Kemik Eklem Veremi

Kemik Eklem Veremi :

Koch basilinin kemiklerde yerleşmesine bağlıdır. Bir zamanlar çok yaygın bir hastalıkken (akciğer dışında veremin en sık yerleştiği doku kemiktir), günümüzde yaşam koşullarının iyileşmesi ve antibiyotik kullanımıyla giderek azalmaktadır. Verem, özellikle eklemleri etkiler, ikinci olarak alttaki kemik uçlarına yayılır. Bu nedenle kemik-eklem veremi terimi kullanılır.

Hastalık, en çok gençlik döneminde (10-30 yaş arası) görülür. Zengin damarlı süngersi dokudan oluşan epifizler (kemik ucu), kemiklerde en çok etkilenen bölgedir. Hastalık, kemiklerin sürekli basınç altında kalan bölümlerini daha kolay etkiler. Koch basili, kan dolaşımıyla kemiklere ulaşır, hastalık bu nedenle belirtisiz geçirilmiş bile olsa, kemik ve eklemler, iç organları etkileyen bir verem enfeksiyonunun ikincil yayılma odağı olurlar.

En çok etkilenen kemikler omurga, kalça, diz, ayak; çok ender olarak da sağn-böğür kemik eklemi, kaburgalar, dirsek eklemi ve eldir. Verem kemik ile sinovya zarım birlikte etkiler. Bütün enfeksiyonlarda olduğu gibi, veremde de ilk savunmayı çok parçalı akyuvarlar (nötrofiller) üstlenir.

Ama kısa zamanda bu hücrelerin yerini monosit denen akyuvarlar alır. Bunlar bir yandan ortamdaki başka akyuvar kalıntılarını, bir yandan da tüberkül basillerini yutarak sindirmeye çalışırlar ve bu aşamada epiteloit hücre olarak adlandırılırlar. Bu hücreler merkezi bölümde kaynaşarak Langhans hücrelerini oluşturur. Orta bölümde ise ölü tabaka oluşur. Bu iltihap dokusunun bütünü “tüberkül” adı verilen küçük düğümcükleri meydana getirir. Tüberkül-ler birleşerek eklem kıkırdağını yıkıma uğratan bir “örtü” dokusu oluşturur.

Bu arada eksüda sıvısı eklemi doldurmaya başlar. Kemik ve sinovyayı da yıkıma uğratan tüberküloz dokusu, apse oluşturarak doku ölümüne ve doku yıkımına neden olur. Verem apselerine “soğuk apse” adı verilir, bunun nedeni öteki irin yapıcı mikropların yul açtığı apselerdeki gibi kızarıklık, sıcaklık vb akut belirtilerin görülmemesi, çok gevşek kıvamlı, bulanık, kokusuz, saman rengi ya da yeşil bir sıvı oluşmasıdır. İltihaplı dokudan gelişen tüberküller apse duvarı çevresindeki sağlıklı dokuları yıkıma uğratmayı sürdürür. Böylece apse, en uygun anatomik yolları izleyerek ve kütle çekiminden de yararlanarak kaynaklandığı odaktan “göç eder”. Bu göçün etkisiyle ilk oluştuğu dokudan çok uzak bir yerde de ortaya çıkabilir. Fistül oluşturarak dışa açılırsa iyileşmesi çok zorlaşır.

Belirtileri


Başlangıçta genellikle dikkat çekici bir belirti yoktur. Ama genel durum bozulmuştur; hafif ateş, yorgunluk, iştahsızlık ve zayıflama görülür. Ağrı. enfeksi-, yonun ekleme yayılmasıyla başlar, kemiğin çalışması ve üstüne yük binmesi ağrıyı artırır. Eklem şişer, deride mekik biçiminde, sıcak ama kızarmamış bir şişlik ortaya çıkar. Çevresindeki kaslarda başlayan koruyucu kasılmanın da etkisiyle eklemin işlevi giderek sınırlanır-Eklem başlarındaki ilerleyici doku yıkımı ankiloz (eklem donması) gelişimine neden olur.

Hareket sınırlanması, kol ya da bacak kaslarında belirgin bîr gelişme geriliğine yol açar ve bu da eklemdeki şişliği iyice belirginleştirir. Çekilen filmlerde Önce eklem başlarında belirgin bir osteoporoz (kemik dokusunun yoğunluğunun azalması), daha sonra eklem aralığında giderek darlaşma ve dü-zensizleşme yapan doku değişikliği gözlenir. Eklemin sertleştiği aşamada kenarları belirgin ya da belirsiz kemik aşınmaları, eklem başında az ya da çok kaba doku yıkımı belirtileri görülür. Ke-mik-eklem veremi kronik gidişlidir; tedavi edilmezse apse ve fistül gelişimiyle komplikasyon yaratıp ankiloz biçiminde kalıcı eklem bozukluklarına neden olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp