Doğum Kontrol Haplan Almayı Bıraktıktan Sonra Tabii Yoldan Aile Planlaması

Doğum Kontrol Haplan Almayı Bıraktıktan Sonra Tabii Yoldan Aile Planlaması :

Aile planlamasında tabii yöntemleri uygulamak için başvuran kadınların çoğu daha önce doğum kontrol hapı kullanmışlardır. Bazıları muhtemel yan etkilerinden çekinerek hap almayı bırakır, bazıları hap almayı bırakıp dinlenmek ister, bazıları da çocuk sahibi olmak için hapları keserler. Sebep ne olursa olsun, atılacak ilk adım, bilinen. fizyolojik göstergeleri kullanarak birkaç ay kendi fertilite düzenlerini izlemeleridir. Böylece normal adet düzeninin yeniden oluştuğunu ve vücut sistemlerinin normale döndüğünü izleyebilirler. Bu gebe kalmayı isteyen kadınlar için özellikle önemli bir noktadır.

Ağızdan alınan yaklaşık 33 çeşit doğum kontrol hapı olduğu için, etkileri kadından kadına değişir, dolayısıyla her bir kadında fertilitenin nasıl ve ne zaman yeniden oluşacağını önceden tahmin etmek imkanı yoktur. Yumurtlamayı bastırıcı etkisiyle bu haplar vücudu fizyolojik olarak gebe olduğuna inandırır. Yalancı gebelik etkisi denen ve devamlı progesteron etkisine bağlı olan bu durum bazı hastalıkların tedavisinde de kullanılır. Hap alanlarda aylardan çok yıllara uzanan bu uzun süreli yalancı gebelik, farklı hapların farklı etkiler yaratmasına rağmen, genelde aşağıdaki etkileri ortak çizgi içinde gösterir:

1. Hormon sistemini düzenleyen hipofiz bezine karşı, dengeli bir ters tepki mekanizması ile, yani kan dolaşımına sürekli olarak her gün verilen yüksek dozda östrojen ve progesteron etkisiyle bir blokaj oluşur ve FSH ve LH salgılanmaz, böylece yumurtlama oluşmaz.

2. Serviksden gelen mukus sürekli olarak sperme 'düşman' durumda tutulur, yani pH'ı normale göre değişiktir.

3. Rahim cidarı da (endometriumda) döllenmiş yumurtanın emplantasyonunu (yuvalanmasını) engelleyecek 'yabancı' bir yapıda tutulur. Bir kadının hapı bıraktıktan sonra ne kadar süreyle infertil kalacağı, kendi hormonsal sisteminin 'ne hızla eski durumunu alıp, östrojen ve progesteron'un yeni düşük seviyelerine ne kadar: çabuk tepki vereceğine ve FSH ve LH üretimine ne kadar zaman içinde başlayacağına bağlıdır. Genellikle gecikme azdır, ancak bazı vakalarda ilacı bıraktıktan sonraki ilk adet 90 güne kadar gecikebilir, özellikle östrojen ve progesterorı'un beraber alındığı hallerde böyle olabilir. Hap almayı bırakan kadınların fertilitesinin yeniden oluşmasının gecikebileceğini veya potan. siyel kısırlıkla ilgili kaygılarının bu süreci yavaşlatacağını bilmeleri önemlidir. Yalnızca serviks mukusu ve rahim cidarı yapısını değiştirerek tesir eden doğum kontrol haplarının (rninipill veya sadece progesteron hapları) hipo' fiz bezine etkisi çok azdır ve bu yüzden östrojenle birlikte olan hapları kullananlara göre, bu kadınlarda fertilite çok daha hızlı yerine gelir.

HapSonrası Çizelge Tutma

Doğum kontrol hapları kesildikten sonraki ilk adet dönemi en çok problem yaratabilen zamandır. Kadın bu dönemi sıkıntısız atlatabilirse, ardından gelen adetler artık normale dönmüş demektir; dolayısıyla aile planlamasında tabii yöntemleri uygulamada herhangi bir sorunları olmaz. Kadının hap almayı bırakmasından ve ilk defa fertilite siklusu çizelgesi tutmasından sonra belli başlı engel. fizyolojik fertilite işaret ve belirtilerini yorumlamadaki tecrübesizliğidir. Buna ek olarak, hapları kestikten he'men sonraki adetleri n düzensizlik gösterebileceği söylenebilir, ancak bunlar normal sistem bir kere yerleştikten sonra ortadan kaybolur. Bazal vücut ısısı: İlacı bırakan kadınların BVI'larını . çizelgeler halinde düzenlemeleri önemlidir, çünkü bu, yumurtlamanın meydana geldiğine ve fertilitenin geri döndüğüne dair en iyi nesnel göstergelerden biridir. Kadının bu özel fertilite belirtisiyle ilgili ölçümleri yapıp, çizelgeye geçirmeyi öğrenmesi gayet kolaydır. Ancak BVI, daha önce .ilgili bölümde anlatmış 01duğumuz gibi yumurtlamanın ne zaman oluştuğunu gösterir, bu nedenle fertilitenin yaklaştığını tahmin etmeye yaramaz.

Bu durum, yumurtlama gecikip yumurtlama öncesi devre haftalarca uzadığı vakit sorun yaratabilir. Doğum sonrası ya da menopoza yakın olmadığı durumlarda ısıyla birlikte bir başka fertilite göstergesini gözlemleyip çizelgeye geçirmek yararlı olacaktır. Öyle olduğu takdirde hap bırakıldıktan sonra ısı değişmesine kadar çiftlerin cinsel birleşmeden uzak durmaları tavsiye olunur, çünkü bütün fertilite göstergelerini gözlemleyip çizelgeye aktarılmasındaki tecrübesizlik yanlış yorumlama. lara ve istenmeyen bir gebeliğe yol açabilir. Mukus belirtisi: Hapı bırakan kadınlara, mukus semptomunu gözlemler neyi öğrenirlerken, normal kurallar uygulanır. İlk adette ısı değişmesinden 4 gün sonrasına kadar çift cinsel birleşmeden uzak dur~alıdır. Bu, infertil devrenin başlarında mukus salgılarıyla meni sıvısının birbirine karıştırılrnasmı önler ve kadına kendi mukus modelini tanıma şansı verir. . . Bu ilk adet süresinde vücut başarılı olmadan önce birkaç ovülasyon (yumurtlama) girişiminde bulunabilir. Bu olayın sebebi olan östrojen ve progesteron seviyelerindeki iniş ve çıkışlar; infertiltip mukusu fertiltip mukusun, onu da 'yeniden infertiltip mukusun izlediği bir modelde yansıyacaktır.

İlaç sonrasındaki adette, kadının adetln başından .beri sürekli ve koyu bir mukus gözlemesi ve bunun birkaç hafta devam etmesi mümkündür. Akıntının nedeni, hap alan ya da almış olan kadınlarda sık görülen serviks dokusu aşınması veya erozyondur. Bunun ayrıca tedavi edilmesi gereklidir. Bazen de kadının vücudu haptan dolayı aşırı ostrojen depo lam ış olabilir ve bu, birkaç hafta veya ay süresince yavaş yavaş vücuttan atılır. Bu durum. da, mukus modeli yumurtanın büyümesi ve serbest bira . kılmasıyla bağlantılı değildir. Bu problemlere ilave ola. rak doruk mukus noktası gününün rahatça gözlenir hale gelmesi için en az üç adetin geçmesi gerektiği gerçeği birleştirilirse, mukus belirtilerinin gözlemlenip kaydedilmesiilk aylar için cesaret kırıcı ve güvenilmez sonuçlar verebilir. Bu arada çiftler diğer korunma yöntemlerini (prezervatif, yüzeyel cinsel ilişki d.) uygulayabilirler. Ancak düzensizlikler bir kere ortadan kalktığı takdirde, normal gözlemler ve kayıtlar başlayabilir ve tabii aile planlamasında .rnukus yönteminin alışılmış kuralları kolaylıkla uygulanabilir.

serviks deki değişiklikler: Mukus belirtilerinde olduğu gibi bu yöntemin de en zor tarafı, kadının doğru yorumlamayı öğreninceye kadar belli bir sürenin geçmesi gerektiğidir. Servikse ait değişiklikleri yorumlamayı iyice öğrenmek ortalama olarak 3 ayadır. Bu yüzden hapı bıraktıktan sonraki ilk birkaç adet siklusunun sonuçları fazla güvendi değildir. Ama bu göstergeyi yorumlamak bir kere öğrenildi keten sonra normal kurallar uygulanabilir. Ikinci derecedeki göstergeler: Hap bırakıldıktan sonra meydana .gelen ilk yumurtlama civarında siklus ortası kanaryaları oldukça sık görülür. Bu gösterge gözlemlerıdiği takdirde, doruk mukus günü ya da ısı değişmesi gününü' daha kolay tespit etmek için kullanılabilir. Haptan sonraki ilk yumurtlamada kasık ağrısı' çeken kadınlar bundan da destekleyici unsur olarak yararlanabilir.: 18. ve 19. çizelgeler dört yıl süreyle karışık doğum kontrol hapı almış bir kadının ilk iki siklusunu göstermektedir. ' . 18. çizelgede siklusun ilk günü hapı bıraktıktan sonraki kanamanın da ilk günüdür. Bu kanama normal adete bağlı değildir, hapı bıraktıktan sonra östrojen seviyesindeki düşme sonucu oluşan geri çekilme kanamasıdır. 18. çizelgedeki mukus modeli sonunda adetin 11. gününde, (bunu başarmadan önce) vücudun birkaç defa yu ' murtlama .girişimiride bulunduğunu göstermektedir. AIçak seviyeden yüksek seviyeye vücut ısısı değişmesi açıkça görülmektedir ve doruk mukus semptomu belirtisini doğrulamaktadır. Adet ortası kanaması ise fazladan ek . bir yumurtlama göstergesidir. Bu adet' içinde yumurtlamasonrası devre çok kısadır ve adet siklusurı 60. gününde meydana gelmiştir.

Bu nedenle çizelge, hapı bıraktıktan sonraki ilk siklusda oluşahilecek çoğu düzensizlikleri göstermektedir. Ayrıca bu çizelge, yumurtlama öncesi devre boyunca neden cinsel birleşmeden uzak durulması gerektiğinin sebep'lerini göstermektedir. YumurtIama fiilen 51. güne kadar gerçekleşmemekle birlikte, östrojen seviyesi yumurtlamayı başlatmak üzere yükselmekte olduğu için adet başında birkaç tane potansiyel olarak fertil günün varlığı görülmektedir. Çift ne zaman arzularlarsa cinsel ilişki kurmaya alışmış olabilirler,' ancak kadının vücudunun düzene girmesi ve normal fertilite siklusunun yeniden kurulması için haplar bırakıldıktan sonraki ilk adete kadar ilişkide bulunmamak gerekir. Çizelge 19 si kus un hala oldukça uzun olması haricinde kadının sikluslarının hemen hemen normale döndüğünü göstermektedir. Hem doruk mukus semptomu hem de ısı değişmesi son derece belirgindir ve yumurtlamasonrası devre normale dönmüştür, bu durumda çift hiç riske girmeden belli günlerde cinsel ilişkide bulunabilirler. İki siklus süren gözlem ve kayıt işlemlerinden sonra bu kadın, tabii adet sikluslarının yeniden oluştuğundan emin olabilir ve normal yumurtlama günleri için kuralları uygulamaya başlayabilir.

Eğer kadın doğum kontrol hapları almayı, çocuk sahibi olmak istediği için bırakmışsa, hamileliğin gerçekleşmesi için üç ya da dört adetin geçmesini beslernesi önemlidir. Bu süre, kadının vücudunun normal fertil durumuna geri dönüşü ve gayri tabii hormon al dalgalanmaların yok olması için gereklidir. Doruk mukus semptomu kurallarını izleyerek çift bugüne yakın zamanlarda cinsel ilişkide bulunurlarsa gebeliğin oluşma şansını belirgin şekilde arttırabilirler. Aile planlamasında tabii yöntemler bu aşamada da yararlıdır, çünkü döllenmenin ne zaman gerçekleştiğini büyük bir kesinlik gösterirler. Bu avantaj onların hamileliğin ilerlemesini doğru olarak kaydetmelerini ve şüpheli günler problemini ortadan kaldırmalarını temin eder. Tabii Yoldan Aile Planlaması Ve İstenilen Bir Gebeliğin Gerçekleştirilmesi Tabii Volkan aile planlaması kliniklerine gelenlerin dörtte biri, doğum. kontrolü amacıyla değil, gebe kalmakta karştlaştrklnrr zorlukları alt edebilmek için gerekli yöntemler öğrenmek arzusu ile bu kurumlara başvurmaktadır•lar. Günümüzde nüfus planlaması ve çocuk sahibi olup olmama hakkının özgür olarak uygulanışı ve bu konuların sürekli olarak vurgulanışı; gebeliği gerçekleştirmede sorunları olan, şaşırtıcı oranda geniş bir çift grubunun çoğunlukla unutulmasına veya göz ardı edilme~ine neden olur. Halbuki batılı ülkelerdeki çiftlerin yüzde l O‘ndan Iazlasmın aile hayatlarında kısırlık problemleri ilc karşılaştıkları tahmin edilmektedir. Gebeliğin gerçekleşmesinin normalden daha uzun zaman aldığı subfertil diye adlandırılan aileler yani zor çocuk sahibi olanlar herhalde bundan da fazladır, ancak yardım istemedikleri için tam olarak doğru sayıyı belirlemek zordur.

Bu çiftlerin çoğuna tabii aile planlamasında uygulanan yöntemler yoluyla yardım edilebilir. Fertilite bilincine sahip olmak ve bir siklusda doğurganlığın en yüksek olduğu zamanı kesin olarak belirleme yöntemlerini öğrerırnek: bu çiftlerin, yumurtlama ile aynı zamanda cinsel ilişkide bulunarak o siklusda gebe kalma ihtimalini en yüksek seviyeye çıkarmalarını mümkün kılmaktadır. Gerçekten de bu kadar basit bir öğüt bile çoğunlukla paha biçilmez bir değer taşımaktadır. Kısırlık, etkilediği ailelerde büyük ölçüde endişe, üzüntü ve bazen de suçluluk duygusu yaratır; ancak tabii yoldan aile planlaması eğitmenlerinin gösterdiği psikolojik destek, anlayış ve güven, çiftin korkularını yatıştırmada ve meseleye daha olumlu bir yaklaşım getirmede yardımcı olur.

Kısırlık Nedir?

« İsternsiz kısırhk» terimi gebeliği önleyici yöntemler kullarimadan yaklaşık bir yıl düzenli cinsel ilişkide bulundukları halde gebeliği gerçekleştiremeyen çiftler için kullanılır. normal olarak, bebek sahibi olmaya çalışan çiftlerin yüzde 8090'ında 12 ay içinde kadın gebe kalır. Ancak, gebeliği önleyici yöntemler (haplar, aletler) kullanmadan cinsel ilişkide bulunmanın muhakkak döllenme sonucunu vermeyeceğini de belirtmek gerekir. Birçok çift gebeliğin gecikmesi karşısında kaygılanırlar. Bu endişe kadının hormonsal dengesini bozarak, yumurtIamayı psikolojik baskı sonucu fiilen engelleyebilir; bunun sonucunda doğurganlığı bozabilir ve sorunu daha da ağırlaştırabilir. Tıbbi açıdan kısırlık şöyle ayrılabilir: ı. primler infertilite (birincil kısırlık) çiftin hiçbir zaman gebeliği gerçekleştirememesi hali; 2. Sekonder infertilite (ikincil kısırlık) çiftiri geçmiş.te döllenmeyi başarabilmiş olmasına rağmen bunu bir daha gerçekleştirememesi hali. Kısırlığın kaynağının yüzde 30 oranında erkeğe, yüzde 45 oranında kadına bağlı olduğu genellikle kabul edilir. Kalan bölümde sebep hem kadın hem de erkek olabilirken, kısırlığa neden olacak hiçbir faktörün bulunamadığı durumlar da vardır. Ancak kısırlığın kaynağı ister kadın isterse erkek olsun, mesel e eşlerin her ikisini de eşi t ölçüde ilgilendiriyor şeklinde kabul edilmelidir.

Kısırlık Nedenleri

Basit olarak ele alınırsa, bir kadının gebe kalması için yumurtlayabiliyor olması gerekir; serbest bırakılan canlı ve sağlıklı yumurta, erkeğin canlı ve sağlıklı spermi ile döllenmelidir; döllenmiş yumurta uterus'un yanındaki kanaldan (tuba) içeriye doğru yol alarak, rahihıin özel olarak hazırlanmış duvarına kendini yerleştirmeli yani yuvalanabilmelidir: artık dokuz aylık gebelik dönemi başlamıştır.

Bu karmaşık olaylar dizisi herhangi bir aşamada, çeşitli faktörler yüzünden yarı da kesilebilir ve gebelik başarısızlığa uğrayabilir. Eğer meselenin tedavisi mümkünse ,kısırlık kaynağını bulmak için hem kadında hem de erkekte çeşitli testler ve araştırmalar yürütülebilir. Bunlar özellikle kısırlığı ele alan başka yayınlarda çok iyi tanımlanmıştır; bu nedenle burada inceden ineeye anlatılmayacaktır (ilgili kitaplar listesi için bkz. Kaynaktar). Ancak kadında ve erkek te muhtemel kısırlık sebeplerini burada kısaca gözden geçireceğiz.

Erkekte Kısırlık

1. Spermle ilgili problemler: Çift, hamileliği başarmakta güçlük çekiyorsa, yapılacak ilk test ~perm sayısının tesbitidir. Bu test ile meni içindeki spermlerin yeterli sayıda bulunup bulunmadığı, (kadının rahiminden geçerek tüplere .kanallara gitmesini mümkün kılacak şekilde) spermlerin canlı ve iyi hareket edip etmediği kontrol edilir. Sperrn'in taşınmasında yeterli olup olmadığını anlamak için ayrıca üretilen meninin kitlesi de ölçülür. Bu testlerde çıkacak herhangi bir olumsuz (negatif) sonuç kısırlığın muhtemel sebebi olabilir.

2. Fiziksel rahatsızlıklar ve enfeksiyonlar: Bunlar, testislerin doğru faaliyet göstermesini engelleyebilen konjenital (doğuştan gelen) hastalıklar ve testislerde varisli damarlar (varikosel denilen bu hastalık ameliyatIa başarıyla tedavi edilir) gibi rahatsızlıklar olabilir. Ergenlik döneminden sonra geçirilen kabakulak gibi enfeksiyonlar ve zührevi hastalıklar (özellikle belsoğukluğu) sperm sayısını sıfıra düşürebilir. Enfeksiyon, ayrıca, spermin testislerden geçip penise getiren sistem içindeki yolların tıkanmalarına neden olabilir ve böylece ejakülasyon mekanizmasını bozabilir.

3. Psikoseksüel etkenler: Bu etkenler iktidarsızlık, erken ejakülasyon veya cinsel birleşmede pozisyonlarla ilgili problemler gibi değişik konuları kapsar. Yumurtanın döllenmesi için spermin vajenin dibine bırakılması gerekir. Çiftiri birleşmede kullandığı özel bir pozisyon mevcut ve bu durumu engelliyorsa gebelik gerçekleşmeyebilir. Kadında Kısırlık

1. hormonsal sistemde dengesizlik: Adet siklusu karmaşık ve hassasiyetle dengelenmiş bir etki tepki yöntemiyle işleyen hormon salgısına uyumlu olarak çalışır ve bu dengeye müdahale eden herhangi bir şey adet siklusunda infertiliteye yol açacak düzensizlikler yaratabilir, Sebep organik ya. da Sinolojik olabilir, duygusal ve psişik rahatsızlıkla~r kadının, yumurtlamayı başlatan hassas hormonsal kontrol mekanizmasını altüst edebilir; bu nedenle gebe kalma konusuna bağlı problemler sonucu kadının hissedebileceği endişe ya da sıkıntıyı azaltmaya gayret etmek önemlidir. Birçok adet düzensizliği türü, infertilite problemleri yaratır. Kadına fertilite göstergelerini gözlemleyip kendi fertilite siklusunu bir çizelge halinde tutması öğretilinceye kadar bu düzensizlikler gün yüzüne çıkmayabilir. Bu konuda sık görülen problemler şunlardır: (a) Anovulasyon yumurtalıklarda folikülün gelişmeyip yumurtlamanın meydana gelmemesi hali. Bu durum genellikle adet azlığını da beraberinde getirir.

(b) Luteinire olmuş çatlamamış [olikiil (folikül kisti): folikül gelişme yolunda olmasına rağmen, yine fo . likülün yumurtlamayı uyarmak için yetersiz östrojen salgılaması yüzünden yumurtanın fiilen hiçbir zaman serbest bırakılmaması olayının teknik ismidir. (c) Oligoovulasyon: düzensiz ve seyrek yumurtlama hali.

2. Yunıurtalıklardaki çeşitli anormallikler: YumurtaIıkların normal faaliyetini göstermemesine sebep olur. ~azen corpus luteum'da kusur olabilir, bunun sonucunda döllenmiş yumurtanın yuvalanması için rahim duvarlarını hazırlayacak düzeyde progesteron salgılanamaz ve. seviyesi yetersiz kalır. Böyle hallerde, yumurtlamasonrası (luteal) devre anormal biçimde kısa sürer. Yumurtlama zamanını belirlemek için, fertilite göstergelerini kullanarak birkaç siklusu çizelgeler halinde gösterdiğiniz takdirde siklusların bu devrelerinde söz konusu kusur kendini gösterecektir.

3. Fallop tüpleriyle ilgili problemler: Çoğunlukla' cinsel yoldan bulaşan bir hastalığın sonucu olarak (enfeksiyon). gelişir. En kötüsü bazı hallerde enfeksiyon tübün yumurtalıklara yakın saçaklı uçlarının tamamen tıkanmasına yol, açabilir. Bu sebeple, gelişmiş yumurta, yumurtlama işlemiyle serbest bırakıldığı halde 'yakalanıp' döllenemez ve karın boşluğuna düşer, burada vücut tarafından emilir. Enfeksiyonun şiddeti daha az ise fallop tübünürı tamamında ya da tüplerinin rahime doğru olan bölgeo lerinde daralmaya ve kısmi tıkanıklığa neden olabilir. Bu durumda, yumurtanın bit: sperm tarafından döllenmesi olayı başarılı olsa bile yumurta serbest olarak fallop tübünden rahime yol alamaz. Bu olay dış gebeliklerin nedenlerinden biridir. Fallop tüplerinin tıkalı oldukları kesin olarak radyolojik araştırma sonucu ortaya çıkmış ise tüpleri açmanın çeşitli yolları vardır. Kısmen tıkanıklık olan vakalarda insüflasyon + hidrotubasyon ile aşağı yoldan (Serviksden) tazyikle hava ve ilaç verilir. Tüplerin çift taraflı ve tam tıkalı olduğu zaman tek yol cerrahi müdahaledir, ancak bu uygulamanın• başarı oranı çok küçüktür.

4. Serviksin işleviyle ilgili problemler: Sperm servikse, sadece fertiltip mukus yardım ederse ulaşabilir. E~feksi yon bu tür mukusun yapılmasını önleyebilir. Setviks ve vajen, çoğunlukla aynı organizmadan etkilenirler. Bunların en çok rastlanan örnekleri Monilia (mantar) ve trichomoniasis'ôu: hormonsal bir problem YÜc zündensadece infertiltip mukus salgılanıyorsa sperm genital sistem içinden ilerleyerek bekleyen yumurtaya ulaşamayacak demektir.' Bazen, kadının mukusunun eşinin spermine 'immün karşılık' verdiği görülür. Bu durumda, yabancı organizmalara karşın kadının normal savunma mekanizması spermi tehdit unsuru olarak görür ve yok eder. Cinsel birleşmeden kısa bir süre sonra sperm ve vajen salgıları örneğinin alındığı koitussonrası testinde kadının mukusunun spermin canlı kalmasına elverişli olup olmadığı belirlenebilir.

5. Psikoseksiiel problemler: Bu problemler çiftin cinsel ilişki kurmasını engelliyorsa veya çift son derece seyrek olarak cinsel ilişkide bulunuyorsa, sebep olabilirler. Kendi doktorlarından çok, onların soruİılarını anlayışla karşılayan bir uzmana danışmak çiftleri rahatlatacaktır.

Yorumlar

  • Sel** Den**
    7 yıl önce
    iyi gunler hocam benım aklıma takılan sey 10 aydır desolet kullanıyodum bu ay bıraktım adet gordum bıtdı sonrasında esımle kendı yontemlermızle korunarak ilişkiye gırdık ertesı gun kahverengı leke geldı peceteye iç çamasırım batmayacak kadar sizce neden hap aldgm sure ıcınde bole bı sıkayetım yoktu yenı oldu lutfen cvp verırmısınız ben gorev ıcabı hakkarıdeyım dogru duzgun doktor yok napmam gerekıyo cok endıselıyım.
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      Telaşlanacak bir durum değil. Normal tedavinize devam edebilirsiniz. İyi günler

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp