Genital Bölgede Kaşıntı Tedavisi

Genital Bölgede Kaşıntı Tedavisi :

Kadınlarda dış genital organda , yani vulvada görülen kaşıntı sık gözlenen ve genellikle çok rahatsız edici bir yakınmadır. Bazen bu dış genital organda olan kaşıntı HPV virüsünün ve bu virusa bağlı gelişmekte olan siğillerin tek ve en erken belirtisi olabilmektedir. Kaşıntı dış genital organda olabildiği gibi makat etrafına da yayılabilmektedir.

Peki dış genital organda, vulva ve vajina da olan bu kaşıntı sadece HPV sebebi ile mi olur?

Tabii ki hayır. Bir çok genital enfeksiyon, alerjen durum hatta vulva kanseri de genelde kaşıntı olarak belirti vermektedir. Bu sebeple vücudun en kapalı tutulan bölgesi olan vulva ve vajinadaki bir kaşıntı kadın tarafından “basit bir mantar” veya “pişik” olarak değerlendirilmemeli ve mutlaka bir jinekoloji muayenesi için başvurulmalıdır.

Vulva yani kadındaki dış genital, cinsel hastalıklarının pek çoğunda ortak bir semptom ve şikayet olarak kaşıntı ön plana çıkmaktadır. Vulvanın değişik sabunlarla yıkanması, tüylerin alınması, kullanılan petlere reaksiyon (özellikle parfüm gibi katkı içeren petlere) ve epilasyon gibi olaylar da enfeksiyon sebebi olmaksızın kaşıntılara neden olabilirler. Menopozda vulvanın östrojen eksikliğine bağlı cildindeki değişikler ve idrar kaçırma (üriner inkontinansın) irritasyon ve kaşıntıya neden olabileceği de unutulmamalıdır.

Vulvada Olan Kaşıntının Tanısı ve Ayırıcı Tanısı Nasıl Yapılır?

1- Göz ile dışarıdan muayene, inspeksiyon - gözlem: Kaşıntının asıl sebebini bulmada en önemli tanı yöntemidir ve genellikle yeterli olabilmektedir. Doktorun deneyimi çok önemlidir. Eğer teşhiste yetersiz kalır ise diğer tanıya yardımcı yöntemlerden faydalanılabilmektedir.

2- Vajinal akıntının incelenmesi, mikroskopik inceleme: Vajinal akıntının doğrudan mikroskopik incelenmesi, KOH sıvısı damlatılarak koku testinin yapılması ve sonrasında mikroskopik incelenmesi, trichomonas vajiniti, gardnerella vajinalis , bakteriyel vajiniti ve kandidiazisin (mantar hastalığı) ayırıcı tanısında kullanılır. Ayrıca pH ölçümü tanıda yararlı olabilmektedir.

3- Vajinal kültür ve servikal kültür: Vajinal florada çok sayıda bakteri bulunabildiği için vajinal akıntıların tanısında rutin bakteri kültürlerinin yararı fazla değildir. Ancak özellikle tedaviye dirençli veya tekrarlayan fungal enfeksiyonlarda kültürler tanı ve dirençli bir fungal ( mantar) enfeksiyonu tanımlamada yardımcı olabilmektedir.

4- Vulvadan Biopsi: Vulva biopsisi çok önemli bir tanı yöntemi olmasına rağmen çok az başvurulan bir yöntemdir. Vulva kanserinin ve vulvar intraepitelyal lezyonların ( VIN 1, VIN2, VIN 3) ilk belirtilerinden birinin kaşıntı olduğu daima akılda tutulmalıdır. Nedeni kesin olarak saptanamayan ve teşhisi tam olarak konulamayan lezyonlara bağlı tüm kaşıntılarda biopsi alınması gerekir. Vulvar distrofilerin ve vulvar intraepitelyal neoplazilerin kesin tanısı biopsiyle konur. Biopsi dikkatli bir şekilde yapılmalı ve ciltaltı ,subkutan dokuyu da kapsamalıdır.

5- Vulvoskopi( Kolposkopi),Vulvanın İncelenmesi: Rahim ağzına ait, servikal lezyonların tansında olduğu gibi vulva lezyonlarının tanısında da aynı kolposkopi cihazı kullanılabilir. Kolposkopi temel olarak displazi alanlarını, şüpheli dokunun teşhisi ve biopsi alınacak alanları belirlemekte kullanılır. Özellikle şüpheli genital siğil varlığında bir “vulvar intraepitelyal lezyonu” atlamamak için “kolposkopi” eşliğinde biopsi almak en doğrusudur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp