Yağmur Duası Ve Diğer Dualar

Yağmur Duası Ve Diğer Dualar :

Cabir b. Abdullah ( ra ) anlatıyor: Bazı kadınlar Allah Rasulu (sav) Le geldiler, yağmursuzluktan ,susuzluktan 'dert yanarak ağladılar. Bunun üzerine Allah Rasulu ( sav) şöyle dua etti.

" Allabumme eskına ğaysen muğisen, merien muriean nafian gayre dar ri n acilen gayra acilin."

Allah'ım! Bize faydalı olacak, zaran dokunmayacak, verimi artıracak zaran olmayıp faydası olan, geciktirmeden acele olarak yağmur indir.

Bunun üzerine, üzerlerine yağmur bulutları toplandı. (Ebu Davud, Daavat: 1169)

Hz. Aişe anlatıyor:

İnsanlar, Allah Rasulu ( sav) 'e yağmurun kesildiğinden şiktayet ettiler. Bir minber getirilmesini emrettiler. Namaz kıldığı yere koydular. Rasulullah ( sav) insanların oraya toplanacakları bir gün tayin etti. Allah Rasulu ( sav), güneşin ışıklan dağılırken minbere çıktı. Minberin üzerine oturdu. Tekbir getirip hamdettikten sonra şöyle dedi: :

Muhakkak ki siz, ülkenizin kuraklığından ve yağmurun gecikmesinden şikayet ettiniz. Şüphesiz ki Allah, size dua etmenizi emredip, duanızı kabul buyuracağını vaad etmektedir. Sonra şöyle dua etti:

" Elhamdu lillahi rabbil alemin errahmanirrahim maliki yevmuddin. La ilahe ilIallahu yef'alu ma yurid. Allahumme entellahu lailahe illa ente'l-ganiyyu ve nahnu'l fukerau enzilb alayne'ı.,ğaysavec'al ma enzeue aleyna kuvveten ve belağen ila hinin”

Hamdolsun alemlerin Rabbi olan Allah'a. O, Rahman ve Rahim'-dir. Din gününün sahibidir. Allah'tan başka ilah yoktur. Dilediğini yapar. Allah'ım! Sen kendinden başka ilah olmayan Allah'sın. Sen zenginsin, bizler fakiriz. Bize bol yağmur indir. Üzerimize indirdiğini ecelimiz gelinceye kadar bize kuvvet ve azık eyle.

Sonra kollarının altı gözükecek kadar ellerini kaldırdı. Sonra insanlara sırtını döndü. Elleri kalkmış durumda iken gömleğini çıkardı.

Sonra insanlara döndü. Minberden indi. İki rekat namaz kıldı. Aziz ve Celil olan Allah (cc ), bulut peyda etti. Şimşek çaktı, gök gürledi. Sonra onun izniyle yağmur yağdı. Seller akıncaya kadar mescidine gelmedi. İnsanların meskenlerine sığındıkları andaki acele edişlerini görünce dişleri görülünceye kadar güldü ve şöyle dedi: " Şehadet ederim ki Allah, her şeye kadirdir. Ben de Allah'ın kulu ve Rasulu'yum. ( Ebu Davud, Daavat : 1173 ).

Yağmur Bulutu Görüldüğü Zaman:

Hz. Aişe ( r: anha ) rivayet ediyor: Allah Rasulu ( sav), ufukta bir bulut gördüğü zaman elindeki işini bırakırdı. Buluta doğru dönerdi, iki veya üç kez şöyle dua ederdi:

" Allahumme sebeben nafian. "

Allah'ım ! Faydalı bir sebep olmasını istiyorum.

Yağmur yağmadan bulut dağılırsa yine Allah'a hamdederdi. (İbniMace, Daavar : 1280 ).

" Allahumme sebeben nafian. "

Allah'ım ! Faydalı bir sebep olmasını istiyorum. Yağmur yağmadan bulut dağılırsa yine Allah'a hamdederdi. (İbniMace, Daavar : 1280 ).

Yağmur Yağdığı Zaman :

Hz. Aişe ( r. anha ) rivayet ediyor:

Allah Rasulu ( sav) yağmur yağdığım görünce şöyle derdi:

" Allahumme'c-alhu sayyiban henien. "

Allah'ım ! Onu kolayca yağan, kolayca inen ( Taşıp yıkmayan ) bir yağmur olarak indir. (İbn-i Mace. Daavat: 1280).

" Allahumme eskına gaysen muğisen henien merien ğadakan mucellelen seyhan ammen tebeka. Allahumme eskına'l-ğayse vela tec'alna mine'l-kanitin. Allahumme inne bi'l-biladi ve'l-ibadi ve'l-halki mine'l-laval ve'd-danki ma la neşkü illa ileyke ! Allahumme enbit lena'z- zer'a ve edirre lena'd-dar'a ve eskına min-berekati's-semaive esbit le na min berekati'l-ard. Allanhumme inna nesteğfiruke inneke kuntü ğaffaran fe-ersili' s-semae aleyna midara."

Allah'ım! Bize yardım eden, içimize sinen, ferahlık veren, bol, yararlı, her tarafı kaplayan, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan genel, yaygın bir yağmur ihsan eyle. Allah'ım, bizi yağmurla sula, bizi ümitlerini yitirmiş kimselerden eyleme. Allah'ım, kullarda, illerde ve diğer yaratıklarda öyle bir güçlük, öyle bir darlık ver ki senden baş-kasına arz edemeyiz.

Ey yüce yaratıcımız, bizim için ekinleri bitir, bizim için memeleri sütle doldur, bizi göğün bereketlerinden su la, bize yeryüzünün bereketlerinden ihsan eyle. Ey 'cömert kerem sahibi tanrımız, biz senden mağfiret dileriz, şüphe yok ki sen çok bağışlayıcısın, bize gökten bol bol yağmurlar yağdır. Ey bağışlayıcı, merhametli Rabbimiz !

Yağmur ve Sel Felaketine Karşı Yapılacak Dua:

Enes ( ra) anlatıyor: Bir Cuma günü Allah Rasulu ( sav) insanlara hitap ederken mescide bir adam girdi ve : " Ya Rasülellah ! Mallar helak oldu, sular kesildi, Allah'a dua et de bize yağmur versin " dedi.

Bunun üzerine Allah Rasulu ( sav) ellerini kaldırdı ve şöyle dua etti: " Allah'ım! Bize bol yağmur ver! Allah'ım! Bize bol yağmur ver. " Enes (ra) dedi ki : Vallahi gök yüzünde ne bir bulut görüyorduk, ne de bir bulut parçası bizimle sel dağı arasında hiçbir ev ve bina yoktu. Derken dağın ardından kalkan şeklinde bir bulut belirdi. Bu bulut semanın ortasına gelince yayıldı. Sonra yağmur yağdı. Vallahi bir hafta güneşi göremedik. Ertesi Cuma yine o kapıdan bir adam girdi. Allah Rasulu ( sav) yine ellerini kaldırdı ve şöyle dua etti:

" AlIahumma havaleyna vela aleyna. Alahumme ala'l akamı veddırabı ve butuni'l-evdiyeti ve menabiti'ş-şeceri."

Allah'ım! Çevremize yağdır, üzerimize yağdırına. Allah'ım !

Yüksek tepelere, küçük tepelere, vadilere ve ağaçlık yerlere yağdır ..( Buhan, İstiska : 2/422 ).

Yangın Çıktığı Zaman Yapılacak Dua:

Yangın çıktığı zaman tekbir getirilmesi, peygamber Efendimiz ( sav) sarafından tavsiye edilmiştir. " Yangın gördüğünüz zaman hemen tekbir getirin; zira tekbir onu söndürür. (İbn-i Sünni, Amelu'l-Yevm :295 ).

Yasin Suresinin Fazileti:

Yasin Kur'an-ı Kerimin 36. süresinin adıdır. Kesin anlamı bilinmemektedir. Bununla beraber bazı müfessirler, yapılan rivayetlere dayanarak" Yasin" Ey insan demek olduğunu söylemişlerdir. Bunun aslı" dır.. Kısaltılış şekli "Yasin "dir. Bundan maksat Hz.

Peygamberdir. Mekke'de inmiştir. Yalnız 45. ayeti Medine'de indiği rivayet edilir. Bu surede 83 ayet, 727 kelime ve 3000 harf bulunmak tadır,

Yasin suresinin faziletiyle ilgili pek çok hadis rivayet edilmiştir. Bu hadislerin bazılarında Kur'an'ın kalbinin Yasin olduğu belirtilmiştir.

Allah Rasulu şöyle buyuruyor:

"Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'an'ın kalbi de Yasin'dir. Kim Yasin'i okursa, Allah ona Kur'an'ı on kere okumuş kadar sevap yazar. " ( Tirmizi, Fadailü'l-Kur'an.) Ölüleriniz için Yasin okuyun.( Feyzu'l-Kadir 2 / 513).

( 1 ) Yasin, ( 2 ) Hikmet dolu Kur'an hakkı için, ( 3, 4) Sen ( Ha bibim ) dosdoğru yol üzerine gönderilmiş peygamberlerdensin. ( 5 )

Kur'an üstün ve merhametli Allah tarafından indirilmiştir. ( 6 ) O kitap sana ataları uyarılmış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. ( 7) Andolsun ki, onların çoğu hakkında azap ile hükmetmek hak oldu. çünkü onların iman etmeyip kafir olarak ölecekleri belli oldu. ( 8 ) Biz, onların boyunlarına bir takım kelepçeler geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmıştır. Onun kafaları yukarı kalkıktır. ( 9) Önlerine bir sed arkalarına bir sed çektik de onları kapattık, artık görmezler. ( 10 ) Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.( 11 ) Sen ancak Kur'an'a uyan ve görmeden Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini mağfiret ve güzel bir mükafatla müjdele. ( 12) Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz, her şeyi apaçık bir kitap ( olan levh-i mahfuz'da ) sayıp yazmışızdır. ( 13) Onlara, şu şehir halkım ( Antakya'yı) örnek ver. Ham onlara elçiler gelmişti. ( 14 ) İşte o zaman biz, onlara elçi göndermiştik. Derhal onları yalanladılar. Biz de hemen bir üçüncü elçiyi gönderdik. Onlar hep beraber, " Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz" dediler. ( 15) Onlar elçilerine dediler ki : " Siz bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz. Rahman herhangi bir şey indirmedi. O halde siz ancak yalan söylüyorsunuz.". ( 16-17 ) Elçiler de, " Rabbimiz biliyor, açık bir şekilde Allah'ın emirlerini size tebliğ etmekten başka:

Bir şey değildir" dediler. ( 18) Bunun onlar daha da sertleşerek " Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa düçar olduk. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka acıklı bir işkence ve kötülük dokunur" dediler. ( 19) Elçiler şöyle cevap verdiler: " Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. O bizden değil sizdendir.( Demek size nasihat edilir, doğru yol gösterilirse bunu uğursuzluk sayacak ve küfrünüze de devam edeceksiniz, öyle mi ?) Hayır ! Siz aşın giden haddi aşan bir milletsiniz." (20) Bu esnada şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi, " Ey kavmim ! " dedi, " bu elçilere uyunuz. Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tabi olun, onların sözlerine kulak verin, çünkü onlar hidayete ( Doğru yola) ermiş kimselerdir." (22) ( bu tavsiye üzerine) Bu sefer adama dönerek " Vay sen de mi onların dinindensin.? dediler. Bunun üzerine adam şöyle dedi: " bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmiyorum !

Şunu iyi biliniz ki, hepiniz O'na döndürülecek, O'na götürüleceksiniz ( 23) Ben, O'ndan başka ilah edinir miyim hiç? çünkü o çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse, o sizin putlarınızın şefaati bana hiçbir fayda vermez. Onlar beni asla kurtaramazlar. ( 24 ) İşte o zaman ben ( maazatlah ) apaçık bir delalet ve sapıklığın ta içine gömülmüş olurum. ( 25 ) Halbuki ben, sizin de rabbiniz olan Allah'a inandım.

O halde beni dinleyip, bu elçilere uyun. ( 26) (Azgınlar bu' sözleri dinlemeyip o zatı t aş yağmuruna tuttular. Tam öleceği esnada ona) "

Gir Cennete ! " denildi. Bu ilahi müjdeyi duyan zat "Keşki", dedi, kavmim bunu bilseydi ! (27 ) Rabbim beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını anlasalardı! " ( 28) Biz ondan ( yani azgınlar tarafından öldürülen sevgili kulumuzdan) sonra, onun milletini .helak etmek için gökten herhangi bir asker indirmedik ve indirecek değildik. ( 29 ) çünkü onların helaki, sadece bir tek sayhadan başka bir şey değildi. İşte o azgınlar ( bu sayha ile ) bir anda sönüverdi. ( 30 )

Ne kadar acınacak durumdadır kullar ! çünkü onlara bir peygamber gelmeye dursun, onlar nunla ille de alay etmeye kalkışırlar. (, ve bu yüzden gerçekten acıklı durumlara düşerler. (31) Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi , onların bir daha kendilerine dönmediklerini görmezler mi ? (32) Elbette onların hepsi ( hesap vermeleri için kıyamet gününde) karşımıza dikilecekler.(33 )Kendisine haya verdiğimiz ölü toprak hakikatte ( onlar için oldukça mühim ) bir ibret ayetidir. Çünkü biz onu yağmurla dirilttik de ondan pek çok tanım ürünleri çıkardık. İşte onlar bunlardan yerler. ( 34 ) Biz yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve onlarda bir çok' pınarlar kaynattık ( 35 ) Onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yemeleri için (bu nimetleri verdik) Hal böyle iken onlar şükretmezler mi ? ( 36 ) Yerin bitirdiklerdin den, insan oğlunun kendi varlığından ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri ( bileşikleri, karışımları ve elementleri) yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim. ( 37) Gece de onlar için ibret ayetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. ( 38) Güneş, kendine mahsus yörüngesinde akıp gitmektedir. İşte bu, aziz ve alim olan Allah'ın takdiridir. ( 39 ) Ay için de bir takım yörüngeler tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi ( hilal) olur da geri döner. ( 40 ) Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Bunlardan her biri belli bir yörüngede akıp gitmeğe devam ederler. ( 4 ı) Onların zürriyyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için de böyle bir ibret ayetidir. ( 42 ) Gemilerin benzerlerinden binmekte oldukları ve ileride binecekleri şeyleri onlar için biz yarattık. ( 43) Eğer biz azimuşşan dileseydik onları suda boğardık. O zaman ne onların imdadına koşan olurdu, ne de kurtarılırdı. ( 44) Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet onları kurtardı. Ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalanmaları uygun görüldü. ( 45 ) Onlara" Yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktınız işlerde Allah'a iltica edin, sadece ondan korkun, böyle yaparsanız esirgemeniz umulur" denidi. ( 46 ) Rablerinin ayetlerinden bir ayet geldikçe devamlı ondan uzaklaşıyorlardı. ( 47) " Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra harcayın" denildiğinde, kafirler müminlere dediler ki : " Allah'ın, dileseydi doyuracağı kimseleri mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz." ( 48 ) Onlar, Eğer siz gerçekten doğru iseniz söyleyin bakalım ! O sözünü ettiğiniz tehdit ettiğiniz, tehdit ve felaket ne zaman gelecek ? derler. ( 49 ) Onlar, birbirleriyle gürültü ve şamata ederken kendilerini ansızın yakalayacak bir tek sayhayı bekliyorlar. ( 50 ) İşte o anda onlar ne bir tavsiyede bulunabilir, ne de ailelerine dönebilirler. ( 51 ) Nihayet sürun üfürülmesi yakınlaştı. Bir de ne göresin! Onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler. ( 52 ) İşte o zaman, "Eyvalı , eyvah ! Bizi kabrimizden kim diriltti ? Bu, Rahman'ın va'dıdır. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler. ( 54 ) Artık bugün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak dünyada yaptıklarınıza karşılık alırsınız. ( 55 ) Bugün ( ahirette) Cennetlikler, nimetler içinde sefa sürerler. ( 56 ) Onlar ve eşleri, gölgeler altında tahtlara kurulurlar. ( 57 ) Orada her çeşit meyve onlar içindir. Bütün arzuları yerine getirilir. f 58 ) Bağışlayıcı bir rab olan Allah'tan 'onlara söz olarak selam gelir. ( 59) Ayrılın bir tarafa bugün ey günahkarlar ! (60) Ey insanoğlu, "Şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır, demedim mi? Bunu size peygamberlerim vasıtasıyla açık seçik bildirmedim mi ? ( 61 ) Ve demedim mi? Sadece bana ibadet ve kulluk edin. çünkü dosdoğru yol budur. ( 62 ) Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Siz bunu düşünecek, doğruyu anlayacak akla sahip değil misiniz? (63) İşte bu size vaad edilen cehennemdir. ( 64 ) Küfür ve isyanınız sebebiyle yaptığınız kötülüklere karşılık bugün dağlanın, ateşle ! (65) O gün onların ağızlarını mühürleriz.

Yaptıklarını bize elleri anlatır. Ayakları da şehadet eder. ( 66 ) Dilersek gözlerini büsbütün kör ederiz. Bu sefer de yolda itişip kakarlar. Çünkü yolu görmezler. ( 67) Eğer biz bilseydik oldukları yerde onların bünyelerini, şe-killerini değiştirirdik, ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne de geri gel-meye. ( 68 ) Kime uzun ömür verirsek, bizi

onun yaratılışını (gençliğini, güzelliğini) bozar. Beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmezler mi ? ( 69 ) Biz ona ( peygambere) şiir öğretmedik. Hem bu ona gerekli de değildir. Onun söyledikleri ancak Allah'tan gelmiş bir hatırlatma, açık bir okumadır. (70) Bununla onun diri olanları uyarmasını ve kafirlere cezanın hak olduğunu söylemesini istedik. ( 71 ) Onlar bakıp görmediler mi ki, biz azimüşşan kudretimizin eseri olmak üzere pek çok faydalı hayvanlar yarattık. Ve onlar da bunlara malik ve sahip oldular. ( 72) Bu hayvanları onların emrine amade kıldık. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler. ( 73) Bu hayvanlar da onlar için içilecek sütler ve daha nice faydalar vardır. Hala şükretmezler mi ? ( 74 ) Kendilerine bu kadar nimet verildiği halde yine onlar, yardımlarını umarak

Allah'tan başka ilahlar e-dindiler. ( 75) Halbuki o mabud edindikleri putların onlara yardım etmeye asla güçleri yetmez. Bilakis onlar, bu mabuslar için yardıma ha-zır askerlerdir. ( 76 ) Ya Muhammed! O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını biliyoruz. (77) İnsan görmüyor mu ki, biz onu sudan yarattık.Bir de bakıyorsun ki, açıkça isyan ediyor. ( 78 ) Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal iradına kalkışıyor ve, "Şu çürümüş, un olmuş kemikleri kim diriltecek ? " diyorlar. ( 79 ) De ki, onları ilk defa yaratmış olan dirilitir. çünkü O her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. ( 80) Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte ateşi siz ondan yakıyorsunuz. ( 81 ) Yeri ve gökleri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Onların benzerlerini yaratmaya her zaman elbette kadirdir. O, Her şeyi hakkıyla bilen bir yaratıcıdır. ( 82 ) O'nun işi bir şey yaratmak istediği zaman sadece" ol " demektir. Ve o şey derhal var olur. ( 83 ) er şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ı tesbih ve takdis ederim. Siz elbette sadece O'na gönderileceksiniz.

Yas Ye Ağıt:

İslam'da yas ve ağıt tutmak yoktur. İbni Mes'ud Allah Rasulunun şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Ölen birisi için yanaklarına vuran yakalarını yırtan ve cahiliyet davası güden bizden değildir.

Allah Rasulu yine buyuruyor : Ümmetimde dört nitelik vardır ki bunlar cahiliyyet niteliğidir ve onları terk etmeyeceklerdir. Makam ve mevkilerle övünmek, soy ve sopları yermek, yıldızlarla yağmur istemek ve ölünün peşinden ahu figan etmek.

İslam dininde kadının : Valı aslanıma, vah evimin direğine, vah koluma kanadıma gibi sözlerle ağıt yakmak, yanaklara vurmak ve elbiseleri yırtmak haramdır, çünkü bütün bunlar cahiliyet adetidir. Ölen birisi için yas tutmak maksadıyla kadınların siyah giymeleri helal olmadığı gibi, kocaları için üç günden fazla yas tutmaları caiz olmaz.

Yedinci Gece:

Bazı yerlerde ölen kimsenin yedinci, kırkıncı ve ellinci gecesi hesap edilip o geceye ait dua yapılmakta ve mevlid okutulmaktadır.

İslam'da ölen bir mümin için okunan Kur'an-ı Kerim, yapılan dua ve verilecek sadakaların faydası vardır. Ancak yedinci, kırkıncı ve ellinci gece bir manası ve İslami bir kaynağı yoktur. Okunacak

Kur'an-ı kerim, yapılacak dua her gün ve her gece yapılabilir. Yedinci, kırkıncı ve ellinci gece programları İslam'a sonradan sokulan bid'atlardandır.

Yemek Duaları :

Ömer b. Ebu Seleme ( ra ) anlatıyor: Ben Rasulullah ( sav )'in himayesi altında bir çocuktum. Yemek yediğim zaman elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı.Bunun üzerine Peygamber Efendimiz. ( sav) bana şöyle buyurdu:

" Ey oğul! Yemeğe başlarken Allah'ın adını an, sağ elinle ye ve önünden ye. ( İbn-i Maoe : 3267 )

Hz. Aişe ( ra ) anlatıyor: Allah Rasulu(sav) evinde yemek yiyordu. Bu esnada bir bedevi gelerek o yemeği iki lokmada yedi bitirdi.

Bunun üzerine Allah Rasulu ( sav) şöyle buyurdu. : " Bilmiş olun ki, eğer bedevi bismillah demiş olsaydı, yemek size yetecekti. Bu itibarla biriniz bir yemek yediği zaman bismillah desin.

Şayet yemeğin başında bismillah demeyi unutursa, yemek esnasında hatırladığında "bismillahi fi evvelihi ve ahirihi " desin. (Ebu Davud : 3767 )

Hz. Ebu Said el-Hudri ( ra ) rivayet ediyor: Allah Rasulu(sav) yemeğini bitirdikten sonra şöyle derdi:

" Elhamdu lillahillezi et'amena ve seka na ve ce'alena müslimin. "

Bizi yediren, içiren ve bizi müslümanlar kılan Allah'a hamdolsun. ( Ebu Davud : 3650 ) Bu yemek duası pek çok hadis kitabında geçmektedir.

Allah Rasulu ( sav ) 'in bu' duanın dışında değişik zamanlarda yaptığı başka dualar da vardır.. . Ebu Umame ( ra ) rivayet ediyor : Allah Rasulu ( sav), sofra kaldırıldığı zaman şöyle dua ederdi.

" Elhamdu lillahi hamden kesiren tayyyiben mübareken fihi gayra muvaddain vela müstağnen anhu rabbena. "

Allah Teala'ya çok çok, güzel güzel, mübarek ve hiçbir zaman terk edilmeyecek hamd ve şükrederim. ( Tirmizi, Daavat : 56 )

Enes b. Malik ( ra ) rivayet ediyor: Allah Rasulu ( sav) şöyle buyurdu : " Yemeğini yedikten sonra şu şekilde dua eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır:

" Elhamdu lillahillezi et'ameni haza ve razakanihi min gayri havlin minni vela kuvvetin. "

Ben doyuran, kuvvet ve kudretim olmadığı halde bana rızık veren Allah'a hamdolsun. ( Tirmizi. Daaval : 56 )Hz. Meryem ( as )'in yaptığı ve Kur'an-ı Kerim'de Cerıab-ı Hakk'ın Maide suresinde beyan ettiği bir ayet:

"Allahumme rabbena enzil aleyna maideten minessemai tekünu lena 'iden lievvelina ve ahirina ve ayeten minke verzukna ve ente hayrurrazıkin."

Ya Rabbi! Bize ve bizden sonra geleceklere bayram ve senden bir delil olacak bir sofra indir. Bizi rızıklandır. Rızık verenlerin en hayırlısı sensin. ( Maide: 115 ).

Bir Başka Yemek Duası:

" Elhamdu lillahillezi et'amena ve sekana ve kesana ve ce'alena mine'l-müslimin. Allahumme henni'na ve bartk ta'-amena ve nevvir kulübena verhamna verda anna ve a'tına temame nı'metike ve devame ni'metike ve temame tevfikike ve devame tevflkike ve temame mahbbetike ve devame mahabbetike ve tamame ma'rifetike ve devame ma'rifetike ve tamame rı'dvanike ve devame rıdvanike bihurmeti ta'amike ve habibike ya ilahe'l-alemin."

Bizi yediren, içiren, giydiren ve bizi müslümanlardan yapan Allah'a hamdolsun. Allah'ım bizi afiyetle yaşat, yemeğimizi mübarek eyIe, kalbIerimizi nurlandır, bize merhamet eyle, bizden razı ol; bize nimetin in tamamını ve devamını, tevfikının tamamını ve devamını sevginin tamamını ve devamını marifatinin tamamını ve devamını, rızanın tamamını ve devamını ihsan eyle. Yemeğin ve sevgili Rasulun yüzü hürmetine alemlerin ! Hamd alemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur.

Bir Başka Yemek Duası:

Elhamdu lillahillezi et‘amena ve sakana ve cealana mine‘l - müslimin. Vesselatu vesselamu ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Allahumme salli ala seyyidina muhammedin biadedi envai'r-rızkı vel-futühatı ya basıtullezi yebsutu'r-rızka limen yeşau biğayri hisab. Ubsut aleyna rızkan vesı'an min kulli cihetin min hazaini ğaybike bigayri minneti mahlukm bimahsı fadli keremike bigayri hisab. . Ya ekremel ekremine ve ya erhamerrahmin. İftahi'lbabe ya Allah, İftahi'l-babe ya Allah, İftahi'l-babe ya Allah. Ya Allah ya kafi ya fettah ya mufettih fettih bilhayri. Allahummec'al ni'metena daimen ve devletena islamen kaimen ve evladena alimen salihan ve la tusallıt aleyna zalimen ve elhıkna bissalihin. Allahumme zid ve la tenkus m'meten kesireten bihurmeti'l-fatiha.

Yeni Doğan Çocuğun Kulağına Okunacak Dua:

Allah Rasulu ( sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: " Her kimin bir çocuğu dünyaya gelir de sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet getirirse artık ona çocuk hastalığı zarar vermez. " ( Nevevi, el-Ezkar : 253 ).

Yeni Bir- Elbise Giydiğinde:

Ebu Said Hudri ( ra ) rivayet ediyor: Allah Rasulu ( sav). Yeni bir elbise giydiğinde onu imame, gömlek, ( gibi ismiyle söyler) sonra şöyle derdi:

" Allahumme lekel-harndu ente kesevteni es'eluke hayruhu ve hayru ma sunia lehu ve ezu bike min şerrihi ve şerri ma sunia lehu.

Allah'ım ! Hamd sadece sanadır. Bunu bana sen giydirdin. Bunun hakkımda hayırlı olmasını; yapılma maksanın da hayırlı olmasını dilerim. Bu elbisenin şerrinden ve yapılmasındaki maksadın da şerli olmasından sana sığırınım. (Tirmizi, Libas : 29 )

Yıldız Kaydığında Yapılacak Dua:


SENDE YORUM YAP!

Whatsapp