Ürtiker Tedavisi

Ürtiker Tedavisi

Deri döküntüleriyle belirlenen bir durumdur.

Tedavi, hastanın ürtikerinin niteliğini sınıflandırmak ile başlar.

Fiziksel ürtikeri olan hastanın tedavisi, fiziksel faktörlerin reaksiyonu nasıl tetiklediğinin açıklanması ile başlar. Laboratuar tetkikleri gerekli değildir. Etkenden uzak kalınması, atak sayısını sınırlamada oldukça etkin olabilir. Bazı vakalarda antihistaminikler faydalı olabilse de, gecikmiş basınç ürtikeri olan hastalarda tipik olarak etkisizdir.

Akut alerjik reaksiyonun diğer özelliklerinin de sıklıkla eşlik ettiği, akut ve ağır atak geçiren hastalarda uygun allerjenler ile cilt testleri dahil olmak üzere dikkatli inceleme yapılması gerekir. Altı haftadan kısa süren ürtiker ve anjioödem vakalarının çoğu semptomatik önlemler ile yatışmaktadır ve nadiren tetkiklere ihtiyaç duyulmaktadır.

Kronik ürtikeri olan hastalarda, durumun ve uzun süren bir problem olma eğiliminin açıklanması gereklidir. Sorunun bir kanser ya da diğer ciddi bir hastalık göstergesi olmadığının telkin edilmesi önemlidir. İleri laboratuar incelemeleri gereksizdir ve nadiren işe yarar sonuçlar sağlamaktadır, fakat dikkatli bir öykü ve fizik muayenenin ardından herhangi bir ipucuna yönelik uygun tetkik yapılmalıdır.

Kronik ürtiker ve anjioödemi bulunan hastalara aşırı sıcak, aşırı yorgunluk, fazla alkol alımı ve aspirin ve benzeri madde kullanımı gibi nonspesifik şiddetlendirici faktörlerden uzak durulması konusunda öneride bulunulmalıdır. Ilık duş, Yulaf banyosu ve buz paketleri gibi basit öneriler geçici rahatlama sağlayabilir.

Ürtiker Nedenleri

Ürtiker genellikle alerjiden kaynaklanır. Hastalığın oluşumu ana hatlarıyla şu sü­reci izler: Antijen denen belirli bir mad­de (örneğin bir protein) vücuda girer. Vücudun savunma sisteminde bu mad­deye karşı antikor denen maddeler üre­tilir. Antikorların görevi antijenin isten­meyen olası etkilerini engellemektir. Bu nedenle yalnız antijene karşı etkili olma özellikleri vardır. Antijenin yeniden vü­cuda girmesi ve bunu izleyen antijen-antikor karşılaşması ürtiker belirtilerini başlatır. Alerjen olarak da bilinen anti­jene karşı antikorlar üreten vücudun du­yarlılığı artar. Vücudun bütün sistemleri bu tür hastalıklardan etkilenebilir. Solu­num sisteminde saman nezlesi ve bron-şiyal astım, sindirim sisteminde mide-bağırsak iltihabı görülebilir. Alerjenin araştırılarak belirlenmesi tedavi açısın­dan büyük önem taşır. Alerjen madde­nin ortamdan uzaklaştırılması en etkin tedavi yöntemidir. Böylece hastalığı başlatan süreç engellenmiş olur.

Alerjik ürtiker dışında rastlantıyla oluşan ürtiker olgularına da rastlanır. Bunlar özellikle örseleyici maddelerle temastan sonra ortaya çıkar. Isırganotu gibi bitkiler, böcek sokması gibi uya­ranlar ve soğuk ya da sıcak etkisi ürti-kere yol açabilir. Bu olgularda Ödemli kabarcık yalnız temas bölgesinde beli­rir. Ama daha önce belirtildiği gibi, aşı­rı duyarlı kişilerde döküntüler hızla ya­yılarak bütün vücudu kaplayabilir.Ürtikerde kabarcığı oluşturan biyokimyasal süreç antijen-antikor birleş­mesiyle başlar. Bu süreçte iki kimyasal bileşik ortaya çıkar: Histamin ya da his-tamin benzeri maddeler ve  erotonin. Bunlar derialtı dokusundaki damarları etkileyerek damarlarda genişlemeye (kızarıklık), ayrıca damarların geçir­genliğini değiştirerek damar yatağı dışı­na serum sızmasına (ödem ve ürtiker kabarcığının oluşumu) yol açarlar. Alerjiye neden olan etken bazen kolay­ca belirlenir. Alerji yapabilecek madde­lerin tek tek denenerek ayıklanması alerji etkeninin bulunmasında sonuca götürücü olabihr.

Zor belirlenen alerjenler için uygu­lanan “deri testleri” her zaman istenen sonuçlan vermeyebilir. Çoğunlukla bir­den” çok uyarana karşı duyarlı olan bu hastalar çok sayıda maddeye tepki gös­terirler.

Alerjik durumlar dışında, organ ve sistemlerin özellik gösteren hastalıkla­rında da ürtikerin ortaya çıkışı kolayla­şır. Karaciğerin işlevini iyi yapamama­sına bağlı sindirim güçlüklerinde ya da kolit tarzında kronik enfeksiyonlara bağlı rahatsızlıklarda da ürtiker görüle­bilir. İç salgı sistemi bozuklukları da ürtiker nedeni olabilir. (Erişkinlik dö­nemine geçişten sonra bazı alerjik has­talıkların iyileştiği bilinmektedir.) Has­talığın görülmesinde ailesel ve kalıtsal etkenlerin önemli rolü vardır. Dolayı­sıyla bir ailede aynı ya da değişik yapı­da alerjik hastalıkların bulunması pek ender değildir.

Ürtiker Belirtileri

Ürtikerin en önemli belirtisi kabartılı kızarıklıklardır. Deriden kabarık olan ürtiker plağı, sınırlan belirli ve yuvar­lakça bir görünüm taşır. Kabarcığın ça­pı birkaç milimetreden birçok santimet­reye kadar değişebilir. Açık kırmızı olan rengi ortada beyazlaşır. Yoğun bir kaşıntıyla birlikte belirir.
Kabarcıklar bütün vücuda yayılabile­ceği gibi, vücudun herhangi bir bölü­müyle de sınırlı olabilir. Gözkapağı gibi bazı bölgelerin özellik gösteren anato­mik yapısı nedeniyle, ürtiker bu bölge­lerde yaygın bir şişkinlik yaratabilir. Ödemler bazen büyük boyutlara ulaşabi­lir. Çoğunlukla inatçı bir kaşıntı görülür.

Ödemli kabarcık birden ve çok hızlı oluşur; birkaç dakika ya da saat içinde kaybolur-. Bazen döküntüler gece ortaya çıkar; hasta sabah hekime ve aile birey­lerine böyle bir döküntü geçirdiğini söyler, ama lezyonlan gösteremez.Hastalık çoğunlukla kabuklu deniz ürünleri ya da çilek yendikten sonra or­taya çıkar. Bazı olgularda ise, çoğun­lukla ishalle birlikte görülen mide-bağırsak ya da mide İltihabı öyküsün­den sonra hastanın vücudunda ödemli kabarcıkların oluştuğu gözlenir. Müshil vb ilaçlar da ürtikere neden olabilir. Gereksiz müshil alımı birçok olguda kalıcı bağırsak örselenmesine neden olur. Böylece vücudun duyarlılığım ar­tırıcı bazı maddelerin bağırsaklardan emilimi ve dolaşıma katılımı kolaylaşır.

Ürtiker Nedir

Ürtiker ve anjioödem değişik immünolojik ve inflamatuar mekanizmaların klinik yansıması olarak ortaya çıkar. Ürtiker klasik olarak akut ve kronik olarak ikiye ayrılır. Altı haftaya kadar devam eden olgulara akut, 6 haftayı geçenlere ise kronik ürtiker adı verilir. Ancak yıllar içinde zaman zaman akut ataklar da ortaya çıkabilir. Akut ürtikerde nedensel faktörleri saptama oranı kronik ürtikere göre daha fazladır.

Ürtikeri sınıflandırırken klinik bulgular ve tetikleyici faktörler göz önüne almak doğru olacaktır.

Ürtikerde deri belirtileri, vücudun her yerinde görülebilen kırmızı, sert kabarıklıklardır. Büyüklükleri çok değişkendir, 1-2 mm veya geniş alanları kaplaya plaklar şeklinde olabilirler. Nadiren de olsa üzerlerinde su toplamaları görülebilir. Genellikle hiç iz bırakmadan 24 saat içinde kaybolurlar. Kabarıklıklar genelikle kaşıntılıdır, kaşıntı geceleri artar. Klinik tablo akşamları ve adet döneminde şiddetlenebilir.

Nedeni Nasıl Teşhis Edilir?
Hastalarda iyi bir hastalık öyküsü sonrası, alerji testlerini içeren araştırmalar yanında diğer bahsi geçen hastalıkların araştırmaları yapılmalıdır. Altta yatan hastalığın tedavisi sonucunda genel olarak ürtiker kendiliğinden geçer ve tekrar etmez. Ancak sebebi bilinmeyen ürtiker hastalarında antialerjik ilaçlardan faydalanılır. Bu hastalarda klasik olarak sabahları sedatif olmayan antialerjikler, akşamları sedatif antiallerjikler ve H2 reseptör blokerleri birlikte kullanılır. H2 reseptör blokerleri asıl itibari ile mide asiditesini azaltmak için kullanılan ilaçlardır. Ancak derideki histamin reseptörlerinin % 20 kadarı H2 tipinde olduğu için bu tür ilaçlar bu hastalarda faydalı olmaktadır. Bunun dışında bunlara cevap vermeyen hastalarda kortizon dahi kullanılabilir

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp