Treponema

Treponemataceae familyasından bakterilerin ortak adı. Spiral biçimlidir (4-15 p) ve laboratuvar hayvanları dışında oldukça zor, belirli teknikler uygulanarak eldeedilebilir. Çok hareketlidir ve uzunlamasına ekseni çevresinde dönerek yer değiştirir. Dış etkenlere ve kuru ortama çok az dayanıklıdır. İnsanlarda treponematoz adı verilen enfeksiyon hastalığına yol açar. En çok tanınan türü frengi etkeni olan T. pallidum'dar. Frengi etkeni, hasta anneden dölüte gebelik sırasında (doğumsal frengi) ya da daha sonra deride ya da mukoza yüzeyinde yeterli miktarda canlı ve hastalık yapıcı bakterinin yerleşmesiyle bulaşabilir. Treponema vücut dışında çok az yaşayabildiğinden olguların çoğunda cinsel ilişki yoluyla doğrudan bulaşır.

Bu yolla bulaştığından hastalığın ilk lezyonlan cinsel organlarda belirti verir. Daha ender olarak bulaşmanın biçimine göre cinsel organların dışında da (dudak ya da ağız-yutak mukozası, anüs, düzbağırsak) belirti görülebilir.Vücuda girdikten sonra deri ya da mukozadaki sıvılarda hızla çoğalır ve vücutta yayılarak lenf ya da kan yoluyla dağılır. Hastalığın gelişimi oldukça tipiktir ve çeşitli evreleri vardır. Bulaşmadan sonra 15-20 günlük bir evrede bakterinin girdiği yerde sifilom adı verilen ve tedavi edilmese de birkaç hafta içinde kendiliğinden gerileyerek 4-6 haftada çok az iz bırakan bir lezyon oluşur. Tedavi edilmeyen olgularda bulaşmadan 2-3 ay sonra ikincil frengi belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler bakterinin dolaşıma kanşarak çeşitli organ ve dokulara dağılmasıyla oluşur. Bu evrede hastalığın tüm belirtileri ortaya çıkar: Yüksek ateş, baş ağrısı, kansızlık, iştah kaybı ve çeşitli organlarda lezyonlar. En tipik belirtiler deride kırmızı lekeler, kabarıklıklar, kondilomlar, tüylerin dökülmesi ve pigmentasyonda (deri renklenmesi) bozukluklardır.

Ayrıca lenf bezlerinde yaygın büyüme vardır ya da çeşitli organlarda (eklemler, erbezleri, peri- ost) iltihaplar ortaya çıkabilir. Birkaç haftadan birkaç aya kadar değişebilen bir süre sonra frenginin ikinci evre lezyonlan geriler; hastalığın sessiz evresinde hasta birkaç yıl boyunca kendini iyi hisseder.Üçüncü evrede yuvarlak, yumrular halinde, yavaş gelişen gom adlı lezyonlar ortaya çıkar. Bu lezyonlar kronik iltihap sırasında gelişen granülom dokusuna bağlıdır ve doku ölümüne ve ülserleşmeye eğilimlidir. Özellikle kalp ve dolaşım sisteminde (özellikle aort), karaciğerde, deride ve erbezlerinde yerleşir. Derideki yaralar bağdoku yapısında bir iz bırakarak iyileşir. Merkez sinir sisteminde de atardamar ve beyin zan iltihabı ve gomlar ortaya çıkabilir. Hastalığın daha ileri evresinde, bulaşmadan on yıl sonra bile merkez sinir sistemi düzeyinde başka ağır hastalık tablolan, özellikle ilerleyici felç ve tabes dorsalis (bak. tabes) gelişebilir. Üçüncü evre frenginin çeşitli belirtileri günümüzde son derece ender görülür; hastalığa başlangıç evrelerinde daha etkili tedavi uygulanmaktadır. Frengi tanısı belirli labo- ratuvar incelemelerine dayanmaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp