Asabi Tansiyon

Asabi Tansiyon: Türkiye’de 45 yaş üzerindeki her iki kişiden biri yüksek tansiyon hastasıdır. Bu hastaların yarısı kendisinde tansiyon olduğunun farkında değildir. Hâlbuki yüksek tansiyon, kalp damar hastalıklarının bir numaralı risk faktörüdür.

Yüksek tansiyon kendisine verilen “sessiz katil” ismini fazlasıyla hak eden bir hastalıktır. Bazı hastalarda baş ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, baş dönmesi gibi şikâyetler yapsa da çoğunlukla hiçbir şikayete neden olmaz; ta ki kalp, böbrek, göz, beyin gibi iç organlarımızda geri düzelmesi mümkün olmayan hasarlara neden olana kadar. Tansiyonu 135/85 mmHg üzerinde olanlarda kalp krizi veya felç geçirme riski 2 misli artar. Tansiyon 155/95 üzerinde ise 4, 175/105 ve üzerinde ise 8 misli daha fazla risk var demektir. Bu yüzden sağlıklı kişilerin bile her altı ayda bir tansiyon ölçtürmelerini, yüksek değerler saptanması halinde hemen doktora müracaat etmelerini tavsiye ederim.

“UNUTMAYIN!... Tansiyon yüksekliği tedavi edilebilir bir hastalıktır, iyi bir diyet ve tedavi ile tansiyonunuzu normale indirerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.”

Hangi değerler yüksektir?
Yüksek tansiyon; değişik gün ve saatlerde yapılan ölçümlerde kan basıncının 135/85 mmHg’nın üzerinde olmasıdır. Son çalışmaları örnek gösteren bazı uzmanlar ideal değerin 120/80 mmHg ve altı olması gerektiğini söylemektedir.
Önce şunu söylemeliyim; hiç kimsenin tansiyonu sabit değildir. Evde normal çıkan tansiyonunuz on dakika sonra eczahanede ölçtürdüğünüz tansiyonla aynı olmaması normaldir. Gün içinde; sinirlenmeyle, üzüntüyle, korkuyla, ani bir haberle heyecanlandığımızda veya fiziksel bir eforla; yürümeyle, koşmayla, seks sırasında aynı kalp atışlarımız gibi tansiyon da yükselir ve sonra kendiliğinden düşer. Geçici tansiyon yükselmeleri aslında vücudumuzun savunma mekanizmalarından biridir. Olağan üstü durumlara karşı saldır veya kaç tepkisi vermek isteyen sinir sistemimiz kaslara gidecek kan miktarını artırmak için kalp hızını ve tansiyonu yükseltir. İşte bu nedenle hiç kimseye tek bir tansiyon ölçümü ile “yüksek tansiyon” tanısı koymuyoruz. En az bir haftalık bir takip ve değerlendirmeden sonra tanı konmak daha doğru bir yaklaşımdır. Bu nedenle arkadaşınız tansiyonunun ölçtürürken “seninkini de bir ölçelim” dediğinde tesadüfen ölçtürdüğünüz tansiyonunuzun yüksek çıkması durumunda telaşlanmayın. “Unutun, görmezden gelin” demiyorum, sadece “tansiyonunuzu takibe alın.”

Tansiyon nasıl takip edilir?

RESİM:9 Tansiyon ölçme işlemi sakin bir ortamda yapılmalıdır.

Tansiyon takibi birkaç şekilde yapılabilir. Kendiniz evde ölçebilir ya da güvendiğiniz bir eczahanede günde iki kez 7 gün süreyle takip yaptırabilirsiniz. Üçüncü bir yol tansiyon holter dediğimiz kola takılan ve belirli aralıklarla kendisi otomatik olarak ölçüm yapan bir cihazla 24 saatlik bir tansiyon takibi yaptırmaktır. Ben birinci yolun, yani kendinizin yapacağı haftalık takibin daha iyi sonuç vereceğini düşünüyorum. Tansiyon takibini hep aynı saatte değil, günün değişik saatlerinde yapmaya çalışın. Sadece şikâyetiniz olduğunda değil rastgele saatlerde ölçüm yapmanız önemlidir. Ölçümlerin yemekten önce veya sonra yapılmasının bir önemi yoktur. Eğer çalışıyorsanız, aleti iş yerine götürüp iş yeri ölçümleri de yapmanızda fayda vardır.

Tansiyon nasıl ölçülür?
Tansiyon ölçümü yaparken doktorların kullandığı manometreli (kulaktan dinlemeli) cihazları kullanmak en iyisidir. Piyasada satılan elektronik tansiyon aletlerine de güvenebilirsiniz yeter ki ölçüm kurallarına uyun. Pille çalışan bu aletlerin üst kola ve bileğe takılan türleri vardır. Yeni alet alacaksanız üst kola takılanı tercih edin.

RESİM:10 Üst kola takılan elektronik tansiyon aleti

Ø Tansiyon aletinin kutusunda ve içinde yazan şekil ve notları dikkatle okuyun. Cihazı kolunuza doğru yerleştirdiğinizden emin olun. Cihazın üzerinde hangi kola takılacağı yazmıyorsa sağ kolunuzdan ölçüm yapın.
Ø Elektronik tansiyon cihazların manşonu içinde nabzınızı hisseden kısmın damarın üzerine gelmesi çok önemlidir. Bileğinizde veya pazınızda birkaç santim yukarı veya aşağı takılması yanlış sonuç almanıza neden olabilir.
Ø Tansiyon ölçülürken konuşmayın, hareket etmeyin.
Ø Bilekten ölçen aletlerde tansiyon aletinin kalbiniz hizasında olması önemlidir, kolunuzu aşağıda veya fazla yukarda tutmayın.
Ø Tansiyon ölçmeden önce en az on dakika oturuyor olmasınız.
Ø Sabah yataktan kalktığınız anda tansiyonunuz yüksek çıkabilir. Bu yüzden ilk ölçümü kahvaltıdan bir saat sonra yapın.
Ø Tansiyon ölçümlerini yemek yerken veya yemekten hemen sonra yapmayın.

Bir haftalık tansiyon takibinde ölçümlerin yarısından çoğu 140/90 mmHg'nın üzerinde ise tansiyonunuzun yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Gerçek tansiyon sorunu olan kişilerde takip sırasında birkaç normal değer çıkarsa da 110/70 ve altında değerler neredeyse hiç görülmez.

Sinirsel tansiyon veya asabi tansiyon nedir?
Tansiyonun sadece sinirlenince ve gerilince yükselip diğer dönemlerde normal olmasına “sinirsel tansiyon” veya “asabi tansiyon” adını veriyoruz. Tabi ki hiç düşmeyen, örneğin tüm ölçümlerde 140/90 mmHg üzerinde çıkan bir tansiyon asabi tansiyondan daha tehlikeli ve daha zararlıdır. Buna rağmen asabi tansiyonun tamamen masum olduğunu kalp ve damarlara hiç zarar vermediğini söylemek de mümkün değildir. Özellikle damar sertliği olan yaşlı hastalardaki ani yükselmeler tehlikeli beyin kanamalarına neden olabilir. Hangi hastaya tedavi verilip hangi hastanın takibe alınacağına doktor karar verecektir.

RESİM:11 Tansiyonun yıllar içinde gelişimi

Değişik zamanlarda yaptığınız ölçümlerde;
-Değerlerin çoğu 120/85 mmHg üzerinde çıkıyorsa tansiyona yatkınlıktan söz edebiliriz.
-Değerlerin çoğu 130/90 mmHg üzerinde çıkıyorsa yüksek tansiyon tanısı koyar diyet, spor vb. önlemlerle tansiyonu düşürmeye çalışırız.
-Önlemlere rağmen ölçümlerin çoğunun 140/90 mmHg’nın altına düşmemesi halinde ilaç tedavisini düşünmek gerekir.

Bazı hastalar tansiyon yüksekliğini önemsemez
Tüm dünyada her üç kişiden birinde, 60 yaş üzerinde her üç kişiden ikisinde hipertansiyon vardır. Kalp krizi, felç, körlük, kalp ve böbrek yetmezliği gibi önemli rahatsızlıklara neden olmasına rağmen tansiyon yüksekliği gerektiği kadar önemsenmez.
Ben tansiyon hastalarını başlıca yedi gruba ayırıyorum.
1. “Ben hiç tansiyonumu ölçtürmedim” diyenler.
Büyük şehirlerde bile 40 yaşına gelip de bir kez bile kolunu tansiyon aletine uzatmamış insanlar var. Bu kişilerin çoğu, “umursamaz” görünmekle birlikte aslında “aman başıma iş açmayayım” deyip doktordan uzak duran insanlardır. Deve kuşu gibi başlarını kuma gömüp damarları tıkanana kadar beklemeyi tercih ederler.
2. “Tansiyonum yüksek ama hiç şikayetim yok ki niye ilaç alayım?”diyenler.
Bu gruptakiler tansiyon yüksekliğinin kendileri için normal olduğunu, eskiden beri yüksek olduğu için veya şikâyetleri olmadığı, örneğin başları ağrımadığı için kendilerine zarar vermeyeceğini düşünürler.
3. “Tansiyon ilacını alıyorum ya daha ne yapayım?” diyenler.
Hasbelkader bir tansiyon ilacına başlamış, “kör değneğini beller” misali yıllardır aynı ilacı kullanan ama düzenli tansiyon kontrolü yapmayan kişilerdir. Bu gruptakiler genelde iştahlı ve kilolu olurlar, düzenli spor yapmazlar ve akşam tıka basa karınlarını doyururken “nasıl olsa sabah tansiyon ilacımı alıyorum” düşüncesi ile kendilerini rahatlatırlar.
5. “Arkadaşım tansiyon ilacı aldığı günden beri “tık yok” diyor, ben hayatta almam arkadaş” diyenler.
Bunlar kalp krizine de felç geçirmeye de razı “şanlı erkekler” grubudur. Yeter ki “tık” larına bir halel gelmesin. Buradan hepsine tekrar müjdeliyorum ki artık “seksüel performanslarını” etkilemeyecek tansiyon ilaçları mevcut, bu korkularını açıkça söylemeleri halinde kendilerine bu grup bir ilaç reçete edebiliriz.
6. “Tansiyon ilacına bir kez başladın mı hayat boyu alacakmışsın” deyip ilaç almayanlar.
“Bir ilacı hayat boyu alma zorunluluğunun” çoğu kişi için rahatsız edici bir duygu olduğunu kabul ediyorum. Buna karşılık tansiyon ilaçlarının insanın yaşam süresini uzattığı ve yaşam kalitesini artırdığı da açık bir gerçek. Tansiyon ilaçları ancak 24 saat etkili olduğundan ilacımızı düzenli almaktan başka çaremiz yoktur.
7. “Aslında bende tansiyon yok, sinirlenince çıkıyor” diyenler.
Beyaz gömlek tansiyonu dediğimiz sadece heyecanla veya doktor muayenehanesinde çıkan ve daha sonra düşen tansiyonlar yüzünden pek çok insan boş yere tansiyon tedavisi alıyor veya aksi olarak gerçekte tansiyonu olan pek çok kişi de “bende heyecanla çıkıyor o halde tansiyonum yok” deyip kendini tansiyon hastası kabul etmiyor. Bu durumlarda en iyisi kararı konuyu bilen bir doktora bırakmaktır.

“UNUTMAYIN!.. Tansiyonunuz ne kadar düşük olursa kalp krizi ve felç geçirme riskinizi o kadar düşük olur. 120/80 mmHg tansiyon normaldir, buna karşılık uzun takiplerde tansiyonu 110/70 mmHg olanların 120/80 mmHg olanlardan daha uzun yaşadıkları gösterilmiştir.”
----------------------------------------------------
TABLO:4 Tedavi edilmeyen tansiyon nelere sebep olur?
1-Kalp krizi geçirme riskinizi artırır
2-Felç geçirme riskinizi artırır
3-Böbrek yetmezliği, yaşlandığınızda böbrek yetmezliği riskinizartar.
4-Yaşlılıkta gözlerinizin iyi görmeme riski artar.
5-Aorta anevrizması riski artar
Benim tansiyonum neden yüksek çıkıyor?
Tansiyon hastalarının sık sorduğu ancak doğru dürüst cevap alamadıkları bir sorudur. Hastalar haklı olarak şöyle bir cevap beklerler “Sizin böbreğiniz rahatsız, tansiyonunuz bu nedenle yüksek çıkıyor” veya “Böbrek üstü bezinizde iyi huylu bir tümör var, tansiyon yüksekliği yapıyor.” Maalesef hastaların çoğuna böyle somut bir cevap veremeyiz. Her 100 tansiyon hastasından 95’inde tansiyonun neden yükseldiğini belgeleyemeyiz. Bu grup tansiyon yüksekliğine “Esansiyel tansiyon yüksekliği” adı verilir. Bir kişinin şişman olması, tuzu sevmesi, stresli bir hayatı olması, ailesinde tansiyon yüksekliği olması gibi faktörler o kişide Esansiyel tansiyon yüksekliği olma ihtimalini artırır.

Aşağıdaki kişilerde tansiyon yüksekliğinin nedeni konusunda özel bir araştırma yapmak gerekir:
1. 40 yaşından önce tansiyon yüksekliği görülenler.
2. Tansiyonu devamlı olarak 170/110 mm Hg üzerinde olanlar
3. Yüzde kızarma baş ağrısı ile birlikte ani tansiyon yüksekliği olanlar

Tansiyona yatkınlık dönemi (Prehipertansiyon) önemlidir
Değişik rahatsızlıklara bağlı olarak kısa dönemde tansiyon sorunu çıkan hastalar varsa da genellikle tansiyon hastalığı yıllara yayılan bir süreç içinde çıkar. (Bakınız resim:11) Damarların elastikiyetini kaybetmediği çocukluk ve gençlik döneminde tansiyon değerleri 120/80 mmHg ve altında iken orta yaştan itibaren damarlardaki sertleşmeye bağlı olarak tansiyonda yükselmeler başlar. İdeal tansiyon olarak 120/80 mm Hg ve altını kabul ettiğimizi daha önce belirtmiştim. Değerlerin 120/80 ile 140/90 mm Hg arasında çıkması halinde “tansiyona yatkınlık” dan (prehipertansiyon) bahsedebiliriz. Tansiyona yatkınlık dönemindeki kişilerin tansiyonları gün içinde birkaç kez yüksek değerlere çıkıp tekrar normale iner. Hastalar tansiyonlarını bir yüksek bir düşük ölçerler. Yıllar geçip damar sertliği arttıkça bulunan yüksek ölçümlerin sayısı artmaya başlar. Tansiyona yatkınlık döneminde gerekli önlemleri alarak tansiyonunuzu tekrar normale döndürebilirsiniz. Bu dönemde gereken dikkati göstermeyen kişilerde birkaç yıl içinde tansiyon hastalığı ortaya çıkar.

Beyaz Gömlek Tansiyonu
Tansiyonun sadece hastaneye ve doktora gidince yükselip evde hastanın kendisi tarafından yapılan ölçümlerde normal çıkması haline “beyaz gömlek tansiyonu” adını veriyoruz. Burada tansiyonun yükselmesinin nedeni doktor veya beyaz gömlek değil hastanın “sağlığında bir sorun olduğu endişesi” içine girmesidir. Beyaz gömlek tansiyonu olan kişiler genellikle anksiyete seviyeleri yüksek heyecanlı karakterlerdir. Beyaz gömlek tansiyonunun devamlı yüksek seyreden gerçek tansiyon kadar zararlı olmadığı kabul edilir. Eğer tansiyon yüksekliği doktor stresinin dışında iş görüşmelerinde, telefon geldiğinde veya diğer olumsuz durumlarda da görülüyorsa hastanın tansiyon takibine alınmasında yarar vardır.

Tansiyonu düşürmek için ne yapmamız gerekiyor?
Daha önce belirttiğim gibi tansiyonun değerinizin art arda yapılan birkaç ölçümde hep 120/80 mm Hg ve üzerinde çıkması dikkatli olmanız gerektiğini, 140/90 ve üzerinde çıkması ise tedaviye ihtiyacınız olduğunu gösterir. Tedaviden kastım hemen ilaca başlamak değildir. 180/120 mmHg gibi oldukça yüksek değerlere rağmen diyet, kilo verme ve spor gibi basit önlemlerle tansiyonu normale inen pek çok hastam oldu. Çoğu hastaya diyet yapmak, spor zor gelir, onun yerine ilaç alarak tansiyonlarını düşürmeyi tercih ederler. Sadece ilaçla tansiyonun tam olarak kontrol altına alınamayacağını ve bu hastaların yüksek tansiyonun kötü etkilerinden tam olarak kurtulamayacaklarını özellikle belirtmek isterim.

Tansiyonunuz yüksekse
1. Kilo verin
Tansiyonu yüksek olan hastaların iki noktayı unutmaması gerekir:
Bir: Normal kilonuza inerek yüksek tansiyondan tamamen kurtulabilirsiniz.
İki: Eğer kilonuz fazla ise ne kadar ilaç alırsanız alın tansiyonunuzu tam olarak kontrol altına alamazsınız.
Zayıfladığınızda tansiyonunuz tam olarak normale dönmese bile hafif ilaçlarla kolayca kontrole girer. Boyunuz kaç cm ise son iki rakamına göre ideal kilonuzu belirleyin ve o kiloya inin.
“Unutmayın!.. Bir- iki kilo vermek tansiyonu düşürmek için yeterli değildir. Aşırı obez kişilerin beş on kilo zayıflaması bile yeterli düşmeyi sağlamayabilir. En iyisi ideal kiloya düşmeyi hedeflemektir.”
2.Spor yapın
Araştırmalar, haftada en az üç gün 45 dakika spor yapan kişilerin tansiyonunda, iki ay içinde belirgin düşme olduğunu gösteriyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapanlar tansiyon risklerini % 29 azaltırlar (45). Hafif orta şiddette bir spor etkinliği ile büyük tansiyonunuzu 18 mmHg, küçük tansiyonunuzu 13 mmHg kadar düşürebilirsiniz.
“Bu hafta yüzmeye başlayacağım, tenis oynayacağım..” gibi olmayacak dualara amin demeyin. Günlük hayatınızın gerçeklerine ve ekonominize uygun bir spor seçin örneğin, yürüyün veya koşun... Her ikisi içinde bir eşofman ve spor ayakkabı dışında hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Sokakta, parkta, her yerde yürüyebilirsiniz.. “Bugün hava yağmurlu..” veya “İşte çok yoruldum....” gibi basit sebeplerle kendinizi kandırmayın. Spor yapın, terleyin ve bir duş alıp rahatlayın. Böylece hem stresinizi atmış olursunuz hem de tansiyonunuz yürüyüşe başlamadan önceki değerlere göre 2-3 derece düşer. Unutmayın, hızlı tempoda yapılan bir yürüyüş, aynı bir tansiyon ilacı gibi etki eder.
3.Stresten uzak durun
Baş etmesi en zor olan faktör budur. Nabzınızın yüksek attığını hissediyorsanız, içinizde bir heyecan hali veya kötü haber beklentisi varsa, vücudunuzun “rölanti ayarı yüksek” bir araba motoru gibi çalıştığını hissediyorsanız tansiyon yüksekliğinizin esas sebebi stresiniz olabilir. Öfke, hırs, nefret, kıskançlık gibi duygulardan uzaklaşmak tansiyonun düşmesini sağlar. Pek çok hastamda, stres kaynağının ortadan kalkması ile mesela iş değişikliği veya eş değişikliği ile tansiyonun tamamen düzeldiğini görmüşümdür.
4.Günde 7-8 saat uyuyun
İyi uyuyamayan kişilerin tansiyonu, ilaç alsalar bile tam olarak kontrole girmez.
5.Sigarayı bırakın
Sigara bırakmanın tansiyon düşürücü bir etkisi yoktur. Neden bırakalım derseniz; sigarayı bırakan kişiler kalp damar hastalığı açısından önemli bir risk faktöründen kendi rızaları ile kurtulduklarından kardiyovasküler riskleri önemli ölçüde azalır.

6.Diyetiniz gözden geçirin
1.Yiyeceklerinizdeki tuz miktarını azaltın.
Tuzlu yemek en önemli yüksek tansiyon nedenlerinden biridir.
Vücudumuzun günlük sodyum ihtiyacı en fazla 2.300 mg' dır ki bu iki çay kaşığı tuza tekabül eder. Tansiyonu yüksek olanların günlük tuz alımını 1.500 mg altına indirmesi gerekir. Tuzun yüzde kırkı sodyum olduğu için (1 gram tuz 400 mg sodyum içerir) toplam 6 gram tuz yenilerek günlük sodyum ihtiyacı karşılanabilir. Ancak şunu unutmayalım ki aşağıdaki tabloda gördüğünüz gibi zeytin, yumurta, baklagiller, ekmek gibi temel gıda maddelerimizin içinde de sodyum vardır. Örneğin sadece iki dilim ekmek yemekle 750 mg sodyum alırsınız. Sebze ve meyvelerin sodyum içeriği düşük vücudumuza çok yararlı olan potasyum içeriği zengindir.
Tuz kan basıncını artıran majör faktördür ve yaklaşık 10 erişkinin 3’ünde hipertansiyon sebebidir. İnme vakalarının % 64'ünden ve koroner kalp hastalığı vakalarının %49'undan sorumlu olan hipertansiyon, kalp-damar hastalıklarında en önemli risk faktörüdür.
--------------------------------------------
TABLO: 5 Besinlerin 100 gramındaki sodyum miktarları
100 gram Sodyum (Na) mg
Siyah zeytin 3280
Yeşil zeytin 1280
Turşu 1353
Bisküvi-kraker 1200
Ekmek 550
Ketçap 1050
Peynir 700
Yumurta 125
Dana eti 80
Tavuk eti 50
Levrek 70
Süt/yoğurt 55
Kuru baklagil 25

-------------------------------------------------
2.Kola ve diğer gazlı içecekler başta olmak üzere soda, hazır kutu meyve suları içmeyin.
4.Şeker, tatlılar, beyaz un, patates, pirinç pilavı gibi kötü karbonhidratlardan uzak durun. Kepekli pirinç, bulgur tercih edin.
6.Alkolü bırakın. Günde bir iki bardak gibi düşük dozlarda damar genişletici, daha yüksek dozlardaki alkolün ise damar büzücü ve tansiyon yükseltici etki yaptığı gösterilmiştir (46). Alkol aldığınızda ilk 4 saat tansiyonunuzda düşme olur ancak daha sonraki 10 saat boyunca tansiyonunuz yüksek seyreder.
5.Potasyum, magnezyum ve kalsiyumdan zengin yiyecekleri tercih edin. Kırmızı et, tavuk ve hindi potasyum açısından zengindir. Kolesterol sorununuz yoksa haftada birer öğün yiyebilirsiniz. Kuru üzüm potasyum açısından çok zengindir. Her gün bir avuç çekirdekli kara üzüm yenilebilir. Potasyumun kan basıncını düşürücü özelliği çok güçlüdür. Meyve ve sebzeler zengin potasyum kaynağıdır. Bir muzda yaklaşık 400 mg potasyum vardır. Keza patates, ıspanak, pirinç ve turunçgillerde de potasyumdan zengin besinlerdir. Kabuklu pirinç, bakla, barbunya, fasulye potasyum açısından zengindir. Tuzsuz yer fıstığı hem potasyum hem kalsiyum açısından zengindir.

-----------------------------------------------------------
TABLO:6 Potasyumdan zengin besinler
POTASYUM SODYUM
Malatya kaysısı 1380 mg 15 mg
Kepekli buğday 1160 mg 28 mg
Kuru üzüm 1050 mg 20 mg
İncir 900 mg 60 mg
Muz 400 mg 1 mg
(x) Besinlerin 100 gramındaki potasyum ve sodyum miktarları.
-----------------------------------------------------------
6.Sebze ve meyve tüketiminizi artırın. Havuç, brokoli, karnabahar, kereviz yemeklerini tercih edin. Ayrıca portakal, mandalina ve greyfurt gibi narenciye ürünlerini bol tüketin.
7.Esmer ekmeği tercih edin.
8.Sarımsak faydalıdır ama yakınlarınızı rahatsız etmenize değecek kadar tansiyon düşürmez.
9.Pancar suyunun tansiyon düşürücü etkisi vardır. Günde bir bardak içilmesi tansiyon ilaçlarına benzer seviyede bir düşmeye neden olur. Londra tıp fakültesi tarafından yapılan bir çalışma günde 500 ml pancar suyunun tansiyonu 10 mmHg kadar düşürdüğünü göstermiştir.
10.Domatesin bir adının da “Pomme d’Amore” yani “aşk elması” olduğunu biliyor muydunuz? Hemen sevinmeyin, bir zamanlar iddia edilen afrodizyak etkisi maalesef kanıtlanamadı buna karşılık içeriğindeki “Lycopene” maddesi çok kuvvetli bir antioksidandır ve tansiyon düşürücü etkisi vardır. İki ay süreyle günde iki domates yiyenlerin sistolik kan basıncında 10 mmHg, diastolik kan basıncında ise 4 mmHg düşme oluyor. Örneğin, tansiyonunuz 170/100 ise 160/96 ya düşüyor. Hormonsuz tarla domatesi bulduğunuz sürece bol bol domates yemenizde fayda var.

Tansiyon yüksekliğinde ilaç kullanımı
Ben genellikle tansiyonu yeni tespit edilmiş ve çok yüksek olmayan hastalarıma, tansiyonlarını ilaçsız düşürebilmeleri için yapmaları gerekenleri söyler, kendilerine üç aylık bir süre veririm. Çoğu hemen tuzu azaltıp, yürüyüş yapmaya başlar. Eşlerine “tamam artık bugünden itibaren zayıflıyorum..” derler. Diyet listeleri, spor planları derken birinci haftanın sonunda yürüyüşleri, ikinci hafta diyeti aksatmaya başlarlar. Üçüncü hafta “ ya bu yemeğinde tuzsuz hiç tadı olmuyor” deyip tuzluğa uzanırlar. Dördüncü hafta “acı patlıcanı kırağı çalmaz” haftasıdır ve üç ay sonra “eski hamam eski tas....” günleri başlar... Bu noktaya gelen bir hastayı diyet ve spor konusunda yeniden motive eder ama bir yandan da ilaçla tansiyonunu düşürmeye çalışırım. Onlara bağımlılık yapmayacak, istediğim zaman bırakabileceğim ilaçlar yazar ve şöyle derim: “Dediğim kiloya inip her gün spor yapar hale gelirseniz bu ilaçlardan kurtulabilirsiniz.” Bu iradeyi gösteren hasta sayısı çok az olsa da vardır.
Üç ay süreyle spor ve diyet yapmanıza, normal kilonuza inmenize rağmen hala tansiyonunuz yüksekse ilaç kullanmak gerekir. Hangi ilacın size uygun olduğuna doktorunuz karar verecektir. “Sakın unutmayın; yüksek tansiyonun size vereceği zarar ilaçların yan etkilerinden çok çok daha fazladır.”

Yaşlılarda yüksek tansiyon
Bildiğiniz gibi yaşlandıkça tansiyonumuzda hafif de olsa bir yükselme olur. Bunun sebebi, zaman geçtikçe damarlarımızda oluşan kireçlenme, sertleşmedir. Çoğu yaşlı kişi bunu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul ettiği için tansiyon ilacı kullanmak istemez. İlaç önerdiğim bazı hastalarımın “Doktor bey bu yaşta tansiyonumun 12/8 olacak hali yok ya...” diyerek itiraz ettiklerini biliyorum. 2008 yılında yaşı 80 den büyük 3845 tansiyonlu hastaya ait bir çalışma yayınlandı. Tansiyonu 160/90 mmHg üzerinde olan hastaların bir kısmına ilaca benzer plasebo maddesi verilirken diğerlerine tansiyon düşürücü ilaç veriliyor ve daha çalışmanın süresi bitmeden görülüyor ki ilaçla tansiyonu düşürülen grupta beyin kanaması ve felç riski yarı yarıya azalıyor.
Sonuç; “ben yaşlıyım, tansiyonumun yüksek olması normal,” demek doğru değildir, şunu unutmayalım ki yaşımız kaç olursa olsun, tansiyonumuz ne kadar düşük olursa kalp ve damar sorunlarımız o kadar az olur.
British Medical Journal'de yayınlanan bir çalışma tansiyon ilacı alan hastaların % 97 sinin birtakım yan tesirlere maruz kaldığını ve hastaların %17 sinde bu yan tesirlerin devamlı olduğunu göstermiştir (47). Buna rağmen doktor kontrolünde, doğru ilaç kombinasyonlarıyla yapılan tedavinin hayat kurtarıcı olduğunun bilinmesi gerekir.

Kış günlerinde tansiyona daha çok dikkat etmek gerekir
Sıcak yaz günleri, tansiyon düşürücü ilaç etkisi yapar. Bu yüzden bazı hastalarımda Temmuz, Ağustos aylarında tansiyon ilaçlarının dozunu azaltırım. 2008 yılında yayınlanan Washington kaynaklı bir çalışma tansiyon değerlerinin kış günlerinde sıcak yaz günlerine göre % 8 daha arttığını gösterdi. Araştırmacılar bu değişikliğin hava sıcaklığına bağlı olmadığını, kışın daha az hareket etmemize ve kilo almamıza bağlı olduğunu söylüyorlar.
Tansiyon ilacı alan hastaların dikkatli bir tansiyon takibi yapmaları son derece önemlidir. Ben nasılsa ilacımı alıyorum diyerek ölçümleri ihmal etmek doğru değildir. İlacınızı almanıza rağmen mevsimsel değişiklikler ve stres seviyenize göre tansiyonunuzda değişiklikler olabilir. Bu yüzden tansiyon sorunu olan kişilerin hiçbir şikâyetleri olmasa bile haftada bir kez tansiyonlarını ölçüp bir kenara not etmelerinde büyük fayda var.

Eşinizi mutlu edin, tansiyonu düşsün
Telefonda “Doktor Bey eşimin tansiyonu çıktı ne yapalım?” sorusunu çok sık duyarım. Evde ki herkes büyük bir panik içindedir. Hastaneye mi gidelim? Hangi ilacı verelim? Ya felç geçirirse? Genellikle ev ahalisi panikledikçe hastanın tansiyonu daha da yükselir. Bu gibi durumlarda size tavsiyem öncelikle sakin olmanızdır. Doktorunuzun size verdiği dilaltı ilaçları kullanabilirsiniz ama çoğu hastanın tansiyonu sadece rahatlatılarak ve hasta olumlu yönde motive edilerek düşürülebilir.
Bu tip ani tansiyon yükselmelerinin altında genellikle aşırı yorgunluk, stres, çözülmemiş sorunlar veya öfkeler olduğunu unutmayın. Altta yatan nedeni bulup halletmedikçe ilaç da verseniz ani tansiyon yükselmeleri sık sık tekrarlar. Psikosomatik tıp dergisinin ekim sayısında yayınlanan bir araştırmada ani tansiyon yüksekliği olanlar için en iyi ilacın “mutluluk” olduğu gösterildi. Pozitif duygular, insanların kimyasal ve ruhsal olarak denge içinde kalmasını sağlayıp stresle baş etmesini kolaylaştırıyor. Bahsettiğim çalışmada 65 yaş üzerindeki 2650 kişi araştırmaya alınmış ve bir soru formu doldurularak duygu durumları tespit edilmiş. Kendini mutsuz, endişeli, stresli hisseden kişilerden düşünmeleri ve neden böyle olduklarını sorgulamaları istenmiş. Sonuçta strese neden olan sorunu bulup halleden kişilerin tansiyonlarının daha kolay düştüğü görülmüş. Sonuç olarak tansiyonu yükselen eşinize sevgi göstermeniz onu apar topar acil servise taşımanızdan daha yararlı olacağını söyleyebiliriz.

Ani tansiyon yükselmeleri
Özellikle yaşlı hastalarda ve şeker hastalarında ani tansiyon yükselmeleri sık görülür. Genç hastalar yüksek tansiyon ataklarını daha kolay atlatırlar. Ani tansiyon yükselmelerinin sevmediğimiz yönü kanama riskini artırmasıdır. Göz içinde, burunda kanamalar, baş ağrısı ve ense ağrısı, kafada sersemlik hissi ve beyin kanamalarına neden olabilir.

-------------------------------------------------------------
TABLO: 7 Ani tansiyon yüksekliğinin sebepleri
1. Stres ve gerginliğe bağlı olarak ani tansiyon yükselmeleri ortaya çıkabilir. Vefat olaylarından sonra veya tartışmaların arkasından sık görülür.
2. Aşırı miktarda kahve, çay, alkol tüketimi ani tansiyon yüksekliği yapabilir.
3. Bir kerede aşırı miktarda yemek tansiyonda ani yükselme yapabilir.
4. Doğum kontrol hapları, grip nezle ilaçları (dekonjestanlar), antienflamatuar ilaçlar (ağrı giderici ve romatizma ilaçları), antidepresan ilaçlar tansiyonu yükseltebilir.
5. Ateşli hastalıklar veya başka bir sistemik hastalığın sonucu olarak tansiyon aniden yükselebilir.
6. Hamilelikte ani yükselmeler görülebilir
-----------------------------------------------------------
Tek bir yüksek ölçümle hemen paniklememek gerekir. Rahatlamaya çalışın ve ikinci hatta üçüncü bir ölçüm daha yapın çoğu vakada tansiyonun kendiliğinden normale doğru indiğini görebilirsiniz. Bazen erken müdahaleler yüksek tansiyonun kendisinden daha çok zarar verir. 200/100 mmHg gibi yüksek değerler görseniz bile kısa süreli yükselmeler hemen zarar vermezler.

Yorumlar

  • Iş*** Erg******
    7 yıl önce
    Yaşım 60, 1.58 boy 60 kiloyum. Tansiyonumu her sene ölçtürürüm. Geçen sene 14/9 olan tansiyonum bu yıl 18/15 çıktı. Diğer tekrarlanan ölçümlerde 14/10''''a kadar düştü.Tiroidlerim olmadığı için Eutrox 100mg alıyum ve sürekli östrojen geli kullanıyum (Estreva gel bir sıkım günde) on gün önce gel kullanımını kesmiştim. Tansiyonumdaki artış östrojenin düşmesinden olabilir mi? Bu yükseklikteki tansiyonda aşağıda yazdığınız gibi bir müddet ilaçsız düşürmeye çalışma yöntemi denenebilir mi?
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      detaylı görüşülmesi gereken bir sorun bu, sorulması gereken bir kaç soru olacak , bu yüzden daha detaylı bilgi için bilgi hattımızdan detaylı bilgi alabilirsiniz. Bilgi hattı:0224 2-3-4-5-6-7-8

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp