Depresyonun Fiziksel Belirtileri

Depresyonun Fiziksel Belirtileri


Uyku problemleri: Depresyon ruhsal bir sorun olmakla birlikte, düşünceleri etkilediği kadar insan vücudunu fiziksel olarak da etkiler. Örneğin uyku problemleri bunlardan birisidir. Uyku problemleri depresyonun genelde önemli belirtilerindendir.Depresyondaki kişiler genelde uykuya geçmede ve kaliteli uyku uyumada sorun yaşarlar. Fakat bazı depresyonlu kişilerde ise tam tersi görülür ve normalden daha fazla uyuma eğilimi gösterirler.

Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı kalp ve akciğer hastalıklarının belirtisi olabileceği gibi depresyonun da belirtisi olabilir. Göğsünde sürekli ağrı hisseden kişiler bunu tespit etmek için hekime danışmalıdırlar. Ayrıca depresyon ve kalp hastalığı arasında bir bağlantı olduğunu da unutmamak gerekir. Çünkü depresyon kalp hastalığı riskini artıran bir etkendir. Depresyondaki kişiler ayrıca kalp krizi bakımından daha riskli bir grup içinde yer alırlar.

Yorgunluk ve bitkinlik: Depresyondaki kişiler genelde enerjileri tükenmiş hissederler. Ne kadar uyusalar ve ne kadar dinlenseler de sürekli bir yorgunluk ve bitkinlik hali vardır. Ayrıca depresyon ve yorgunluk her ikisi de birbirlerini tetikleyebilen durumlardır. Sürekli çok yorulan insanlar diğerlerine göre depresyon yaşama olasılığı bakımından 4 kat daha risk altındadırlar.

Kas ve eklem ağrıları: Depresyon ve ağrı arasında yakın bir ilişki vardır. Kronik olarak ağrı sorunu yaşayan insanlar depresyon bakımından oldukça risk altındadır. Ayrıca depresyonun kendisi de ağrıya yol açabilir.

Sindirim problemleri: İnsan beyniyle sindirim sistemi arasında güçlü bir ilişki vardır. Depresyon mide ağrıları ve mide bulantılarına sebep olabilir. Ayrıca depresyondaki kişilerde kabızlık, hazımsızlık ve ishal sorunu da görülebilir.

Baş ağrıları: Depresyondaki kişiler sık sık kronik baş ağrısı sorunu yaşarlar. Yapılan bir araştırmada depresyondaki kişilerde migren görülme ihtimali diğer kişilere göre 3 kat daha fazla bulunmuştur. Ayrıca migren hastası kişiler ise depresyona 5 kat daha yatkındır.

İştah ve kiloda değişmeler: Kimi depresyonlu kişilerde iştah kaybı görülmekte kimisinde ise normalden çok daha fazla yeme eğilimi görülmektedir. Öyle ki bu kişiler hiç durmadan bir şeyler atıştırmaktadır. Sonuç olarak iştah kaybı olan depresyonlu kişilerde kilo kaybı görülür. Hiç durmadan yiyenlerde ise aşırı kilo sorunu ortaya görülür. Her iki durum da kişide enerji eksikliğine yol açar. Ayrıca kadınlarda anorexia ya da bulimia ile depresyon arasında güçlü bir bağlantı vardır.

Sırt ağrısı: Kronik sırt ağrısı kişilerde depresyona yol açabilir. Aynı şekilde depresyon da kişide sırt ağrısı riskini artırabilen bir faktördür. Depresyondaki kişiler arasında sırt ağrısı çekme ihtimali, depresyon sorunu olmayan kişilere göre 4 kat daha fazladır.

Endişeli ve huzursuz hissetme: Sürekli bir endişe ve huzursuzluk hali depresyonun belirtilerindendir. Bu duygular kişiyi sinirli yapar. Sinirlilik hali depresyonlu erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür.

Cinsel problemler: Depresyonlu kişilerde cinsel ilişkiye karşı bir istek ve ilgi kaybı ortaya çıkabilir. Depresyonlu kişiler bilindiği gibi alkol ve uyuşturucu madde kullanımına daha yatkındır. Bunların her ikisi de ve alınan kimi ilaçlar cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Ayrıca cinsel performansı da olumsuz etkileyebilir.

Yapılan araştırmalar egzersizin depresyon tedavisinde etkin olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Egzersiz insanlara sadece daha normal bir kiloda olmalarına yardımcı olmaz. Aynı zamanda depresyon durumlarının iyileşmesinde de pekala yardımcı olabilir. Egzersiz beyindeki kimyasallar üzerinde olumlu etkiler yaparak ruh halini düzeltmekte, daha iyi hissetmeyi sağlamakta, ağrı ve acıya hassasiyeti azaltmaktadır.

Depresyon Türleri

Majör Depresyon: “Majör Depresif Bozukluk” ya da “Klinik Depresyon” olarak da bilinen majör depresyon kişinin çalışma hayatını, uyku düzenini, yeme alışkanlıklarını ve bir zamanlar keyif aldığı aktiviteleri etkileyen bazı belirtilerle ortaya çıkar.
Majör depresyon, diğer depresyon türlerinden farklı olarak kişinin günlük aktivitelerini yapmasını engelleyebilir.
Bazı kişilerde hayatın bir döneminde görülmekle birlikte çeşitli dönemlerde tekrar edebilir.
Belirtiler gün içinde belirli saatlerde ya da gün boyu görülebilir ve 2 hafta kadar sürebilir.

Kronik Depresyon: Diğer adı “Distimi (Dysthymia)” olan kronik depresyon uzun dönemli (2 yıl ya da daha uzun süren) depresif ruh halidir. Bazı belirtileri majör depresyonla benzeşir ancak, kronik depresyonun belirtileri majör depresyon kadar şiddetli değildir.
Kronik depresyonu olan kişiler çevreleri tarafından genellikle “ürkek, melankolik, hüzünlü” olarak tanımlanır.

Tipik Olmayan (Atipik) Depresyon: Atipik depresyonun kilit belirtileri şu şekildedir; aşırı yemek yeme, aşırı uyuma, halsizlik, reddedilmeye karşı aşırı duyarlı olma.

Atipik depresyon genellikle “tipik” depresyondaki gibi üzüntü, iştah kaybı, uykuya dalmakta güçlük çekme gibi belirtilere neden olmaz.

Manik Depresyon: Diğer adı “Bipolar Depresyon” olan manik depresyon, klinik depresyon periyodları arasındaki karmaşık ruh hali bozukluğudur.
Bipolar depresyon 2’ye ayrılmaktadır. Bipolar 1’de kişi en az 1 kez manik depresyon yaşamıştır ve bu majör depresyon’dan bağımsız olarak görülür. Bipolar 2’de ise kişi en az 1 kez majör depresyon dönemi ve 1 kez hipomani (orta dereceli mani) yaşamıştır.

Mevsimsel Depresyon: Mevsimsel depresyon yılın belirli bir döneminde, genellikle bahar aylarının bitimi ve kış aylarının başlamasıyla ortaya çıkar.
Daha nadir olarak görülen bir diğer mevsimsel depresyon ise “yaz depresyonu”dur ve ilkbahar aylarının sonuyla yazın başlangıcında görülür. Mevsimsel depresyonlar mevsim geçişiyle birlikte kendiliğinden ortadan kalkar.

Psikotik Depresyon: Psikotik depresyonda kişinin “gerçeklik”le bağı ortadan kalkar. Psikotik depresyonda olan kişilerde halüsinasyonlar ve hezeyanlar sık olarak görülür.

Doğum Sonrası Depresyon: Bebek doğduktan sonra yeni annenin hüzünlü olması durumu oldukça yaygındır ve annelerinin yaklaşık %75’inde görülmektedir. Ancak 10 yeni anneden 1’inde daha ciddi bir durum olan “doğum sonrası depresyon” görülebilir. Bu depresyon türü doğumdan 1 ay sonra, majör depresyon belirtileriyle ortaya çıkar.

Depresyon Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen “klinik depresyon” oldukça ciddi bir sorundur. Depresyonun tedavisi geciktikçe kişide riskli davranışlar ve alkol tüketimi artar. Ayrıca sosyal hayatta, ilişkilerde daha önce mevcut olmayan sorunlar görülür ve kişi yalnızlığa sürüklenir. Aynı şekilde okul ya da iş hayatı da olumsuz etkilenir.

Majör depresyon tedavi edilmediği taktirde haftalar, aylar hatta yıllar boyu sürebilir.
Tedavi, sadece ruh halinin gelişmesi ve yaşam kalitesinin yükselmesi için değil aynı zamanda fiziksel sağlık içinde hayati önem taşımaktadır.
Yapılan araştırmalarda, uzun süreli majör depresyonun kalp krizi ve felç riskini önemli oranlarda artırdığının altı çizilmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp