hamilelikte sigara içmenin zararları

Hamilelik 5 :

Romatoit arteritiniz ya da lupus gibi başka bir iltihaplı hastalığınız varsa, çocuk yapmaya karar verirken iyice düşünün ve kararınız kesinse doğum öncesinde dikkatle hazırlanın. Doğumun yaratacağı gerginliklerin yanı sıra bebek ve çocuk: bakımının gerektireceği fiziksel çabalan da dikkate alın.

Lupus tedavisinde kullanılan ilaçlar gebe kalmaya ciddi bir engel oluşturur. Romatoit arteritte ender görülmekle birlikte iç organlarınızda iltihaplanma varsa ya da günde 10 miligramdan fazla prednizon kullanmanız gerekiyorsa, hekiminiz büyük olasılıkla bu sorunlarınızın azalmasına kadar hamileliğinizi ertelemenizi isteyecektir.

Romatoit arteritli kadınların çoğu hamilelik sırasında kendilerini daha iyi hisseder; ama asıl gözetmeniz gereken nokta doğum kusurlarının gelişme riskidir. İlaç kullanıyorsanız, hekiminizden olur almadıkça hamile kalmamak en doğru davranıştır.

Hamileyseniz romatologun ve kadın-doğum uzmanının sürekli denetiminden büyük yarar
görebilirsiniz.

Hamilelik her kadında yarattığı rahatsızlıkların yanı sıra sizde şu değişikliklere de yol açabilir:

• Eklemleriniz gevşeyebilir.

• Diz sorunlarınız artabilir.

• Belinizde kas spazmı, bacaklarınızda ağrı, uyuşukluk: ve karıncalanma görülebilir.

• Vücutta su tutulmasının neden olduğu eklem katılaşması artabilir ve karpal tünel sendromu kötüleşebilir.

İlaçlarınızı tanıyın. Hekiminiz kullanmakta olduğunuz ilaçları, hamilelik sırasında daha az yan etkisi olan ilaçlarla değiştirebilir ya da kullanılan dozu azaltabilir, Genelde aspirin ve prednizon hamilelik sırasında dikkatle kullanılabilir.

Penisilamin, metotreksat, siklofosfamit ve azatiyoprin adlı ilaçlar ise doğumsal kusura yol açma riski taşıdıklarından kullanılmamalıdır. Ama hiçbir ilacı kendiliğinizden değiştirmeyin. Ayrıca kullandığınız bütün haplar konusunda hekiminizi bilgilendirin.

Sütünüzün tehlikeli olabileceğini unutmayın. Kullandığınız ilaçlar emzirme yoluyla bebeğinize geçebilir. İlaçlan sabah bebeğiniz beslendikten sonra alırsanız bu geçişi bir ölçüde azaltmış olursunuz. Hekiminizle görüşün.

Bebeğe geçen ilaç miktarını azaltmak için, hazır mamayla ve emzirmeyle beslenme arasında dönüşümlü bir program önerebilir.

Egzersizi yeniden değerlendirin. Hamile kadınlara egzersiz önerilir; ama iltihaplı hastalığınız varsa, özellikle bu hastalığınıza kalp komplikasyonlar, damarlarda iltihaplanma ya da yüksek tansiyon gibi sorunlar eşlik ediyorsa ciddi sakıncalar gelişebilir. Egzersiz programınızı hekiminize danışmanız son derece önemlidir. Hekim yapacağınız egzersizleri değiştirebilir ya da çalışmalarınızı sın ulayabilir. (Hamilelik öncesi forma girmek, dizin üstündeki büyük kaslardan dört başlı uyluk: kasını (kuadriseps) güçlendirdiği için ayrı bir önem taşır.

Böylece eklemleriniz daha iyi desteklenmiş olacaktır.) Kilo almamaya bakın. Kadınlar hamilelik sırasında genellikle 10 - 15 kilo alırlar, Fazla kilo almanın faturasını öncelikle eklemleriniz öder. Az kilo alma durumunda ise bebek yeterince beslenemeyebilir. Hekiminizden her ay ve toplam ne kadar kilo almanız gerektiğini öğrenin.

Farklı Açılardan Bakmak:

Romatizma çok doğal olarak ruhsal baskı yaratır, Hayatınızın alışılmış gidişi değişir, gelişmeler artık dizginlerin elinizde olmadığını hissettirir.

Ağrı sızı içinde istediklerinizi eskisi gibi yapamazsınız. Görünüşünüz bile hayli değişmiş olabilir.

Bazı kişiler alıştıklar biçimde yapamaz duruma geldikleri uğraşlar bırakıverirler. Daha iyi bir yaklaşım, bu tür uğraşlara yeni bir bakış açısı getirmektir. Felekten geceler çalmak artık felaket olmaya başlamışsa, sizin için en uygun yeri ve zamanı kollayın. Dans etmeyi umutsuzca özlüyorsanız, tek başınıza dans etmeyi ya da slow danslar deneyin. Zarif, dansa benzer (ama vücudu sarsmayan) hareketleriyle Çin kültürünün yıldızlarından taiji ("yüce bütünlük") sporunu öğrenmeyi deneyebilirsiniz.

Ağırlık kaldırma programınıza dönebilir, çok hafiften başlayıp, ağırlıklar eklemlerinizin izin verdiği ölçüde yavaş yavaş artırabilirsiniz. Bazen hatıralara dönüp sizde iz bırakmış görüntüleri hayalinizde canlandırarak, kendinizi geçmişin sıcak kollarına bırakabilirsiniz. Bu tür hatıralara dalma anlar özellikle ev işleri gibi pek çekici olmayan işler sırasında yararlıdır.

Yapılan araştırmalar, denetimin elimizde olduğuna inandığımız sürece sorunların üstesinden çoğu kez gelebileceğimizi ortaya koymaktadır. Ama kapasitemizi aşan sorunlarla karşılaştığımızı sandığımızda, ruhsal baskı altına girmekten kurtulamayız.

O halde önemli olan nokta-kalıplaşmış ifadeyle belirtmek gerekirse-pozitif düşünmektir. Bunu sadece moralinizi düzeltmek için değil, aynı zamanda kendinizi bedensel olarak da daha iyi hissetmek için yapmalısınız.

Ağrı karşısında kendinizi duygusal olarak güçsüz hissedebilirsiniz. Farkına varmadan gerginleşmek ve korkulu bir bekleyiş içine girmek ağrıyı şiddetlendirebilir. Yataktan çıkmadan önce "Bak, yine ağrıyacak" diye düşünürseniz, esasında ağrıya pirim vermiş olursunuz. Korku gerçekten ağrının şiddetini artırır.

Benzer şekilde, kendini değersiz bulmanın, birilerine yük olduğunu düşünmenin yarattığı suçluluk duygusu ya da ''Ne durumda olduğumu kimse anlamıyor" türünden olumsuz düşünceler de ruhsal ve fiziksel çöküntüyü artıncı etki yaratabilir. Ağrı somut biçimde hissediliyor olsa bile, durum o kadar basit değildir.

Ağrıyla ilgili bir "kapı kontrol" kuramı vardır. Bu kuram savaşta yaralanmış askerlerin ortaya çıkması gereken ağrıyı bazen neden çok az hissettiklerini ya da hiç hissetmediklerini, bacaklar kesildiğinde ise artık olmayan bacaklarında korkunç ağrılar neden hissettiklerini açıklayabilir.

Kurama göre, omurgada bir "sinir kapısı" vardır. Hasar durumunda sinir sistemi beyne omurilik kanalıyla ağrı sinyalleri gönderir.

Kapı açıksa ağrı sinyali beyne ulaşır, kapalıysa ulaşamaz. İnanmakta zorlansanız bile, duygu ve düşüncelerinizin bu kapıyı açıp kapatabildiği kanıtlanmıştır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp