Juvenil-başlangıç Diabet Ve Erişkin Başlangıç Diabet

Juvenil-başlangıç Diabet Ve Erişkin Başlangıç Diabet : Juvenil diabet, sıklıkla 15 yaşından önce başlıyan diabet olarak tanımlanır. Birden başlaması ve komaya doğru hızla ilerlemesi ile karakterize-dir. Erken belirtileri plasmada hiperinsulinemi, adacıkların hipertrofi ve hiperplazisi, pankreasda normalden daha az konsantrasyonda insulin bulunmasıdır. Remissiyon, vakaların üçte birinde antidiabetik tedaviye başlandıktan üç ay sonra görülür, insulin ihtiyacı azalır, sulfonylurea ve bigu- anid tedavisine iyi cevap oluşur. Bundan sonraki üç ile oniki ay içinde dia- betik durumda ağırlaşma başlar ve tam diabetik hal gelişir. Bu son durum vakaların % 40'ında bir yılın sonunda ve % 90'ında beş yılın sonunda gelişir, Bu sürede plasma ve pankreas İRİ'de bariz azalma, pankreas beta hücrelerinde atrofi vardır.Juvenil diabetiklerin doğum esnasında vucut ağırlıkları diabetik ol- mıyan kardeşlerinden farklı bulunmaz.

Diabetleri aşikar oldukları zaman boyları bir yıl, kemik yaşları 1,5 yıl, diş yaşları 1 yıl daha ileri olur. Puberte, bunlarda diabetli olmıyanlardan daha önce görülür.insulinden önceki devrede juvenil diabetlerin boyu, sonunda normallerden biraz daha kısa kalırdı, insulin devrinde normal olmaktadır. Ado- lesan erkek çocukların insulin ihtiyacı adolesan kızlardan özellikle büyüme çağında orantısız olarak daha fazladır. Juvenil diabet, kızlarda en fazla 10. yaşında, erkeklerde 13 yaşında görülür, bu pubertenin gelişimine uymaktadır.

Eğer hastalık puberteden önce başlar ise pubertede şiddetlenme e- ğilimi gösterir. Juvenil başlangıç diabet ile erişkin başlangıç diabetin klinik tabloları birbirinden farklı olur. Juvenil-başlangıç ile erişkin başlangıç diabetin büyük farklılıkları gösterilmiştir. Juvenil-başlangıç diabet daha seyrektir ve kuvvetli aile hikayesi, daha hızlı ve tanılabilir bir başlangıcı, daha fırtınalı bir seyri vardır. Juvenil diabetikler, ideal vücut ağırlıklarının altında olma eğilimi gösterirler, halbuki erişkin tiplerin çoğunluğu şişmandırlar. Pankreas ve plasmanın insulin aktivitesi, uzun süren juvenil tip diabetikte normalin altındadır, erişkin tip diabetikte ise hafifçe subnormal, normal, hipernormal olma eğilimi gösterir.

Son çalışmalar, juvenil başlangıç diabetiklerin erken safhasında ve erişkin başlangıç diabetiklerin çoğunluğunda p- lasma insulin aktivesinin hipernormal olduğunu göstermiştir. Juvenil tipin insuline duyarlığı erişkinden daha fazladır. Her iki grup da eksojen insuline normal şahıslardan daha az duyarlıdırlar. Juvenil tipde bariz hipoglisemiden hiperglisemiye hızlı olarak geçiş gözlenebilir. Insulin tedavisinin 24-48 saat kesilmesi, juvenil tip diabatiklerde ketoasidoza neden olur. Erişkin tip diabetiklerde infeksiyon ve stress halleri olmadıkça pek az değişik ik olur veya hiç olmaz.

Diabet yaşının 20 yılı içinde juvenil tip diabetiklerin % 90 dan fazlası kronik komplikasyonlardan bir veya ikisini gösterirler. Erişkin tip teşhis edildiği zaman degeneratif değişiklikler sıklıkla mevcuttur. Bunların şiddeti ve sıklığı zamanla artar, ilerleme juvenil tipten daha yavaş olmaktadır.Erişkin tip diabetikerin büyük çoğunluğu 40 yaşından sonra teşhis edilirler. Eksersiz, kan şekerini erişkin tip diabetiklerde juvenil tip olanlardan daha az düşürür.Diabetin her iki tipinin ayırımı önemlidir. İkisi arasında özellikler gösteren hastaların da bulunduğunu bilmek gerekir, özellikle 15 ile 40 yaşı a- rasında diabeti başlıyanlarda. Diabet, hayat süresince daha şiddetli olmağa doğru ilerler.

Puberte infeksiyon ve diğer stress hallerinde diabette şiddetlenme olur. Diabetikler ilk altı ayda sulfonylurealara % 90 cevap verirler, beş yıl sonra bu cevap 6'ya düşer. Bu bilgilerin ışığı altında, pankreas adacıklarında çok az, ancak ölçülebilecek miktarda, insulin bulunması ve adacıkların çok küçük olması sonucu juvenil diabetiklerin insulin yapamadıkları anlaşılmıştır.

Seyrek olarak erişkinde, 40-50 yaşında juvenil tip diabet oluşabildiği gibi bunun aksi olarak da bir çocukda erişkin tip diabet de oluşabilir. Bu iki tip diabetin etiolojilerinin farklı olup olmadığı henüz bildirilmemiştir.Diabetin oluşumu hakkında kalıtsal etkenlerin dominant geçtiğini bildirenler1, 2 yanında resessif geçtiğini bildirenler de3, 4> 5 bulunmaktadır. Stress, infeksiyon, çevre ve beslenme faktörlerinin diabetin oluşumunda rolünü bildirenler, "multifaktorial intikal" den bahsetmektedirler.6, 7< 8İzlediğimiz bir ailede, biri erkek, diğeri kız olan iki kardeşte diabetes mellitus ile beraber hypodontia'nın bulunması, annenin kimyasal diabetik ve hypodontia'lı olması, babanın diabetik olmaması ve hypodontia'nın bulunmaması bize diabetin geçişinde genetiğin önemini belirtmektedir.8 Kanımızca juvenil tip diabetin oluşumu daha fazla kalıtsal etkenler ile, erişkin tip diabetin oluşumu ise multifaktorial etkenler ile olmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp