Jinekolojik Muayene ve Stresleri

Jinekolojik Muayene ve Stresleri :

Doktorlar için muayene, hastayı ve hastalığını anlamak için bir rehber, en önemli yardımcı ve yol göstericidir. Hastalar açısından bakınca hemen hemen tüm muayene yöntemleri, jinekolojik muayene ile kıyaslandığında daha katlanılabilir muayenelerdir. Bir akciğer muayenesi, bir kalp muayenesi hemen hemen hiç kimsede, hastalığın doğal stresi dışında farklı bir" stres" yaratmaz, işte bu noktada jinekolojik muayene diğer tüm muayenelerden ayrılmaktadır.
Biz jinekologlar için kadının hastamız olarak muayenesi, onun hastalığını sorunlarını anlamada ve tedavi yöntemlerini kafamızda şekillendirmede hayati önem taşımakta.
Oysa birçok kadın için jinekolojik muayene çok büyük bir stres oluşturuyor.
Bunun için kadınları suçlamak tabi ki mümkün değil.
O masaya uzanıp, bacaklarını yanlara yerleştirirken kadınların ne kadar stres yaşadıklarını, ruhu presleyen sıkıntıları tabi ki görüyor ve anlıyoruz. Jinekolojik muayene pozisyonunda uzanırken "poponu yere koy sakin ol" uyarılarının streslerini azaltmadığının ve pek bir işe yaramadığını da anlıyor ve bunun için kadınları suçlamanın haksızlık olduğunu da biliyoruz.
Muayene Stresi Nasıl Hafifletilir? Bütün bu streslerin hafifletilmesinin tek çözümü kadının beynindedir. Her şeyde önce tüm kadınlar bilmeli ki, jinekolojik muayene kadın hastalıklarını anlamamızda biz hekimler için ne kadar önemliyse, hastalıklarından kurtulabilmelerinde kadınlar için o kadar yaşamsaldır. Muayene olmamak bir avantaj değil, bir baştan savmadır. Muayeneyi bir kabus olarak gören ve reddeden kadın, en ucuz ve en çok bilgi veren bir hastalık. teşhis yönteminden de mahrum kalmış olmaktadır.
Her şeyden önce kadın, hekime gelmeden sakin olmalı, kendi sağlığı için muayenenin şart olduğunu hatırlamalı, kendi kendisine bu konuda telkinde bulunmalıdır.
Muayene Olmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
Birinci kural; eğer acil değilse muayeneye adetin bittiğinin hemen ertesinde gidilmelidir. Bu dönem, eğer varsa, tüm kadın hastalıklarının en rahat teşhis edildiği, ihtiyaç duyulursa ek muayene ve laboratuar incelemelerinin yapılabildiği dönemdir.
Kendi deneyimlerimizde görüyoruz ki birçok kadın muayene öncesi hazneyi duşla yıkamakta. Bu, hem kadın sağlığı açısından zararlı, hem de hazneye ait akıntıları görmemizi engelleyen yanlış bir uygulamadır. Muayeneye gidileceği zaman ve diğer zamanlarda haznenin içini yıkamaktan tüm kadınlar kaçınmalıdır.
İster hastalığı olsun, ister kontrol için gelmiş olsun her kadın muayeneye geldiği gün rahat giyinip soyunabileceği giysileri tercih etmeli, yanında yedek ped bulundurmalıdır.
Evli ya da partneri ile beraber yaşayan kadınlara muayene günü eşleri/partnerleri eşlik etmelidirler. Unutulmamalıdır ki neredeyse tüm kadın hastalıklarında, tedavi bir basamağını partnere yönelik tavsiyeler, hatta tedaviler oluşturur. Sizi muayene edecek hekim, eşinizle /partnerinizle konuşmak ve belki onu tedavi etmek isteyebilir.
Muayene sonrası olası kan ve idrar tahlilleri yapılabileceğinden muayeneye aç olarak gidilmelidir. Bunun için gece yatarken yemek yenmesi ve sabah hiçbir şey yiyip içmeden muayeneye gidilmesi önerilir.
Sosyal güvencesi olan hanımlar, mutlaka sevk, sağlık karnesi, özel sağlık sigorta muayene kağıdı gibi belgelerini yanlarında bulundurmalı; ücretli muayene olacak hanımlar daha ileri tetkiklere ihtiyaç olabileceğini düşünüp hazırlıklı olmalıdırlar.
Muayenenin Aşamaları
İlk aşamada kadın hekime şikayetlerini anlatmalıdır. Bundan sonra hekimin; hastalığıyla ilgili sorduklarına ve diğer sağlık sorularına eksiksiz ve doğru cevaplar vermelidir. Şikayetleriniz dışında doktorunuzun size yönelteceği üreme sisteminizle ve genel sağlıkla ilgili sorular şikayetlerinizin nedeni doğru tespit etmeye yöneliktir. Size hastalığınızla ilgisi yokmuş gibi gelen bu soru biz hekimler için bulmacanın parçaları gibidir. Bu nedenle şikayetleriniz ile ilgisizmiş gibi görünen sağlık sorulan sizi şaşırtmamalı.
Muayene için masaya uzanınca bacaklarını yerleştirdikten sonra ellerini göğüs üzerinde birleştirmeli ve hekimin verdiği talimatlara uymalıdır.
Usulüne uygun yapılan bir muayene asla ağrı ve sancı yaratmaz ve kısa sürer. Ancak kendi deneyimlerimizde görüyoruz ki, hasta ne kadar kendini sıkar ve stres yaşarsa muayene de o kadar zor ve ağrılı olmakta, o kadar uzamaktadır. Bu kısır döngüyü kırmanın tek yolu hastanın rahatlaması, muayene sırasında sakin olmaya çalışmasıdır.
Muayenenin ikinci aşamasında hekim hazneye ait mevcut hastalıkları görebilmek hazne içine metal ya da plastik muayene aracını yani spekulumu yerleştirir. Bu esnada hasta, spekuluma ait soğukluğu hissedecektir. Bu esnada refleks olarak kasılsa da rahatlamalı ve kendisini serbest bırakmalı, hekimin direktiflerine kendi sağlığı bilinçli bir şekilde uymaya çalışmalıdır.
Muayenenin üçüncü aşamasında hekim muayene aracını hazneden çıkarır. Sağ elinin ilk iki parmağını hazneye yerleştirecek, sol elini de karın üzerine yerleştirecektir. Bu yolla rahim, yumurta ve tüpleri; eğer varsa bunlara ait myom, kist hastalıkları değerlendirecektir. Eğer kadın kendini sıkarsa, karnını şişirir ya da ıkınırsa bu hastalıkları değerlendirmek imkansız olacaktır.
Bütün bu aşamalardan sonra muayene sona erer. Hastayla kurulan sağlıklı bir diyalog ve ardından rahat bir muayeneden sonra kadın hastalıklarının %80'i diğer hiçbir muayene ve tetkike gerek kalmadan çözülebilmektedir.
Bu kolaylıktan yararlanabilmek için, zor da olsa her kadın kendini jinekolojik muayene konusunda hazırlamalı, muayene konusunda önyargılardan ve kulaktan dolma bilgilerden kendini arındırmalıdır. Bilgili ellerde yapılmış muayenenin, kendi sağlık sorunlarının aydınlatılması için bir fırsat olduğunu düşünmelidir.
Bütün bu çabaların kendi sağlığı için olduğunu her kadın bilmeli ve buna inanmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp