Kolera Hastalığa Karşı Korunma

Kolera Hastalığa Karşı Korunma : Koleralı hastalar veya şüpheli olanlar o yerin hükümet dektoru’na veya en yakın karakola bildirilmelidir. Aslında bu hastalığa yakalananların haber verilmesi kanun’la da mecbur tutulmuştur. Koleralı hasta ve şüphelilerin başka yerlere gitmesine kat’iyen izin verilmez. Bu gibi kimseler, hastaneye bile bu iş için ayrılmış hasta otomobili ile götürülürler.Kolera hastalığı özel bir bakımı, tedavi ve korunmayı gerektirir. Koleranın başkalarına bulaşmaması için hastalar ayrı bulundurulur, yanına sadece hekim, hemşire ve bakım işlerini iyi bilen yardımcılar girerler. Koleralıların hastanede tedavileri şarttır. Burada hastaların dışkı ve kusmukları ilâçlanır; mikropsuz hale getirilerek helâya dökülür. Yatak örtüleri veçamaşırları kaynatılır, yıkanarak temizlenir ve ütülenir.

Kullanılan kap, kacak ve her şeyin kaynar suda tutularak ya da diğer yollarla mikropları öldürülür. Şekil : 4 Karasinekler önlenir. Kısacası kolera mikroplarının çevreye bulaşıp hastalığın yayılmasına meydan verilmez.Koleralı hastaların yanında bulunmuş olan kimseler, ilk beraberlik gününden beş gün sonrasına kadar hekimin kontrolüne başvurmalı ve dışkılarını muayene ettirmelidir.Koleralı yerlerde en başta, insan dışkısı ve kusmuğu üe, suların kirlenmemesi üzerinde durulmalıdır. Bozuk su yolları onarılmalı ve dışarıdan sızıntıların karışması önlenmelidir.Kuyu, çeşme, kaynak dahil insanlar tarafından kirletilen bütün açık ve kapalı sular dışkı ve diğer kirli sızıntılar karışabilece- ğinden, tehlikelidirler. Bu sular kaynatılmadan içilmemeli, ya da kullanılmamalıdır. Kolera mkirobunu yok etmek için sulara özel ilâçlar da katılır. Bunları kullanma şekli ve ölçüleri öğrenilmelidir. (Kullandığımız ve İçtiğimiz Su Broşüründe bu husus belirtilmiştir.) Ark, kanal ve benzeri sular kirletilmemeli;çoluk, çocuğun girmesine ve kirli çamaşırların yıkanmasına meydan verilmemelidir.Yaz aylarında fazla içilen ve temiz olmayan soğuk su, limonata, gazoz gibi içeceklerle de kolera bulaşır. Bunların yerine çay içilmesi daha akıllıca bir davranıştır.

Çünkü çay kaynatıldığından içindeki mikroplar tamamen ölür. Ayni şekilde, sütler kafiyen içilmemeli muhakkak kaynatılmalıdır. Kirli sularla, özellikle, taze yoğurttan yapılmış ayran da tehlikelidir.Yiyecek ve içecekler için kullanılan kap, kacak ve benzeri her şey kaynayan suda tutularak temizlenmelidir. Bunlar mikroplu sularla yıkanmışlarsa içindeki yiyecek ve içeceklerin mikropsuz olmasının faydası yoktur.Yiyecek ve içecekler dışarıdan ve karasinekler tarafından kirletilmiyecek şekilde korunmalıdır.Çiğ sebze ve meyva gibi şeyler yenmemelidir. Özellikle marul, salata, havuç, turp ve benzeri sebzeler temiz sularla iyice yıkansalar bile kıvrımlarında kolera mikrobu kalabilir. Şekil : 7 Unutulmamalıdır ki, çiğ yenen her şey mikropludur. Aslında temiz olsalar bile kirli eller, kap ve benzeri eşyalar veya karasineklerle mikrop bulaşmış olabilir. Lokantalar ve yiyecek satan yerler devamlı ve sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir.önemli bir korunma da uzun tırnakların kesilmesi ve her yemekten önce ellerin sabunla iyice yıkanmasıdır. Kirli ellerle kat’iyen yiyeceklere dokunmamak, eller temizlenmedikçe ne ağıza değmeli ve ne de bir şey yemeli. Abdest yaptıktan ve işedikten sonra eller muhakkak bol köpüklü sabunla yıkanmalıdır.

Şekil : 8Dışkinın açıkta toplandığı veya dışarıya akıntılı helâlar onarılmak; karasineklerin dışkılara konması ve helâ sızıntılarının sulara karışması önlenmelidir.öte yandan, açıkta ya da su kenarlarda dışkılama âdeti muhakkak terkedilmelidir. Bu gibi yerlerde Hükümet Doktorlarına danışarak en elverişli ve sağlık düzenlerinin gerektirdiği helâ örneği istenmelidir. Zaman kaybetmeden bu çeşit helâla- rın yapımına geçilmesi akıllıca bir davranış olur. Kolera tehlikesi yanında çeşitli bulaşıcı hastalıkların önlenmesi için helâ derdinin de kalkması şarttır.Bostan ve sebze bahçeleri lağım suları ile sulanmamalı ve insan dışkısı gübre olarak kullanılmamalıdır.Kolera’nın çıkmasını ve artışını önlemek için karasineklerin de yok edilmesi gerekir. Sadece sinek öldürücü ilâçların kullanılması yetmez. Bunun için karasineklerin yumurtalarını bırakıp ürediği yerler giderilmelidir. Helâ derdinin kalkması yanında, köydeki ağıl ve ahırlar düzenlenmeli ve temiz tutulmalıdır. Karasineklerin en fazla ürediği yerlerden biri de tezeklerdir. Bu iş üzerinde önemle durulmalı ve üremeyi engelleyecek uygun ve elverişli bir yol bulunmalıdır, insan ve hayvan dışkılarının giderilmesi derdi ile başa çıkılamazsa, bunları zararsız duruma sokmak için kireç ya da etkili diğer yolara başvurulmalıdır. Sebze ve meyva artıkları, karpuz ve kavun kabukları, her ne çeşit olursa olsun, çöpler rastgele atılıp meydana bırakılmanialıdır.

Çöp ve gübre işi sıkı bir düzenle yürütülmelidr. Elverişli olanlar yakılmak, olmayanlar da, bu iş için ayrılan bir yere atılarak üstü toprakla örtülmelidir. Bunların açıkta bırakılması karasineklere karşı savaşı başarısız kılar. Bu da kole- ra'nın artıp yayılmasını kolaylaştıran önemli sebeplerden biridir.Kolera’nın görüldüğü deniz ya da dere kenarı, şehir, kasaba ve köylerin bulunduğu yerlerde, özellikle lağım ve helâ akıntılarının karıştığı su ve civarları hastalığın bulaşmasına yol açabilir. Gerek mikroplu sulardan ve gerekse bu sulardan elde edilen balık, midye ve karides gibi deniz hayvanlarının, özellikle iyi pişirilmeden, yenmesi ile hastalığa yakalanmak mümkündür. Sahillerde lağım akıntıları civarında denize girmemeli ve bu akıntıların kirletebileceği plaj gibi yerler önlenmelidir. Unutulmamalıdır ki, kolera’lı yerlerde lağım sularının karıştığı dere balıkları bile hastalığın bulaşmasına yol açabilir.Kolera hastalarının, şüphelilerin veya kolera’dan ölenlerin yatak, yorgan, örtü, çamaşır ve elbiseleri, amel ve kusmukları ile kirlenen her şeyi, kullandığı bardak, tabak ve benzeri eşyalar başta gelmek üzere, bütün eşyaları etüv denilen sıcak buharkazanlarında tutulmalı vc mikropsuz hale getirilmelidir.

Mümkün olmayan yerlerde kaynatılmalı, lüzumsuz olanları yakılma- lıdır. Bu iş hastanenin veya hükümet tabipliğinin görevli memurları tarafından yapılır. Hastalar ve kolera mikrobunu saçanlar tamamiyle iyileşip mikropsuz duruma girinceye kadar ziyaretlere izin verilmez; bunların yanlarına sadece hekim ve hastaya bakanlar girer. Hastanın bakımı ile uğraşanlar bu şurada koruyucu gömlek giymeli, ellerini kafiyen ağızlarına değ- dırmemeli, hastanın bardağından su içmemeli vc onun kaplarını kullanmamalıdır; çok tehlikeli böyle bir hata muhakkak kolerayı bulaştırır. Hastanın yanından ayrılışlarda eller bol köpüklü sabunla yıkanır; ilâçlı su varsa ona batırılır. Gömlek hastanın bulunduğu yer veya odanın duvarına asılır. Hastanın amel ve kusmukları ile etrafın kirlenmemesine dikkat edilmeli, bunlar ilâçlanarak helâya dökülmelidir; ayrıca bu kaplar kaynatılmalı veya ilâçlanmalıdır. Bütün bunları belirtmeden kasıt, koleralıların hastaneye kaldırılıncaya kadar ayrı tutulmaları; sadece bir kişinin ilgilenmesi zorunluluğu ve nasıl korunu- labileeeği hakkında bilgi vermektir. Hastaların amel ve kusmuğundan sakınmalıdır.Kolera’dan ölenler hastanelerde, özel olarak görevlendirilen, bilgili kimseler tarafından yıkanmalı ve gereken şartlar yerine getirilerek gömülmelidirler; aslında kanun da bunu mecbur tutar. Aykırı davranma tehlikelidir, birçok kimseler hastalığa yakalanarak ölebilirler.

Çünkü etrafa yayılan sularda çok fazla kolera mikrobu vardır.Koruma çarelerinden biri de etkili bir kolera aşısı ile ba- ğışblık kazanmaktır. Ancak sadece bu aşıya güvenmek büyük hata olur. Çünkü usulüne göre yapılan tesirli bir aşı en çok altı ay korur. Bu yüzden her altı ayda bir aşı tekrarlanmalıdır. Öte yandan, aşılı kimseler arasında da koleraya tutulanlar görülebilir. Yalnız, aşısızlara karşılık, bunların sayıları daha azdır. Hastalık çoğunda orta veya hafif derecede geçer. Toplam böyle bir aşı ile bağışık kılınırsa ölüm hayli azalir. O halde korunmanın ön şartı yukarıda açıkladığımız tedbirlere uymaktır. Aşı da bunları desteklerse kolera felâketi tamamiyle yok edilir.Kısacası, içilen ve kullanılan sularda dışkı, sidik ve çeşitli kirli akıntılar karışmamalı.

Yiyecek ve içecekler dışarıdan mikrop bulaşmıyaeak şekilde korunmalı. Helalar kapalı ve çevre için zarasız olmalı. Karasinekler önlenmeli, gübre ve çöpler yok edilmeli. Kişi ve toplum olarak sağlık şartlarına uyulmalı ve temiz olmalı. Bütün bunlara bir de aşı eklenirse kolera’dan korkmak için hiç "bir sebep kalmaz.Şunu da hatırlatmak faydalı olur : Bütün illerimizde görülen başta tifo hastalığı ve zaman zaman çıkan salgınlar çok önemli bir uyarmadır. Çünkü kolera hastalığı da hemen aynı sebeplerden ötürü bulaşır ve salgınlar yapar. Ancak tifodan gelen zararlar kolera’nm küçük bir örneğidir; üstelik tifodan ölenlerin sayısı, çoğu zaman kolera ile kıyaslanamayacak kadar azdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp