Çocukluk Çağı Şişmanlık Tedavisinde Fiziksel Aktivite

Çocukluk Çağı Şişmanlık Tedavisinde Fiziksel Aktivite :

Çocukluk çağı şişmanlıkta, güncel tedavi yaklaşımı beslenme tedavisi, davranış değişikliği ve egzersizi içeren, bireysel veya gruplara yönelik multidisipliner bir çalışmayı gerektirmektedir. Obeziteye ilişkin çalışmalar tek başına beslenme tedavisinin başarılı olmadığını, fiziksel aktivite ve beslenme tedavisinin birlikte daha etkili ve uzun süreli kilo kaybı sağladığını, kilo kaybını korumak için yaşam şekli düzenlenmesi ile düzenli fiziksel aktivitenin şart olduğunu belirtmektedir.

Egzersizin türü, şiddeti, süresi ve sıklığı ile ilgili net bilgiler olmamakla beraber, bir çalışmada günlük 250 kkal harcanmasının, bir diğer çalışmada ise haftada 1500-2000 kkal’lik fiziksel aktivite yapılmasının kilo kaybı sağlamak için gerekli olduğu bildirilmiştir. Egzersiz türü olarak genellikle aerobik egzersizler (yürüyüş, koşma, bisiklet, yüzme) ve kas güçlendirmeye yönelik egzersizlerin birlikte yapılmasının gerekli olduğu vurgulanmaktadır. Egzersizin kilo kaybını kolaylaştırıcı etkileri şunlardır:

• Enerji tüketimini sağlar. Uzun dönemde orta şiddette fiziksel aktivite yapılması bile kilo kaybına neden olur. Günde 30 dakika tempolu yürüyüş (maksimal kalp hızının % 60-80’i düzeyinde) 250-300 kkal’lik bir enerji harcamasına neden olur.

• Bazal metabolizma hızını arttırır. Enerji tüketiminin % 60-70’ini oluşturan bazal metabolizma hızında bu nedenle oluşabilecek % 20’lik azalma kilo kaybının durmasına neden olur. Egzersiz enerji kısıtlaması ile bazal metabolizma hızında oluşan bu azalmayı engelleyerek kilo kaybının devamını sağlar.

• İştahta azalma sağlar. Kesin olmamakla birlikte egzersizin iştahın azalmasına neden olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.

• Obezite komplikasyonlarının ortaya çıkışını engeller. Egzersizin kan basıncını, serum kolesterol ve trigliserit düzeyini azaltıcı, HDL’yi ve glukoz toleransını arttırıcı etkilerinin yanı sıra, yağsız vücut kitlesini ve kardiyovasküler dayanıklılığı arttırıcı, morbidite ve mortaliteyi azaltan çok önemli etkileri bulunmaktadır.

• Yağsız vücut kitlesi kaybını en az düzeye indirmektedir. Sadece beslenme tedavisi alan bireylerde yağsız vücut kitlesinde % 25 oranında bir kayıp olurken ve bu kayıp vücudun protein depolarından gerçekleşirken, aerobik egzersiz ve kas güçlendirici egzersiz ile bu kayıp azalmakta, yağ kitlesi ve yağsız vücut kitlesi artmaktadır.

• Egzersiz tüm bu etkilerinin yanı sıra psikolojik bir iyileşme de sağlamaktadır. Anksiyete, depresyon, duygu-durum bozukluğu, kendine saygı-da azalma ve beden imgesinde bozulma gibi psikolojik sorunları çözmeye katkıda bulunmakta ve diyete uyumu kolaylaştırmaktadır.

Çocukluk çağında egzersiz fizyolojisi erişkine göre farklılıklar göstermektedir. Ergenlik döneminde ise çocuğun puberteye girip girmemesi egzersize yönelik fizyolojik özelliklerini belirler. Prepubertal adolesanlar çocuk-preadolesan özelliklerini gösterirken, postpubertal adolesanların egzersize yanıtı erişkinlere benzemektedir. Çocuk ve ergenler için belirtilen fiziksel aktivite önerileri aşağıda verilmiştir:

• Adolesan Dönemde Egzersiz: Biyolojik olgunlaşma ve somatik büyüme düzeyine göre farklı özellikler gösterse de bu dönemde egzersizle ilgili özellikler erişkin döneme benzemektedir.

Adolesan dönem kemik yoğunluğunun genetik bir potansiyel çerçevesinde en üst düzeye ulaşabilmesi için çok kritik bir dönemdir. Bu dönemde yeterli enerji ve kalsiyum alımı ile birlikte, günlük kısa süreli ve yüksek şiddette, aerobik veya kas güçlendirici egzersizlerin yapılması kemik yo-ğunluğunun oluşması için gereklidir. Tüm adolesanlar gün içinde gerek aile, gerek okul, gerekse toplumsal yaşamda, ulaşım, spor, oyun, iş, beden eğitimi ve planlı egzersiz temelinde aktif olmalı, aktiviteler eğlenceli, değişik kas gruplarını kapsayan ve aerobik nitelik taşımalıdır.

Aktivitenin şiddet ve süresinden çok enerji harcamasını arttırıcı olması ve alışkanlık kazandırması daha önemlidir. Adolesanlar haftada en az 3 kez 20 dakika veya daha uzun süren orta veya yüksek şiddette egzersiz (tempolu yürüyüş, basketbol, dans, yüzme, bisiklet gibi) yapmalıdır. Bunun için adolesanlara yeterli toplumsal destek, çevre planlaması, spor alanları sağlanmalı ve uygun sosyal ve eğitim politikaları geliştirilmelidir.

• Şişman Çocuk ve Ergenlerde Egzersiz: Şişman çocuklar egzersiz sırasında vücutlarını hareket ettirebilmek için normal kilolu çocuklara göre % 50 daha fazla enerji harcarlar. Şişman çocuk yürürken uyluklar ve gövde ile kollar arasındaki sürtünmeyi yenmek için daha çok enerji harcayacağından, tükettiği enerjiye göre oluş-turduğu mekanik iş azalmaktadır. Normal kilolu bir çocuğa göre şişman çocuk daha ağır olan vücudunu hareket ettirebilmek için daha yüksek kardiyak ve solunum gücüne gereksinim duyduğundan solunum işlevlerinde de bir miktar bozukluk söz konusudur. Şişman çocuklarda yürüme gibi egzersizler esnasında enerji gereksinmesi ve oksijen kullanımı eşit şiddette egzersiz yapan normal kilolu çocuklara göre büyük oranda artar. Normal kilolu çocukları serbest aktiviteye bırakıp gözlemlemek yeterli olmakta iken, şişman çocuklar serbest oyun ortamlarında genelde göz ardı edildiklerinden veya alay konusu olmaktan korktukları için genellikle kapalı mekanları ve sedanter aktiviteleri tercih ederler. Bu nedenle şişman çocuklarda fiziksel aktivite konusunda motivasyon sağlamak zordur. Ayrıca şişman çocuklarda egzersiz toleransındaki düşüklük nedeniyle, hareket rahatsız edici hatta ağrılı olabilr.

Şişman çocuklarda fiziksel aktiviteyi arttırmaya yönelik girişimlerin ba-şarısızlığın altında genellikle uygun olmayan egzersiz önerileri yatmaktadır. Çocukluk döneminde zorla egzersiz yapması istenen çocukta, erişkin yaşta edinmiş olmasını hedeflediğimiz fiziksel aktivite alışkanlığı zedelenebilir. Okul ortamında şişman çocuklar için uygun egzersiz ortamlarının
bulunmayışı ve duygusal sorunlar, bu çocukların yeterli düzeyde motive edilebilmelerini engelleyici etmenlerdir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp