Stres Nedir?

STRES NEDİR?

Stres hem akut, hem de kronik olarak kategorize edilebilen bir hastalıktır. Örneğin kalabalık bir yolda karşıdan karşıya geçmek için atakta bulunmak, akut-kısa dönemli bir stres reaksiyonunun başlamasına sebep olabilir. Bu reaksiyonun uzun süreli etkileri yoktur. Fakat stresin güçlü, devamlı ve kalıcı olduğu durumlarda ise birey kalıcı bir etkiye maruz kalır.Stresin kişisel durum, belirti veya tipleri ile ilgili olarak açıklamalarda bulunmayacağız. Bunun yerine, kronik stresin genel doğasını inceleyeceğiz ve bu konuya ilk önce Batı'nın sonra da Doğu'nun bakış açısından bakacağız.
 
Önceden bahsedildiği gibi, stres belirli bir hastalık değildir. Stresin belirtilerinden bazıları, kızgınlık, endişe, nefes alamama, çene ağrıları, kabızlık-ishal, depresyon, baş dönmesi, iştah kaybı, cinsel isteksizlik, kas ağrıları, uykusuzluk, yorgunluk, konsantrasyon eksikliğidir. Belirsiz olan streste, daimi bir koşul veya stres olarak tanımlanabilecek durumlar dizisi söz konusu değildir. Değinildiği gibi, çoğunlukla kronik stresten muzdarip her birey kişisel stresörlerin bilincindedir.
 
Hans Selye, stresi anlamamıza olanak tanıyan, çığır açan bir çalışma yapmış ve ayrıca stres uyandıran çok sayıdaki karmaşık tanımı kaydetmiş bir bilim adamıdır. Selye, stresi vücudun herhangi bir talebe karşı belirsiz tepkisi olarak tanımlamıştır. Poker oynamak, bir enfeksiyon ile savaşmak ve vahşi bir hayvanla karşı karşıya gelmek gibi vücut üzerinde etki bırakan talepler vücutta pozitif ve negatif sonuçlara neden olan belirsiz bir yanıt üretilmesine sebep olur.
 
Stres, nedeni keyifli veya keyif kaçırıcı, iyi veya kötü de olsa, stres, herhangi bir talebe uyum sağlamak için vücudun değişiklik sağlaması için açığa çıkardığı yanıttır. Doğabilecek bir problem, doğal bir talep değildir. Ancak, vücudumuzun buna karşı yanıtı olabilir.Şimdilerde yaygın olarak stres sendromu adıyla bilinen, Genel Uyarlamalı Belirti (G.A.S) vücudun strese karşı koyma mekanizmasıdır. 3 basamaklı şekilde işler.
 
• 1. basamak: Vücudun stresör ile savaşmak veya bu etkiden kaçmak için kendisini hazırladığı zamandır. Alarm veya saldırı safhası olarak adlandırılır. Akut bir fazdır.
 
• 2. basamak: Direnç safhasıdır. Vücudun, akut fazdan daha uzun süre devam eden stresöre karşı adaptasyonunu sağladığı yerdir.
 
• 3. basamak: Tükenme safhasıdır. Stres artık kronik bir hal almıştır. Vücut artık bu etki ile başa çıkamayacak durumdadır.Bu üç basamağa örneği şu şekilde verebiliriz:
 
• Önceden oynanması planlanmış bir oyun için ısınma çalışmaları yapmak,
 
• Oyunu oynamak,
 
• Oyun süresince bitkin düşmek.
 
Aynı stresör farklı insanlarda farklı tepkiler ortaya çıkartır. Bu etkinin üstesinden gelmeye yönelik çeşitli derecelerde sağlanan başarılar ile birçok miktardaki stres azaltma tekniği söz konusudur. Durum böyle olunca stresöre maruz kalan kişi bu durum karşısındaki başarı şansını nasıl değerlendirebilir? Burada size sunulan inanç, stresin üstesinden gelme konusunda öğretilen yaklaşımın daha yüksek iyileşme ihtimali sağlamasıdır.Üç basamaklı doğru bakış açısı ile konuya bakarsak, öncelikle Yin ve Yang yaklaşımını anlamamız gerekmektedir. 
 
Bu yaklaşımda, Yin ruhsal cevaba, Yang ise fiziksel cevaba atıfta bulunur.Alarm fazı olan 1. basamak Yin safhasıdır. Koruma fazı olan 2. basamak ise Yang safhasıdır. Kişiler günlük hayatta ilk iki basamağı defalarca geçerler. Bu normaldir, hatta istenen bir durumdur (Tai Chi dengesi). 3. basamaktaki tükenişe neden olan ağır-kronik stres ise tabii ki istenmeyen bir durumdur.3. basamağa ulaşıldığı zaman, ortada iki seçenek vardır: Bunalıma girmek veya bu durum ile başa çıkmaya çalışmak. Pozitif yaklaşım başa çıkma mekanizması bulmaktır ve doğu sisteminde bu mekanizma iki ayrı bölümden oluşur: Yin ve Yang.
 
Çünkü vücut sistemi 2. basamakta aşırı hızlanma durumuna geçer. Doğada stres azaltma çalışması Yang olarak geçer ve vücudun stresör ile savaşma veya ondan kaçma beklentisine pozitif yanıt vermek, belirli miktarda pozitif yanıt gerektirir.Stres önleme egzersizi, diğer bir yandan, 1. basamağın şartlarında kalabilmek için tasarlanmıştır. 
 
Eski bir Çin inancı, "önlemek tedaviden daha iyidir" der. Doğada stres önleme egzersizi Yin olarak geçer. Bu egzersiz, stres bedenimize karşı ilk olarak hücuma geçtiği zaman zihni sakinleştirmek için tasarlanmıştır. Bu doğrultuda, pozitif sonucu ortaya çıkarmak için stresi algılayış biçimimiz değiştirilir.Stres azaltma prensibine bakmamızın diğer bir yolu Şekil-2'de görüldüğü gibi 3 basamaklı bakışın 5 basamaklı bakış açısına genişletilmesidir.İlk bölüm akıl ve vücudun birleşik halde olduğu ve ruh için bir yuva sağladığı, stres olmayan durumun dengeli halini göstermektedir.İkinci bölüm, akim ruh için rahat edilebilecek bir yer bırakmadan bedenden ayrılmasına sebep olan uyumsuzluğu yaratan stres hareketinin zihne ulaşmasını gösterir.Üçüncü bölüm, bedenin gerisinde zihne doğru hareket etmeye başlayan Stres Azaltma Egzersizi çalışmasını anlatır. 
 
Ancak stresin azalması zihne doğru harekete geçmiş olan stres etkisini durduramaz.Dördüncü Bölüm, stresi fark etmek için, Stres Önleme Egzersizinin nasıl bir bariyer yaratabileceğini gösterir. Fakat, bu egzersiz zihin ve bedenin tekrar bir araya getirmek için çok az çalışma ortaya koyar.Beşinci bölüm, stres azaltma ve stres önleme egzersizleri ile zihnin ve bedenin tekrar ruh için bir yuva oluşturarak bağlandığı stresli bir durum içindeki denge halini anlatmaktadır.
 
Stres Boşaltma ve Stres Önleme egzersizinin her ikisi de yaklaşık onar dakika sürer. Nefes kontrolü, bedendeki anahtar akupunktur noktalarının uyarılması, kişisel masaj ve zihinsel odaklanma çalışmalarını içeren sekiz hassas egzersizden oluşur. Bu egzersizler, Yin ve Yang, Beş Element ve vücut kanalları ve meridyenler arasındaki enerji (Çi) döngüsü gibi geleneksel Çin Tıbbı Teorileri'nin rehberlik ettiği geleneksek iyileştirici hareketlerinin kullanımıyla oluşturulmuştur.

Stres, çok duyduğumuz, herkesin hayatı boyunca karşılaştığı bir durumdur. Kişinin çevreyle uyumunu bozar ve kapasitesini zorlar. Herkes streste olup olmadığını anlayabilir. Stresi tanımlamak gerekirse, bireyin kendisini rahatsız eden bir ortamda organizmanın verdiği cevaptır. Vücut, stresli halde her duruma aynı tepkiyi vermez. Yani güzel bir olayla da karşılaşsa, kötü bir olayla da karşılaşsa her iki duruma da adaptasyon (uyum) göstermek zorundadır.

Stressiz bir insan yoktur. Çünkü insanlar çevrede olup bitenlere tepki verirler. Eğer stres hiç yoksa kişi tepki veremez. Çünkü enerjisi yoktur. Bu da ölüm demektir. Bu yüzden stres hayatın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bunun tam tersi bir durumda, yani aşırı streste de insan yaşayamaz. Çünkü aşırı bir şekilde enerjisini sarfetmektedir. Bu yüzden olması gereken düzeyde stres olmalıdır.

Stres zihnimizi ve fiziksel gücümüzü azaltabilir. Hayata negatif yönüyle bakar, karamsar bir ruh hali alırız. Bu stresin olumsuz tarafıdır. Olumlu stres ise, amaca ulaşırken kendi potansiyelimizi yeterince kullanmamızı ve bu doyumu hissetmemizi sağlar. Bu yüzden kendimiz için yoğun ve uzun olmamak koşuluyla bir miktar strese ihtiyacımız vardır.

Stresli olup olmadığınızı anlamak için şu sorulara verdiğiniz cevapların çoğunun evet olması gerekir:

Sürekli yorgun bir haldemisiniz? Sabahları yorgun bir halde mi kalkıyorsunuz?
Kendinizi sinirli, endişeli ya da panik halinde mi hissediyorsunuz?
Başkalarına karşı tahammül gösteremiyor musunuz?
Bir konuya yoğunlaşmakta güçlük mü çekiyorsunuz?
Uyku probleminiz var mı?
Genelde baş ağrısı çeker misiniz?
Daha önce yaptığınız işlerden zevk almıyor musunuz?
Kendinizi önemli biri değilmiş gibi mi görüyorsunuz?
Neşesiz ve depresif bir halde misiniz?
Soğuk algınlığına sık yakalanıyor musunuz?
Dinlenmek için herhanbi bir madde kullanıyomusunuz? (içki, sigara, uyuşturucu)
İştahınızda artma var mı?
Çabuk mu sinirleniyorsunuz?

STRES ANINDA VÜCUTTAKİ DEĞİŞİKLİKLER

Günümüzde stresin bir çok sağlık problemine yol açtığı bilinmektedir. Stres anında beyinden vücuda savaş ya da kaç mesajı gelir. Bu sırada kalp daha fazla enerji üretmek için besinleri daha hızlı pompalar ve kalp daha hızlı atmaya başlar. Oksijen miktarını arttırmak için solunum hızı artar ve kan damarları genişler. Bir çok kişinin farkettiği bir durum olan göz bebeklerinin büyümesi gerçekleşir. Dalak daha çok kan üretir ve karaciğer kana daha fazla glukoz (şeker) üretir. Sindirim hızı yavaşlar.Böylece enerji beyin ve kaslar tarafından kullanılır. Bu durum uzun düre devam ederse vücuda zarar vermektedir.

STRES NE GİBİ SORUNLARA NEDEN OLUR?

Stres anında fazla enerji tüketildiğinden birey kendini güçsüz, yorgun ve endişe içinde hisseder. Daha sonraları kişi uyku problemi çekmeye başlar. Sinirli ve çabuk heyecanlanan biri olur. Konsantrasyon kaybı yaşar ve dikkatini toplayamaz. Daha önce yaptığı ve kolay olan işleri yaparken güçlük çeker. Yani kendi işini kendisi zorlaştırır. İş performansı olumsuz yönde etkilenir ve düşer. Madde bağımlılığı görülür ve içe kapanmaya başlar. Kendini rahat hissedemez. Panik ataklar ortaya çıkar.

Ayrıca kalp hızı artar ve ateş basması görülür. Çarpıntı başlar. Baş ağrısı, nefes darlığı, hazımsızlık ve yutkunma zorluğu ortaya çıkar. Mide bulantısı ve iştah kaybı dolayısıyla da kilo kaybı ortaya çıkar. Cinsel fonksiyonlarında değişiklik olur. Vücut direnci düşer ve sık sık soğuk algınlığına yakalanır.

Bunların dışında vücutta tuz tutulmaya başlanır. Böylece tansiyon gerektiğinde yükseltiliyor. Tansiyonun artması kalbin yorulmasına nedne olur. Vücut direncini arttırmak için stres hormonu (kortizol) salgılamaya başlar. Enerji sağlamak için yağ harcandığından kandaki kolesterol ve yağ miktarı artmaya başlar. Bu da kalp damar hastalıklarının oluşumuna zamin hazırlar.

Stresli zaman uzadıkça kas ve kemiklerde kayıp başlar. Şeker hastalığı görülebilir. Çünkü stres hormonu kan şekerinin dengesizi bozmaya ve pankreasa yük bindirmeye başlar. Pankreas kan şekerini dengeleyecek hormonlar ürettiğinden harap olursa şeker düzeyi de değişir.

STRESLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI

Stresle başa çıkabilmenin en önemli yollarından birisi zamanı ele almaktır. Yani düzenli bir şekilde herşeye vakit ayırmak gerekir. Sadece ders, iş veya mecburi işler değil, beslenme, çeşitli aktivite, eğlence, egzersiz gibi konulara da vakit ayrılmalıdır. Fiziksel bir aktivitede bulunmak, egzersiz yapmak, vücudun fizyolojik şartlarını düzene sokmaktadır. Kalp daha rahat oksijen gönderir, bireyin zindeliği ve gücü artar. Stres hormonlarından kurtulmak kolaylaşır. Bu egzersizlerin yanında gevşeme hareketleri yapılması bedenin rahat bir şekilde kontrol edilmesini sağlar. Bunun için bir uzmandan yardım almak en iyisidir. Çünkü yapılması gereken egzersiz hareketlerini size iyi bir şekilde aktaracaktır. Bunun dışında beslenmeye dikkat edilmelidir. Kahve, çay, kola gib içecekler stresi arttırır. Bitki içecekleri, meyve suları daha çok tercih edilmelidir. Hem enerji düzeyi hem de strese karşı oluşacak tepkiler düzeltilir.

Kişilerle olan ilişkileri ve sosyal etkinlikleri geliştirmek de stresi azaltmanıza büyük katkı sağlayacaktır. Karşıdaki kişiyle tartışırken sorumluluğu ona yüklemek yerine kendi üstüne almak daha olumludur. Farklı bir şeyler denemek de kişiyi rahatlatan aktivitelerdir. Örneğin imaj yenileyerek, konsere giderek, yürüyüş yaparak ortamın oluşturduğu stresten uzaklaşmaya katkı sağlar.

Kişinin kendisi ya da bir başkası hakkında sürekli olumsuz düşünmesi durumu daha da kötüleştirir. Örneğin iş veya okulda düşük bir performans gösteren bir kişi, bundan sonraki bütün olayların da böyle gerçekleşeceğini düşünmek yerine, daha iyi olabilirim diye düşünmesi kendisine pozitif olarak yansıyacaktır. Ayrıca bir problemi çözmek için bazı metodlardan faydalanılabilir. Bunun için; stres neden oldu, çözüm yolları nelerdir, sorunu sadece ben mi sorun olarak görüyorum gibi sorularla problem kontrol altına alınabilir.

Bir çok kişi streste kurtulmak için başka yolları seçer. Bunlar kesinlikle faydasızdır. Madde bağımlılığı, kontrolsüz bir şekilde alışveriş yapma, aşırı tepksi gösterme, herşeyi içine atmak, içine kapanmak, aşırı yemek yemek streste etkili olmayan yöntemlerdir. Bunlar tam aksine vücudun dengesini daha da bozmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp