Kolesistit

Kolesistit :

Safra kesesi inflamasyonu, akut, kronik ya da kroniğin üstünde gelişmiş akut bir inflamasyon şeklinde olabilir. Hemen her zaman safra taşları ile birliktedir. Birleşik Devlatler‘de kolesistit, abdominal cerrahiyi gerektiren en sık indikasyondur. Epidemiyo10jik yayılımı, safra taşlarırıınkine paralellik göstermektedir. Morfoloji Akut kolesistitte, safra kesesi genelde büyümüştür (iki ya da üç katı), gergindir ve subserozal kanamalar nedeniyle menekşe renginden, yeşilsiyah renge kadar değişen alacalı bir görünümde olabilir. Serozal örtü sıklıkla fibrin ile ya da daha ağır vakalarda suppuratif bir eksuda ile kaplıdır.

Vakaların %90'ında taş mevcuttur. Taş sıklıkla safra kesesi boynunu ya da sistik duktusu tıkar. Safra kesesi lumeni, fibrin, kanama ya da irin içeren bulanık bir safra ile doludur. Lümendeki eksuda tamamen saf irinden oluştuğunda bu durum, safra kesesi ampiyemi olarak adlandırılır. Hafif şiddette ki vakalarda safra kesesinin duvarı kalınlaşmış, ödemli ve hiperemiktir. Daha ağır vakalarda ise, safra kesesi yeşilsiyah nekrotik bir organ halini almıştır ve buna gangrenöz kolesistit adı verilir. Histo10jik olarak, inflamatuar reaksiyonlar özellikli değildir ve akut inflamasyonun bilinen yapısal özelliklerini (ödem, lökositçik infiltrasyon, vasküler konjesyone, abse oluşumu ve kangreniz nekroz) taşırlar.

Kronik kolesistitte görülen Morfolojik özellikler ise çok çeşitlidir, hatta bazen minimaldir. Safra kesesi içerisinde taş varlığı, akut inflamasyonun yokluğunda bile tanı için yeterli kabul edilir. Safra kesesi kontrakte, normal boyutlarda ya da büyümüş olabilir. Mukozal ülserasyonlar enderdir. Submukoza ve seroza ise sıklıkla fibrozis nedeniyle kalınlaşmıştır. Üzerine binen akut kolesistit yokluğunda, mural lenfositlerin varlığı inflamasyon varlığını gösteren tek bulgudur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp