K.B.B Endoskopisi

Tanı, ameliyat öncesi değerlendirme, ameliyat ve ameliyat sonrası takipte büyük yararlar sağlayan endoskopi, KBB (kulak-burun-boğaz) alanındaki hastalıkların tanısında olduğu kadar cerrahi tedavisinde de giderek daha yaygın olarak kullanılmaya başladı.

İlk kez 1970‘li yıllarda popüler olan endoskopi, 1980‘li yıllarda hastalıkların tanısında rutin olarak uygulanmaya başladı. Yararlarının çok fazla olması ve uygulamanın kolay olması, ilk yıllarda sadece tanı amacıyla kullanılan endoskopinin yavaş yavaş tedaviye de kaymasını sağladı. Endoskopi, bugün artık modern tıbbın pek çok alanında kullanılan önemli bir tanı ve tedavi yöntemi. Teknolojinin, modern tıbbın gereksinimlerini karşılama konusundaki başarısına verilebilecek en güzel örneklerinden biri belki de.

Endoskopinin sağladığı en büyük fayda, gün ışığında ya da özel ışıklandırma altında direkt gözle görülemeyen, vücudun karanlık bölgeleri olarak adlandırılan alanların rahatlıkla görülebilmesini sağlaması. Bunu, “rijit” adı verilen sert ve ışıklı ya da “fiberoptik” adı verilen bükülebilir ve esnek ışıklı endoskopla yapmak mümkün. Bu iki seçenekten biri olan rijit endoskop, açılı teleskopu sayesinde çeşitli açılarla ışığı yönlendirerek direkt gözle görülemeyen yerleri rahatlıkla görmeyi sağlarken, fiberoptik endoskop ile vücudun direkt ulaşılamayan karanlık alanlarına kıvrılarak ve bükülerek ulaşmak mümkün oluyor. Çok güçlü soğuk ışık kaynağı olan bu aletler aracılığıyla alınan görüntüler rahatlıkla bir ekrana aktarılabiliyor. Ekranda, dar alanlar çok geniş olarak görülebilirken, bu görüntüleri kaydedip belgelendirmek de mümkün. Bu sayede hasta ve hasta yakınlarına görüntüler üzerinden hastalığı açıklamak, tedavi öncesi ve tedavi sonrası görüntüleri karşılaştırmak ve böylece tedavinin etkinliğini net olarak ortaya koymak gibi pek çok fayda sağlanıyor.