Cildimiz en büyük organımızdır. Vücudumuzun toplam ağırlığının yaklaşık %15i kadar ağırlığı vardır. Cilt yaklaşık %70 su, %25 protein ve %5 kadar yağdan oluşmaktadır. Cildimizle birlikte doğar ve yaşlanırız. Cildimizin esas görevi organlarımızı korumaktır. Bu sayede dışarıdan alınan darbelere karşı dayanıklı oluruz . Cildimiz, vücudumuzun giysisi ve kılıfıdır. Pek çok özelliği vardır. Cilt alt yapısında, çıkan kıllar sayesinde gözlerimizi korur. Burnumuzdaki kıllar böceklerin ve tozun girişini engeller. Gözkapağına bağlı olan sinirler sayesinde göz açılıp, kapanarak mikroplara karşı önlem alır. Cilde yapılan bir masaj veya yumuşak donuşlar sayesinde, stres hormonu düşer, oksitosin hormon seviyesi yükselir. Bu sayede, kendinizi daha iyi hissetmeye başlarsınız. Kendini sebum ismi verilen yağı üreterek yağlar ve gevşetir. Fakat gözenekler yolu ile toksin emebilir. Çok güneş altında kaldığınızda kendini korumak için rengini koyultur.(Bronzlaşma) Temizlenmeyen cilt, bir süre sonra ölü hücrelerin yığılması ile kalınlaşır ve çatlar. Bu nedenle oksijende alamayacağından cansız ve hastalıklara açık hale gelir. Cildi sürekli temizlemek ve ölü hücrelerden arındırmak daima genç kalmasına sebep olacaktır. Cilt temizliği için, buhar banyosu, peeling ve maske kullanımı önerilmektedir. Buhar maskesi ile gözenekler açılır ve ölü hücreler dağılır. Peeling, cilt yüzeyini soyup temizler. Bu konuda çalışan ünlü laboratuarların ürünleri ile, doğal peeling ve maskelerde vardır. Özellikle bal, kil ile yapılan maskeler çok başarılı sonuçlar vermektedir. Büyük şehirlerde yaşayan bizler, hava kirliliği, stres ve duman gibi dış etkenler ile cildimize zarar veriyoruz. Yediklerimizin de cilt sağlığında önemi büyüktür. Bol sebze ve meyve, balık gibi besinler ile beslenmek çok önemlidir. A, D,C, E ve K vitamini cilt sağlığımız için gereklidir. Stressiz ve spor yapılan bir hayat tarzı cildimiz için gereklidir.
Vücudumuzun tamamını kapladığı için, boşaltım sisteminin gözle görülebilen tek organı deridir. Ter bezleri ve yağbezleri cildin altında yer alırlar. Bunlardan ilki gözeneklerde, İkincisi ise kıl diplerinde son bulur.
Nasıldır?
Cilt üst üste binmiş farklı katmanlardan oluşur ama biz burada sadece toksinlerin süzülmesi ile elenmesinden sorumlu bezleri inceleyeceğiz.
TER BEZLERİ
tıpkı bir ip yumağı gibi kendi etraflarına dolanmış küçük borulardır. Kılcal kan damarları ile yakın temastaki bu borucuklar cilt yüzeyindeki gözeneklere açılır. Vücudumuzda dağılmış halde 2 milyon ter bezi vardır. Gözenekler atık maddeler tarafından tıkandığında kırmızı ve sert sivilceler oluşur.
YAĞBEZLERİ
hücre kümelerinden oluşur. Yağbezlerinden çıkan kılcal kanallar sayesinde kıl foliküllerine yani içinde kılların bulunduğu ince uzun oyuklara bağlanırlar. Yağbezleri tıkandığında siyah veya beyaz başlı sivilceler oluşur.
Nasıl çalışır?
TER BEZLERİ
Tıpkı böbreklerdeki nefronlar gibi yapılanmışlardır. Hatta ter bezlerini cilt yüzeyine dağılmış nefronlara benzetmek mümkündür. Kılcal damarlarla gelen kanı süzerler. Sonrasında çözünmüş atık maddeleri ter ile vücuttan dışarı atarlar. Ter, su, sodyum klorür, azotlu atıklar (idrar, ürik asit) ve kullanılmış mineraller içerir. Aslında teri sulandırılmış idrar olarak düşünebiliriz. Bazı hastalıklarda hastaların teri, idrardan daha fazla atık madde içerir.
Terleme, sadece atıkların vücuttan atılmasını değil aynı zamanda vücut ısısının sabit kalmasını da sağlar. Ter, buharlaşırken ısı kaybına yol açarak vücudu soğutur.Günlük 1,5 litre idrara karşın vücuttan atılan ter miktarı yaklaşık 8 desilitredir. Buna karşılık, ateşli hastalıklarda vücut rahatlıkla günde 2-3 litre ter atabilir.
YAĞBEZLERİ
Kıl kökünde yer alırlar. İçeriğinde yağ ve salgı hücresi kalıntılarından kaynaklanan protein maddeleri bulunur. Yağlı salgılara sebum adı verilir; görevi hem vücudu toksinlerden arındırmak hem de cildi yağlandı rmaktır. Yağbezleri de tıpkı karaciğer gibi çalışır ve aynı türde atık maddeleri eler.Ne işe yarar?Cildin birçok görevi vardır: koruyucu görevi, damarlar ve sinirlerle ilgili görevleri... Ama başlıca görevi boşaltım sistemindeki işlevidir. Ateşlendiğimizde toksinleri vücudumuzdan öncelikle cilt yoluyla atmaz mıyız?
Drencuın amacı
Ter ve yağbezlerinin düzgün çalışmadığı cilt tipine “tıkanmış cilt” denir. Drenajların amacı atık maddelerin vücuttan atılmasını yeniden sağlayabilmek için cildi temizlemektir. Böylece sadece cilt güzelliği sağlanmakla kalınmaz aynı zamanda vücutta biriken çok sayıda atık maddenin atılmasına da imkân sağlanır.Vücut ısısını arttırarak terlemeye yol açan her şey, toksinlerin ter ve yağbezleriyle atılmasına yardımcı olur.
Fiziksel etkinlik
Vücut ısısını yükselten şeylerden biri de fiziksel etkinliktir. Kasların her kasılması enerji veren maddelerin yakılmasına ve böylece kalorilerin (ısının) açığa çıkmasına yol açar. Egzersiz ne kadar yoğun ve sürekli ise ortaya çıkan ısı da o kadar artar. Hangi fiziksel etkinliğin gerçekleştirildiğinin pek önemi yoktur, asıl olan bolca terlemektir. Kişisel zevklere bağlı olarak bu sportif bir faaliyet olabileceği gibi keyifli başka bir etkinlik de olabilir. Etkinlik güneşli bir ortamda gerçekleştiriliyorsa daha fazla terlenir. Egzersiz sırasında ısı artışını desteklemenin bir başka yolu da buna uygun kazak, tayt, antrenman kıyafetleri veya su geçirmez kıyafetler giymektir.Terleme başladığı andan itibaren, bireysel dayanıklılığa göre, egzersize bir süre daha devam ederek cildin toksinleri iyice atması sağlanabilir. Terledikten sonra, cildi atık maddelerden temizlemek için mutlaka yıkanmak gerekir.
