Kanser Öncesinde Görülen Lezyonlar

Kanser Öncesinde Görülen Lezyonlar : • Polipler. Sindirim kanalında boşluğa doğru çıkıntı yapmış, saplı ya da sapsız oluşumlara polip denir. Yalnız adeno- metöz polipler kanser öncesi görülen lezyonlardandır. Polip-kanser ilişkisi aşağıdaki özel­ likleri gösterir:

• kanser-adenom birlikteliği oldukça sıktır;

• adenomlar ile kalınbağırsak ve düzba- ğırsak kanserlerinin vücutta dağılımı birbirine benzer;

• adenom ve karsinomlann yaşa bağlı olarak çizdiği eğriler yaklaşık 10 yıllık bir farkla koşut gider;

• adenomlann seyrek görüldüğü ülke­ lerde kanserin görülme oranı düşüktür;

• kalınbağırsak boyunca saptanan po­ liplerin yaygın biçimde kesilip alındığı toplumlarda kanser görülme sıklığı da­ ha azdır. Günümüzde adenomların kanser ya­ pıcı lezyonlar olduğu genellikle kabul edilmiştir. Adenomlardan kanser geliş­ me tehlikesi polipin büyüklüğüyle, hüc­ re tipiyle, doku yapımındaki değişiklik derecesiyle (displazi) ve poliplerin sa­ yısıyla ilişkilidir.

• Düzbağırsak ve kalınbağırsağın ül­ serli iltihabı. Düzbağırsak ve kalınba­ ğırsakta iltihabi hastalığı (Crohn hasta­ lığı ve ülserli kolit) olan kişilerde, has­ talığın ileri yıllarında kalınbağırsak kanseri oluşma tehlikesinin genel nüfu­ sa oranla 10 kat daha fazla olduğu ka­ bul edilir. Bu hastalarda kanser normal kişilerden 20 yıl kadar daha önce, 30- 40 yaşlarında görülür. Çocukluk çağında başlayan düzba- ğırsak ve kalınbağırsak iltihabı olgula­ rında, hastalık süresi 10 yılı bulduğun­ da büyük olasılıkla hastalığın uzaması­ na da bağlı olarak kanser tehlikesi artar. Düzbağırsak ve kalınbağırsaklarında ül­ serli iltihap olan hastalarda, hastalık sü­ resi 30 yılı geçtiğinde ve olay kalınba­ ğırsağın tümüne yayıldığında kansere yakalanma oranı yüzde 56'ya çıkar. Bu hastalarda erken kanser tanısı ol­ dukça zordur. Belirtiler her iki hastalık­ ta da birbirine çok benzer. Aynca rad­ yolojik bulguların yorumlanmasında güçlükler görülebilir. Kesin tanı, kalın­ bağırsağın bir alet yardımıyla doğrudan gözlemlenip (kolonoskopi) değişik böl­ gelerinden birçok örnek alınarak (bi­ yopsi) bunların incelenmesiyle konulur.

• Divertiküller. Tümörün bulunduğu kalınbağırsak bölümünün dışa doğru cepleşmesi 60 yaşın üzerindeki kişile­ rin yüzde 40-50'sinde görülür. Bu ne­ denle sık görülen bir belirtidir. Çok sa­ yıda divertikül oluşumu (divertiküloz) kanser yapıcı bir hastalık değildir.

• Safrakesesinin çıkartılması (kolesistektomi). Safrakesesi açlık durumunda önemli miktarda safra tuzu içerir. Saf­ rakesesi ameliyatla alınınca bu birikim gerçekleşemediğinden, safra tuzları olanca hızıyla dolaşır. Böylece bağırsak bakterilerinde safra tuzları daha çok gö­ rülür ve safra asitleri artar. Bunların metabolizmasından kalınbağırsak ve düzbağırsak mukozası için kanser yapı­ cı kabul edilen birtakım maddeler türer. Bu nedenle geçmiş yıllarda safrakesesi­ nin alınmasının kalınbağırsak kanseri­ nin oluşmasında bir tehlike etkeni ola­ bileceği tartışılmıştı. Son yıllardaki kli­ nik çalışmalarda ise, safrakesesi alınan kişilerde kalınbağırsak kanserine yaka­ lanma oranının daha yüksek olduğuna ilişkin belirgin bir sonuç Alınamamıştır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp