Ölü Doğum

Ölü Doğum

Ölü doğum her müstakbel anne-babanın hayatında derin trajik bir olaydır. Allaha şükür ki; nadir yaşanan bir olaydır.

Genelde beklenmedik, ani bir olaydır. Çoğu vakada sebebi buluna­maz. Sebebini bilebilmek; olayı adlandırmaya ve doktora gelecek için bilgi sağlamaya yarar.

Peki, ölü doğum sebepleri hakkında neler biliyoruz?

Aşağıda verilen açıklamalara göre; üç ana grup olduğunu görüy­oruz.

Annenin önceden bilinen hastalığı: diyabet ve preeklampsi bu örneklere dahildir. Bu durumda, olasılığı önlemek için yapılan uygula­malar vardır, fakat bazen bunlar işe yaramaz.

İkinci grupta; fetusla ilgili virütik ve bakteriyel enfeksiyonlar (bun­lar genelde belirtisizdir) ve kordon kazaları görülür.

Üçüncü grupta; problem plasentadadır.

Bu sebeplerden yaşanan olay gerçekleştikten sonra, sebebi kolayca bulunur. Ailelere konuyla ilgili açıklama ve öğüt vermek mümkündür.

Çabalar, annenin tekrar aym durumu yaşamaması için gösterilir.

ÖLÜ DOĞUM VE DÜŞÜK

Düşüğe karşıt olarak ölü doğumu nasıl tasvir edersiniz?

Teknik olarak, hamileliğin herhangi bir döneminde gerçekleşen fetus kaybı; ölü doğumdur. İngiltere ve birçok ülkede; fetusun yaşaya­bilme imkanının 20. haftadan itibaren olduğundan, bundan önce gerçekleşen fetus kaybına; düşük denmektedir.

Hangi dönemde olursa olsun bebeğin kaybı anneyi tabi ki çok üzer.

Ölü doğum ne kadar yaygındır?

Gelişmiş batı Avrupa ülkelerinde oran 1000 bebekte 3-4 ölüdoğumdur.

Bazı durumlarda, anne hamileliğin tam kaçıncı haftasında olduğunu bilmez, bu tip bir durumda fetusun yaşama olasılığı yoksa nasıl sınıflandırılır?

Bu durumda fetusun ağırlığı; düşük mü yoksa ölü doğum mu olduğunu açıklar. Eğer 500 gr. altıysa düşük, üstüyse ölü doğum olarak nitelendirilir.

ÖLÜM SEBEPLERİ

Ölümün nedeni ne kadar sıklıkla teşhir edilebilir?

Ölü doğumun nedenini araştırmak için, çoğu doğum merkezinde bir sürü test yapılır. Maalesef çoğu negatif sonuçla geri döner.

Çok iyi doğum merkezlerinde de ancak %50 ölü doğumun nedeni açıklanır. Diğer yarısı da açıklamasız kalır?

Ölü doğum önceden ne kadar tahmin edilebilir?

Bu sorunun cevabı zordur. Bazen önceden hamileliğin risk altında olduğu söylenebilir. Anne erkenden doğurtulması gerektiğine dair tavsiyeleri dikkate almazsa, maalesef bebeği kaybeder. Ama tüm bun­lar çok az olasılıklardır. Çoğu ölü doğum beklenmediktir e önceden tahmin edilmesi çok nadirdir.

Ölü doğuma neden olan fetusla ilgili sebepler nelerdir?

Fetus, standart kan testleri ve ultrasonla dahi görülemeyen, ciddi kromozomsal anomali taşıyabilir. Ayrıca fetusun ciddi bir nörolojik veya yapısal bir durumu olabilir ki bu; rahimde ölüme neden olur. Bu durumlar çok nadirdir ve çoğu teşhis edilebilir veya en azından kan testi veya ultrasonla şüphelenilebilir.

Annenin durumu ölü doğuma neden olabilir mi?

Evet. Anti-fosfolid sendromu olduğunda, anne kan dolaşımında antikorlar taşır, bunlar plasentada küçük damarlara hücum eder ve fonksiyonunu tehlikeye atar. Bu durum, düşüğe veya hamilelik ileri safhada ise ölü doğuma neden olur.

SLE’li kişiler de bu probleme meyillidirler. Ama her bu tip antikor­lar bulunan kadınların düşük veya ölü doğum yapacağına dair bir kural yoktur.

Sadece bu tip trajedi yaşamış kadınlarda, bu tarz antikorların varlığı saptanmıştır.

Anti-fosfolid antikorları görülen bir kadının, sonraki hamilelik­lerinde aynı kaderi yaşamasını önlemek mümkün müdür?
Tabi ki. Sendromun etkilerini önlemek için tedavi mümkündür, ama yine de durum tamamen ortadan kaldırılamaz.

Uygun bir tedavi ile (bu, tüm hamilelik süresince devam eder) %75 başarı oranı görülür ve buna karşılık %25 bebek de tedavisiz bu duru­mu atlatır.

Ölü doğuma neden olan anneyle ilgili başka nedenler var mıdır?
Kronik böbrek sorunu olan ve pıhtılaşma anomalisi görülen kişil­erde rahimde fetusun ölme durumu gerçekleşebilir. Pıhtılaşma ile ilgili bir problem varsa, sonraki hamileliklerde bu sorun kolayca halledilebilir.

Enfeksiyonlar, bazen ölü doğuma neden olarak suçlanırlar. Bunlar nedir ve bunlardan kaçınılabilir mi?
Fetusu etkileyebilecek ve ölüme neden olabilecek kötü virüsler arasında; parvovirüs, CMV, Rubella ve daha birçok az görülen virüsler vardır. Toksoplazma ve frengi gibi virütik olmayan enfeksiyonlar da, ölü doğuma sebep olabilir.

Rahim içi kanama ölü doğuma neden olabilir. Nasıl?
Bazen – çoğu vakada açıklanamaz – plasenta özünden kısmi veya bütün olarak ayrılır. Bu, çok şiddetli kanamaya ve fetusun ölümüne neden olabilir. Bu kanama dışarıdan belli olmadan, gizli gerçekleşe­bilir. Bu durumda genelde, karın ağrısı yaşanır. Plasentanın ayrılması genişse, fetusun ölümü çok ani olabilir ve engellenemez. Buna ‘plasental abruptio’ denir.

Plasental Abruptio ile bağlantılı faktörler var mıdır?
Evet. Sigara kullanımı bir risk faktörüdür ve aşın uyuşturucu küllanımı kesin bir nedndir.

Doğum öncesi bakımın ölü doğumu önleyici bir rolü var mıdır?
Hiç kuşkusuz.

Gelişimin yavaş olduğu görülürse ki, ultrason bunu amniyos sıvısının azalımı ile teşhis edebilir, bu, hamileliğin iyi olmadığına dair bir işarettir. Tüm bunlar, anne hiçbir belirti hissetmese de gerçekleşe­bilir.

Yakından takiple bu tip hamilelikler teşhis edilebilir ve gerekirse hastanede yatırılarak gerekli bakım gerçekleştirilir veya erken doğum­la olay sonuçlandırılır. Bu tip senaryolar genelde plasenta yetmezliği sonucunda ortaya çıkar. Bu durumlara preeklampsi ve diyabet de dahildir. Tüm bunlar çok az veya hiç belirti vermeden fetus ölümüne neden olabilir.

Anne kendisi ve bebeği için düzenli kontrolden geçmelidir.

Ölü doğuma neden olan çevreyle ilgili koşullar var mıdır?
Çevre kirliliği ile ölü doğum arasında kesin bir ilişki yoktur (aşırı radyasyon hariç). Ama ölü doğum vakalarının neredeyse yarısının nedeni bulunamamaktadır. İleride çevreyle ilgili sebepler ortaya çıka­bilir.

ÖLÜ DOĞUMDAN SONRA NELER OLUR?

Fetusun ölümü teşhis edildiğinde, anne ne beklemelidir?

Bu gerçekten zor bir dönemdir. Her şeyden önce anneye açıklama ve destek vermek gerekir. Daha sonra doğum şekline karar verilir.

Ölüm nedeni araştırması amniyosentez yapılarak gerçekleştirilir. Kromozomsal anomaliler araştırılır. Kan testi daha sonraya bırakılır.

Daha sonra da doğum gerçekleştirilir.

Peki ya otopsi için ne söylenebilir?
Ölüm sebebi bulunamazsa, ebeveynlere otopsi yapılması için tavsiyede bulunulur. Genelde bunun sonucunda sebep anlaşılır.

Ölü doğum olmasına rağmen, göğüsten süt gelir mi?
Evet. Süt üretimi, hamileliğin ne kadar ileri olduğuna bağlıdır. Bu süt üretimini durdurmak için 2 hafta ilaç tedavisi uygulanır.

Ölü doğumun tekrarlama olasılığı nedir?
Düşüğün tersine, ölü doğum çok nadir görülen bir oluşumdur. Hatta bunun tekrarlaması daha da nadirdir. Ama yine de sonraki hamilelik “yüksek riskli” olarak nitelendirilir ve doğum öncesi bakım yoğun olur.

Eğer ölü doğumun sebebi tanımlanmışsa, ne olur?
Sebep biliniyorsa, sonraki hamilelikte buna göre önlemler alınır. Mesela frengi gibi bir sebep söz konusu ise, tedavi uygulanır.

Ölü doğum sonrası bir kadın ne zaman tekrar hamile kalmayı denemelidir?
Kadın kendini ne zaman psikolojik olarak buna hazır hissederse, hamile kalmalıdır. Fiziksel olarak yeni bir hamilelik için bir sakınca yoktur.

Ancak kronik bir böbrek yetmezliği söz konusu ise önce durumun hafifletilmesi ve sonra hamileliğin denenmesi tavsiye edilir. Bu tip durumlar çok istisnaidir.

Ölü Doğum Neden Meydana Gelir? Önlenebilir mi?

Gebeliğin 20. haftasından sonra anne karnında bebeğin kalp atışlarının durması ve doğması "ölü doğum" olarak adlandırılır. Yaklaşık 160 gebelikte 1 oranında görülür. En sık görülen ölü doğum nedenleri şu şekilde sıralanabilir.

Plasental problemler. Bu sorun en sık gebelik zehirlenmesi (gebelikte yüksek tansiyon=preeklampsi) ve dekolman (bebeğin eşinin doğumdan önce yerinden ayrılması) nedeniyle meydana gelir. Bu durumlarda bebeğe giden kan ve oksijen miktarındaki düşüşe bağlı olarak bebek ölümü gerçekleşir

Doğumsal anomaliler. Ölü doğumların %15-20''sinde genetik hastalıklar mevcuttur. Ama bazı çevresel faktörler veya bilinmeyen nedenlere bağlı olarak da anomaliler görülebilir

Gelişme geriliği. Anne karnında yeterince büyüyemeyen ve gelişmesi geri kalan bebekler genellikle oksijensiz kalmaktadır. Buna bağlı olarak anne karnında kaybedilme ihtimalleri daha fazladır.

Enfeksiyonlar. Gebeliğin 24-27. haftasında geçirilen bazı enfeksiyonlar da anne karnında ölümlere neden olabilmektedir. Anne adayı genelde ciddi bir komplikasyona neden olmadıkça bu enfeksiyonları geçirdiğini fark etmeyebilir

Diğer. Kordon dolanması veya kordonda düğüm, diyabet, travma, yüksek tansiyon ve günü geçen gebeliklerde anne karnında ölümler daha sık görülmektedir

Ancak otopsi bile yapılsa, ölü doğumların %30''unda sebep belirlenememektedir. Bunun dışında, 35 yaş üzeri gebelikler, gebelikte iyi beslenememe, sigara, alkol ve gebelikte yetersiz takip yapılan annelerin ölü doğum riski daha yüksektir.

Çoğu zaman anne adayı bebeğin hareketlerinin azalması veya oynamaması nedeniyle hekime başvurduğunda yapılacak ultrason muayenesi ile bebeğin kaybedildiği anlaşılır.

Ölü doğum gebelik takiplerinin düzenli yapılabildiği toplumlarda giderek azalmaktadır. Ancak ölü doğumları azaltmak için alınması gereken önlemler şu şekilde sıralanabilir.

Bebek hareketlerinin sayımı (26-28. haftalardan itibaren) yapılmalıdır. Eğer bebeğiniz saatte 10 kereden az hareket ediyorsa veya her gün hareket ettiğini bildiğiniz vakitlerde hiç hareket etmiyorsa ultrason veya NST testi ile bebeğin durumunun kontrol edilmesi faydalı olacaktır

Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır

Gebeliğin ikinci yarısında olabilecek her türlü vajinal kanamada derhal hekime başvurulmalıdır

Daha önce ölü doğum hikayesi varsa hasta daha yakından takip edilmeli ve kontroller daha sık yapılmalıdır. Daha önce tespit edilmiş bir neden varsa, tedavisi yapılmalıdır

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp