Kan Nakli

KAN NAKLİ (trasfusion)

Peygamber Aleyhis-Selâm zamanında bazı hastalıkları tedavi gayesi ile deri altından veya damardan, bir nevi tabip görevi yapan hacamatçılar tarafından kan alınıyordu. Dolayısı ile hasta kimseden alınan bu kan, kirli bir kandı. Sağlıklı kimselere zararlı olmaması düşüncesi ile de toprağa gömülmesi tavsiye ediliyordu. O günlerde bu günkü anlamda bir kan nakli sözkonusu değildi. Kan bir organ değil, fakat safra, balgam, idrar v.s. gibi, alınan gıdalardan oluşan ve insan hayatını devam ettiren önemli bir maddedir.

Bulaştığı yerin temizlenmesi ile de emredilmiştir. Azalması veya aşırı derecede çoğalması bazı hastalıklara sebep olmaktadır. Kan nakli ve kan gruplarının bulunuşu ve uygulamaya konulması pek yenidir. Kan naklinin 1492 veya 1616 miladi yıllarında başlatıldığı rivayetleri varsada, gerçekolarak 1900'lü yıllardan sonra uygulanmaya başlamış ve bazı hastalıklarda bir tedavi yöntemi olarak tatbik edilmiştir. Ancak daha sonraları, özellikle günümüzde verem, aids gibi bulaşıcı hastalık; kan ve kan ürünleri ile bulaşan tehlikeli öldürücü hastalıklar ve karekter bozukluklarının yaygınlaşması üzerine, hastaya kan nakli yerine, serum verilmesi veya daha başka tedavi usullerinin uygulanması tercih edilmeye başlanmıştır. Hastaya verilen kan ile hastanın kendi kanı nicelik ve nitelik yönünden birbirinin aynı olmazsa, bazen fayda yerine bilakis zararlı da olabilmektedir.
ORGAN NAKLİ VE KAN ALDIRMAK maddelerine de bak.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp