Travmalar Ve Kanamalar

Bu durum da­lağın oynak ve yumuşak yapısından, ay­rıca çeşitli hastalıklardan sonra daha du­yarlı hale gelmesinden kaynaklanır.Travmaya bağlı olarak dalağı hasar gören hastanın genellikle rengi soluk­tur; kamı hafif gergin, sol böğründeki kasları kasılıdır ve özellikle derin soluk aldığında ağrı duyar. Yaralı organdan gelen kanama ağırlaşıp karın zarında önemli ölçüde kan toplanınca aniden dolaşım yetmezliği belirtileri ortaya çı­kar.Dalaktaki lezyon hafif, kanama da kapsül içindeyse, belirtiler önemsiz gö­rülebilir. Kanama travmadan saatler, hatta günler sonra başlayabilir.

Dalak yırtılması kesinleştiğinde cer­rahi girişimden başka tedavi yolu yok­tur. Dalak çok parçalanmışsa ya da has­ta erişkinse splenektomi (dalağın cerra­hi girişimle çıkarılması), parçalanma fazla değilse ve hasta çocuksa splenora- fı (dalağın dikilmesi) yoluna gidilir. Da­lağın alınması erişkinlerde genellikle önemli sonuçlar doğurmaz; 10 yaşından küçük çocuklarda ise sorun yaratabilir. Bunun nedeni dalağın antikor üretme iş­levinin gençlerde her zaman bağışıklık sisteminin öbür bölümlennce yerine ge- tirilememesidir.Karın travmalarından sık sık zarar gören bir başka organ da karaciğerdir. Lezyon anındaki klinik tablo başlangıç­ta dalak yırtılmasını andırır, ama daha sonra karaciğerin kendine özgü işlevi nedeniyle çok farklı bir gelişme göste­rir. Karaciğer dokusundaki lezyon hafif ve küçükse cerrahi girişim gerekmeye­bilir. Ama ateşli silahlarla yaralanma ve çok şiddetli travmalarda görüldüğü gibi geniş bir yırtılma varsa yaralı bölgenin çıkarılması, aynca karaciğerin yakının­da ve içinde yer alan safra yollan ile büyük damarlann normal yapısını yeni­den kazanacak biçimde onanlması gere­kir. Karaciğere bir cerrahi girişim yapıl­dığında, dalaktakinin tersine olabildi­ğince az karaciğer dokusu çıkanlmaya çalışılır, çünkü karaciğerin işlevi yaşam için vazgeçilmezdir.