Kalp Damar Tıkanıklığı Ve Nedenleri

Kalp Damar Tıkanıklığı Ve Nedenleri :

Kalp - damar hastalıkları, tüm dünyada başlıca ölüm nedeni. İstatistiklere göre, her sene 17 milyon kişi kalp krizinden yaşamını yitiriyor. Türkiye'de ise nüfusun yüzde 20'si koroner kalp hastalıkları tehdidi altında. Ölümlerin yarısı da bu hastalıklar sebebiyle gerçekleşiyor. Türkiye bu oranla Avrupa ülkeleri arasında kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde erkeklerde beşinci, kadınlarda ise birinci sırada yer alıyor. Üstelik son 25 senede kalp hastalıklarına bağlı ölümler giderek artış gösteriyor. Hayvansal ve doymuş yağlardan zengin beslenme alışkanlığı kalp hastalıklarını tetikliyor. Ayrıca ülkemiz için ayrı bir felaket olarak tanımlanması gereken sigara tüketimi, başlı başına önemli bir sebep. Hızlı şehirleşmenin getirdiği fiziksel olarak hareketsiz, egzersizden uzak, spor alışkanlığı olmayan bir yaşam tarzıyla ruhsal stresin getirdiği bir takım baskılar da kalp hastalıklarını hızlandırıyor.

Kadınlar da risk altında

Kalp hastalığı erkeklere özgü bir hastalık olarak görülüyor. Ancak bu hastalıklardan kadınlar da etkileniyor. Öyle ki 45 yaşın üzerindeki kadınların %50'den fazlası kalp damar hastalıkları nedeniyle ölüyor. Sağlıklı yaşam eğitimindeki yetersizlik, sigara, hareketsizlik ve yanlış beslenme her yıl on binlerce kadının kalp ve damar hastalıkları sebebiyle ölümüne yol açıyor. Kadınlarda kalp krizi riski menopoz dönemi yaklaştıkça artıyor ve bu artış yaş ilerledikçe devam ediyor. Yapılan çalışmalar menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda kalp hastalıklarının başlıca sebebi kabul edilen kandaki lipid ve kolesterol düzeylerinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Menopoz dönemi dışında 50 yaş altındaki kadınlarda şeker hastalığı da önde gelen bir kalp hastalığı sebebi. Şişmanlık ve sigara kullanımı ise kadınları tehdit eden faktörlerin başında geliyor. Şişmanlık ve sigara, kadınlarda kalp hastalığı riskini 4-5 kez daha fazla artırıyor. İşte bu açıdan 45 yaşın üzerindeki kadınlarda, erkeklere göre çok daha hızla artan kalp-damar hastalıkları konusunda kadınların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Aslında kalp ve damar hastalıklarına karşı önlem almak zor değil. Sadece her gün yarım saat yürüyüş yaparak ve sigara içmeyerek kalp- damar hastalıklarına bağlı ölümleri yarı yarıya azaltmak mümkün.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 300 bin kişi kalp damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor ve her 3 kişiden biri bu hastalıklara yakalanma riski taşıyor. Eskiden sadece ileri yaşlarda görülen kalp damar hastalıkları, çevresel faktörler ve değişen yaşam alışkanlıkları nedeniyle artık 30lu yaşlardan itibaren tüm yaş gruplarında sıklıkla görülebiliyor. Bu noktada hızlı ve doğru tanı, hastalıkların başarıyla tedavi edilebilmesinde büyük önem taşıyor. Kalbi besleyen koroner damarlardaki daralma ve tıkanmalarla kendini gösteren koroner kalp hastalıkları tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenleri içinde ilk sırayı almakta.

Son 25 yılda koroner kalp hastalıklarında görülen bu hızlı artışın başlıca nedenleri şunlardır:

1. Hızla artan sigara tüketimi (erkekler de %70, kadınlarda %40 oranında)

2. Giderek bozulan diyet alışkanlıklarımız (Kalbe faydalı Akdeniz diyeti yerine hayvansal yağ veya doymuş yağlardan zengin yemek çeşitlerinin tercih edilmesi)

3. Hızlı kentleşmenin ve teknolojinin getirdiği fiziksel hareketsizlik ve ruhsal stres

Ülkemizde yaklaşık 1,5 milyon kalp hastası olduğu tahmin edilmektedir. Yılda yaklaşık 300 bin kişi kalp krizi geçirmekte ve bunların 100 bini ölümle sonuçlanmaktadır. Kalp krizi ve koroner kalp hastalığı, çalışan kişileri hayatın en üretken çağında yakalamaktadır. Önceden çok fazla uyarı vermediği için kişinin kendisi, ailesi,işvereni veya iş verdiği kişiler tamamen hazırlıksız bir şekilde kalp krizinin kötü sonuçlarına katlanmak zorunda kalmaktadır. Her yıl yüzlerce iş günü kalp hastalıkları nedeni ile kaybedilmekte, ülkemizde emek ve bilgi üretkenliğine önemli bir darbe inmektedir. Kalp krizi nedeni ile ´ani ölüm´ şeklinde hayatını kaybeden kişiler bazen sadece kendi ailelerini değil, aynı zamanda bulundukları sosyo-ekonomik görev itibarı ile tüm ülkeyi de sarsabilirler.

Ülkemizde başlıca ölüm nedenleri

1. Kalp ve Damar Hastalıkları %47

2. Bebek ve Çocuk Ölümleri %16

3. Kanserler %12

4. Solunum Sistemi Hastalıkları %5

5. İnfeksiyon Hastalıkları %5

6. Kaza %4

7. Gastrohepatik (Mide, Karaciğer Hastalıkları) %4

8. Genitoüriner (Böbrek, Prostat Hastalıkları) %2

Kalp Damar Tıkanıklığının Nedenleri

Damar tıkanıklığın oluşumunu hızlandırabilen birçok neden tespit edilmiştir. Bu sürecin genetik olarak taşınabildiği ve çocukluk yaşlarından itibaren yavaş yavaş gelişen bir hastalık olduğu konusunda fikir birliği vardır. Bazı faktörlerin atardamarların iç tabakasını hasara uğratarak hastalığı tetiklediği bilinmektedir. Sevindirici bir durum bu faktörlerin büyükçe bir kısmının kontrol edilebilir, yani yaşantımızdan uzaklaştırılabilir, olmasıdır.

Bu faktörler:

Genetik yatkınlık. Ailede erken kalp hastalığı öyküsü: Baba veya erkek kardeşte 55 yaşından önce, anne veya kız kardeşte ise 65 yaşından önce saptanmış kalp hastalığı.

Kan şekerinin yüksekliği

Kolesterol seviyeleri. Kötü kolesterol de olarak bilinen denen LDL‘nin 130 mg/dl den yüksek, iyi kolesterol denen HDL‘nin 40 mg/dl den düşük olması

Tansiyon yüksekliği (Kan basıncının 120/80 mm Hg‘nın üzerinde olması)

Sigara ve benzeri tütün kullanımı

Şeker hastalığı ve insülin direnci nedeniyle kan şeker seviyesinin yüksekliği

Şişmanlık: Kilonun boya göre fazla olması, vücuttaki yağın daha çok karın bölgesinde toplanması.

Metabolik sendrom. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm‘den, kadınlarda 88 cm‘den fazla olmasıyla birlikte yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve diğer bazı risk faktörlerinin bir arada bulunması.

Fiziksel aktivite eksikliği, düzenli spor, yürüyüş vs yapmama.

Radyoterapi veya kemoterapi tedavisi geçirme.

İleri yaş. 45 yaşın üzerindeki erkeklerde ve 55 yaşın üzerindeki kadınlarda kalp damar hastalığı daha sıktır.

Bu risklerin bir veya birden fazlasının varlığı kişide mutlaka damar tıkanıklığı oluşacağı anlamına gelmediği gibi, bu faktörlerin bulunmaması da kişide damar sertliği oluşmayacağı anlamına gelmemektedir.

Bu faktörlerin yanında muhtemel bazı risk faktörleri de mevcuttur. Bunlar:

Kanda yüksek C-reaktif protein (CRP) seviyesi. CRP, vücudumuzun hasar ve enfeksiyona karşı geliştirdiği enflamasyonun (yangı) bir göstergesi olup kandaki yüksekliği damar sertliği ile ilişkilendirilmektedir.

Trigliserid seviyesi. Kandaki trigliserid düzeylerinin yüksek olması özellikle kadınlarda damar sertliği olasılığını arttırabilir.

Uyku apnesi. Bu hastalıkta uyku esnasında solunum yüzeyselleşmekte ve hatta zaman zaman durmaktadır. Uyku apnesinin tedavi edilmediği zaman tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kalp krizi ve felce yol açabileceği bildirilmektedir.

Stres. Özellikle öfkeyle birlikte olan stresin kalp krizini tetikleyebileceği bilinmektedir.

Alkol. Aşırı alkolün kalp üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir. Erkeklerde günde iki kadeh, kadınlarda ise günde 1 kadehin üstünde alkol tüketimi önerilmemektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp