Kan Akımında Yavaşlama (stazis)

Kan Akımında Yavaşlama (stazis) : Trombozis oluşumu için oldukça önemlidir. Kan akımı normal olduğu zaman, kanın şekilli elementleri akım yolunda orta bölgede yani, “aksiyal bölge” de. (aksiyal zona) yer alır. Orta kısımda, en büyük elementler olan lö- kositler, bunun dışında eritrositler, en dışta, yani damar cidarına en yakın bölgede trombositler seyreder. Akım yolunun kenar kısımlarında ise plazma vardır. Buraya “plazmatik zona” ya da ‘‘plazmatik bölge” denir. Kan hücrelerinin endotelden uzak bir bölgede yolalmaları, eııdotelin ve hücrelerin negatif elektrikle yüklü olmalarından ötürü birbirlerini itmelerine de bağlıdır. Staz hallerinde ve kan akımının, girdap şeklindeki hareketleri oluşturduğu bölgelerde, kanın bu “laminar akım” ı bozulur ve şekilli elementler aksiyal bölgeden perifere, endotel hücreleri yanına gelir. Aksiyal akım bölgesinden ilk ayrılanlar en hafif elementlerden olan trombositlerdir. Endotel lezyonu olduğu zaman, trombositler burada kolaylıkla aglütinasyon gösterir ve endotel üzerine çökerek birbirine paralel tabakalar yaparlar. Aksiyal akım bölgesinden ikinci olarak lökositler ayrılır ve trombosit birikintisi üzerine çökebilirler.

Trombositler kısa süre sonra parçalanır ve koagülasyonu sağlayan maddeler açığa çıkar ve kan plazmasındaki fibrinojen bu bölgede fibrin haline gelir- Kan akımı arterlerde çok daha hızlı olduğu için trombüs .venlerde daha sık görülür. Arterlerde anevrizma bulunduğu zaman buralarda kan akımı yavaş olacağından anevrizma içinde trombüs görülebilir. Bu vakalarda anevrizmayı yapan damar cidarı lezyonu da trombüs oluşumu için önemli bir faktördür.Kalp yetersizliği hallerinde, genel staz bulunduğundan, trombüs oluşumuna sık rastlanır. Özellikle kalp kulakçıklarında, vena femoralislerde, prostat ve uterus etrafındaki ven plek- suslannda trombüsler görülür.Gebelikte büyüyen uterusun özellikle vena ilyakalara basınç yapması, doğumdan hemen sonra kandaki değişiklikler,bacak yenlerinde trombüsle- rin, hatta tromboflebitlerin oluşumuna neden olabilir ve “phlegmasia dba do- lens” ortaya çıkar. Şok hallerinde de stazdan ötürü trombüs oluşumuna e- ğilim artmıştır.Ekstremitelerin uzun süre hareketsiz kalması, felçlilerde ve ameliyattan sonra kıpırdamadan uzun süre yatanlarda, ven stazmdan dolayı ven trombozu oluşur-

Özellikle karın ameliyatı geçirenler, ağrıdan ötürü solurken göğüs kaslarını hareket ettirir. Karın kaslarını hareketsiz tutarlar. Venlerden kan a- kımının kalbe dönüşünü sağlayan etkilerden biri de alt taraf kaslarının hareketidir. Bu durum ven stazına yardımcı olur. Karaciğer sirozu vakalarında vena portae stazmdan dolayı bu damarda trombüs görülebilir.Venlerin genişlemiş bölgeleri, ya- >ni varisler, trombüs oluşumu için uygun yerlerdir. Varikosel (pleksus pam- piniformis varisi) ve hemorroidlerde ı(perirektal venlerin varisi) sık olarak trombozis görülür-Basit stazdan başka, staz ile be- ıraber kanın girdap şeklinde hareketi, kanın laminar akımını bozduğundan, trombüs oluşumunu daha da kolaylaştıran bir haldir. Anevrizmalarda, varislerde, kalp kulakçıklarında böyle bir durum söz konusudur. Damarın herhangi bir nedenle dıştan basınca uğraması, daralma ve bükülme ile he- modinamik koşulların değişmesi, yine kanın laminar akımını bozar ve trombüs oluşumuna predispozisyon yaratır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp