Katarakt

KATARAKT (perde)

Gözde bulanıklık meydana gelerek görme duyusunun bozulmasına, göze beyaz perde gelmesine verilen isimdir."1

Sebepleri : Yaşlılık, üzüntü, keder ve çok ağlamak, herhangi bir darbe veya bir cismin batması vs. gibi şeylerdir.

Belirtileri : Gözde bulanıklık meydana gelmesi. Göz önünün dumanlanması. Görme zayıflığı vs. gibi.

Tarihi Bir Vak'a: "Hz. Yakub, oğlu Yusuf un hasretine dayanamıyarak şiddetli üzüntü ve çok ağlama neticesinde gözlerine beyaz perde geldiğini Kur'an-ı Kerim bize haber vermektedir. Şöyle ki : "Yakup, oğullarından yüzünü çevirerek: "Ey Yusuf un üzüntüsü ile bana gelen keder (Yusufun durumu içimin yarası)! dedi, üzüntü ve kederinden dolayı gözlerine beyaz perde geldi ve derdi içine gömülüp gitti. (Bunun üzerine oğulları) babalarına dediler ki: "Hâlâ Yusuf u hatırlayıp duruyorsun, vallahi sonunda ya hasta olacak, ya da helak olup gideceksin"
(Yusuf 84-85)

* Peygamber Aleyhis-Selâm da, Hz. Bilal hakkında: "Bilal'in ezanı sizleri sehur yemeğinden alıkoymasın! Zira O'nun gözünde perde vardır (sabah olduğunu sanarak ezanı erken okur)" buyurmuştur.

* Çok ağlamaktan dolayı Abdullah b. Amr'ın gözleri bozulup görmez olmuş, göz kapaklarıda birbirine yapışmıştı".

Tedavi:
Katarakt Ameliyatı (kadh): "Kadh" kelimesi, gözün görmesine engel olan beyaz suyun (perdenin), tabip tarafından ameliyatla alınması (Katarakt Ameliyatı) anlamına gelmektedir. Bu ameliyat çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Nitekim İkrime (r.a.) demiştir ki : "İbni Abbas'ın gözlerine beyaz su toplanmıştı da, bu suyun ameliyatla alınıp çıkarılması istendiğinde, tabipler tarafından kendisine yedi gün sırtı üzerine yatarak istirahat etmesi, namazları dahi bu şekilde kılması tavsiye edildi. Fakat İbni Abbas'ın namazları bu şekilde kılması pek hoşuna gitmedi"."4

* Hz. Ebû Bekir (r.a.) de beyaz su toplanmasından dolayı gözlerinden rahatsız olmuş, fakat ameliyat olmak istememiştir."5

* Meşhur göz tabiplerinden Ali b. İsa el-Kehhal (ölümü 430 H.), "Tezkiretü'l-Kehhâlîn" isimli ünlü eserinde göz hastalıkları, gözün anatomisi, katarakt ameliyatı, göz ilaçları ve tedavi şekilleri üzerinde durmuştur."6
GÖZ maddesine de bak.

* Katarakt ameliyatı pek eski zamanlardan beri bilinmektedir. Fakat ne şekilde yapıldığı bilinmemekte idi. Ameliyatın nasıl yapıldığı III. veya IV. Hicri asırlarda yazılmış eserlerden anlaşılmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, meşhur göz hekimlerinden olup, aslen Musullu fakat Bağdatta yaşamış Ammar b. Ali (ölüm400 H.) göz hastalıkları ve bu hastalıkların ilaçlarla veya ameliyatla tedavisi ile ilgili olarak "el-Müntehab fi İlmi'l-Ayn ve İleliha ve Müdâvâtihâ bi'l-Edviyeti ve'l-Hadîd" isimli eserinde altı çeşit katarakt ameliyatından söz etmiş ve bunlardan birisinin kendi buluşu olduğunu bildirmiştir. Kendi icat ettiği bir aletle gerçekleştirdiği katarakt ameliyatı şöyle yapılmaktadır : "İçi boş madeni bir boru ile yumuşak kataraktı (beyaz suyu) emerek dışa almak suretiyle gerçekleştirmektedir"."7

* Endülüslü meşhur Cerrah Halef b. Abbas ez-Zehrâvî de (ölüm 404 H.); ünlü eseri "et-Tasrîf adındaki tıp ansiklopedisinde katarakt ameliyatından söz etmiş ve şöyle tarif etmiştir: "Gözün dış kısmından, ön saydam kısımla göz akının birleştiği bir noktadan önce bir neşterle hafifçe kesilip sonra buradan göze bir mil sokularak göz bebeğine kadar ulaşılır ve bu mil ile mercek itilerek saydam tabakaya düşürülür. Eğer göz merceği bu usulle düşürülemez ise, mil ile parçalanarak dağıtılır."8

* Zehrâvî'nin çağdaşı olan İbni Sina'da, katarak ameliyatı konusundaki bu görüşleri ve ameliyat şeklini Ansiklope-disindeaynen zikretmiştir. İbni Sina, göze inen beyaz suyun (kataraktın) dış görünüm itibariyle şu renkleri aldığımda açıklamıştır: Hevâî, beyaz kireç renkli, beyaz inci renkli, bazısı gök, bazısı mavi, bazısı sarı, bazısı siyah, bazısı ise boz renkli olur. Bunlardan hevâî renkli ile beyaz inci renginde olanın ameliyatla tedavi edilmesi kolay; gök renkli olan ve mavi renkli olanın tedavisi biraz zor, kireç renkli beyaz ile boz, syah ve sarı renkli olanların tedavisi ise pek zordur, hatta bazan mümkün değildir, demiştir."9

* Bağdatta yaşamış olup, Uygur Türklerinden olduğu sanılan Şerefüd-din Ali b. İsâ el-Kehhâl de, meşhur göz hekimmerindendir."l0 (ölümü 430 H. ve İbni Sina'nın çağdaşı).

"Tezkiretü'l Kehhâlîn" adındaki pek meşhur eserinde göz hastalıkları ve tedavileri üzerinde durmuş ve katarakt ameliyatlarından uzun uzadıya söz etmiştir.

* Baş ve ense damarlarından kan alınması, göze perde gelmesine karşı faydalıdır."11

Kaynaklar:
[1]- Nihâye 5/102; i. Kayyım mukaddime s. 24. [2]- K. Hakâyık 2/203 ayrıca bak Musned 1/386.392.435. [3]-Nihâye 21221,227. [4]- S. Kübrâ 2/308-309. [S]- Nihâye S/102. [6]- Kesf 1/390; HA 2/685 [7]- Ammar b. Ali el-Mavsılî, el-Müntehab fi İimi'l ayn..."Topkapı Ahmed III Kütüphanesi no. 2080/12 yazma: i.E Usaybiya 3/147. Kehhâle 7/268 ; M. Tıbbı'l-islâmi s. 305; İ.A 1/409-410. [8]-Zehrâvî , et-Tasrif. İst. Hacı Besir Ağa Kütüphanesi yazma No. 503 [9]- el-Kânun 2/146-147 [10]- Târih'ut-Tıbbıl Arabi, 1/ 583,586: İ.E Usaybiya 2/249;şerefüddin Ali b. İsâ el-Kehhâl, Tezkiretü'l-Kehhâlin, Ayasofya Kütüphanesi No. 3585 yazma [II]- Bağdadî s.54-55

Yorumlar

  • Hal** YAL********
    7 yıl önce
    Kavutun Hammaddesi olan Arpa kavrularak değirmende kavrulmuş olarak un yapılması daha doğru olacaktır. Zira unu kavurmak Arpa tanelerini kavurmaktan daha zor ve homojen kavurma imkanı yok denecek kadar azdır. Bu iş için Kuzine sobada Tepsi içerisinde Arpa tanelerini kavurmak en iyi yöntem olsa da her zaman kuzine soba bulmak imkanlar dışıdır. Her evde bulunan Mutfak Ocağının üzerine Kalın (3-4mm) çukur bir sac koyarak kısık ateşte de odun kaşığı ile sık sık karıştırmak suretiyle kavurmak ta ideal bir çözüm olabilir. Değirmende çok ince olarak çekilmeli. Mısır unundan daha ince olacak şekilde çekilmeli. Arpa doğu karadenizde sık kullanılan, yemeği yapılan. Kavut olarak tüketilen bir hububat türü olmasına rağmen batıda nedense pek kullanılmamaktadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp