Şizofreni 2

Şizofreni 2 :

Belçikalı ruh doktoru Morel, 1860 yılında, on üç yaşında zeki ve çalışkan bir öğrencinin birden bire derslerine karşı ilgisinin kaybolduğunu ve herşeyden elini ayağını çekerek herkestn uzak bir hayat yaşadığını, bu arada öğrendiklerini de unuttuğunu gördü. Morel, bu çocuğun zeka, ahlak ve be deni melekelerinde irsi bir bunaklığın ortaya çıktı- ğını ve bunun da iyileşmesine imkan olmadığını bildirdi. Bu hastalığın adına da erken yaşta akıl bunaldığı anlamına gelen ERKEN BUNAMA dendi. Daha sonra bu terimi Alman ruh doktoru Kraeplin de kullandı. Fakat Kraeplin erken bunamanın yal nız erken yaşlarda değil, büyüklerde de olabildiği ni ve sürekli bir bunaklık meydana gelmediğini is pat etti. O halde «erken bunamas yerinde kullanılan bir terim değildi. Nihayet 1911 yılında, İsviç reli ruh doktoru Bleuler bu hastalığa, kişiliğin bö lünmesi anlamına gelen şizofreni adını verdi. Şizofreni hastalığında heyecan Ve zeka bozuk luğu vardır. Hastalar, işlerine ve olaylara karşı il gisizdirler. Bu hastalık -genel olarak- yavaş başlar. Hastaların gösterdikleri ilk belirti, basit asa bi belirtilerden ibarettir. Fakat hastalar toplumdan gün geçtikçe uzaklaşırlar. Düşüncelerinde de bir dağınıklık göze çarpar. En sonunda tuhaf hezeyarı- larla birlikte ses duymalar başlar. Bütün bunların yanı sıra özel alışkanlık ve ahlaki kontrollerini kaybeder. Şizofreni, ruh hastalıklarının cinsidir. Akıl hastanelerinde yatan men hemen yarısı şizofrenidir. en çok görülen hastaların hehem hemen yarısı şizofrenidir.

1 - Basit şekli: Bu çeşitte hasta, yavaş yavaş ilgi ve ihtiraslarını kaybeder. Hele sosyal ılgi hiç kalrnaz. Örneğin, hasta öğrenci ise sınıfını geçmiş veya geçmemiş aldırmaz bile. Ailesine ve arkadaşlarına karşı ilgisi yoktur. Ailesiyle oturup bir sof rada yemek yemez. Bakarsınız, perdeleri indirir, odasında yalnız başına bir hayat sürer. Bu hasta lar üstbaş ve giyime de önem vermezler. Zorla traş olurlar. Kadınlara karşı ilgileri kalmaz. Sorumluluk duygularını da kaybetmişlerdir İş ve güçlerine karşı ilgileri sıfırdır Aile fertlerinin sözlerini de tut rnazlar: menfi ruhlu olurlar Hatta bazan onlara karşı saldırgan davrarnşta bulunurlar. Bu basit şe killi şizofreniler akıl hastanelerine pek yatırılmaz lar; aileleri tarafından idare edilirler. Kendi başla rını kurtaracak işler de yaparlar. Hapishanelerde bir birçok suçlu psikopat ve serserilerin pek çoğu basi t şekilli şizofrerıilerdrr.

2 - Heberfrenik şizofreniler: Bu tip şizofreni lerde şahsiyet bölünmesi görülür. Bu hastaların he yecanlarında derin bir bozukluk vardır. Düşünce lerinde, davranış ve konuşmalarında büyük bir ka rışıklık ve aptallık göze çarpar. Bunların yersiz ve marıasız gülmeleri olur. Niçin güldükleri sorulursa, mantıksız cevaplar verirler. Konuşmaları çocukça, insicamsız ve kıkır kıkır gülmelerle karışıktır. Sonra. bu tip hastaların ses duymaları da pek çok tur. Dini, cinsi ve zulümkar hezeyanları vardır. Düşmanlarının birçok elektrik makineleri kullana rak kendi düşüncelerine etki ettiklerini yanayıkıla söylerler. Davranışları çok tuhaftır. Idrar ve dışkı larını duvarlara ve insanların üstüne sürerler. Akılhastanelerinde bu tip şizotrenilere pek çok rastIanır. Bunlar şizof'renik koğuşların köşelerinde ayak ta veya oturdukları yerlerde ses duymak ve o ses lere cevap vermekle meşguldürler.

3 - Katatonik tipte olan şizofrerıiler: Bu çeşit şizofreni, diğer tiplere nazaran birdenbire başlar; Bu hastalar heyecanlı ve düşkün olurlar. Hareket siz hastalardır bunlar. Aynı durumda saatlerce, hat ta günlerce kalırlar. Telkine de çok müsaittirler; Başkalarının her emrine aynen uyarlar. Bazan, başkalarımn sözlerini aynen tekrar ederler. Bir hastanin koluna yerulacağı şekilde bir vaziyet veri niz, hasta artık o vaziyette saatlerce, hatta günler ce kalır. Bunlar ta çocukluk devirlerine kadar geriye giderler. Bu tip hastaları çocuklar gibi bakmak, yedirmek ve giydirmek ister. Öteye beriye çocuklar gibi aptestIerini yapıverirter. Hep dikkat le kollamak gerekir. Heyecanlı heyecanlı bağırrrlar., konuşurlar. Bazan da odalarda. salonlarda bir aşağı. bir yukarı dolaşır dururlar. Bu heyecanlı an larında ansızın birisini ôldürüverdikleri- de olur.

4 - Paranoit şizofreniler: Bu tip şizofreni çoğunlukla 25 - 40 yaşları arasında görülür. Bu hastaların belli başlı belirtisi, kendilerinin takibedildiği hakkındaki hezeyanlarıdır. Hastalar çok kuşkulu. olurlar. Herkesin kendilerini zehirlernek istediğini. ve hep takip edildiklerini sanırlar. Hatta bazıları düşmanlarının bazı elektrik cihazlarıyla kendilerine tuzak kurduklarını da söylerler. Bazı hastalarda ise büyüklük hezeyanları olur. Kendisinin büyük bir filozof, Caesar, Napoleon ve hatta bir peygamber olduğunu iddia edenler bile vardır. Bu arada bunların ses duymaları veya hayal görmeleri de eksik değildir, Bunlar, çoklukla Allah'ın, veya düşmanla rının seslerini işittiklerini, melekleri gördüklerinİ ve vücutlarının muhtelif noktalarının elektrik tel leriyle techiz edildiğini hissettiklerini söylerler. Bu ses duymalarrn ve hezeyanların etkisile mantıklarını kaybederler, ne yapacaklarını bilmezler Ve bu duydukları sesin etkisiyle de bir pencereyi veya bir mobilyayı hurdahaş ederler. Şizofreninin Nedenleri Biyolojik faktörler :

1 - İrsiyet: Şizofrenli ailelerin hemen hemen yarısında ruh hastalıkları görülmektedir. Şizofreni li ailelerin, çocuklarına bir zemin hazırladıkları muhakkaktır. Zemin hazırlanmış bu şahıslar ufak bir stres karşısında çabucak şizofreni oluverir'ler.

2 - Vücut yapısı: Şizofrenilerin hemen hemen üçte ikisinin astenik dediğimiz zayıf yapılı insan larda olduğu bugün artık bilinen bir gerçektir.

3 - Uzviyet nazariyesi: Şizofreninin organik olduğunu iddia edenler de pek çoktur. Bu hastalk ta kalb küçüktür ve damar sistemi yeteri kadar ge Iişememiştir. Tiroit guddesi de yeterli çalışmamak tadır. İşte bu uzviyet yetersizliği içinde bulunan şahıs,streslere uğrayınca şizofreni beliriyor. Bu nunla beraber, şizofreninin belirmesinde ruhi fak törleri inkar etmemek de gerektir.

Ruhi Faktörler :

1 - Hüsran ve zıt fikirler: Hüsran ve telif e dilemiyen fikirler karşısında şahıs bocalar; kendini yetersiz görür ve sonunda şizofreni teşekkül eder.

2 - ilk ruhi travma ve tedirgin olmuş aile münasebetleri: Birçok tanınmış iyi aileler vardır ki, çocukları şizofreni olmuşlardır. Bazı anneler de çocuğu üzerinde hakimdirler, müstebidane davranışlarda bulunurlar, çocuğun üstüne fazla düşerler. Bu durum da şizofreni nedenlerine girer. Sonra, baba nın pasif olması veya çocuk küçükken babanın öl mesi, ebeveynle çocuk arasındaki heyecan müna sebetinin bozukluğu veya çocuğu yetiştirme kontro lünün kaybolması şizofreninin patlak vermesinde hep birer önemli nedendirler. Takip edilme heze yanları, hakiki hayata uyamama durumunu; büyük lük hezeyanları, aşağılık duygusunu ve hastanın kifayetsizliğini gösterir. Şizofrenik hastalar, istedik lerini, örneğin homoseksüel istek ve düşüncelerini veya suçluluk hislerini duydukları sesle başkalarına yüklerIer. Sosyal Faktörler Yaşadığımız uygar asırda, şizofreni, kültürü az devirlere göre daha çoktur. Büyük şehirlerde oturanlarda da köylerde oturanlara nisbetle daha çok olur. Çünkü uygarlık ve büyük şehirler stresleri arttırmıştır.

TEDAVİSİ

Bundan otuz sene önce bu uğursuz hastalığın tedavisi hemen hemen yok gibiydi.. Bugün ise mo dern trankilizan ilaçlar ve şok tedavileri sayesi,nde bu hastalığın zatürrieliyi tedavi etmekten hiç farkı kalmamıştır. Hastalar erken tedaviya alınırlarsa, önce trankilizan ilaçlar ve şahsi psikoterapi ile te davi edilirler. Trankilizan ilaçları hesaplı vermek ve ensülinle kon trol altına alınan şeker hastaları gibi, şizofrenili hastaları da trankilizan ilaçlarla kontrol altına almak ve ondan Sonra pSikoterapiyapmak gerekir. Bundan bir fayda görmiyen has talar elektro şokla tedavi edilmelidir. Yalnız elek tro şok iyi gelmiyor diye 5 - 10 şokla yetinmemeli; en aşağı 20-25 şok vermelidir. Elektro şoktan fayda görmiyen hastalara insülin şoku yapmak gerektir. Bundan da bir fayda görülmezse beyin ameliyatı, yapmakla tedavi edilirler.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp