Duanın Adab

Duanın Adab :

Duanın on adabı vardır:

1- Şefli vakitlerde dua etmek:

Sene içine arefe günleri, aylar içine Ramazan ayı, hafta içinde cuma günü gecelerde de seher vakti şereflidir. Nitekim,

Yüce Allah buyuruyor ki:

Onlar, seher vaktinde bağışlanma dilerler.

(Zariyat 51118)

Sevgili Peygamberimiz Buyuruyor ki:


"Gecenin (üçte ikisi geçip) üçte biri kaldığı zaman göğün birinci katına tecelli ederek şöyle buyurur: "Yok mu bağışlanma dileyen, onu bağışlayayım? Yok mu isteyen, dilediğini vereyim?"

Yakub (a.s), bağışlanma dileyen oğullarına:


Yakında bağışlanmanız için Rabbimden dilekte bulunacağım."

(Yusuf Suresi (12), ayet: 98)

demesi, duaların kabul olacağı seher vaktini beklemek içindi. Hatta denildi ki: Yakub seher vakti kalkıp oğulları için bağışlanma diledi; oğulları da onun ardında "amin" dediler ve Yüce Allah: "Ben onları hem bağışladım, hem de peygamber yaptım" buyurdu.

2- Şerefli durumlardan faydalanmak:

Ebu Hüreyre diyor ki:

"İslam ile kafir ordularının karşılaştıkları, yağmur yağdığı ve farz namazları kılındığı sıralarda gök kapıları açılır. Bu vakitleri ganimet bilerek dua edin."

"Rükü ile secdede Kur'an okumak bana yasaklandır. Rükuda Rabbinizi yüceltin (Sübhane rabbiyel azim deyin) ... Secdede ise dua edin. Zira secde hali, duaların kabulüne uygun bir haldir."

3- Kıbleye dönerek koltuk altları görünecek şekilde elleri kaldırıp dua etmek:

Cabir b. Abdullah diyor ki:

"Peygamberimiz (s.a.v) Arafat'ta kıbleye dönerek akşama kadar dua etti."

Selman'ın rivayetine göre,

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Şüphesiz ki Rabbiniz haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp kendisinden bir şey istedikleri zaman, onları boş çevirmekten hayader."

Hz. Enes diyor ki:

"Resulullah dua ettiği zaman koltuk altı görülünceye kadar ellerini kaldırır ve duada parmaklan ile işaret etmezdi."

4- Duayı gizlice (hafif sesle) yapmak:.

Ebu Musa el-Eş'ari diyor ki:

"Resulullah ile birlikte bir yolculuktan dönmüştük. Medine'ye yaklaş- tığımız zaman Resulullah tekbir alınca herkes yüksek sesle tekbir aldı. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdu:


"Ey insanlar, dua ettiğiniz (Allah), ne kayıptır ne de sağırdır. Dua ettiğiniz (Allah), sizinle atınızın boynu arasında-dır (o kadar size yakındır)."

Hz. Aişe diyor ki:

Yüce Allah'ın:


"Namazda sesini pek yükseltme, çok da kısma. Bu ikisinin arası bir yol tut."

(İsra süresi, ayet: 110)

sözündeki namazdan amaç duadır. Yani dualarınızı yüksek sesle değil de alçak sesle yapın, Nitekim duasını gizlice yaptığı için Yüce Allah Zekeriya (a.s)'ı övmek üzere şöyle buyurur:


"O (Zekeriya), Rabbinize gizlice niyaz ettiği zaman ... "

(Meryem süresi (19), ayet: 3)

Diğer bir ayette de şöyle buyuruyor:


''Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın."

(A'raf süresi (7), ayet: 551)

5- Duada yapmacık sözlerden sakınmak:

Dua eden, isteklerini alçakgönüllü ve saygı içinde istemeli, cafcafah ağır sözlerden kaçınmahdır.

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:

"Gelecekte, dua ederken haddini aşan topluluklar türeyecektir."

Yüce Allah buyuruyor ki:


"Rabbinize gönülden ve gizlice dua edin. O, aşın gidenleri sevmez."

(A'raf suresi (7), ayet: 55)

Yüce Allah, duada özenip güzel sözlerle konuşanları sevmez. En doğrusu, Peygamberden ve sahabelerden duyulan dualarla yetinmek, fazlaya kaçmamak-tır. Zira insan bazan haddini aşarak gereksiz şeyleri isteyebilir. Bununiçin,

Hz. Muaz diyor ki:

"Cennette bile alimlere ihtiyaç vardır. Zira cennet halkına: "Ne istersiniz?" diye sorulduğu zaman, onlar ne istediklerini bilmedikleri için aliml erden soracaklar."

6- Mütevazi bir şekilde Allah'tan korkarak ve kabulünü umarak istenen şey üzerinde ısrarla 'durmak:

Bununla ilgili ayetler:

Yüce Allah buyuruyor ki


"Onlar iyi işlerde yaraşırlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi."

(Enbiya suresi (21), ayet: 90)

Yüce Allah buyuruyor ki:


7- Kabulünü umarak duada azimli olmak ve böylece Yüce Allah'ın kabul edeceğini zannetmek:

sevgi peygamberimiz buyuruyor ki :


"Dua ettiğiniz zaman; "Allah'ın, dilersen beni bağışla, dilersen rahmet et" demeyin. İsteyeceğinizi kesin bir şekilde belirtin ... Zaten onu zorlayacak hiç bir güç yoktur."

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Sizden piriniz dua ettiği zaman, kabul olunacağı hususunda büyük ümit beslesin. Zira onu kabul etmek Allah için kolaydır."

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Dua ettiğiniz zaman, kabul olunacağına inanarak Allah'a dua edin. Bilin ki gafletle yapılan duaları Allah kabul etmez."

8- Tekrar tekrar isteyerek duada ısrar etmek:

İbn-i Mesut diyor ki:

"Peygamber (s.a.v) dua ettiği zaman üç kere dua eder ve Allah'tan dilediğini üç kere dilerdi."

Duada acele edip, geciktirmeden dolayı üzüntü duymamak gerekir. Zira,

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Sizden biriniz bir şey isteyip de dileği kabul olunduğu zaman: "İyilikleri ni ‘meti ile tamamlayan Allah'a ham d olsun desin. Eğer henüz kabul edilmemiş' dileği varsa "Her durumda yine Allah'a hamd ederim" desin."

9- Duaya besmele ile başlamak:

Dua ederken hemen arzu edilen şey değil, önce getirilmelidir.

Ekva oğlu Seleme diyor ki:


"Resulullah'm "Sübhane Rabbiyel aliyyil a'lal vehhab" demeden hiç bir duaya başladığını duymadım."

Ebu Süleyman Darani diyor ki:

"Allah'tan bir şey isteyecek olan kimse önce salıiyat getirsin, sonra ihtiyacını söylesin, sonra da yine salıiyat ile duasını bitirsin. Zira Yüce Allah iki taraftaki salıiyatlan kabul ederken aradaki dileği de kabul etmemesi, onun keremine yakışmaz."

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Yüce Allah'tan bir şey dileyeceğiniz zaman, sözünüze salavat ile başlayın." Zira Yüce Allah, dileklerden birini kabul edince, dilerini reddetmeyecek kadar kerem sahibidir."

Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:


"Dua ettim, hala kabulolmadı" deyip acele etmedikçe Yüce Allah duanızı kabul eder. Allah'tan çok isteyin. Zira siz, kerem sahibi olandan istiyorsunuz."

10- Duanın kabul olmasında esas olan batıni (gizli) edebi takınmak: Batıni (gizli) edep tevbe etmek, helalaşmak ve her türlü yardımı Allah'tan beklemektir. Duanın kabulolunmasında en önemli etken budur.

Ka'bül Ahbar diyor ki:

"Musa (a.s) zamanında büyük bir kuraklık ve kıtlık olmuştu. Musa (a.s) İsrail oğulları ile beraber üç gün yağmur duasına çıktığı halde duası kabul olmamıştı. Yüce Allah: "İçinizde koğuculuk yapan kimse bulunduğu sürece, duanızı kabul etmem" buyurdu. Musa: "Onun kim olduğunu bize bildir de onu aramızdan çıkaralım," deyince Yüce Allah:

"Ey Musa, ben size koğuculuğu yasaklarken, kendim mi koğucu olayım?" buyurdu.

Bunun üzerine Musa (a.s):

"Hepiniz koğuculuktan tevbe edin." buyurdu. Hepsi tevbe ettikten sonra Yüce Allah onlara yağmur verdi."

Cübeyr oğlu Said diyor ki:

"Yine İsrail oğullarında kuraklık oldu. Zamanın hükümdarı yağmur duasına çıkınca: ''Ya Allah bize yağmur verir, ya da biz ona eziyet ederiz" dedi. "Sen Allah'a nasıl eziyet edersin?" diye sorulunca,

"O'nun dostlarını öldürmekle" diye cevap verdi. Bu heyecan ile duaya katılan halkın dileğini Yüce Allah kabul etti ve yağmuru yağdırdı."


Duanın kabul olunmasının temeli edeplere riayet etmektir. Onlar da Allah ve Resulü‘nün hoş görmediği, yasakladığı şeylerden sakınmak ve bütün olarak Allahu Teala'nın ibadetine yönelmektir. Duanın kabulünün şartlarından biri de iyiliği emredip kötülükten nehyetmektir. Emri bil ma'rüf, Nehyi ani'l münker yapılmayan bir toplumda müslümanlar istedikleri kadar bağışlanmak ve galibiyet için dua etseler de Mevla Teala yapılan dualar kabul etmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor: "Siz her zaman iyiliği emredip kötülükten nehyediniz, yoksa Allah (c.c.) başınıza bir bela gönderir de sonra dua etseniz de duamız kabul olunmaz." (Tirmizi) İmam Gazall dua iidabını LOmadde halinde sıralamıştır. 1. Duayı Allah'ın adı ile Resülüllah (s.a.v.)'e salavat ile açmalı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bütün dualara şöyle başlardı: "Sübhane rabbiyel aliyy'il a'lel vehhab" "En yüce çok çok bağışlayan Rabbimin şanı büyüktür. Onu noksanlıklardan tenzih ederim" (Ahmed b. Hanbel, Müsned,4154) 2. Mübarek zamanları seçmeli (kandil geceleri gibi.) 3. Mübarek anları seçmeli (secde anı, yağmur yağarken v.b.) 4. Kıbleye dönüp ellerini kaldırmalı ve sonunda ellerini yüzüne sürmeli. 5. Ne çok sessiz ne çok bağırarak dua etmeyip ikisinin arasında bir yol tutmalı. 6. Yalvararak ve korkarak dua etmeli. 7. İçinden geldiği gibi dua edip, seciyeli kafiyeli dua etmek için kendini zorlamamalı. Peygamberimizden sahih olarak nakledilen duaları tercih etmeli. 8. Kabul olunacağına kesinlikle inanıp bundan şüphe etmemeli. Bunun nasıl olduğu Peygamberimize sorulduğunda "Dua ettim kabul olunmadı" demesidir şeklinde cevap vermiştir. 9. Israrla dua etmeli. Duada acele etmemeli. 10.En önemlisi de budur ki tövbe etmek, kul hakkını geri iade etmeli ve Allah'a yönelmeli. (Gazali'rıin İhya'sından).


İslâmî kaynaklarda diğer ibadetlerde olduğu gibi duâ içinde şeklî ve ahlâkî bazı şartlara riayet edilmesi istenmiştir. Buna göre duâ eden kişinin konumuna uygun bir edep içinde olması gerekir. Nitekim bir nevî duâ ola namazda kulun nasıl hareket edeceği tarif edilmiştir. Bu hareketler dış görünüş bakımından insanın saygı ve sığınma tavrını belli bir disiplin içine almıştır ve özü itibariyi Allah'ın huzurunda güçsüzlüğünü, noksanını kabulü, hamd, şükür ve yardım isteklerini sunmayı ifade eder. Namazda ve her türlü duâ davranışında edebin esasını kulun kibir, gösteriş, kabalık ve gaflet gibi ahlâkî kusurlardan temizlenmesini teşkil eder. Bir âyete göre Allah'ın huzurunda olanlar büyüklenmezler, aksine O'nun büyüklüğünü ana rak secde ederler. Yine Allah'ı anan kimsenin huşu içinde yalvarma vaziyeti alması, O'nu saygıyla ve sesini yükseltmeden anması gerekir; aksini yapmak ise gaflettir. (A'râf: 205-206). Duanın gönülden ve gizlice yapılmasını isteye başka bir âyette de bunun aksine bir hareket, Allah'ı hoşlanmadığı bir iş ve haddi aşmak olarak nitelendiril mistir. Kul duâ ederken Allah'a karşı korku ve saygı içinde ve ümitli olmalıdır. (A'râf: 55-56). Yüksek sesle tekbir getirmeye başlayan bazı müslümanlara Hz. Peygamber engel olmuş ve "Sizler sağır ve uzaktaki birine değil, her şeyi duyan ve gören Allah'a duâ ediyorsunuz." demiştir. (Buharı, Deavât: 50) Bu konuyla ilgili bir âyette Allah'ın insanlara yakın olduğu, duâ edenin duasına karşılık verdiği belirtilmiştir. (Bakara: 186) Allah Rasûlü (s.a.v.) ayrıca kişinin duayı duyarlı bir kalble yapmasını, isteğini kesin ve sade bir dille belirtmesini, kabulü için acele etmeyip taleplerine ısrarla devam etmesini, yerine göre isteklerini üç kez tekrarlamasnı tavsiye etrniştir. (Buharı, Deavât: 20 22)

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp