Akupunkturu Açıklama Girişimleri

Akupunkturu Açıklama Girişimleri

Akupunktur araştırmaları, uzmanın ve özellikle araştırmacının kişisel eğilimlerine göre çeşitli eksenlere yönelmiştir.Gelenekselci olanlar araştırmalarını eski metin-lerin yorumu ve yeni çevirilerini hazırlama üstünde yoğunlaştırırlar.Psikosomatik yaklaşım kurma eğiliminde olanlar akupunkturun fiziksel ve maddesel etkisinden çok ruhsal etkisini incelemeye çalışırlar. Akupunkturun "silahlı psikoterapi" olduğundan sözeden kimileri çalışmayı, olayın gerçeklerinden uygulayıcı-hasta ilişkilerine yaymak isterler. Bazı bedensel davranışların ruhsal ve karşılıklı olarak davranışlara yolaçtığı "meridyen-işlev" denilen ilişkiyi de incelemişlerdir ("Rokou tansiyonunu (KB 4) yaratan sıkılmış yumruk, fiziksel ve ruhsal kabızm yansımasıdır. İğneyle dağıtılması hem bedeni hem ruhu gevşetir" (Lepestre ve Donnars).)Bilimsel araştırmacılar Çin ve Batı tıpları arasında bir köprü kurmaya çalışırlar.

Bu doktorlar ve fizyologlar için ilk güçlük, tüm ortak örüyü ve temel verileri oluşturan metinleri hesaba katma gereğidir. Üstelik bunlar, her okulla birlikte yeniden ele alınmış ve değiştirilmiştir. Ancak enerji kavramı, meridyen kanalları, noktalar ve tedavide kullanımları gibi bazı mutlak değişmezler varlıklarını korumuşlardır. Araştırmacılar, bu konuda bir mantık, tüm rasgele formülleri ve "reçete" leri reddeden bir kanıt bulmak amacıyla çalışırlar;klinik bakımdan doğrulanmış klasik verileri istatistiklere dayanırlar. ,Her şeyden önce, araştırmaların yakın dönemlere tarihlenemediğini söylemek gerekir. 19. yüzyılda elektriğin keşfinin hemen ardından başladı. Konuyla ilgilenenler, akupunkturun elektrik fenomeni olduğunu düşünüyorlardı (Sarlandiére, daha önce meridyenlerin belirli noktalarına batırılmış iğnelere galvanik akımlar verdiğini açıklamıştı).

1825'te "elektropunktur" teriminin yaratıcısı Dr. Sarlandiére, bir yandan elektrik ve akupunktur arasındaki ilişkiyi araştırma bir yandan da aku-punkturla deney yapma yolunu açtı. Bu bakımdan akupunktur yöntemiyle analjezi yapmanın babası olarak değerlendirilebilir. Mémoires sur électropun-ture, le moxa et l'acupuncture (Elektropunktur, Moksa ve Akupunktur Üstüne Bildiriler) adlı yapıtının 55. sayfasında şunları yazıyordu: "Akupunktur yoluyla savaş açılan lumbagolar, büyük yorgunluklardan sonra omuzlar arasında dolaşan ağrılardır. Düzensiz eklem ağrılarının bir kısmı bu ortamı, geri dönmemek üzere kolaylıkla terkeder."

Yöntemini farklı iğneleme derinlikleri kullanarak çeşitli hastalıklarda uyguladı. Çalışmalarını yıllar süren deneylerden sonra yayımladı. Şöyle diyordu: "Bugüne dek tanıtmakta geciktiysem, bu, çok sayıda bir olay kitlesini eleştiriyle karşı karşıya getirmek istediğimdendir. Her zaman yeni keşiflere kimi kez kıskanç kimi kez de kılı kırk yaran bir Pi-ronculukla saldırmakta ya da bilginin gelişimini önleyen çıkar motiflerini zorla benimsetmekte acele davranılır. Çünkü bu tür yaklaşımlar, halkın ya da ilgililerin konuya gösterdikleri güveni sinsi düşünçelerle yıkmaya çalışarak sarsarlar. İtiraf etmek gerekir ki, mesleğini seven ve her şeyin ötesinde dürüstçe ilerlemeyi amaç edinenler için güçlü bir silah olan gülünç duruma düşürme ve şarlatan olmakla suçlanma korkusu "Meduza'nın başı"dır. Bilim adamı, sonuçta kalabalık bir gazeteci topluluğunun ya da tek becerisi ulaşılan her şeyi karalamak olan bir yazar karşısında donup kalır."

Ancak Batılı doktorların büyük çoğunluğu için akupunktur bir refleksoterapi, yani tepkeye dayanan bir tedaviydi. Yine birçoğu, nedenini ve nasılını aramaksızın şu hastalıkta şu noktayı kullanıyordu.
Fizyologlar ve doktorlar şu üç sorun üstüne eğildiler:

1. Noktaların Fiziksel ve Elektriksel Özelliklerinin Açıklanması - Dr. Niboyet ile Dr. Grall'in deri impedansı üstüne araştırmaları, üstün ölçüde verimli çok sayıda tıp doktorası tezinden esinlenilerek gerçekleştirildi.Canlı maddedeki elektrik olguları uzun süren önce ortaya kondu; bunun en önemli göstergeleri, otuz yılı aşkın bir süredir kullanılan elektrokardi-yogram ve elektroansefalogram aygıtlarıdır. Her biyolojik olgu, bir iyonlaşma ve kutuplaşma olgusudur. Deri dokusu, akupunktur noktalarına uygun nitelikte daha düşük dirençli bölgelerin keşfine yarayan birçok deneyin konusu oldu. Dağıtma ve güçlendirmenin rolü, işte bu şekilde açıklanabildi.

Bedenin herhangi bir noktasına bir iğne batırıl-dığında, bedene giren kısım belirli bir sıcaklık kazanır. Böylece, uç ile havayla temastaki metal bölüm arasına bir sıcaklık yerleşir ve termoelektrik olgu nedeniyle, uçta bir kutuplaşmaya yolaçar.Sözkonusu artı elektrot, eksi iyonları kendi çevresinde odaklaştınr. Böylece elektrolitlerin yoğunluğu azalır, dolayısıyla bölgesel ohm direnci azalır ve elektrik iletimi artar.

Bu, iyonların çeşitli şekillerde dağılımına elverişli bir ortam oluşturur; iğne batması yeni bir durum yaratmıştır.Güçlendirme, yukarıdaki olayın tersine gelişir. Olay, elektrolitik yönelimin, sinüzoidal bir dalgaya göre yayılan kutupsal ayrılma-kutupsal birleşme uygulamasına katılmasıdır. Uyarı bir meridyen noktasına yapılırsa, meridyenin elektriğe daha az direnç gösterdiği bölgeye doğru, kendi uzunluğu bo-yunca meridyeni izler.

Bu, iğneyi ısıtmayı (moksa) ya da enerjiyi aramak için, iğneyi deriye soktuktan sonra kendi çevresinde döndürmeyi öneren eski metinlere de uygun düşen bir olaydır.
Çeşitli metabolizma etkinlikleri, artı ve eksi iyonların sürekli hareket durumunda dolaştığı hücreleriçi ve hücrelerarası sıvılar nedeniyle, insan bedeni bir "elektrolit kesesi" olarak nitelendirilebilir.
Deri dokusuna metal iğneyle giriş, aşağıda belir-tildiği gibi elektrolitik bir dağılım değişikliği üretir.Amerika'da Becker, yüzeyde polarimetre ile deri aşılama işlemini iyileştirme çalışmaları yaparken akupunkturculara, yüzyıllardan beri bilinmekte olan doğrusal deri kanallarını saptama olanağı verdi.

2. Pülsoloji - En eski araştırmalar Japonya'da sifigmometre yardımıyla gerçekleştirildi. Son yıllarda ise, reoloji araştırmalarında yeni aygıtlar, kol nabızlanndaki en küçük değişiklikleri ışıklı değişimler vererek gösteren elektronik sfigmometreler kullanılmaktadır.

3. Tüm Alanlarda, Çok Sayıda Araştırma Yapıldı - a) Biyometereoloji atmosfer olaylarını, insan bedenindeki sıvı değişmezlikleri (kan iyonogramı), atardamar tansiyonu (barometre verilerine ve dış sıcaklığa göre, akupunkturdan önce ve sonra elektrokardiyogram yapılması) ile ilişkisini inceler.

b) Kronobiyoloji organların uyumunu, metaboliz-maları ile sirkadyen ve sirkanyen ritmleri araştırır.
c) Sibernetik ve elektronik geri-bildirim feno-menlerine (Yin-Yang ikikutupluluğu) dayanan bütünlüklerin kurulması ve yerleştirilmesi ile ilgilenirler. Gate controli.*) kuramı akupunkturun anas-tezideki rolünü açıklar.

Termografi de akupunkturun etkilerini denetlemede kullanılan bir araştırma aletidir.

d) Fizyopatoloji ise araştırmalarını insan vehayvan organizması üstüne yöneltir
.Bazı kronik hastalıklarda organizma anerji durumundadır. Burada saldırgan, mikroplu, sarsıcı ya da yozlaştıncı süreçler karşısında tepki eksikliği sözkon usudur.

Akupunkturcunun iğnesi, zararlı bir uyarana dönüşerek organizmanın tepki gücünü uyandırır. Olay doğrudan gerçekleşebilir; yani ağrılı uyan duyusal yollar boyunca beyin kabuğuna dek çıkar ve bunu, devindirici, salgılayıcı ya da metabolizmaya ilişkin bir yanıt izler. Limbik iniş ve orbito-rrontal korteks bağlantı kurucu işlevi yoluyla da gerçekleşebilir; yani hasta az ya da çok bilinçli şekilde, iğnenin zararlı bir uyarıya yolaçtığını kavrayınca nöro-organik bir tepki başlatır. Bir süre önce SSCB'de düzenlenen Fizyopatoloji Kongresi'nde H. Laborit, kuruntudan kaynaklanan ve orbito-frontal korteks bağlantı kurucu işlevinden doğan organik tepkiden sözetmiştir.

(*) 1965'te Melzack, Wall tarafından ortaya atılan Kapı Kontrol kuramı, akupunkturun etkilerini nörolojik yönden açıklamayı amaçlar (ç.n).

4. Hayvanlar Üstünde Akupunktur - Deneyim ve fizyopatoloji ile ilişkisi bakımından veteriner akupunkturu büyük bir önem taşır.Çin hükümeti 1950'de, "Birinci Toplu Sağlık Konferansı"nın ardından halk sağlığına yönelik bir program başlattı. Program adını, amaçları aşağıda sıralanan Dört Temizlik ve Beş Yoketme Kampanyası'ndan alıyordu:

- Dört temizlik: yiyecekler ve mutfaklar; tuvaletler ve domuz ahırları; giysiler ve yatak takımları; yollar, evler ve avlular;
- Beş yoketme: sinekler, sivrisinekler, pireler, fareler, bitler.

Bu büyük kampanya hayvan sağlığını da, özellikle ahırlarda beslenen domuzların bakımını kapsıyordu. Ülkenin duvarlarını çok sayıda afiş ve basit desenler kapladı. Kimileri hayvanların tutulabileceği çeşitli hastalıkları ve tedavi biçimlerini, kimileri de evcil hayvanlardaki, özellikle sığır, domuz ile atta bulunan, hatta ördek ve tavuk gibi kümes hay-vanlanndaki bazı akupunktur noktalarını gösteriyordu.
Hayvanlarda bu noktaların varlığı, yetersiz bilgi sahibi doktorların kanısına karşıt olarak akupunkturun basit bir telkin hekimliği olmadığını gösterir. Psikosomatikten daha öte etkiye sahip bir tıp dalıdır. Böyle olmasaydı, bir kümes hayvanı kolayca, psikolojiye karşı duyarsız olmakla suçlanabi-lirdi (!)

Fransa'da Fransız Akupunktur Birliği'nde (1946) ve Uluslararası Akupunktur Derneği'nde, kuruluşlarından beri Dr. Millin tarafından yönetilen bir veteriner kolu oluşturuldu. Dr. Millin Maisons-Alfort Ulusal Veteriner Okulu'nda ve muayenehanede, atlarla köpeklerdeki akupunktur noktalarının yerlerini bulmak amacıyla sayısız araştırma yaptı. Birçok hayvan incelendi ve genç köpeklerdeki Carré hastalığının^) sekellerinde eklemlere ilişkin çok iyi sonuçlar elde edildi.

Akupunktur atlarda, özellikle yarış atlanndaki tendinit olaylarında başarılı sonuçlar verir. Kimi zaman doping amacıyla kullanılmıştır. Dahası, yarış kuruluşları tarafından kabul edilmiş ilaç dışı doping olduğunu da söyleyelim. Bu bilim dalı için veteriner çalışmalarının önemi, çok sayıda yayın ve tez aracılığıyla ortaya konmuştur. Sözkonusu çalışmalar akupunkturla alınan başarılı sonuçların kanıtlarını oluşturmakla kalmaz, fizyolojik araştırmaların amacını da oluşturur. Bu arada şu tezleri belirtmeden geçmeyelim: 1950'de Lepetit'den Essais d'acupuncture sur les animaux (Hayvanlar Üstünde Akupunktur Denemeleri), 1954'te J. Bernard'dan Conctribution à l'étude de l'acupuncture chez les carnivores (Etoburlarda Akupunktur Araştırmasına Katkı) ve çok yakınlarda- Dr. Frédéric Molinier tarafından hazırlanan Contribution à l'étude des potentiels du tissu conjonctif sous-cutané et relations avec acupuncture (Derialtı Bağdokusunun Potansiyelleri Ve Akupunkturla İlişkileri Araştırmasına Katkı).Ayrıca son zamanlarda, akupunkturun tavşanlar üstündeki analjezi etkisi Fransa'da, Çin'de ve Japonya'da sürdürülen deneylerle araştırıldı.

Özellikle Showa Üniversitesinden (Japonya) Chifuya Tageshige, çapraz dolaşıma bağlanmış iki tavşanda akupunkturla analjeziyi gerçekleştirdi. Biri iğneleniyor, öteki aynı belirtileri gösteriyordu; bu, kan yoluyla bir özün salınmasını düşündürüyordu.

(*) Köpeklerde görülen bedenin çeşitli bölümlerini tutan bulaşıcı ve çoğunlukla öldürücü "gençlik hastalığı" (ç.n.)
Benzer deneyler Çin'de gerçekleştirildi. Uluslararası Akupunktur Birlikleri'nin temsilcisi Dr. Roustan, biri at üstünde olmak üzere, çok sayıda akupunkturla veteriner anestezisi çalışmalarına tanık oldu.
Bilgisayara yüklenmiş klinik verilerin istatistik incelemeler, akupunkturla ya da akupunktursuz tedavi edilmiş birçok hasta grubu üstünde yürütülmüş alıştırmalar (Lariboisiére Hastanesi) akupunktur yönteminin, düşüncesinin ve bilimsel değerinin anlaşılmasına katkıda bulundu.
Tüm bu çalışmalar uygulama yönünden noktalan saptayan tıp aygıtlarının üretilmesine yolaçtı. Bu aygıtlar, enerji değişikliklerini sesli ya da optik sistemler aracılığıyla büyüterek, noktaların yerini belirlemeyi kolaylaşırdılar ve böylece daha kesin bir tedaviye olanak sağladılar. Moral yönden ise akupunkturun bir gerçek, çağdaş bilimlere dayanan bir gerçek bir tedavi olmasına yolaçtı. "Yaşamanın sınırları var" ise de bilginin yoktur. Sözü bitirmeden önce, uzmanların şu sıralardaki güncel çalışmalarını belirtelim ve keşiflerini saygıyla analım.- Fransa'da: Çok sayıda araştırmacıdan, Uzay Tıbbı Araştırmaları Merkezi eski başkanı Cantoni ve arkadaşları Borsarello, Sens, Roche-Bruyn nabızları kaydetme ve uygulamalı biyoloji sorunlarını incelediler ve Becker'ın çalışmalarını açıkladılar. Nabız parametrelerine göre iğne batırılacak noktaları veren bir akupunktur bilgisayarı yaptılar.

Roche-Bruyn de aynı şekilde akupunkturla tedavi konusunu araştırdı. Moindre réistance à l'électricité de surfaces puncturées et de trajets cutanés correspondant aux points et aux méridiens (İğnelenen Yüzeylerdeki En Küçük Elektrik Direnci Ve Noktalara Ve Meridyenlere Karşılık Gelen Deri Kanalları) adlı bir bilimsel doktora tezinin sahibi Ni: boyet, derinin Çin noktaları düzeyindeki elektrik özellikleri üstüne elde edilmiş bilgileri destekledi.

Grall, 1962'de Cezayir kentinde hazırladığı Contribution à l'étude de la conductibilité électrique de la peau (Derinin Elektriksel İletkenliğinin Araştırılmasına Katkı) başlıklı tezinin ardından, Paris Tıp Fakültesi Biyofizik Laboratuvarı'nda asistan olarak, deri impedansı hakkındaki çalışmalarını sürdürdü ve impedans haritaları çıkarttı.Vincent, de Tymowski, Lapeyronie, akupunkturun biyoelektrik ve biyomanyetizma ile ilişkilerini incelediler.

Pellin, çeşitli çalışmalardan sonra, piyasada birçok modeli bulunan nokta dedektörleri geliştirdi.Limoge, Fransız Akupunktur Birliği'nden bir araştırma grubuyla (Monnier, Darras, Kespi, Mus-sat) birlikte, özellikle elektriksel analjezi sorununu inceledi.Lyon Nöroloji Hastanesi elektroansefalografi servisinden Antonietti, Nei Goann gibi, belirli noktalara iğne batırıldıktan sonra beyinsel kan akışının genlik değişimlerini inceledi ve bu değişimleri . pletizmografa kaydetti.

- Romanya'da: Akupunktura çok büyük ilgi vardı. Bükreş'teki Coltzea Hastanesi Deney Merkezi'n-de Gheorghiu, Gracium, Patiu, Gluk gibi profesör-lerce kan, dolaşım aygıtı, sindirim aygıtı, dölyatağı-nın dinamiği ve içsalgılar üstüne araştırmalar ger-çekleştirildi. Dr. Ionescu-Tirgoviste'nin ekibi, hipo-fiz-beyin kabuğu-böbreküstü eksen bölgesinin eozi-nofili ve Thorn testi ile ilişkisinde iğnelerin etkisini araştırdı.
- SSCB'de: Leningrad Nöroloji Enstitüsü'nden Bn. Dr. Tikkoçinskaya da, sonuncusu çocuklardaki astım tedavisi olmak üzere, çok sayıda kuramsal ve uygulamalı araştırma yaptı.
- ABD'de: Akupunktur tıp çevresine güçlükle girdi. Ülkedeki Çin kolonisi arasında, ancak tek tük uygulama görülüyordu; hatta Amerikalı Çinliler bile bu yöntemden pek az yararlanıyorlardı. Bununla birlikte sanat çevrelerinde, seçkin ortamlarda biliniyordu. Avrupa'ya, Asya'ya yolculuk yapan Aldous Huxley, Kennedy ailesi, California sinema çevresinden ünlüler, tedavilerini düzenli olarak bu yöntemle yaptırıyorlardı.

Vietnam Savaşı Çin'in önemini artırdı ve Batı dünyasına girişi çok sayıda makalenin yazılmasına yolaçtı. Sonuçta Amerikan kamuoyu Uzakdoğu, Çin tıbbı ve aynı derecede anesteziyle ilgilenmeye başladı.
Başkan Nixon'in Çin'e hareketinden önce Amerikan hükümeti, hem yöntem hakkında bilgi edinmek hem de ABD'de uygulanmasına izin verme kararı almak üzere bir anket yaptı. 6-7 Aralık 1971'de Uluslararası Akupunktur Derneğinin üç üyesi, Paris'ten Dr. de Tymowski, Viyana'dan Dr. Bischko, Londra'dan Dr. Mann, konuyu yetkililer ve Amerikan doktorlanyla tartışmak için Bethesda'daki Ulusal Sağlık Enstitüsüne çağrıldı.

Bu konferanstan sonra akupunktur bir tedavi olarak kabul edildi. Ancak resmi çevrelerdeki kuşku sürüyordu: Uygulama yalnızca tıp doktorlarına mı bırakılacaktı ya da paramedikal çevreler ve Uzakdoğu'dan gelen akupuntur uzmanlarınca mı yapılacaktı?

11 Şubat 1973'te New York'ta düzenlenen 167. Tıp Birliği Konvansiyonu'nda bütün bir gün akupunktura ayrıldı ve 2000 Amerikalı doktor çözüm olasılıklarını tartıştı.New York Üniversitesi Down Tıp Merkezi'nden Dr. Fox, sonradan ilk akupunktur birliklerinden birini kuracak olan Dr. Gao ile bağlantı kurdu ve yöntemle ilgilenen Amerikan doktorlarının çekirdek topluluğunun oluşturulmasında etkili oldu.
Amerikalılar çabuk yolaldılar; birkaç ay içinde konuya ilişkin iki Amerika dergisi yayımlanmaya başladı. Tüm bu çabaların yanı sıra akupunkturun gelişmesi isteniyorsa, iyi akupunkturcuların yetişmesi için dikkati Atlantik-ötesinden ayırmamak gerekir.

Son dönemlerde alınan bir karar, akupunktur-culara büyük ümit verdi. Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya Sağlık örgütü (WHO), Temmuz 1979'da Paris'te toplanan VI. Dünya Akupunktur Kongresi'-ne bir gözlemci, M. Torfs'u gönderdi. Üçüncü dünya ülkeleri kadar, sağlık harcamalarının aşırı boyutlara ulaştığı zengin ülkeler için de akupunkturun etkili ve ekonomik bir yöntem olarak getirilebileceği tüm yararlan dikkatle incelendi. Dokuz dilde hazırlanan yayın organı Sante du Monde'un Aralık 1979 sayısını tümüyle akupunktura ayırdı. Bu tedaviye yanıt verebilecek 44 bozuklukla hastalığın listesini yayımladı. Örgütün bu tutumu akupunkturu benimsemesinin bir göstergesidir. WHO akupunktura ve geleneksel doğu hekimliğine verdiği desteği 5-8 Aralık 1980 tarihinde Paris'te düzenlenen son Dünya Akupunktur Kongresi'nde de sürdürdü.

SONUÇ

Tedavi alanındaki büyük keşifler döneminde akupunkturun yaran şaşkınlık verecek boyutlara ulaşmıştır. Bunun nedeni, kaynağını belki de bireysel ve kişisel bir doktorluk olduğunu gösteren göre-lilikten almaktadır.Eski hekimlik sanatı akupunktur, dolambaçlı yollardan geçerek, görkemli ve kötü günler görerek en az üç bin yıldan bu yana varlığını korudu. 1822' de Mançu Qing Hanedanı yönetimince ve 1929'da Kuomintang hükümetince tıp dışı, politik gerekçelerle yasaklandı. Tarafsız gözlemciler için en garip olanı, bu dönemlerde Çin topraklarında akupunkturun güçlüklerle savaşması; buna karşın Batıda ve Fransa'da uygun bir gelişme ortamı bulmasıdır.Avrupa akupunktur okulu ve özelikle Fransız okulu uygulamalı araştırmalar, analiz ve sentez çalışmaları yoluyla Çin düşüncesinin kaynağını tanımayı başardı.Avrupa, çok kesin bir anatomik tanıma dayanan noktaları gösteren eksiksiz bir katalog hazırladı. Bu, ilk dedektörlerin ortaya çıkışına yolaçtı.

Doğu-Batı arasındaki uluslararası değişimler sayesinde ve Çinli, Japon, Koreli akupunkturcuların işbirliği ile, hastaların en iyi koşullarda tedavilerine ilişkin bilgilerin artacağına inanıyoruz.Bu yöntemin araştırmasına giren iki önemli kavramdan daha sözetmek gerek: yaşam enerjisi ve bunun çevresel etmenler aracılığıyla üstlendiği rol, yani çevre. Günümüzde Taocu düşüncelerle öncü araştırmacılar arasında açık bir yaklaşma vardır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp