Alerjik Astım

Alerjik Astım :

Kronik bir hastalık olan astımın ömür boyu sürebilen bir tedavisi vardır.Hastanın ilaçları belli bir müddet almasından sonra şikayetinin olmamasını hissetmesi tedavi olduğu anlamına gelmediği gibi ilaçların sürekli kullanılmamasıyla oluşabilecek rahatsızlıkların başındaki en büyük sıkıntısı solunum yollarındaki iltihaplanmanın artmasıyla başlayacaktıktır.

Astım, genetik olarak yatkınlığı olan kişilerin çeşitli çevresel faktörlerle (alerjenler, solunum yolu infeksiyonları, hava kirliliği, sigara vb.) karşılaşmaları sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Astım hava yollarının mikrobik olmayan bir iltihabıdır. Bu müzmin iltihap hava yollarında daralmaya neden olur. Daralma hava yollarının tümünde olup, geriye döndürülebilir, düzeltilebilir.

Astımda genetik ve çevresel etkenler hastalığın ortaya çıkışında etkili rol oynamaktadır. Astım kalıtsal özelliği olan bir hastalıktır. Anne ya da babadan birisinde astım varsa çocukta astım olma ihtimali %25‘dir.
Çevresel etkenler hastalığın ortaya çıkışı ve hastalığın ağırlığı üzerinde rol oynar.
Sıklıkla astımı uyaran etmenler; alerjenler, hava kirliliği (ev içi ve ev dışı), infeksiyonlar, mesleksel etkenler, ilaçlar, gıdalar ve gıda katkı maddeleri, mide asidinin yemek borusuna çıkması (reflü), duygusal etkenler olarak sıralanabilir. Astımda, solunum yolları ile alınan alerjenler rol oynamaktadır. Bu alerjenler iç ortam ve dış ortam alerjenleri olarak iki grupta incelenmektedir. İç ortam alerjenleri içerisinde, ev tozu akarları, hamamböceği, kedi-köpek gibi ev hayvanlarının tüyleri, döküntüleri, mantarlar ve dış ortamdan havalandırma sırasında alınan polenler yer almaktadır.
Dış ortam alerjenlerinden en önemlisi de polenlerdir. Astım tedavisinde hedeflenen amaçlara ulaşabilmek için ilaç tedavisi yanında korunma yöntemlerinin birlikte uygulanması gerekmektedir. Korunma yöntemleri; astımı tetikleyen faktörlerden uzak durulması ve alerjik astımı olanlarda alerjene karşı koruyucu tedbirlerin alınması şeklinde özetlenebilmektedir.

İç ortam alerjenleri içerisinde en sık gözlenen ev tozu akarlarıdır. Ev tozu akarları, ev tozunda yaşayan küçük, gözle görülemeyen böcekçiklerdir. Akarlar sıklıkla 25°C sıcaklıkta ve nemli ortamlarda yaşarlar. Akarlar en fazla yatak, yorgan, yastık, halı, kumaş kaplı mobilyalar ve tüylü oyuncaklarda bulunur. Hastaların ev tozu akarlarına en uzun süreli maruziyeti yataktan olmaktadır. Bu nedenle, yatak takımlarının haftada bir 55-60 oC‘de yıkanması, akarları geçirmeyecek özel nevresim, çarşaf ve yastık kılıfı kullanılması, iç ortam nemliliğini azaltmak için sık sık yatak odasının havalandırılması gibi korunma yöntemleri uygulanmalıdır. Ek olarak, kumaş döşemeli eşyaları tercih etmemek, mümkünse evde özellikle astımlı hastanın yattığı yerde halı kullanmamak, filtreli elektrik süpürgesiyle haftada en az bir kere etkili bir temizlik yapmak ve özellikle çocuk astımlı hastalar için tüylü ve içi dolu oyuncakları ortadan kaldırmak da akarlardan korunmayı sağlayan etkili yöntemlerdendir.

Sık karşılaşılan diğer iç ortam allerjenleri, mantar sporları ve hayvan alerjenleridir. Bir yerde mantar üremesi küflenme olarak ifade edilir. Küflenmeyi önleyebilmek için, evin rutubeti azaltılmalı, evin içinde çamaşır kurutulmamalı, kullanılmayan halı, yatak, mobilya ve küf kokan malzemeler ortamdan uzaklaştırılmalı, yaşanan ortamlarda saksı bitkisi bulundurulmamalıdır. Tüm tüylü havyalar alerjiye neden olur ve alerjenler genellikle hayvanların idrar, salya ve kıllarında bulunmaktadır. Astımlı hastanın hayvan alerjisi var ise ev hayvanı evden uzaklaştırılmalıdır.

Dış ortam alerjenlerinden en önemlisi de polenler olup en iyi bilineni de çayır, ağaç ve yabani ot polenleridir. Her bitki için polen yayma dönemi belirlidir. Ağaç polenleri genellikle şubat-mart, çim polenleri nisandan temmuz ortasına kadar, yabani ot polenleri ise yaz sonu ve genellikle sonbaharda ortaya çıkar. Polen miktarının yoğun olduğu saatlerde (saat 10 ile 16 arası) dışarıya çıkılmaması ve pencerelerin kapalı tutulması, dışarıda gözlük ve maske kullanılması, mümkünse klima kullanmaması ve arabada polen filtresi kullanması önerilmektedir.
Astımı tetikleyen faktörler; sigara, solunum yolu enfeksiyonları, hava kirliliği, duygusal durumlar, toz ve kokular (boya, parfüm vb.), egzersiz şeklinde sıralanabilir. Astımlı hastanın aktif ve pasif sigara içiciliğinden kesinlikle kaçınması gerekmektedir. Astım hastasına mümkünse sigarasız, kokusuz ve duman olmayan bir ortamda çalışması önerilmektedir.

Astım krizlerine neden olan en sık neden solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bu nedenle hasta, gripli kişilerden uzak durmalı, gerekirse maske takarak kendini korumalıdır. Ayrıca astımlı hastalarına Eylül-Ekim aylarında grip aşısı önerilmektedir. Hastaların üst solunum yolu infeksiyonu ardından astım ilaçlarının dozunu artırmaları gerekebilir.Astımlı hastaların yaklaşık %10‘unda ilaçlar önemli roloynar. Hasta her hekime gittiğinde hekime, astım hastası olduğunu söylemeli ve başka hekim tarafından verilen ilaçları astımını tedavi eden hekime danışmalıdır.
Hava kirliliği, astım hastalarını en çok rahatsız eden faktörlerden biridir, hastalar dış ortam kirliliğinin çok olduğu zamanlarda dışarı çıkmamalı gerekli ise maske kullanmalıdır. Ev içi hava kirliliği, dış ortam kirliliği kadar önemlidir.

Ev havasında bulunan tahriş edici maddeler astımlı hastaları normal kişilerden daha fazla rahatsız eder ve hastalık belirtilerini başlatır ya da arttırabilir. Bunlar sigara, gaz ocağı ve gazlı ısıtıcılar, odun sobası ve şöminedir. Evlerde temizlik malzemesi olarak kullanılan deterjanlar, çamaşır suyu, kozmetik malzemelerden parfüm ve deodorant gibi ürünler gerek alerji gerek tahriş mekanizmaları ile solunum yollarını uyarabilir. Astımlı hastalar hastalıklarını uyaran ya da arttıran bu uyaranlardan uzak durmalıdırlar. Stres ve duygusal bozukluklar astım tedavisini zorlaştırır, krizlere yol açabilir. Huzursuzluk ve sinirlenme ile astım atakları ortaya çıkabilir.

Astımlı hastaların tedavisinde, duyarlı olduğu alerjene karşı koruyucu tedbirlerin alınması tedavideki en önemli basamaktır. Bu nedenle astım tedavisinde başarılı sağlanabilmesi için öncelikle hastanın yaşama koşullarını değerlendirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp