme kaynaklı hastalıklar. Tı t almanın alanı içine giren akut enfeksiyonlar ve yıkıcılık kökenli sindirim güçlükleri ile zehirlenmeleri, bunların dışında tutmak gerekir. Beş Eleman çevrimindeki uyum tablosuna göre, her elemana bir tadın karşılık geldiğini biliyoruz. "Tatlar'ın saf enerjisini dalakmide eşlisinin dağıttığı söylenir. Dengesiz bir beslenme, ilgili organda bir doluluğa yolaçar. Hasta, fazla miktardaki tadı reddeder. Sözgelimi şeker alınımını reddeden hastada, dalakta bir doluluk vardır.
b) Ruhsal kökenli hastalıklar da Beş Eleman çevriminde şöyle bölüştürülmüştür:

Elemanlar Uyumları

Odun (karaciğer) öfke
Ateş (kalp) Neşe
Toprak (dalak) Düşünce, kaygı
Metal (akciğerler) Hüzün
Su (böbrek) . iradeTatlar için aşırılık zararlıdır ("karaciğerde gecenin öfkesi"); yalnızca bir doluluğa yolaçmaz. Aynı zamanda içi dolu organın boşluk durumundaki enerjisinde bir engel, bir tıkanma ile Yang salıverme fenomenlerinde de bir yetersizliğe neden olur.

IV. İçi Dolu Organların ve İçi Boş Organların Patolojisi

Her içi dolu organiçi boş organ eşlisi, içerdiği özel bir patolojiyi sergiler:

a) İçe ilişkin semptomatoloji. Batılılar tarafından yeterince tanındığı için burada anlatmayı gereksiz buluyoruz. Ancak bizim klasik tutumumuzun dışında, Beş Eleman'ın yasalarına göre gelişen boşluk ve doluluk bakımından incelenecektir.
b) Meridyen yollarının semptömatolojisi. En yaygın inceleme konusudur. İlgi alanı temel ve ikincil meridyenlerle eşlilerine ilişkin hastalıklardır:

1) Akciğer, solunum işlevinin dışında "insanenerjisinin mutlak yöneticisi"dir. Güçsüzlük ve yorgunluğu buyruğu altında tutar.Ayrıca bu meridyen ilişkide olduğu arıtma meridyeni, kalınbağırsak meridyeni ile eşli oluşturur. Bir yandan üstderiyle, derinin niteliğini ilgilendiren her şeyle ve kan dolgunluklarıyla; bir yandan da ses, koku ve ön yüz kütlesiyle ilişki kurar. Larenjit, anjin, amigdalit, anozmi, rinit, farenjit, sinüzit ve baş ağrısında; boyun, kollar, omuzlar ile bunların sinir ve eklem ağrılarında, genel kas kasılmalarında önemli bir rol oynar.

2) Böbrek Çinlilerde hem süzme hem de enerjiyi koruma organı olarak değerlendirilir. İçi boş eşlisi idrar kesesi ile, özümlenemez maddeleri boşaltma işlevini kalınbağırsakla paylaşır. Bu, organizmadaki tüm sıvılar üstünde etki yapma gücüne sahip"böbrek Ymi'dir. Atasal enerjiyi koruma organı olan "böbrek Yangı" ise, böbreküstü kabuğuna ve üreme aygıtına karşılık gelir. İlk gözlemciler bunun işlevini yakından biliyorlardı, ama fizyolojisini belirlememişlerdi.

Bu özel iç patolojinin dışında, içi boş eşli meridyeni idrar kesesi meridyeni ile birlikte ilişki kurduğu patolojiler şunlardır: Artkafadan çok alın kemiği bölgesine ilişkin, baş dönmesinin eşlik ettiği ya da etmediği baş ağrılarından başlayarak göz, omur, sırt, belkuyruksokumu ağrılarına, ayak parinaklarında görülen ağrılara kadar iskelet sisteminin tüm rahatsızlıkları; tüm gerginlikler, kas kasılmaları ve kramplar; organ parezileri; yüksek ya da düşük, tansiyon değişiklikleri ve kalp bölgesine ilişkin ağrılar; kanamalar; şeker hastalığı; deri rahatsızlıkları; erkek ya da kadın üreme aygıtındaki hastalıklar. Son olarak böbrekidrar kesesi eşlisi psikoentellektüel düzeyde kararsızlık, kaygı, yalnız kalma isteği, öfkelilik, moral güç (böbreküstü kabuğunun etkisi) üstünde etki gösterir.

3) Karaciğer "kanı korumak" ve bileşimini sabit tutmak özelliğine sahiptir. Bu, safra ve glikojen yapımı, üre çevrimi, zehirli ve atık maddelerin kandan ayrılması gibi tüm işlevlerini özetler. Safra boşaltıcı içi boş organ eşlisi safra kesesi meridyeni ile birlikte kas kasılmaları, tendinit, kramplar, atardamar spazmları; kulak uğuldamaları ve baş dönmeleri; görüş keskinliği; kötü beden kokuları gibi durumlarla ilişki kurar. Psikoentellektüel düzeydeki etkinliği hipokondri, melankoli, şiddet eğilimi ve eziyet etme manisini yönetir.

4) Dalak ve pankreas: Meridyenin sol dalında dalak olarak işlevdeyken "kan meridyeni"dir; hematopoez, kanama sendromları, menstrasyon akışının düzenlenmesi üstünde etki gösterir. Meridyenin sağ dalında pankreas olarak işlevdeyken iç salgı bezi etkisi, sindirim patolojisinde önemli bir roloynar. İçi boş eşli meridyeni, fiziksel ve ruhsal sindirim işlevini üstlenen, "sıkıntıları sindirmek gerekir", mide meridyeni ile birlikte, ruhsal bakımdan yaralayıcı dış olayların yolaçtığı iç sıkıntılarını ortadan kaldırır. Ayrıca, başta uyuşuklukla gelişen baş ağrılarını, hareket eden skotomları ya da göz ağrılarını, baş dönmelerini, göğsün kasılmalı ağrılarını, palpitasyonları, tansiyon değişmelerini, aerokoli, aerogastri ve kabızlıkla birlikte görülen iştahsızlıkları, iç organ nevraljilerini; bazı deri hastalıklarını ilgilendirir.

Psikoentellektüel düzeydeki etki noktaları ise zihinsel yorgunluk, üzüntüler, takınaklar, karabasanlar, çocuklardaki karakter güçlükleridir. Niboyet'e göre zekâ üstünde de bir etki gösterir.
5) Kalp: Enerjinin yöneticisi olan akciğer gibi tüm organların yöneticisidir: Yıkıcı enerjiye pek yakalanmaz. Çinliler bunu şöyle açıklarlar: "Krallık sarayı iki sıra duvar tarafından korunur". Fizyolojisi hakkında Çinlilerin görüşü bizimkinden farklı değildir. Bu durum içi boş eşlisi incebağırsak için de geçerlidir. Sözkonusu eşli meridyenler, ayrıca şunları ilgilendirir: alın bölgesindeki baş ağrıları, burun tıkanması, konjonktivitler, sağırlık, kulak uğuldamaları, korizalar, amigdalitler, bronşitler ve grip; kronik gastraljiler; ciddi hazımsızlıklar; kabızlık; boyun tutulmaları, ensede, üst organlarda, sırtbel bölgesinde kasılmalar ve ağrılar; el, ayak uçlarında titreme. Bunlara paralel olarak en iyi etki gücünü ruhsal düzeyde ortaya koyar: Heyecan, çekingenlik, gelecek kaygısı, sanatçıların sahne, öğrencilerin sınav korkulan, zihinsel uyuşukluk gibi durumları yönetir; güç ve cesaret verir.

6) Dolaşımcinsellik: Batılılar bunu sempatik sistem olarak tanırlar. Çinlilerdeki temel işlevi, atardamarlarla toplardamarları devindirme işini yönetimi altında tutmaktır "Kalbi korur" denir ve kan damarlarını büzme ile genişletmekteki aracı rolüyle, cinsellik üstünde etki gösterir. Eşlisi üçlü ısıtıcı akciğermide sistemini temsil eder ve büyük göğüskarın sinir ağını karşılayan şu üç ocağı korumada roloynar: solunuma ve damara ilişkin üst ocak; sindirime ilişkin orta ocak; ürogenital sisteme ilişkin iç ocak. Ayrıca bizim de bildiğimiz damarsal ve cinsel işlevler, sıcaklık düzenleme, üşüme, nemin ağırlaştırdığı hastalıklar, uykusuzluk, ağır çöküntü durumları, sağırlık, boyun tutulmaları, kol, bilek, parmak ağrıları, organ parazileri ile ilişki kurar. Ruhsal düzeyde ise sevgide, dostlukta ve aşkta derin duyguların tümüyle ilişkidedir.

Çin tanısı, kuşkusuz radyografi, laboratuvar incelemeleri gibi modern yöntemlerden de yararlanmalıdır. Hatta bazen öncü tekniklere başvurulmalıdır. Bunlardan biri olan termografi biyoelektriğe dayanır. Biyoelektrogram çıkarma yoluyla şu etmeni araştırır:
pH: iyonlaşma etmeni (manyetik),
Rh2: elektronlaşma etmeni (elektrik),
Ro: direnirlik etmeni.

Akupunktur doktoru hastayı Batılı açıdan, enerji bakımından ve ilgili meridyenlerin araştırılması yönünden iyice muayene ettikten sonra hastalığın nasıl ortaya çıktığını, hangi aşamada gelişme gösterdiğini bulmalıdır. Küçük işçi (eski metinler) gibi ağrılı bölgeye bir iğne batırmakla yetinmemeli, büyük akupunkturu uygularken, yukarıda belirttiğimiz kavramları da gözönüne almalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp