Akupunkturun Faydalı Olabileceği Hastalık Tipleri

Akupunkturun Faydalı Olabileceği Hastalık Tipleri :

VII. Akupunkturun Faydalı

Olabileceği Hastalık Tipleri

Bu başlık konusunda biraz duraksadım, çünkü akupunkturun kişiye bir bütün olarak bakmasından çok, bilinen hastalıklarla uğraştığı izlenimini veriyor. Bizim belirli isimlerle tanıdığımız hastalıklar aslında altta yatan enerji dengesizliğinin işaretleridir. Bu nedenle akupunkturun belirli isimlerle bilinen hastalıkları tedavi ettiğinden söz etmek doğru olmaz. Her kişi kendine özgü olduğundan, aynı hastalığın değişik kişilerde ortaya çıkışı farklı nedenlerle olacaktır. Şikayetler kendilerine benzer şekilde gösteriyor olabilir ancak altta yatan nedenler farklıdır. Çok rastlanan bir şikayeti, örneğin Migren'i ele alır ve bu bir çeşit baş ağnsının nedeninin, bundan şikayet eden bütün insanlar için aynı olduğunu söylersek, söz konusu bütün insanların özgün tabiatını ve yapısını göz ardı etmiş olmaz mıyız? Çin düşüncesini bir kenara bırakırsak bile bu genel mantık ve bilinen gerçeklere ters düşer. Doğanın sonsuz farklılığını alaya almak olur. Bunun yanı sıra, bilinen hastalıklarla açıklanabilecek durumlarda vardır. Fakat unutmamalıyız ki, Geleneksel Akupunktur uzmanına her danışıldığında, uzman o kişiyi sadece bu kısıtlı ve belirli isimlerle değil bir bütün olarak, özgün beden, zihin ve ruh olarak, düşünecektir.Sanıyorum ki, insanlar "migrenimi tedavi edebilir misiniz?" yada "depresyonumu geçirebilir misiniz?" dediklerinde, çoğunun sorduğu "benimkine benzer şikayetlerde başarılı oldunuz mu?" sorusudur. Fakat, dürüst olmak gerekirse, uzman hastayı geleneksel yöntemlerle muayene edip, ilk bir kaç tedaviye ne cevap verdiğini görene kadar hastanın tedaviden yararlanıp yararlanamadığını bilemez.

• Hastalık akupunkturun faydalı olamayacağı kadar ilerlemiş olabilir mi?

Hastalığın, tedavinin ötesinde ilerlediği, insanların artık etkin olamayacakla safhaya geldiği zamanlarda olur. Uzman bir kaç tedaviden sonra bunu anlayacaktır ve de ahlak kurallarına göre bunu hastaya söylemesi gerekir. Buna rağmen akupunktur tedavisi yine de ağrıların azaltılmasında kullanılabilir. Bu, uzmanın yasal olarak "yerel-doktor"luğa ya da anaztezi tedavisine baş vurarak hastaların geri kalan ömrünü mümkün olduğu kadar rahat geçirmesini sağlayacağı nadir durumlardandır. Ancak bu sadece uzman hastaya durumu tüm gerçeği ile açıkladıktan, hasta da anlayıp onayladıktan sonra yapılabilir.

• Hangi durumlarda kesinlikle akupunkturun uygulanmamasını tavsiye edersiniz?

Akupunkturun kullanılmasını, bir kaza sonucu ya da çok ilerlemiş hastalıklarda, hastanın hayatını kurtarmak üzere acil olarak ameliyat ya da başka bir müdahale gerektiren durumlarda tavsiye etmem. Yukanda da söylediğim gibi artık kimsenin etkin olamayacağı ölümle sonuçlanacak durumlarda akupunktur sadece inanın ağn ve ızdıraplannı azaltmak amacı ile kullanılabilir. Tedavi edip etmeme karannın kolaylıkla alınamayacağı durumlarda muayeneden sonra kendime bu kişi için akupunkturun en iyi tedavi yöntemi olup olmadığını soranm. Bir çok nedenle batılı tedavi yöntemlerini- ameliyat ya da başkası- tavsiye etmek daha iyi olabilir. Şüpheye düştüğüm her durumda, kendime bu hasta kanm ya da çocuğum olsaydı ne yapardım diye sorarım.

• Kronik hasta olan bir çok kişi ağrı kesmek gibi çeşitli nedenlerle devamlı ilaç almaktalar. Bu akupunktur tedavisini gerçleştirir mi?

Tabii ki uzmanın işini zorlaştır. İlaçlar ızdırap çeken kişiyi çok rahatlatabilir fakat, uzun vadede bedene zarar verirler ve uğraşılması gereken bir konu daha yaratırlar. Kişinin hastalıktan kurtulmasına yardım etmek yerine onu bastınr, hastalığın daha derine inmesine neden olurlar. Hastanın asıl şikayetlerine, ilaçların neden olduğu yan etkilerde eklenir. Yine de, tüm bunlann yanı sıra, hastayı, yan etkileri olmayacak şekilde rahatlatmalı ve korumalıyız. Bu da o kişinin aldığı ilaçlara ve dozajına bağlı olacaktır. Sağlam bir beden hastalıklan yenecek, yapılan zararlan tamir edecek ve kendini dengede tutacak tüm "ilaçlan" kendi yapar; hastalıklı bir beden yapamaz. Akupunktur bedenin kendini tamir ve bakımı için gerekli enzim ve salgılan, insülin, pepsin, adrenalin, kortizon, hydrochloric asiti ve diğerlerini üretme ka biliyetini tekrar sağlamasını amaçlar.
• Akupunkturun belirli kifayetsizlikten kaynaklanan hastalıklan iyileştirebileceğini mi söylüyorsunuz?
Çok kez bu tür hastalıklar akupunktura iyi cevap verirler.Batıda hastaya eksik olan maddeyi vererek onu iyileştirebileceğimize inandınnz. Örneğin, demir (kansızhk için), insülin (diabetikler için), vitaminIer, kalsiyum, hormonlar, ve diğerleri ... Bu maddelerin bedene verilmesi o madde ile ilgili eksikliği kalıcı bir şekilde düzeltemez, bedene sadece bir süre için yardımcı olur. Akupunktur, yetersizliğin nedenini düzelterek bedenin ya gerekli maddeyi kendinin üretmesini sağlamayı ya da düzgün dengeli bir beslenme ile gerekli olanı alabilmesini amaçlar. Tabii hemen eklemek gerekir ki akupunktur bazı durumlarda başarılı, bazılannda ise başansızdır.

• Akupunktur uyuşturucu, alkol ve sigara gibi alışkanlıklara faydalı olabilir mi?

Evet, olabilir. Kişi beden, zihin ve ruh olarak sağlıklı olduğunda alkol ve uyuşturucuların uyansına, rahatlatmasına, yardımına ihtiyaç duymaz. Bu alışkanlıkların her biri bu gün modem yaşamda kaçınması güç olan bir güvensizlik, gerginlik ya da zorlukların işaretidir. Akupunktur sonuç olarak ortaya çıkan enerji dengesizliğini geçici olarak düzeltebilir, fakat kalıcı olarak iyileştirilmesi ancak bu alışkanlıklara neden olan zorlukların ya da gerginliklerin sona erdirilebilmesi, çözülebilmesiyle mümkün olabilir. Soruya basit bir cevap vermek yerine bu alışkanlıklara yatkın olma konusuna dengeli bir şekilde bakalım. Sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleri kınamak çok kolay. Taraf tutmak istemi yorsam da, belki içimizde belli bir hoşgörü ile, tüm bunlara karşı tek taraflı, ön yargılı ve düşmanca tavır almak yerine, daha akıllıca ve sevgi ile bakmamıza imkan verecek bir olgunluğu geliştirebiliriz diye düşünüyorum. Önce sigara içmeyi ele alarak ne söylemek istediğimi açıklayayım. Son yıllarda sigara içmenin zararlan üzerine o kadar çok açıklama yapıldı ki, sigara içen olsun içmeyen olsun, hiç kimsenin sigara içmenin açabileceği zararlan, akciğer hastalıklan, kalp hastalıklan, bu hastalıklar için harcanan çok büyük miktar da paralar ve benzerleri- red edebileceğini düşünemiyorum. Sigara içenleri bu hareketlerinin sonuçlarını hak ettiklerini söyleyip, dışlamak çok kolaylaştı. Bu tezi elinde viski bardağı ile savunan o kadar çok insan gördüm ki! Alkole de aynı şekilde bakıldığını varsayalım- çok büyük sayıda karaciğer, böbrek ve daha önemlisi alkolü aşın kullanmaktan doğan akıl hastalıklan olduğunu görebiliriz. Yine hastanelerde büyük sayıda yatakların bu nedenlerle işgal edildiğini, bakımlan için zaman ve para harcandığını görüp yine başlana gelenleri hak ediyorlar diyebiliriz. Bu kadarla niye yetinelim? Bu tür yorumlar uyuşturucu alanlar için, hatta doktorların reçete ile ilaç verdikleri insanlar için bile söylenebilir. Uzun sürede tekrarlanan reçeteler sonucu, artık doktorun kontrolünden çıkmış alışkanlıklar için de çok büyük harcamalar yapılmaktadır. Çok sayıda insanların ilaçların yan etkileriyle ya da neden olduklan hastalıklarla hastane yataklanm doldurduklarına işaret edebiliriz. Daha da ileri gidersek yemek yemede bile alışkanlıklar bulabiliriz. Aşın yemek yeme alışkanlığı olan insanlar gittikçe aşın kilolu olmaya başlarlar. Aynı şekilde benzeri sonuçlar bunlarda da görülür- çok fazla yemenin getirdiği sağlıksızlık ve hastalıklar. (Bunun terside aynı şekilde geçerlidir; kendilerini fazla dietle hasta eden insanlar gibi.) Bunlarda yine sağlık ve hastane kaynaklannda aşın boşa harcamalara neden olur. Bu nedenle, eğer sigara içenlere karşı bir tavır almak istenirse, adil davranarak, aynı şekilde içki içenlere, uyuşturucu ba-ğımlılanna ve aşın yemek yiyenlere karşıda alınması gerekir. Şimdi tekrar soruya geri dönersek. Çok sigara içen, aşın içki ve fazla ilaç alan ya da gereksiz yemek yiyen, benim gözümde hasta bir insandır. Onlan bu aşırı-lığa sürükleyen bir neden vardır. Bu alışkanlık, onlan oyalar ya da bir tür rahatlık sağlar; belki de yüzleşmeyi başaramadıkları bazı güncel sorunlardan kaçmalanna yardımcı oluyordur. Geleneksel Çin Akupunkturu bu tür alışkanlıklarda başanlı olabilir ve de oluyor. Daha iyi bir denge ve uyumu beden, zihin ve ruh arasında sağlıyabilir; ve böylece bu aşırılıklar için gereksinme de yok olur. Herhangi bir kişinin ara sıra içki, sigara içmesinde, arada bir abur cubur yemesinde ya da ilaç almasında (reçete ile verilmek Şartı ile) hiç bir sakınca görmüyorum. Denge ve uyum için de biraz hoşgörü gereklidir. Akupunktur uzmanı, hastası ile işte böyle bir denge kurmaya çalışır.

• Akupunktur hamilelik süresince de kullanılabilir mi?

Evet, kullanılabilir; fakat sadece iyi eğitim görmüş, çok deneyimli bir uzman tarafından uygulanmalıdır. Ancak böyle bir uzman hamile bir kişinin hastalıklannı güvenle tedavi edebilir. Hastalığın yanı sıra, usta bir uzman hamileliğin sağlıklı geçmesini de sağlıyabilir. Sağlıklı demekle sabah mide bulantılannın, aşırı kilo, depresyon ve diğer sorunların olmadığı bir hamilelik ten bahsediyorum. Hamileliğin son ayındaki tedavi çoğu zaman daha kolay ve normal doğumu sağlar. Doğum sırasında akupunktur anetizisi de kullanılabilir. Usta bir uzman, sürekli olarak annenin eneıji seviyesini tam olarak anlamak üzere eğitildiği için, bunu da tam bir güvenlik içinde yapabilir. Hamile bir kadını tedavi ederken ne kadar dikkatli olmak gerektiğini söylememin nedeni, annenin tedavisi yapılırken, henüz doğmamış bebekte etkilenecek ve de tedavi görüyor olacaktır. Bu nedenle, bu tedavilerin sadece ve sadece çok iyi eğitim görmüş ve çok deneyimli uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini tekrar vurgulamak isterim.
• Akupunktur doğum kontrolünde ve düşüklerde kullanılabilir mi?
Bazı doğu ülkelerinde akupunktur hem doğum kontrolünde hem de düşüklerde kullanılmaktadır. Fakat bu tür bir akupunktur uygulaması, çeşitli nedenlerle, benim kolejimde eğitilmiş ve mesleğe hak kazanmış uzmanlar tarafından kullanılmayacaktır. Bu sadece bizim meslek ahlakı prensiplerine değil, aynı zaman da bu tıb sistemine hükmeden doğa kanunlarına da aykındır.

• Akupunktur kemik kırıklannin tedavisinde de kullanılır mı?

Evet. Hastanın kınk kemikleri her zaman yapıldığı gibi yerine oturtulmalıdır, fakat akupunktur iyileşmesine yardımcı olur ve iyileştirme sürecini hızlandırır. Benim tedavisini yaptığım bir çok hastanın alçılannın tahmin edilen süreden yaklaşık olarak üç hafta önce açılması mümkün olmuştur. Modem tıp ve Geleneksel Çin Akupunkturu 'nun en başarılı uygulaması Çin'de bu konuda yapılmıştır. Çinliler iyileşme süresinin, alçının çıkarılıp yerine ince çubukların kullanılmasıyla çok kısaltılabileceğini iddia ediyorlar. Bu çubuklar, kemikleri sıkı olarak istenilen pozisyonda tutarken, öte yandan çevresinin de bir ölçüde hareket etmesine izin verir. Böylece, akupunktur tedavisi, bu bölgeye eneıji getirerek, bedenin o kısmının işlevlerini en uygun şartlarda yerine getirmesine yardımcı olarak, hızla iyileşmeyi sağlar.
• Akupunktur tümörlerin tedavisinde kullanılır mı?
Daha önce de işaret ettiğim gibi, Geleneksel Çin Akupunkturu, hastalıkları bilinen isimlerine göre tedavi etmez ve "tümör" de bu gruba girer. Tümörlerin küçüldüğünü ya da tamamen yok olduğunu kaydeden bir çok çalışma olduğu gibi tedavinin hiç bir şekilde etkin olmadığı durumlar da vardır. Bu, esas olarak hastalığın nedenine ve ne kadar ilerlemiş olduğuna bağlıdır. • Saman nezlesi, alerjiler ya da uykusuzluk gibi şikayetlerde akupunktur faydalı olabilir mi? "Saman nezlesi", "alerjiler", "uykusuzluk" tekrar şikayetlere verilen isimlerdir. Alerjilerin ve uykusuzluğun nedenleri çok çeşitlidir, Bu çeşit dertler üzüntü, korku, gerginlik, depresyon, keder ve bir çok diğer zihinsel durumlardan kaynaklanabilir; ya organik bozuklukların neticesi olabilirler; ya da bir çok kez olduğu gibi organik ve zihinsel faktörlerin bileşiminden kaynaklanabilirler. Hastanın enerji dengesi sağlandıkça saman nezlesi, uykusuzluk ve diğer allerjiler de yok olacaktır.

• Bu zihinsel hastalıkların da akupunkturun faaliyet alanına girdiğini mi gösterir?

Evet, gerçekten öyledir. Geleneksel Çin Akupunktur uzmanının her zaman beden, zihin ve ruhu bütün olarak ele aldığını ne kadar söylesem azdır. Özellikle belirtmek isterim ki bunlar bir birinden ayn, kopuk düşünülmez, Tüm fiziksel bozukluklar zihinsel olarak denge bozukluğuna neden olacaktır; bu da kendini depresyon, kızgınlık, üzüntü gibi şekillerde gösterir. Aynı şekil de, tüm zihinsel rahatsızlıklar fiziksel bedende tepkilere neden olacaktır; örneğin hastalık, uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk ya da ağnlar gibi. Fiziksel ya da zihinsel rahatsızlıkların tek başlarına var olmalan olanaksızdır. Kişideki her hangi bir dengesizlik kendini, bir bütünün iki parçası olan fiziksel ve zihinsel "beden"de gösterecektir. Tabii ki ruh da etkilenebilir. Çoğu insan fiziksel ağnlara bir dereceye kadar dayanabilir; insanların dayanmayı güç buldukları zihinsel ızdıraplardır. İnsanlar ruhen çok kötü etkilendiklerinde de artık yaşama devam etmekte bir anlam bulamazlar. Tüm tedaviler beden, zihin ve ruh arasında denge kurmayı amaçlar. Bu nedenle, kişilerin fiziksel ve zihinsel yönleri birlikte tedavi edilir; biri iyileştiğinde diğeride iyileşecektir. • Bugünlerde bir fok hastalığın psikomatik- akıl ile beden arasındaki ilişkiden doğduğunu duyuyoruz. O zaman, siz bu fikre tam olarak katılmıyorsunuz diyebilir miyiz? Dikkatinizi yine beden, zihin ve ruh arasındaki devamlı etkileşmeye çekerim. Bir insanın devamlı baş ağnsı çektiğini varsayalım. Bunun nedeni zihinsel zorluklar ya da belirli bir fiziksel bozukluk olabilir- örneğin böbreklerin ya da sidik torbasının ya da bedendeki başka bir organın görevini tam yapamaması gibi. Ayrıca neden ruhsal da olabilir. Tedaviye başlamadan önce, hastalık nedeninin nereden kaynaklandığını (vücut, zihin, ruh) doğru olarak tespit etmek son derece önemlidir. Bir hasta bana lumbago (bel ağnsı) tedavisi için geldi. Kendisini daha iyi hissedip tedavisi bittiğinde kocası teşekkür etmek için beni ziyaret etti. Bana kansının lumbagosunu tedavi ettiğim için teşekkür ediyordu. Kansı daha önce her şey den o kadar çabuk sinirIeniyor du ki, hayatını onunla paylaşmak çok güçleşmişti. Kansının bu derece değişeceği hiç aklına gelmemişti. Karısı tekrar mutlu ve neşeli idi ve kocasının ifadesi ile yine "iki çocuk gibi" idiler. Öyle görünüyor ki Batı tıbbı her zaman fiziksel rahatsızlıkların kişinin zihinsel durumunu etkilediğini takdir edemiyor. (Bugün bunun daha önemsenmesi, çok sevindiricidir.) Bedende ki her organ ve işleviri bozukluğu kişinin zihinsel ve ruhsal durumunda çok özel ve değişik şekilde etkili olur. Bu zihinsel ve ruhsal durumun gözlemlenmesi uzmanın fiziksel bedende ki bozukluğun kaynağını belirlemesine yardım eder.

• Akupunktur bu konuya fok şüphe ile bakan bir kimseye de faydalı olabilir mi?

Evet, tabii. İyileşme işlemi, kişinin inanmamasından etkilenmeyecektir. Bunun yanı sıra, bu işlemi etkileyebilecek bazı diğer nedenler olabilir. Örneğin, kişi iyileşmeyi engelleyecek bir hayat tarzını sürdürmekte ısrar edebilir. (Bu kendi başına bir hastalığın işaretidir.) Fakat, tedavi ilerledikçe, bu kişinin dengesini bularak tavrını ve hayat tarzını değiştirdiğini ve böylece gelişmeleri ters yönde etkilemediğini görmeyi ümit ederiz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp