Prostat Kanserinin tanısı nasıl yapılır

Prostat Kanserinin Tedavisi: Prostat kanserli hastaların çoğu tedavileri konusunda karar vermede aktif rol almak istemektedirler. Hastalıklarının ve diğer tedavi seçeneklerinin ne olduğunu bilmek istemektedirler.

Bununla birlikte tanıdan sonraki şok ve stres istedikleri her şeyi doktorlarına danışmalarını zorlaştırmaktadır. Muayene öncesi hastaların sormak istediklerini liste haline getirmesi, muayene esnasında doktorun söylediklerini hastanın kaydetmesi bu sorunu çözmede yardımcı olur.

Bazı hastalar bir aile üyesi ya da arkadaşın yanlarında bulunmasını, kararda aktif rol almasını, notlar almasını veya doktoru dinlemesini isteyebilirler.

Doktorlar hastayı prostat kanseriyle ilgilenen bir uzmana sevk edebilirler. Prostat kanseri tedavisiyle uğraşan uzmanlar; ürologlar, medikal onkologlar ve radyasyon onkologlarıdır.

Prostat kanserli hastaların çeşitli tedavi seçenekleri vardır: bunlar cerrahi, radyoterapi, hormon tedavisidir. Kanser tedavisi lokal ya da sistemik olabilir.

1.Lokal tedavi:

Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavilerdir. Prostattaki kanseri yok etmek amaçlanır. Kanser vücudun diğer bölgelerine yayıldığında lokal tedavi özel bölgelerdeki hastalığı kontrol etmede kullanılır.

2.Sistemik tedavi:

Hormon tedavisi sistemik bir tedavidir, hastalığın yayılmasını önler.
Tedavi tümörün evresine, greydine, hastanın belirtilerine ve genel sağlık durumuna bağlıdır.
Kanser tedavisi sağlıklı hücre ve dokulara hasar verdiği için yan etkileri vardır. Yan etkiler tedavinin tipine ve süresine bağlıdır. Hastalar tedavi planını ve yan etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca hastalar tedavi esnasında hastanede ne kadar kalacaklarını, ne zaman normal aktivitelerine döneceklerini, karşılaşacakları seksüel ve üriner problemleri sorabilirler.

Cerrahi:


Cerrahi erken dönem prostat kanserinin en yaygın tedavisidir. Doktor prostatın tamamını veya bir bölümünü alabilir. Bazı vakalarda doktor sinir koruyucu yöntemle ameliyatı tercih edebilir. Bu tip cerrahide ereksiyonu sağlayan sinirler korunabilir. Sinirlere çok yakın büyük bir tümör varsa bu yöntem uygun değildir. Her bir cerrahi yöntemin kendine özgü yarar ve riskleri vardır.

1.Radikal retropubik prostatektomi: karından bir kesi yapılarak prostat, komşu dokular ve lenf nodları alınır.
2.Radikal perineal prostatektomi: skrotum ve anüs arasından bir kesi yapılarak prostatın tamamı çıkartılabilir. Komşu lenf nodları karından ayrı bir kesi yapılarak çıkartılır.
3.Laparaskopik prostatektomi:
4.Transüretral prostat rezeksiyonu (TURP):
5.Kriyocerrahi:
6.Pelvik lenfadenektomi:

Cerrahi sonrası iyileşme her hastada yapılan cerrahi tekniğin türüne göre farklı zaman alır. İlk birkaç gün ağrı nedeniyle hastanın ağrı kesici ilaç ihtiyacı olabilir. Cerrahi sonrası üretranın iyileşmesi zaman alır. Mesaneden üretraya idrar akımını sağlamak için bir idrar sondası takılır. Sonda 5 gün ila 3 hafta arasında kalır.

Cerrahiden sonra ilk birkaç hafta idrar kaçırma problemi olabilir ancak mesane kontrolü daha sonra tekrar kazanılır. Bazı hastalarda kalıcı impotans (iktidarsızlık) olabilir ve bazı ilaçlarla tedavi gerekebilir. Prostat alındığı için semen üretilemez ve hasta çocuk sahibi olamaz. Hastalar cerrahi öncesi hangi tip yöntemin kendileri için uygun olacağını ve yan etkilerini sorabilirler.

Radyasyon tedavisi: Radyoterapi olarak da adlandırılır, lokal bir tedavidir. Tedavi edilen alandaki kanser hücrelerini yüksek enerjili ışınlarla öldürmek amaçlanır. Prostat kanserinde erken evrelerde radyoterapi cerrahinin yerine uygulanabilir.

Ayrıca cerrahi sonrası bölgede kalan tümör hücrelerini öldürmek amacıyla uygulanabilir. İleri evrelerde radyoterapi ağrıyı hafifletmede yardımcı olur. İki çeşit radyoterapi yöntemi vardır:

Eksternal Radyoterapi:

Bir makine yardımıyla radyasyon dışardan hastaya uygulanır. Haftanın beş günü hastalar bu tedavi için hastaneye gelirler.

İnternal Radyoterapi:

ince tüpler tümör içine ya da yakınına yerleştirilir, radyasyon bu tüplerden yayılır. Hastalar hastanede kalırlar ve tedavi birkaç gün sürer, hasta taburcu olurken çıkarılır.

Radyoterapi sırasında halsizlik yorgunluk olabilir. Dinlenmek önemlidir ancak doktorlar hastalara olabilecekleri kadar aktif olmalarını önerirler. Eksternal radyoterapi alanlarda ishal, sık idrara çıkma, idrar yaparken rahatsızlık, ciltte kızarıklık kuruma olabilir. İnternal radyoterpinin yan etkileri daha azdır, geçici idrar kaçırma olabilir. Radyoterapi öncesi hastalar neden bu tedaviye ihtiyaç duyduklarını, tedavini etki ve yan etkilerini, tedavi esnasında nelere dikkat edeceklerini ve normal aktivitelerine ne zaman döneceklerini bilmek istemektedirler.

Hormon Tedavisi:

Prostat kanseri hücreleri gelişmek ve çoğalmak için erkek hormonlarına yani androjenlere ihtiyaç duyar. Hormon tedavisiyle tümör hücreleri androjenden mahrum kalır. Testisler en önemli erkek hormonu olan testosteronun esas üretim yeridir. Böbrek üstü bezleri de az miktarda testosteron üretir. Hormon tedavisi ilaçlar ve cerrahi tedaviyi kapsar.

1. İlaçlar:

1.Luteinleştirici hormon salgılatıcı hormon (LHRH) agonistleri:

Bu ilaçlar testislerden testosteron yapımını engellerler. (Leuprolid ve Goserelin)

2.Antiandrojenler:

Erkek hormonlarının etkilerini bloke ederler. (Flutamid, Bikalutamid, Nilutamid)

3.Diğer İlaçlar:

Böbrek üstü bezinde androjen üretimini engellerler. (Ketokanazol ve Aminoglutetimid)

2. Cerrahi:

Testislerin cerrahiyle alınmasına orşiektomi denir.

Orşiektomi veya LHRH agonistleri tedavisi sonrası vücutta testislerden testosteron üretimi olmaz. Bununla birlikte böbrek üstü bezi az miktarda androjen üretimine devam eder. Kalan androjen etkisini engellemek için antiandrojen almak gerekebilir. Bu tedavilerin kombinasyonuna total androjen blokajı denir. Çalışmalarda total androjen blokajının tek başına cerrahi veya LHRH analoğu kullanmaktan daha etkili olduğu gösterilmiştir.

Doktorlar prostat kanserinin yayılımını hormon tedavisi ile önlerler. Kanser sıklıkla birkaç yıl görülmez. Ancak zamanla çoğu prostat kanseri çok az ya da hiç androjen üretimiyle tekrar gelişebilir. O zaman diğer tedavi seçenekleri gündeme gelir.

Hormon tedavisi yaşam kalitesini etkileyebilir. En sık karşılaşılan yan etkiler; impotans, sıcak basmaları, cinsel isteksizlik, kemik kuvvetinde azalmadır. LHRH agonisti bu belirtileri ilk zamanlarda kısa süre için artırabilir. Antiandrojenler bulantı, kusma, ishal, meme dokusunda büyüme ve gerginlik yapabilir. Nadiren karaciğer fonksiyonlarında bozulma olabilir. Ketokanazol uzun süre kullanıldığında karaciğer fonksiyonlarını bozabilir, aminoglutetimid cilt döküntülerine yol açabilir.

Tedavisiz takip: Yaşlı ve ek sağlık sorunları olan prostat kanserli hastalarda tedavisiz yakın takip önerilebilir.

Tedavi sonrası izlem:

Tedavi sonrası vücutta kalan saptanamayan kanser hücreleri bir süre sonra kanserin tekrar ortaya çıkmasına yol açabilir. Hastalar düzenli olarak takip edilmelidir. Kontrollerde fizik muayene, rektal muayene, laboratuvar testler, röntgen ve biyopsi yapılabilir. Bazı gıdalar (domates gibi), ilaçlar (finasterid gibi), bazı mineraller ve vitaminler (selenyum ve E vitamini) prostat kanserini önleyebileceğine dair araştırmalar sürmektedir.

Hastalık konusunda destek

Prostat kanseri hastanın kem kendi hayatını hem de yakınlarınkini etkileyen ve baş edilmesi zor bir hastalıktır. Hastalar ailelerini kaybetmekten, iş ve günlük aktivitelerini sürdürememekten korkmaktadırlar. Tedaviler, yan etkiler, hastanede yatma süreleri de bu korku ve endişeye katkıda bulunmaktadır. Doktor hemşire ve diğer sağlık çalışanları tedavi ve diğer konularda hastaların sorularını yanıtlayabilir. Psikolojik açıdan hastanın desteklenmesi önemlidir. Sosyal bir görevli finansal yardım, ev bakımı ve ruhsal destek konularında hastaya yardımcı olabilir. Prostat kanserli hastalar ve onların aileleriyle buluşmak, onların bu hastalıkla baş etme yolları ve tedavinin etkilerini öğrenmek yararlı olacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp