Fissürün Tedavisi Nasıldır

Fissürün Tedavisi Nasıldır :

Tedavide temel amaç kas spazmını azaltmak veya ortadan kaldırmaktır. Akut dönemde yakalanan fissürler yetişkinlerde 4-6 haftalık bir tedavi ile iyileştirilebilir. Çocuklarda görülen fissürlerde sadece dışkının yumuşatılması bile yakınmaları düzeltir. Fissür tedavisi koruyucu tedaviler ve cerrahi tedaviler olarak ikiye ayrılabilir.

Koruyucu önlemler genelde diyet, lokal uygulamalar ve ilaç tedavilerinden oluşur. En önemli kısım büyük abdest kıvamının yumuşatılmasıdır. Fissürün iyileşmesine imkan sağlamak için en önemli konu budur. Bu amaçla bol su, sıvı gıdalar, lifli besinlerden zengin diyet ve gerekirse ilaçlar önerilebilir. Bu mücadelede dışkı hacmini arttıran ve dışkıyı yumuşatan preparatlar (Duphalac, Levolac, Importal, Bekunis, Fleet Phospho Soda gibi..) verilebilir. Ayrıca hastalara büyük abdeste çıkmayı geciktirmemeleri ve düzenli olarak hergün tuvalete gitmeleri öğretilmelidir.

Kas spazmını azaltmak, ağrıyı hafifletmek ve dolaşımı hızlandırmak için sıcak suya oturma banyoları çok faydalıdır. Oturma banyoları günde 3 kez ve 15 dakikadan az olmayacak şekilde önerilir, su sıcaklığı hastanın dayanabileceği kadar olmalı, ancak yanığa yol açacak kadar da abartılmamalıdır. Oturma banyosu sıvısına antibiotikli maddeler eklenmesinin ek yararı kanıtlanamamıştır ve bu yüzden gereksizdir. Ağrı için ağrı kesici ve ödem için antienflamatuar ilaçlar, bölgesel kremler kullanılabilir. Bölgesel uygulanacak kremlerle hastaların % 50‘ye yakınında iyileşme sağlanır. Ağız yoluyla alınan ağrı kesiciler, spazm giderici ilaçlar ve trankilizanlar da tedaviye eklenebilir. Fiziksel aktivitelerde hiçbir kısıtlamaya gerek yoktur.

Bu yöntemler akut fissürlerde ve diğer tedavileri kabul etmeyen veya ameliyatı kaldıramayacak hastalarda kullanılabilir. Akut fissürler genellikle koruyucu tedavi ve basit önlemlerle kendiliklerinden iyileşirler, ancak 1-2 ay geçtiği halde iyileşmeyen fissürlerin kronikleştiği kabul edilir. İlaçla tedavide amaç ağrının giderilmesidir. Bölgesel olarak uyuşturucu özellikte kremler kullanılabilir. Nitrogliserin içeren kremlerin dolaşımı düzelterek iyileşmeyi hızlandırdığına dair çalışmalar mevcuttur. Dikkat edilmesi gereken, halk arasında bu bölge hastalıklarının tümünde doktor tavsiyesi olmadan kullanılması alışkanlığı olan Kortos gibi kortikosteroid içeren kremlerin kullanılmamasıdır. Bu kremler başta ödemi azaltarak geçici rahatlama sağlasa da, hem enfeksiyon riskini arttırır, hem de rebound etkisi ile belirtileri kötüleştirirler. Koruyucu tedaviler sürerken baharatlı yiyeceklerden, ekşi gıdalardan, turşulardan, sigara ve alkolden de kaçınılmalıdır. Bu yöntemlerle tam iyileşme sağlanabilir, ancak kabızlık probleminin düzeltilmemesi durumunda hastaların % 85‘e yakınında hastalık tekrarlama eğilimindedir.

Akut evrede yakalandığı halde, makul sürelerde iyileşmeyen veya kronik evrede gelen fissürlerde cerrahi tedaviler önerilir. Fissürlerin bilimsel olarak kanıtlanmış ve tüm dünyada “altın standart” olarak kabul edilen tek bir cerrahi tedavi yöntemi vardır; o da “Lateral İnternal Sfikterotomi, kısaca LIS” denilen yöntemdir. Bu yöntemde lokal anestezi veya hafif sedoanaljezi altında makatın 1-2 cm yanından 1-2 cm‘lik bir kesi yapılarak spazma yol açan internal sfinkter (iç büzgen kas) kesilir. Sfinkterotomi, fissürün iyileşmesini önleyen kas spazmını kalıcı olarak ortadan kaldıran çok etkili bir yöntemdir ve 1967 yılından bu yana kullanılmaktadır.

Bu teknikte kesilen iç sfinkter olduğundan, uygun teknikle ve ehil ellerde yapıldığında büyük abdest tutamamaya yol açma riski yoktur. Ameliyat bittiğinde hasta rahatlamayı hemen hisseder. Bölgede herhangi bir dikiş kalmaz veya büyük bir yara oluşmaz. Bu yöntemin “lazerle” vs. Yapılması söz konusu değildir ve sonucu ya da etkiyi değiştirmez. Sfinkterotomi sırasında eğer çok belirgin papillalar varsa, ameliyattan sonra hastanın ele gelen memeden yakınmaması için bunlar da çıkarılabilir. Hastanın hastanede yatması gerekmez ve bir kaç günden sonra normal hayatına dönebilir. Hastanın oturma banyoları yapması, kabızlığı önleyecek diyet ve ilaçlar kullanması gereklidir. Bunun dışında pansuman veya özel bir bakım gerekmez. Genelde % 95‘e yakın başarı oranı vardır. Hemen etki göstermesi, ucuz olması ve yüksek başarı oranları en önemli avantajlarıdır.

Sfinkterotomi sonrasında görülebilecek komplikasyonlar erken ya da geç kanama, ameliyat yeri etrafında sonradan beliren morluk, abse, fistül ve geçici gaz ya da gaita kaçağıdır. Nüks problemi hastaların % 1-5‘inde görülür. Hastanın yakınmaları hiç kaybolmadıysa bu nüks değil, yetersiz sfinkterotomidir ve 1 ay beklendikten sonra diğer taraftan bir sfinkterotomi yapılabilir.

Sfinkterotomi işlemi kapalı ya da açık olarak yapılabilir. Açık sfinkterotominin faydası sfinkterin görülerek kesilmesidir. Fistül oluşumu nispeten daha düşüktür. Dilatasyon, yani parmakla genişletme gibi tedaviler artık terkedilmiştir ve sfinkterde düzensiz kopmalara neden olduğundan kesinlikle kullanılmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp