Bulaşıcılık

BULAŞICILIK (sirayet, epidemi)
Bir hastalığın veya ahlaksızlığın bir fertten veya cemiyetten diğer fertlere veya cemiyetlere sirayet etmesine bulaşıcılık denir. İslâm inancınagöre, hastalığın bir kimseden diğer bir kimseye bulaşması, Allah'ın izni ve takdiri ileolmakla beraber bundan sakınılması tavsiye edilmiştir. Nitekim bir hadîs-i şerifte Peygamber Aleyhis-Selâm: "Hiçbir şeyin hiçbir şeye -Allah'ın izni olmadan- sirayet edip bulaşması yoktur" buyurunca, oradaki terden bi r ki mse ayağa kalkarak: "Yâ Rasûlallâh! Bir devenin dudağında veya kuyruğunda meydana gelen uyuz hastalığı, bütün develere geçip hepsini uyuz ediyor, buna ne dersiniz?" gibi bir soru sordu. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Yâ ilk deveyi kim uyuz etti, buna hastalık nereden geldi? İslâm'da hastalığın kendi kendine sirayeti yoktur, gece kuşu ve baykuş ötmesinin tesiri deyoktur, safer ayının hayır ve şerr ile ilgisi de yoktur. Yüce Allah her canlıyı yarattığında onun sağlığını, hastalığını ve rızkını da takdir etmiştir" buyurdu 1
* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Sizden biriniz mescidde sümkürdüğü (veya balgam çıkardığı) zaman, onu kaybetsin! Herhangi bir müslümanın cildine veya elbisesine bulaştırıp ona zarar vermesin!"buyurmuştur. (Müsned 1/179: C. Sağır 1/19: F. Kadir 1/320: M. Zevâid 8/114)Bulaşıcı Hastalıklar:Cüzzam, taun, veba, çiçek, kızamık, kızıl, uyuz, boğmaca, verem, alaca gibi hastalıklar, bulaşıcı hastalık-lardandır. (ı.Kuteybe s. 103: i. Kayyım s. 214)

Bulaşmada En Önemli Etkenler:
(Toprak, Su ve Hava) "Toprağı çorak olan yerlerin suyu ile, Bağdat yakınlarındaki Şehrizorlrmağı'nın suyu vezin yönünden en ağır olan sulardandır. Bu sulardan balgamlı hastalıklar meydana gelir, böyle mıntıkalar ise bulaşıcı hastalıkların meydana gelmesine en uygun yerlerdir.
(E Nuaym vr. 123b: /. Sünnî vr. 59a)
* Şam'da meydana gelen Taun salgı¬nında Hz. Ömer (r.a.); Ordu Komutanı Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'a gönderdiği mektupta: "Ürdün mıntıkasının havası pekiyi değildir, Câbiye mıntıkası ise havası güzel biryerdir, ordugâhı oraya naklet!..." diye emir vermiştir.
(Taşköprü-zâde ir. 2 la. 22b. 23a)
İyi havanın sağlık üzerinde büyük tesiri olduğu gibi, kötü havanın da sağlığın
bozulmasında büyük tesiri vardır.
* Ferve b. Müseyk (r.a.)'de, bir defasında Peygamber Aleyhis-Selâm'a: "Yâ Rasûlallâh! Bizim yurdumuzda bir arazimiz vardır ki oraya "Arz-u Ebyen" derler. Orası ekin ektiğimiz ve yiyeceklerimizin elde edildiği biryerdir. Fakat oranın vebası (bulaşıcı hastalığı) pek çoktur" dedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Orayı terkediniz! Zira hastalığa bulaşmakta tehl i ke vardır" buyurd u2
* Ebû Hüreyre (r.a.) de: "Peygamber Aleyhis-Selâm, hasta hayvanların sağlıklı hayvanlar yanına getirilmesini yasakladı" demiştir3
* Konuyla ilgili olarak diğer bir hadîsi şerifte ise: "Kapların üzerini örtünüz! Tulumların ağzını da bağlayınız. Çünkü senede bir gece vardır ki o gece de veba (mikrop) iner. Kapağı olmayan hiç bir kabın yahud üzerinde bağı bulunmayan hiç bir tulumun yanın-dan geçmez ki, içine bu vebadan bir şey inmesin" buyurmuştur....
KARANTİNA maddesine de bakınız.
* "İslâm inancına göre, hastalığın bizatihi sirayeti yoktur. Bulaşma ancak Allah'ın izni ve takdiri iledir. Bununla beraber bulaşıcı hastalıklardan ve hastalık bulaşması muhtemel yerlerden sakınmak lâzımdır. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Cüzzamlı hastadan, arslandan kaçar gibi kaç!" buyurmuştur5
* Hatta hayvanlarda bile bulaşıcılıktan korunmaya çalışmak gayet faydalıdır. Otlak yerlerinde ve su başlarında; hastalıklı hayvanlar, sağlıklı hayvanların yanına getirilmemelidir. Eğer getirilecek olursa, aynı hastalık sağlıklı hayvana da bulaşabilir6
* Tabip İbni Kayyim, "Tıbb-ı NebevTadlı eserinde şöyle der: "Develerde meydana gelen sulu uyuz da bulaşıcı bir hastalıktır. Uyuz deve diğer develerle karışır, sürtünür, birbirleriyle kaşınır, ağılda birlikte yatar ve aynı havuzdan su içerlerse, hasta deveden akan sulu uyuz, sağlıklı develere de bulaşır ve onları da hasta eder. Nitekim Peygamber Aleyhis-Selâm: "Hastalıklı hayvanı, sağlıklı hayvanın yanına iletmeyin!" buyu-rarak, bulaşıcılık konusunda tenbih ve tavsiyede bulunmuştur, (s.219)
Ahlaksızlığın Bulaşması:
Sehl b. Sâd (r.a.) demiştir ki: "Peygamber Aleyhis-Selâm.TebukSeferi'ne giderken, Salih Peygamberin gönderildiği Semud Halkı'nınyokolduğu "Hıcr"denilen yerde konakladı. Halk da o mahallin kuyularından su ihtiyaçlarını giderdiler. Peygamber Aleyhis-Selâm çok geçmeden hareket edip, hırkasını yüzüne örttü, bi nitini hızlıca sürmeye başlad 1 ve ashabına hitaben: "Kendilerine zulmeden in¬sanların eğleştiği yerde eğleşmeyiniz ki onlara dokunan azab, size de dokunmasın. Ancak ağlar olduğunuz halde eğleşebilir ve bu vîrâneleri dolaşabilirsiniz! Buradan aldığınız sulardan içmeyiniz! Bu sular ile abdest almayınız! Eğer bu sular ile hamur yoğurdu (veya çorba yaptı) iseniz, develerinize veriniz, asla ondan bir şey yemeyiniz!" buyurdu7
* Yine bir defasında Peygamber Aleyhis-Selâm Hac sırasında Müzdelife'den Mina'ya giden hacıların Muhassir Vâdisi'nden geçerken, hızlıca yürüyüp geçmelerini emretmiştir. Çünkü Kabe'yi yıkmak için Yemen'den gelen Ebrehe Komutasındaki Fil Ordusu, Yüce Allah tarafından bu vadide helak edilmiştir8
* Abdullah el-Amirî (r.a.) de, bu konuda şöyle anlatır: "Biz, Bâbil Halkının zelzele ile helak olduğu yere uğradığımızda, o mıntıkayı geçinceye kadar, Hz. Ali burada namaz kıldırmadı. Sebebi sorulduğunda: "Zira burası lanete uğramış bir yerdir" dedi9
* İşte böyle mazisi kötü yerlerden geçerken bile, oralardan çabucak geçmek, eğleşmemek, hatta suyundan içmemek gibi tavsiyelerde bulunulmuştur. Çünkü böyle yerlerde çok kalan, suyundan içip havasını teneffüs eden kimselerin aynı hastalığa yakalanmaları ve onların kötü ahlaklarının bunlara sirayet etmesi ihtimâli vardır. Onların mübtelâ oldukları belâ ve hastalıkların binlerce yıl sonra oradan geçenlere bulaşabilmesi ihtimâli de mevcuttur10Müslüman Olmayanlarla Birlikte Yaşamanın Sakıncaları: Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Her kim müşriklerle beraber yaşarsa, müslümanların himâyesi ondan uzaklaşmış olur"11
* "Müşriklerle birlikte yaşamayınız! Onlarla oturup kalkmayınız, her kim onlarla birlikte yaşar veya oturup kalkarsa, bizim sünnetimizi işleyen-lerden değildir" fs. Kübrâ 9/142)
* "Müslüman olmayanlarla birlikte yaşamayınız! Onlarla oturup kalkmayınız! Her kim onlarla birlikte yaşar ve onların ahlâkı ile ahlâklanırsa, onlar gibi olur" buyurmuştur12* Hz. Ömer (r.a.)'de: "Allah düşmanlarının bayramlarında, onlara iştirak etmekten sakınınız! demiştir.13
* Abdullah b. Amr (r.a.) de şöyle der: "Her kim acem diyarında mülk edinir, onların Nevruz ve Mihrican bayramlarına katılır, kendisini onlara benzetir, ölünceye kadarda bu hâli devam ederse, kıyamet gününde onlarla beraber haşrolunur"14
Kaynaklar:
[I]- Müsned 11440; ayrıca bak. K. Ummal 10/28629. [2]-E. Davud tıp H. 3923; Müsned 3/451, ayrıca bak. Nihâye 1/ 446. 4/46; S. Kübrâ 9/347; E. Nuaym vr. 29a; \. Kuteybe s. 105. [3]- Müslim selam H. 104-105; buharı tıp 7/31; E. Davud tıp H. 3911; Muvatta ayn H. 18, ayrıca bak. Bağdadî s. 199-200; Tahâvî s. 4/303-304. [4]- Müslim eşribe H. 99; Müsned 3/355. [S]- Buharı tıp 7/19,31, ayrıca bak. Müsned 1/269, 328. 440. 2/25. [6]- Nihâye 41319. [7]- Buhârî enbiyâ 4/121; Aynî 7/380-81; Abdürrezzâk 1/415; ibni Hişâm siyer 4/164; Müslim zühd H. 38-40, ayrıca bak. Nihâye 3/94; S. Kübrâ 2/451. [8]- Müslim tere 11/452 H. 40; ayrıca bak. Müsned 1181. 157; Tirmizl hac 31323. [9]- S Kübrâ 21451; Abdürrezzâk 1/415. ayrıca bak. Buhârî salat 21 112. [10]- Harbî 3/10204; Nihâye 4/43. [II]- S Kübrâ 91 13, ayrıca bak. İbni Kesir 11407, 555. [12]- Tirmizî siyer H. 1605; ayrıca bak. E. Davud cihad H. 2787: Hâkim cihad 2/ 141-42; F. Kadir 6/111-112. [13]- S. Kübrâ 9/234 [14]-Nihâye 1/198; S Kübrâ 9/234.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp