Zihin Bulanıklığı
Zihin Bulanıklığı
Zihin Bulanıklığı ve merak ettikleriniz.
Zihin Bulanıklığı.Zihin Açıcı Gıdalar İnsanlarda zihin açıcı şifalı pek çok bitki bulunur. Bu zihin açıcı şifalı bitkilerden en etkili ve en iyi gelenleri sizlere bu makalede sunulmuştur.zihin açıcı olarak hangi şifalı bitkiler nasıl kullanılır? Bu konuda merak ettiklerinizi bu makalede bulabilirsiniz...
zihin bulanıklığı
Zihin karışıklığı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
zihin, zihin açıcı, zihin açıklığı, zihin açma, zihin açmak, zihin berraklığı, zihin çöküşü
Destek
Wiki felsefesiyle çalışan web sitesi ansikopedisi Siteler Hakkında'yı destekliyoruz. Dizinde konular, firma ürünleri ve firma hizmetleri de sağlanıyor.
zihin (nedir)
Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü.
Bellek
Örnek: Bu yavrucuğa bakarak hayalini zihnimde büyütmeye başladım. Ö. Seyfettin
Anlayış, kavrayış.
Bilinç, dimağ.
1- Bilincin, algılama ve düşünme görevini yerine getiren bölümü 2-zihinsel yetilerin tümü. 3- Bellek.
(en) Consciousness. mind.
(en) Intellect. mentality. mind. intelligence. memory.
(en) Apprehension. brain. inner man. intellect. mind. psyche.
(en) Mind, intellect
zihin karışıklığı (nedir)
Düşünme sırasında düşünceler arasındaki bağlantının yok olması, zihin bulanıklığı.
(en) Cobweb n.
canlı (nedir)
Canı olan, diri, yaşayan
Örnek: Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı. N. Cumalı
Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu
Örnek: Recep çok canlı bir adamdı. S. F. Abasıyanık
Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan.
Yayın.
Canlı yayın.
(en) Rich, saturated
(en) Alive. live. living. animate. active. lively. fresh. full of life. snappy. glowing. breezy. spirited. vivacious. humming. in the flesh. animated. beany. bright. brisk. bustling. colorful. colourful. corky. crisp. crispy. dashing. dewy. driving. exhil.
(en) Active. alive. animate. bouncy. breezy. bright. brisk. colourful. dashing. frisky. gay. jaunty. keen. live. lively. living. lusty. picturesque. prismatic. racy. rich. skittish. snappy. spirited. sporty. sprightly. spry. swinging. thing. vibrant. vital. vivacious. vivid. walking.
(en) Live. alive. animated. brisk. fresh. lively. living. animate. living creature. active. vigorous. strong. moving. quick. dynamic. mobile. kinetic. alert. breezy. chippy. coloured. colourful. dapper. dashing. dramatic. eager. frisky. graphic. in high spirit.
duygu (nedir)
Duyularla algılama, his.
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
Örnek: Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa, duygu payı da ondan az değildir. B. Felek
Önsezi
Örnek: Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır. A. Gündüz
Ahlaki, estetik vb. şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği.
Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik
Örnek: Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı. P. Safa
Kimi nesne, olay veya kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.
Belli bir uyaran karşısında genellikle güdü ve değerlerle ilişkili olarak belirip çoğu kez süreklilik ve tutarlılık gösteren, heyecandan daha zayıf bir uyarım biçimi.
(en) Feeling. emotion. feel. sense. sensation. chord. sentiment.
(en) Emotion. communion. feel. feeling. sensation. sense. sentiment.
(en) Feeling. sensation. sentiment. impression. emotion. chord. feel. sense. wit.
(en) Sentiment
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Yorumlar
Mur** Dur**
7 yıl önceŞifalı Bitkilerim
7 yıl önce