Yorgunluğa Ne İyi Gelir?

Yorgunluğa Ne İyi Gelir? : Yorgunluk, değişik nedenlerle bireyin bedensel ve ruhsal etkinlikler açısından verimliliğinin azalmasıdır. İki tür yorgunluk tanımlanmıştır:

Fizyolojik Yorgunluk: Sağlıklı kimselerde ağır bedensel çalışma ya da aşırı egzersiz sonunda ortaya çıkan doğal yorgunluktur.

Patolojik Yorgunluk: Hastalık durumlarında, vücuttaki organ ve sistemlerin işlevlerini tam yapamamalarından ya da duygusal stresler (kaygı, sıkıntı vb.) ve çevresel zararlı kimyasallardan kaynaklanan yorgunluktur.Yorgunluk kişinin verimini düşürür, sosyal yaşamını aksatır ve depresyon geliştirebilir.Bu yazımızda patolojik yorgunluğu ve görülme biçimlerini ele alacağız.

Nedenleri

• Organ yetmezliklerinde (karaciğer/böbrek vb.) fizyolojik işlevlerin iyi olmamasından yorgunluk olur.

• Romatizmal hastalıklarda (romatoid artrit, sistemik lupus) yorgunluk vardır.

• Kansızlık: Demir, folik asit ve B12 vitamini eksikliğinde ortaya çıkan kansızlıklarda yorgunluk görülür.

• Enfeksiyon hastalıkları: Uzun süreli enfeksiyonlar (AIDS ve diğer birçok virüs enfeksiyonları, endokardit, tüberküloz vb.) yorgunlukla birliktedir.

• Uykusuzluk ve yorgunluk genellikle birlikte algılanır. İnsan uyuduğunda dinlenir, yorgunluğu geçer, iyi uyumazsa yorgundur.

• Kalp ve damar hastalıklarında (kan basıncı düşüklüğü, kalp yetmezliği) yorgunluk sık görülür. Çünkü kalp, doku ve hücrelerin gereksinimi olan kan dolaşımını yeterince sağlayamaz.

• Hormonal bozukluklar: Diyabette yorgunluk sık görülür. Böbreküstü bezi hormonlarının yetersiz yapımı (addison hastalığı) ve tiroid bezi yetersizliği yorgunluğa neden olur. Kısacası, hormon salgılayan bezlerdeki yetersizliklerde yorgunluk birliktedir. Bu nedenle kadında menopoz, erkekte andropozda yorgunluk en çok görülen belirtidir.

• Kanserler ve yorgunluk bir aradadır.

• Kötü ve yetersiz beslenme: Sağlıklı beslenmeyen, yeterli vitamin ve mineralleri alamayan kimselerde yorgunluk olur.

• Psikolojik durumlar: Stres, bunalım, depresyon beyindeki kimyasal maddeleri (nörotransmitterler) tüketir ve bitkinlik yapar. Depresyon ve bitkinlik ayrılmaz ikilidir.

• Çevresel etkenler: Egzoz gazları, fabrika kimyasal atıkları, tarım ve endüstride kullanılan kimyasal maddeler, deterjanlar, temizlik ürünleri, sigara, ağır metallerle (kurşun, cıva, kadmiyum) kirlenmiş su ve besin maddeleri vücudumuzdaki organ ve sistemlere olumsuz etkileriyle yorgunluğa neden olur.

• İlaçlar: Tedavi amacıyla alman bir kısım kalp, sinir sistemi, alerji ve ağrı ilaçları ve daha birçok başka ilaç yorgunluk yapabilir. İlaç almayla birlikte yorgunluğun başlaması, yorgunluğun ilaçlarla ilgisini gösterir.

Özel Yorgunluk Tipleri

1. Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS)Dinlenmeyle geçmeyen, aylarca süren (6 ay kadar) ve herhangi bir nedene bağlanamayan şiddetli bir yorgunluktur.Kronik yorgunluk sendromunun gerçek nedeni konusunda çok net bir bilgi yoktur. Genel eğilim, bunun bir virüs gibi toksik bir duruma maruz kalındığında şiddetlenen bir bağışıklık tepkisi olduğu yolundadır. Genellikle diğer virüs enfeksiyonlarında görülen belirtilerle (kas ağrıları, baş ağrısı, yorgunluk) seyreder.TanısıTanı için tüm vücut sistemlerini ilgilendiren geniş bir araştırma gerekir. Özellikle bağışıklık sistemi, hormonal sistemle ilgili hastalıklar, enfeksiyon-lar, karaciğer/böbrek fonksiyonları, kalp hastalıkları, depresyon durumu gözden geçirilmelidir. Şu var ki, kronik yorgunluk sendromunun tanısı çok güçtür.

2. Bahar Yorgunluğu Kıştan bahara geçerken görülen ve halsizlik, eklem ağrıları, uyma isteği, mutsuzluk gibi belirtilerden oluşan tabloya bahar yorgunluğu denir. Bu durum birkaç hafta sürebilir. Vücut, karanlık kış günlerinde rezervlerini kullanmıştır ve daha parlak günlere geçmekte uyum zorluğu çeker.Üstelik bu mevsimde sıkça olan hava kaprisleri (bir gün açık ve sıcak, diğer bir gün kapalı ve soğuk) organizmamızı etkiler. Fırtına ve lodos gibi meteorolojik olaylar, hava elektrik geriliminde iniş çıkışlara neden olarak sağlığımızı etkiler.

Bazı kişilerde polen alerjileri de yorgunluk şeklinde kendini gösterir. Hormonal sistemde de karmaşa yaşanır. Karanlıkta salgılanan melatonin hormonu ile güneşin, aydınlığın yapımını hızlandırdığı mutluluk hormonu seroto- ninin salgılanmasının ritmi kolayca düzene girmez.Baharda hormonların dengesindeki ayar oluncaya kadar bir süre gerekir. İşte bu süre, bahar yorgunluğu olarak tanımlanan belirtilerle sıkıntılı geçer.İnsanların yaklaşık yüzde 13'ü bahar yorgunluğu çeker. Sadece bedensel yorgunluk değil, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, depresif belirtiler gibi zihinsel ve ruhsal sıkıntılar da olabilir.

3. Hasta Bina Sendromu (Sick Building Syndrome)Hasta bina sendromu, sağlık koşulları göz önüne alınmadan projelendirilmiş binalarda çalışanlarda yorgunluk, bulantı, solunum yolu rahatsızlıkları gibi yakınmalarla ortaya çıkar.

• Ortamı aşırı sıcak ya da soğuk olan

• Kötü aydınlatmalı, stres yaratacak düzeyde gürültülü,

• Biyolojik ve kimyasal kirleticilerin (radon gazı, asbest tozları vb.) yoğun olarak bulunduğu sağlıklı çalışma koşulları olmayan binalar, içindeki çalışanları strese sokmakta, onların verimliliğini düşürmektedir.

Yorgunluğun Tedavisi

• Yorgunluğun nedenini belirlemek ve nedene yönelik tedavi için uğraşmalıdır (örneğin kansızlığa bağlı yorgunluk, tiroid bezi yetmezliğine bağlı yorgunluk).

• Kronik yorgunluk sendromunda neden bilinmediğinden, somut bir tedavi protokolü yoktur. Antioksidan-vitamin karışımının birkaç ay kullanılması denenebilir.

• Tahıl ürünleri, kuru baklagiller, sebzeler, meyveler, balık, yağsız sütürünleri ile sıvıyağları kapsayan sağlıklı beslenmenin, bu dönem için önemi vardır.

• Temiz havada yapılacak haftada en az 3 gün 45 dakikalık yürüyüşler kan dolaşımını iyileştirir ve mutluluk hormonu serotoninin salgılanmasını uyarır.

• Sauna seansları ve sıcak-soğuk duş kan dolaşımını uyarır ve bağışıklık sistemini destekler. Yarım dakika sıcak suyla ve ardı sıra 3 saniye soğuk suyla duş almak ve bunu 3 kez tekrarlamak oldukça faydalıdır.

• Yorgunluğa karşı en etkin tedavi yeterli uykudur. Akşamları uyumak için çok geç saatlere kalınmamalıdır. 7-8 saat uyku idealdir. Aksi halde hormonal ritimde karmaşa yaşanır ve immün sistem zayıf düşer.

• Echinacea ve ginsengin, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi dolayısıyla yararlı olduğu görülmüştür.

• NADH (B-nikotinamid adenin dinukleotid) maddesini içeren günde 5 miligramlık Enada tabletleriyle iyi sonuçlar alınmıştır.

• İçecek olarak su, bitki çayları, soda, taze meyve ve sebze suları tercih edilmeli, toplam sıvı miktarı günde 8 ila 10 bardak olmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp