Akrep Burcuna Dair

Doğarken

Bütün hüznüyle sonbahar. Toprağın katkılı yüzeyinin çürümesiyle humuslu toprağın oluştuğu günler. Tarlalar tümüyle boşalır, ağaçlar akşam güneşinin rengine bürünür, yapraklar dökülmeye başlar, insanlar evlerine çekilir. Ara sıra güneş göz kırpsa da, insanların içini ürperten rüzgarlar esmektedir artık. Bu rüzgarlar arada bir fırtınaya da dönüşecektir. İçimizi ısılım güneş yok, rengarenk çiçekler yok, meyve ağaçlarının dallan boş, gönlümüzü ferahlatan çiçekler ve çimenler kurumuş, tam bir sessizlik, tam bir yalnızlık. Artık kendini dinleme zamanı gelmiştir, dinleme ve muhasebe yapma zamanı.

O günlerde doğan bebek gibi. Sessiz, sakin ve sizden uzak. Anne babaya sabır düşer.O doğmadan bir müddet önce veya o doğduktan bir süre sonra bir yakınınızı da kaybedebilirsiniz. Zira o ölümün ve yeniden doğuşun sembolü olarak dünyaya teşrif etmiştir.

Büyürken

Çalışkan, becerikli, başarılı, kararlı, ancak kaprisli, soğuk, iletişimsiz, gizemli, ilginç bir çocuk. Anne babanın, "Çocuğum laf dinlemiyor, bir köşeye çekilip kendi kendine kuruyor, ne düşünüyor, duyguları ne, nelerle uğraşıyor bilemiyorum, benimle konuşmuyor, söylediklerimi anlamamakta inat ediyor, ne yaparsam yapayım bildiğini okuyor..." diye şikayet ettiğini duyar gibiyim.Küçük Akrep dilerse okulunun en başarılısı olabilir, istemezse yerinden bile kıpırdatamazsınız. Daha çocukken gizli ve gizemli işlerle uğraşabilir, kaprisleriyle çevrelerini bunaltabilir ve yalnız kalabilirler. Belki de istedikleri budur, bilemezsiniz ki.

Bu nedenle özel olarak ilgilenilmeleri, küçük yaşta etik değerlerle donatılmaları gerekir. Zira tahmin edemeyeceğiniz derecede acımasız olabilir, hayvanlara ve insanlara eziyet etmekten zevk alır hale gelebilirler. Onunla anlamlı iletişim kurabilmeniz için öncelikle onun güvenini kazanmanız ve derin duygularını sezebilmeniz gerekir.

Zaman zaman bu çocuklar için "Sanki içimi okuyor..." dediğiniz de olmuştur. Aslında onlar içinizi okurlar, her şeyi görürler, gizlediğinizi sandığınız şeyleri dahi bilirler ama bunları genellikle kendilerine saklamayı tercih ederler.

Dünyaya Geliş Amacı

Akrep insanının dünyaya geliş amacı, geçmişle, gelecekle ve çevre etkileriyle hesaplaşmak, ancak bu arada her günü ertesi gün ölecekmiş gibi yaşamaktır. Her istediğini yapmak, duygularını ve içgüdülerini gemlemeden hareket etmek, içinden geldiği gibi davranarak yaşadığını hissetmek. Aslanın aksine gösteri yapmaksızın...insanın her istediğini yapması iki şeye bağlıdır: Güçlü olmak ve sınırlamaları kabul etmemek. Akrep insanı gücü iki şeyde görür; çok para ve en tepede olmak. Bunları elde edebilecek iradeye, ne pahasına olursa olsun kararlılığına ve manyetizma gücüne yani insanları etkileme yeteneğine de sahiptir.

Gücü elde etme yolunda onu engelleyebilecek yasaları, gelenekleri ve çevre etkilerini yok etmek, yok edemiyorsa dolanmak için Mars'ın savaşçılığı ile Plüton'un yer altı dünyasıyla ilişkisi onu kamçılar. Ya o gücü elde edecek, ya da ölecektir. Zaten herkes ölmüyor mu? Ha bir gün önce, ha bir gün sonra, ne fark eder.

Akrep duygularının ve sezgilerinin derinliklerine inmeli, kendisiyle yüzleşmeli ve doğru adımları bulmalıdır. Duygusal yanını, özellikle cinsellik yönünü de doğru yorumlamalı, gösterişten kaçınmalıdır. Aksi halde ölümle savaşırken, yeraltının karanlık dehlizlerinde kaybolup gidecektir. Kaybolduğu yer, yer altı olmasa bile.

Takımyıldızıyla Akrep

Akrep takımyıldızı, ekliptik üzerinde Yay ile Terazi takımyıldızları arasında yer alır. Bol sayıdaki parlak yıldızlarıyla, heybetli olmak bakımından neredeyse Avcı (Orion) takımyıldızıyla yarışır. Yıldız kümeleri ve bulutsular bakımından da zengin bir takımyıldızdır. Bu nedenledir ki Akrep insanları ka-rizmatik görünümlerinin yanı sıra hükmetme tutkularını sezgileriyle ve manyetik güçleriyle birleştirerek toplumda, özellikle de yönetim kademelerinde ön plana çıkarlar.

Akrep takımyıldızıyla aynı meridyen üzerinde Yılancı, Herkül, Ejderha, Ara takımyıldızıyla Güney Üçgeninin bir bölümü bulunur. Bu nedenle ejderhaya benzeyenleri de vardır, Herkül'e benzeyenleri de.Parselin en parlak yıldızı, kırmızımtırak renkli Antares, Akrebin kalbini oluşturur. Antares, Mars gezegenine benzeyen kırmızı bir devdir. Mars'ın diğer ismi Ares olduğundan bu yıldıza "Ares'in karşıtı, rakibi" manasında "An-ti-Ares=Antares" adı verilmiştir. Kırmızı olduğuna bakıp da Antares'in sıcak bir yıldız olduğunu sanmayın. Kırmızı yıldızlar, evrenin en soğuk yıldızlarıdır. Akrep insanları da Aslan'dan bile daha heybetli ve daha iriyarıdırlar. Kanla, kavgayla ve savaşla ilgileri, soğuk tavırları, tutkuları ve körü körüne cesaretleri belki de kalplerindeki Antares nedeniyledir.

Takımyıldız, ağzını ve kıskaçlarını Terazi takımyıldızına doğru uzatmış, iğneli kuyruğunu Yay takımyıldızına doğru kaldırmış bir akrebe benzer. Ağzının ve gözlerinin bulunduğu yerde Akrep adlı ikinci en parlak yıldızı bulunur.Güneş, ekliptik üzerindeki yolculuğunun ancak dokuz günlük süresini Akrep takımyıldızında geçirir. Bir ayın tamamlanması için geriye kalan süreyi ise Akrep'le Yay takımyıldızlarının arasında ve üstünde bulunan Yılancı takımyıldızında doldurur. Bu nedenle Yılancı 13. burç olarak da kabul edilmiş, ancak Yılancı takımyıldızının burç sayılmasından Akrep lehine feragat edilmiş, Güneş'in Yılancı takımyıldızında geçirdiği süre de Akrep'te geçirilen süre olarak kabul edilmiştir. Bu durum şöyle de yorumlanabilir: Asıl Akrep burcu insanları, ilk onlukta doğanlardır. İkinci ve üçüncü onlukta doğan Akrep burcu insanları üzerinde ise etkili olan Yılancı takımyıldızıdır. Bu nedenle Akrep burcunun ikinci simgesi yılandır.

Yılancı takımyıldızı (Ophiuchus), kıvrılmış bir yılanı andırır ve elinde yılan tutan hekim olarak tasvir edilir. Bu durum, ikinci ve üçüncü onlukta doğan Akrep insanlarının tıpla olan ilgisini, manyetik bakışlarını, toplumsal ilişkilerdeki soğukluğunu, bilimsel konulardaki başarısını açıklamaktadır.Yılancı, efsanelerdeki Lokman Hekim veya Yunan mitolojisindeki Apol-lon'un oğlu olan Asclepius'tur. Epopeye göre Asclepius bir gün bir yılanı ölümcül şekilde yaralar. Diğer bir yılan getirdiği otlarla yaralı yılanı tedavi