Omurganın Yapısı

Sırtta birçok sorunların görülmesi, omurganın yapısıyla olan ilişki göz önüne alındığında pek şaşırtıcı gelmemektedir. Hem vücudun ağırlığını taşıyacak, hem de uzun yıllar eğilip doğrulmayı sağlayacak böyle bir yapı, mühendislik açısından büyük bir başarıdır! Dik duruş, omurga ve ilgili bağ ve sinirleri büyük ölçüde zorlar. Ağrıları meydana getiren çeşitli sorunları anlayabilmek için çok karışık bir yapıya sahip olan omurganın. Yapım ilkelerini göz önüne almak gerekir. Omurga, tuğladan bir sütun gibi birbiri üstünde duran ve her birine omur adı verilen yirmi dört kemikten meydana gelmiştir. Boyunda yedi, sırtta on iki ve belin alt kısmında da beş omur; en aşağıdaki omurun altında da aşağıya doğru kıvrılan üçgen bir blok vardır. Her omurun ön kısmı silindir şeklinde olup, geride de çeşitli sinirleri koruyan bir kanal görülür. Omurilik beyinden aşağıya doğru iner ve aradaki boşluklardan geçerek bazı daha küçük sinirler halini alır.

Her omur, aşağı ve yukarıdakilere iç-omur diski ve eklemlerle bağlıdır. Düz ve kurabiye şeklindeki disk, tampon görevi yaparak omurga boyunca şiddetli darbe ve sarsıntılara karşı koyar. Diskin ortasındaki Yumuşak, jelâtine benzer çekirdek kısmının çevresi kalın ve sert liflerle çevrilidir. Çok güçlü olan bu diskler ayrıca omurganın eğilip bükülmesini ve dönmesini sağlar. Omur kanalları da birbirlerine özel eklemlerle bağlıdır.

Omurganın yan tarafında, tıpkı gemi direğini tutan çarmıhlar gibi sistemi güçlendiren kaslar yer alır. Fakat gemi direği eğilip bükülemez. İnsan yerden bir şey kaldırmak için öne eğildiğinde kaslar gevşediğinden omurga kolayca incinebilir. Bir şey kaldırmak gerektiğinde dizler üstüne çöküp, omurgayı dik tutarak eğildiğinde, kaslar gevşemek yerine sıkışacağından omurga incinmelerinin önüne geçilebilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp