Mideye Faydalı Bitkisel Karışım

Mideye Faydalı Bitkisel Karışım :

Reçete ile ilgili Bilgiler

 
İbn-i Sina’nın sağlık için birçok faydası olan reçetelerinden birisi olan karışım malzeme bakımından oldukça zengin bir içeriğe sahip. Reçetede, karışımın ilk özelliği olarak, onun, zaaf içindeki mide ve halsiz mide için faydalı olduğu belirtiliyor. Bu yüzden reçetenin detaylı açıklanmasına iç organlarla ilgili olan bu bölümde yer verildi. İlacın iç organlar için bir diğer faydası, ateşi olmayan dalak hastalıkları ve vücutta su toplanması gibi rahatsızlılara iyi gelmesi olarak belirtiliyor. İlacın etki alanı o kadar geniş ki, Sina’ya göre, hamilelikte bile kullanılabiliyor.
 

el-Kalkalanicü ’l-Kebir

 
KMalzeme listesinin kabarıklığına rağmen vücudun çeşitli hastalıklarına faydaları bakımından çok önemli olan bu karışımı İbn-i Sina kitabında şu şekilde veriyor: ‘14 gram kara helile meyvesi, 14 gram belilec meyvesi, 14 gram emlec (helile) meyvesi (sütle ıslatılmış), 14 gram biber, 14 gram sivri biber, 14 gram kuru rezene, 14 gram tarçın, 4 gram kuduz otu, 14 gram dağ nanesi, 14 gram Hint kaya tuzu, 14 gram kırmızı tuz, 14 gram neft tuzu, 14 gram adi tuz, 14 gram endurani tuz, 14 gram dişbudak ağacı kabukları, 14 gram Hint selvisi, 14 gram küçük kakule, 14 gram Çin tarçını, 14 gram emlec, 14 gram İran mercanköşkü, 14 gram kara kimyon, 14 gram menekşe tohumları, 14 gram kimyon, 14 gram Çin tarçını yaprakları, 14 gram kereviz tohumları, 14 gram kuru kişniş otu.
 

el-Kalkalanicü''''''''l-Kebir Reçetesindeki Bitkilerin Açıklamaları

 
İbn-i Sina tarafından birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen bu önemli reçetenin malzeme listesi epey kalabalık olsa damalzemelerin çoğu tanıdık bitki ve maddelerden oluşuyor. Listede göze çarpan bir diğer özellik, birkaç çeşit tuzun aynı anda kullanımının isteniyor olması; bu tuz çeşitleri listede sırasıyla Hint kaya tuzu, kırmızı tuz, neft tuzu, adi tuz ve andarani tuzu olarak belirtilmiş. Biz de, çok tanınan bir malzeme olsa da, Sina’nın tuz kullanımına verdiği önem yüzünden ilk olarak bu malzemeyi ele almayı uygun gördük.Tuz: İbn-i Sina’nın bu reçetesinde çeşitli tuz çeşitlerinin aynı anda kullanımını istemesine şaşırmamak lazım; usta hekime göre çeşitleri başkalaştıkça tuzlar daha faydalı ya da daha az faydalı oluyorlar. 
 
Tuz; hekimlikte genel olarak temizleyici ve eritici etkilere sahip bir ilaç olarak anılıyor. Sina’da tuzların hastalıklara göre kullanımında onların bu özellikler bakımından daha güçlü olanlarını ön plana çıkarıyor. Örneğin acılığı fazla olan tuzun eritici etkisi daha fazla; yine aynı özelliğe kristal ve toz halindeki tuzlar da sahip. Tamamen eriyen deniz tuzu ise bu bakımdan yetersiz kalıyor.Sina’nın, reçetede adından özellikle bahsettiği tuzlara gelince; bunların her biri değişik sağlık problemlerini gidermeye yarıyor. 
 
Örneğin listede yer alan neft tuzu tek başına kullanıldığında kokuşmuş balgamımsı sıvıyı, safrayı ve kara safrayı kesiyor. Yine listede yer alan bir diğer tuz çeşidi endurani tuzu, soğuk mide ağrılarına iyi geldiği gibi balla birlikte alındığında boğaz iltihabına ve boğaz urlarına iyi geliyor. Hemen hatırlatalım, endurani tuzunun zihni kuvvetlendirmek gibi bir diğer önemli etkisi daha var. Malzemelerini açıkladığımız reçetenin beyin kanamasına faydalı olduğunu düşünecek olursak bu faydayı sağlayanlardan birisinin bu tuz olması mümkün olarak görülebilir. Listede yer alan Hint kaya tuzunun ise siyah renkli yapıda olduğunu; bunun onun mineral yapısından kaynaklandığını ve yine bu tuz çeşidinin suda erimediğini belirtelim. Son olarak, tuz konusundada, Sina’nın, doğal olan maddeler içerisinde de daha doğal olanını tercih ettiğini belirterek tuz konusunu kapayalım.
 
Dişbudak ağacı: Yaprağı ve kabuklan ayrı ayrı etkilere sahip olan bu ağacın yapraklarında temizleyici etki görülürken, kabukları, sirkeyle tatbik edildiğinde adale travmaları için faydalı. İbn-i Sina’nın, malzemelerini açıkladığımız bu reçetesi, yani el- kalkalanicü’l-kebir reçetesi, aynı zamanda diz ve eklemlerle ilgili bazı problemlere iyi geliyor. Bu da, Sina’nın reçetede bu bitkinin neden kabuklarının kullanımını istediğini açıklıyor.
 
Mercan köşk: İbn-i Sina Tıp Kanunu kitabında 4 ayrı yerde mercanköşkten bahsediyor. Reçetede bahsedilen mercanköşkün bunlardan hangisi olduğu belli olmadığından bu bölümde kısaca dördüne de değinilecek. Bahsi geçen ilk mercanköşk sıçankulağı da denilen bir tür olarak belirtiliyor. Tanıma göre bu mercanköşk ebegümeci kokusu veren bir tür ot. Hemen her yerde yetişen bu bitkinin kokusunun ve lezzetinin az olduğu belirtilmiş; su kenarında yetişen mercanköşklerin lezzeti ise biraz daha keskin. Sina’ya göre kurutucu etkisi olan bu mercanköşk türü saraya ve yüz felcine iyi geliyor; beyni de temizliyor.Kitapta tanıtılan bir diğer mercanköşk Hint kaynaklı bir ilaç olarak belirtilmiş. Bu mercan köşkün en belirleyici ve genel özelliği vücudun her neresinde olursa olsun tıkanıklıkları açma konusunda etkili olması. 
 
Bu mercanköşkün mideyle ilgili faydalarının çok olması onun Sina’nın reçetesinde tavsiye ettiği mercanköşk olduğu kanısını güçlendiriyor. Burada hemen hatırlatalım, malzemelerini tanıttığımız bu reçetenin mideye faydası epey fazla. Bu faydaya, yukarıda Sina’nın kitabından tanıttığımız mercanköşkün katkısı büyük olsa gerek.Sina’nın kitabında geçen bir diğer mercanköşk türü eritici ve açıcı özelliklere sahip olarak tanımlanıyor. Bu bitkiyle ilgili diğerönemli bilgiye göre bu tür mercanköşk ciltle ilgili bazı problemler için kullanılabiliyor.İbn-i Sina’nın kitapta son olarak tanımını verdiği mercanköşk yabani kekik olarak da adlandırılıyor. Çözücü ve yumuşatıcı etkiye sahip olan bu mercanköşk vücut için birçok yararlı etkiye sahip; Sina’ya göre, o, göğüse, akciğerlere mideye ve karaciğere faydalı. Bu sebeple, tanımı yapılan son mercanköşkün, Sina’nın, malzemelerinin açıklamalarını yaptığımız iç organlarla ilgili çok faydalı reçetesinde kastedilen mercanköşk olması muhtemel olsa gerek.
 
Helile Meyvesi: İbn-i Sina el-kalkalanicü’l kebir reçetesinde birkaç çeşit tuz kullanımını öngördüğü gibi aynı şekilde birkaç çeşit helile meyvesi kullanımını öngörmüş. Bunun sebebi, birçok tuz çeşidinin kullanılmasındaki sebeple aynı; her bir helile meyvesi türü bir başka hastalığa iyi geliyor. Örneğin açıklamasını yaptığımız el- kalkalanicü’l-kebir reçetesinin ilk başında yer alan kara helile meyvesi diğer helile meyvelerinin haricinde sağlık için birçok olumlu etkiye sahip. Bu faydaların başında; onun; kara safrayı atması, basur memelerine iyi gelmesi, mideyi temizlemesi gibi özellikleri geliyor.Aynı şekilde helile meyvesinin ‘sarı’ türü göze faydalı olurken ‘kabili’ türü de hisleri güçlendirmek hafızayı ve zihni açmak, baş ağrısını gidermek gibi çok önemli özellikler sahip. 
 
Netice itibarıyla sağlık için birçok faydası olan bu meyvenin bir kaç çeşidi ama özellikle de kara olan cinsi Sina’nın çok önemli reçetelerinden birisi olan el-kalkalanicü’l-kebirin malzeme listesine girmiş durumda.Belilec: İbn-i Sina’nın Tıp Kanunu kitabında ayrı bir helile meyvesi çeşidi olarak geçen belilec genel olarak diğer helile meyve çeşitleriyle aynı özelliklere sahip; ama yine de Sina’nın bu helile çeşidinin mideye faydasını açıkladığı cümleler onun mide için önemini açıklamak bakımından çok değerli olsa gerek. Sina’nın bu konudaki cümleleri şuşekilde: ‘Mideyi helileden daha iyi hiçbir şey temizleyip sıvayamaz.’
 
Reçetenin Hazırlanışı: İbn-i Sina vücuda faydası bakımından çok önemli bir reçete olan el-kalkalanicü’l-kebirin hazırlanışını Tıp Kanunu kitabında detaylarıyla şu şekilde açıklıyor: ‘Bütün bu drog- lar toz haline getirilip dövülür ve bir tarafta bekletilir. Üzüm taneleri ayrıca suda pişirilir; süzüldükten sonra parçalanmış tarçın onun içinde ıslatılır. Emlec ufalanır ve 9 kg su içinde ayrı bir yerde 1 gece ve bir gündüz boyunca ıslatılır.Bu ıslatılmış madde 3.600 kg kalana kadar pişirilir. Süzüldükten sonra emlec parçalanır ve suyun üzerine bırakılır. Bu safhada ona şeker ilave edilir ve sonra orta ateşte bütün şeker eriyene kadar karıştırarak kaynatılır. Karışım bal kıvamına gelene kadar kaynatmaya devam edilir. Cevher bal kıvamı kazanır.
 
Bu süreçten sonra susam yağı onunla karıştırılır ve suyla tamamen karışana kadar sallanır. Uyarı olarak da bu terkip elle veya bezlerle temas etmemelidir. Bu cevher bir kapta korunur ve zaten toz haline getirilmiş olan ilaçlar onun üzerine ekilip daha sonra kullanılır. Onun dozu sağlık durumu ve güce bağlı olarak gelişkinlerde 13.5 gramdan 18 grama kadar verilir.’

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp