Soru ve yanıtlar

Soru ve yanıtlar :

Birinci basmakta depresyon tanısı konabilir mi?

Evet. Depresyon tanısı özgül belirtilerin görülmesi ve bazı olasılıkların dışlanması ile konur. Tanı için Bölüm 2'ye bakınız. Buradan da kolayca görüleceği gibi tanı için özgül bir laboratuvar testi yoktur. Depresyon çok sık izlenen bir hastalıktır ve olguların tamamının psikiyatri kliniklerinde tedavisi olanaklı değildir. Birinci basamakta tanı konması ile ilgili bir sorun da yoktur. Yeni antidepresan ilaçların güvenilirliği önemli ölçüde artmış, tolerans sorunları da önemli ölçüde azalmıştır. Depresyonun tanısına yöne lik birinci basamak sağlık hizmetlerinde kullanılabilecek bazı bi yolojik belirleyiciler olmakla birlikte bu yöntemler kesin sonuç ver memektedir. Ayrıca depresyon dışında da olumlu sonuç alı- nabilmektedir. Diğer bir deyişle depresyon tanısı için kesin biyolo jik parametreler bulunmamaktadır.

Birinci basamakta depresyon tedavi edilebilir mi?
Evet. Depresyonun nokta prevalansının %3 olduğu kabul edil diğinde ülkemizde şu anda en az 1.800.000 depresyon olgusunun bulunduğunu söyleyebiliriz. Distimi ve ikincil depresyonlar da bu na eklendiğinde sorunun çok daha büyük olduğu görülür. Psikiyat ri kliniklerinin bu soruna yetişmeleri olanaksızdır. Kuşkusuz bu ol guların birinci basamakta tedavisi genel sağlık düzeyinin artmasına katkıda bulunacaktır.

Hangi olgularda intihar olasılığı yüksektir?
İntihar olasılığını kesin olarak saptamak olanaklı olmamakla birlikte kuvvetle tahmin etmek ve önlem almak mümkündür. İnti har düşünce ve eylemleri depresyon olgularında sık olmakla birlik te aşağıdaki özellikleri taşıyan olgularda olasılık artmaktadır:
• Başka ruhsal hastalığı olanlar
• Erkekler
• Alkol ve diğer madde kullanım sorunları olanlar
• Önemli kayıp yaşayanlar (sevilen birinin kaybı, iş kaybı, boşanma vb.)
• Sosyal desteklerin yetersiz Olduğu olgular
• Emeklilik gibi önemli yaşam olayları yaşayanlar
• Bekarlar, boşanmış olanlar
• Yaşam dönemlerinde değişiklik olanlar
• Daha önce intihar girişimi veya tehditleri gösteren olgular
• Organize intihar planı yapanlar
• Aynı anda medikal hastalığı olanlar
• Ağır bilişsel bozukluk gösterenler
• Psikotik özellik gösterenler
• Önceden beyin hasarı olanlar
• Yaşlılarda olasılık daha fazladır.

Hangi belirtiler intihar işareti sayılır?
• Çaresizlik ve umutsuzluk gibi duyguların sık sık ifadesi
• Bir insanın daha önceki davranış biçiminden önemli ölçüde farklı davranışların izlenmesi (dikkatli birinin düşüncesizce davranması gibi)
• Ağır depresyon belirtileri
• Beklenmeyen bir rahatlama gösterenler. Bu intihar için ka rarlılığın işareti sayılmaktadır.
• Akraba ve yakınlardan uzaklaşma
• Miras, yaşam sigortası vb. konularında konuşmalar
• Vasiyetini yazma

Ölüm ve ölmekle ilgili konuşmalar Hangi hastaların hastaneye yatması gerekir?
• Ciddi intihar girişimi olanlar
• Ciddi intihar düşünceleri gösterenler
• Intihar planları yapanlar
• Kendine ve çevreye zarar verme eğilimi olanlar
• Gıda reddi olanlar
• Ayaktan tedaviyi sürdürme güçlükleri olanlar

Beyin kimyasındaki değişiklikleri ne başlatmaktadır?
Bunu tek bir nedenle açıklamak olanaklı değildir. Gerçekte depresyon bir sendromdur. Birçok nedeni olabilir. Birden fazla neden söz konusu ise olasılık artmaktadır. Stres etkenleri. hormo nal değişmeler, süregen fiziksel hastalıklar ve risk etkenleri bölümünde verilen diğer nedenler depresyonu kolaylaştırmaktadır.

Depresyon genetik bir hastalık mıdır?
Tam olarak genetik bir geçişten söz edilemez. Ancak genetik yatkınlığın taşındığını söyleyebiliriz. Yüksek olasılıkla da birden fazla genle taşınmaktadır. Yatkınlığı olan insanlarda değişik çevre sel nedenler ve risk etkenleri depresyonu kolaylaştırmakta veya ortaya çıkarmaktadır.

Tedavide kullanılan ilaçlar arasında bir fark var mı?
İntiharla ilgili soru sormak olguları intihara yönlendirir mi?
Kesinlikle hayır. Tam tersi geçerlidir. Depresyon olguları değerledirilirken intiharla ilgili ayrıntılı bilgiler alınmalıdır. Kendiliğinden ifade edilmediği durumlarda sorularla araştırıl malıdır. Soru sormak acıyı paylaşmak anlamına gelir. Hastaların acıları azalır. Genelolarak hayır. Ancak bazı özel durumlarda bazı ilaçlar diğerlerinden üstün olabilir. Örneğin trisiklik antidepresanlar yaşlılarda. prostat sorunu olanlarda, dar açılı glokomu olanlarda, ağır fiziksel hastalığı olanlarda, kalp hastalığı olanlarda uygun değildir. Özgül serotonin geri alım engelleyicileri bu hastalarda güvenle kullanılabilmektedir. Son zamanlarda iki nörotransmitter üzerinden etki eden ilaçların daha etkili olduğu ileri sürülmekle birlikte bu bilgi henüz kesinleşmerniştir.

Bir ilaç etkili olmazsa ne yapılır?
Bir antidepresan ilacın yeterli doz ve sürede kullanılması koşulu ile terapötik etkinliği %70 kadardır. Diğer bir deyişle olgu ların %30 kadarı tedaviye yanıt vermez. Bu olgularda nasıl hareket edileceği dirençli olguların tedavileri kısmında ayrıntılı olarak anlatılmıştır .

Antidepresan ilaçlar mutluluk ilacı mıdırlar?
Hayır. Antidepresan ilaçlar depresyon olgularında duygudu rumda yükselmeye neden olmakta, depresyonu tedavi etmekte, ancak normal duygudurumu değiştirmemektedir. Öfori yapmazlar.

Cinsel yan etkiler için ne yapılabilir?
Bilindiği gibi antidepresan ilaçlar erkek ve kadında cinsel isteği ve orgazm yetisini etkiler. Bu yan etkiler özgül serotonin geri alım engelleyicilerinde daha fazladır. Bunun için doz azaltılması, ilaç değiştirilmesi, periaktin, ürekolin vb. gibi ilaçların kullanılması önerilir.

Antidepresan ilaçlarla birlikte alkol alınabilir mi?
Antidepresan ilaçlar alkol ün etkilerine karşı duyarlılığı art tırırlar. Ayrıca alkol antidepresan ilaçların klinik etkinliğini de azaltır. Nöbet olasılığı da artar. Bu nedenle antidepresan ilaçlarla birlikte alkol alınması önerilmez.

Olguların uğraşıya yönlendirilmesi depresyon için olumlu etki yapar mı?
Ağır depresyon olgularında tedavinin başında uğraşıya yön lendirmenin bir yararı olmaz. Başlangıçta olgulardaki ileri derecede Hastalara karşı yakınlarının aşırı duyarlı olabildlğini, davranışları konusunda son derece kaygılı olabildiklerini görmek teyiz. Depresyonun gerçek bir hastalık olduğunu, hastanın belirti leri isteyerek ortaya çıkarmadığı bilinmelidir. çevresel desteklerin depresyon tedavisini olumlu yönde etkilediği unutulmamalıdır.

Hastaya bilgi verirken hangi konulara değinmeliyim?
Hastaya bilgi vermek her zaman hasta hekim ilişkisini güçlendirir. Tedavide karşılaşılan zorlukları azaltır. Bu depresyon olguları için daha geçerlidir. Hastaya tanı, prognoz, tedavi seçenek leri, tedavinin maliyeti, hastalığın ve tedavinin süresi, ilacın olası yan etkileri hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastaların kişilik özellikleri ve hastalığa tepki farklılıklarına göre bilgi gereksinimleri değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle has tanın soru sormasına olanak sağlanarak sorularına yanıt verilme lidir. motivasyon eksiklikleri nedeni ile bunun olumsuz etkisi olabilir. Ancak hafif olgularda, distimide ve ağır olgular düzeldikten sonra yararı olur.

Depresyon olgularına nasıl davranılmalı? Davranışlarımız onu nasıl etkiler?
Depresyon bir kişilik sorunu veya zayıflığı mıdır?
Kesinlikle hayır. Depresyon gerçek bir hastalıktır.Kişilik zayıflığı ile bağlantısı yoktur. Depresyon mutlaka düzelir mi? Depresyon kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Tedavi edilmeyen olgularda da düzelir. Doğal seyri yaklaşık 6 ay- 2 yıl arasındadır. Tedavi ile bu süre birkaç haftaya dek indirilebilmekte dir. Nadiren kronikleşir. Depresyon yineleyen bir hastalıktır. Öncü belirtileri olabilir. Ancak öncü belirtiler bireysel farklılıklar gösterebilir. Öncü belirti ler araştırılmalı hasta ve aileye bilgi vererek uyarılmalıdır. tık ataktan sonra yineleme olasılığı %50'dir. 2. ataktan sonra %70, 3. ataktan sonra %90 oranında yineler. Bu nedenle yineleyen olgularda koruyucu tedavi gerekir. Bu da sıklıkla antidepresan ilaçların koruyucu dozlarda uzun süre kullanımı ile yapılmaktadır.

Depresyon ilaçsız düzelir mi?
Yukarıda belirtildiği gibi depresyon kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Doğal seyri 6 ay-2 yıl arasında değişmektedir. Tedavi ile bu süre çok kısaltılabilmektedir. Depresyon ilaç dışı yöntemler le yeterli bir biçimde tedavi edilemez. Psikoterapi ile ilacın birlikte kullanımı tedavinin etkinliğini arttırabilir. Her olguda psikoterapi gerekmez.

Fiziksel hastalıklarla depresyon arasında bir bağlantı var mıdır?
Evet. Fiziksel hastalığı olanlarda depresyon olasılığı genel topluma göre çok yüksektir. Süregen hastalıklarda ve hastanede yatan olgularda olasılık daha da artmaktadır. Bu nedenle dahiliye kliniklerinde, birinci basamak sağlık hizmetlerinde depresyonun tanınması çok önemlidir.
Hangi olgular birinci basamakta tedavi edilemez? Hangi olguların psikiyatriste gönderilmeleri gerekir?
• İntihar riski (risk etkenlerinin değerlendirilmesi için sayfa 2S0'ye bakınız)
• Gıda reddi varsa
• Ciddi fiziksel sorunlar varsa
• Dirençli olgular
• Süregenleşme eğilimi gösteren olgular
• Ek tedavi yöntemlerine gerek duyuluyorsa
• Ağır negativizm belirtileri varsa
• Homisid olasılığı varsa
• Psikoterapi gerekli görülüyorsa • çevresel destek sistemleri yeterli değilse

Depresyon tanısını nasıl koyarım?
Depresyon tanısı klinik belirtilere göre konur. Özgül bir labo ratuvar testi yoktur. Klinik belirtiler için Bölüm 2'ye bakınız. karar ağacı tanı koymanıza yardım edebilir.
Tetkikler zorunlu mudur?
Mutlak zorunluluk yoktur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp