Osman Müftüoğlu İşte Hayatın 5 Önemli Kuralı!

Osman Müftüoğlu İşte Hayatın 5 Önemli Kuralı! : BİR: KABULLENİN!

İyi yaşlanmanın birinci kuralı ‘yaşlılığı olduğu gibi kabul etmek’tir. Yaşlanmak doğal, ilerleyici ve durdurulamaz bir süreçtir. Yapabileceğiniz, onu ‘hakkıyla, keyifle, huzurla, sağlıkla yaşamak’ ve bazı doğru alışkanlıklar edinerek belki biraz yavaşlatmaktır. Bunun için Montaigne’in dediği gibi, ‘yaşlanmadan yaşamayı değil, uzun süre ve sağlıklı bir yaşlı olarak kalmayı’ amaçlamalısınız. Eğer yaşlanma sürecine iyi hazırlanırsanız, yaşlılığı bir sükûnet, feragat, bilgelik ve zarafet zamanı haline getirebilirsiniz.

İKİ: SAPLANTI YAPMAYIN!

Keyifli, sağlıklı ve formda bir hayat istiyorsanız, anti-aging saplantısından uzak durun. Ömür uzatan hiçbir mucize yiyecek veya içeceğin, vitamin ya da mineralin, ilaç veya şurubun olmadığını unutmayın. Eğer “Sağlıklı bir orta yaşlılık ve yaşlanma sürecim olsun” diyorsanız yapacağınız şeyler çok basit. Yaşlanmaya bağlı hastalıkları engellemek, eğer bu mümkün olmazsa etkilerini en aza indirmek yeterli olabiliyor. Çünkü bütün araştırmalar yaşlılığın kalitesini azaltan sorunların neredeyse tamamının yaşlanmayla ilgili hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor. Yani yaşlanınca ‘tadınızı kaçıran, yorgunluğunuzu, halsizliğinizi artıran, uykunuzu azaltıp eklem ve kaslarınızı ağrıtan, belleğinizi zayıflatıp görme ve işitmenizi güçsüz bırakan olayların neredeyse tamamından bu hastalıklar sorumlu. Bu hastalıklarla mücadelede başarılı olursanız daha güzel yaşlanırsınız. Zarif, formda, keyifli, huzurlu bir yaşlanma yolculuğu yaparsınız.

ÜÇ: GELİP GEÇİCİLİĞE İNANIN!

Bana göre iyi hayatın en önemli sırlarından biri, hayatın bir sonu olduğuna inanmaktır. Hayatın ölümlü olduğuna inanıp onu keyifle, coşkuyla ama akıllıca, bilinçli bir şekilde, inanarak, kendini hayatın zenginliklerinden koparmadan yaşamaktır. Yok oluşun basitliği ve kolaylığı ikinci hayatı daha da hafifletir. Üstünüzdeki yükü bir hayli alır. Bu işin ruhsal tarafının en az bedensel yanı kadar önemli olduğunu unutmayın.

DÖRT: HOŞ BİR SEDA BIRAKIN!

Gelecek nesillere bir şeyler bırakmak yani ‘Baki kalan gök kubbede hoş bir seda olmaya çalışmak’ iyi ve güzel bir hayatın ve daha uzun yıllar hatırlanmanın en önemli sırrıdır. Ben bunu anılma-akılda kalma yaşı’ diye tanımlıyorum. Biyolojik yaşınız da, kronolojik yaşınız da siz yaşarken lazımdır. ‘Anılma yaşınız’ ise sizden sonra... Mevlana’nın neredeyse 800 yıldır hem de her yıl biraz daha gençleşerek yaşamasının sebebi hikmet-i de işte bu ‘hoş bir seda bırakmak’ değil midir?

BEŞ: MEŞGUL OLUN!

Bana yöneltilen sorular arasında ilk sırayı daima “Ne zaman yaşlıyız?” alır. Bu sorunun farklı pek çok cevabı var ama benim en çok hoşlandığım “Yapacak bir şeyiniz kalmadığı zaman!” cümlesiyle başlayanıdır. “Sağlıklı ve formda kalmak isteyen meşgul insanların yaşlanmak gibi kötü bir alışkanlığı edinecek zamanları pek yoktur” diyen her kimse bence çok haklı.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp