Sarılık Hastalığı Nedir

Sarılık cildin ve gözün sararması olarak görülen bir durumdur ve bilirubin eritrositlerin parçalanması sonucu ortaya çıkar. Hemoglobinin parçalanarak Hemeglobuline dönüşmesinden sonra ortaya çıkan globulinin karaciğerde glukoronik asit ile birleşmesiyle indirekt biluribin meydana gelir. İndirekt bilirubin karaciğer tarafından direkt bilirubine çevrilir. Direkt bilirubin safra ile birlikte bağırsağa geçer bağırsaktan bilirubinnin bir kısmı emilerek kana geçer.Kana geçen bilirubin idrarla atılır. Bağırsakta kalan sterkobulinojen olarak gaita ile atılır gaitanın rengini verir.

Bulantı, kusma, üşüme ve karın nahiyesinde, özellikle nefes alırken meydana gelen ağrı, sarılığın başlıca bulgularındandır. Hastalık esnasında safra kalın bağırsağa akmadığı için, dışkının rengi adeta beyazlaşır. Bu arada kana karışan safra, idrarla dışarı çıkmaya başladığı için göz beyazları da yavaş yavaş sararmaya başlar. Ciltte sarı bir renk hasıl olur. Safra maddelerinin cilt altında birikmesinden kaşıntılar meydana gelir. Teşhisi katileştirmek için idrarda safra boya maddelerini aramak gerekir.

Sarılığın en şiddetli zamanında iştahın açılması, hastalığın gerilemesini müjdeler. İdrarın rengi açılmaya buna mukabil dışkının rengi koyulaşmaya başlar. Hastalık tamamen geçtikten sonra bile, bir iki ay kadar gözlerdeki sarı renk devam eder. Tedavide yatak istirahati şarttır. Aşırı yorgunluklar hastalığı ağırlaştırır. Safra akıtan, karaciğeri koruyan ilaçlar vitaminler bir hekimin tavsiyesine göre dikkatle kullanılmalıdır. Beslenmenin esasını yağsız, şekerli, bol vitaminli gıdalar teşkil etmelidir. Şikayetler iyice azalıp hastalık geçmeye başladığında et, beyaz peynir ve yumurta verilebilir. Çocuklarda nisbeten daha kolay geçen sarılık büyüklerde bir takım itilatlara yol açabilir. Bu bakımdan çocukları sarılığa tutulan ana ve babalar, kendilerini mümkün mertebe hastalık mikroplarından korumalıdır.