Anti-aging Nedir?

Anti-aging Nedir? :

 Anti-aging nedir?

Herkesin kendi genetik şifresine uygun olan bir cilt yaşı ve savunma sistemi vardır. Bazıları şanslıdır, cildine çok fazla özen göstermeye gerek olmamıştır bile, bazıları ise öncelikli olarak ciltlerini düşünmek durumunda kalmaktadır. Cildin sağlığı vücudun sağlığıyla doğrudan ilişkilidir. İç ve dış etkenlerle mücadele ederken cildimizi iyi gözetmeliyiz. Stres en önemli içten yıkıcı faktördür. Stres vücudumuzun doğal kortizon üretimini olumsuz yönde etkileyerek bazen sivilce çıkarmamıza, bazen şişkinlik (ödem) sorunu yaşamamıza, hatta kabızlık, saç dökülmesi, ekzema, uçuk gibi birçok soruna neden olur.

Dış etkenler ise en az iç faktörler kadar önemlidir. Kaldı ki ultraviyole ışınları tüm etkenlere bedeldir. Ultraviyole bir radyasyondur ve inanılmaz yaşlandırıcı etkilere sahiptir. Birçok dermatoloji literatüründe malign melanom ve diğer cilt kanserlerinin ilk nedenidir. Daha sonraki etkenler arasında hava kirliliği, aktif veya pasif sigara içiciliği, beslenme kalitesi (organik besin- gerçekliği), uyku düzeni, düzenli mide-barsak sistemi (beslenme ve içsel) gibi birçok sebep sayılabilir.

ANTI-AGING MUCİZESİ ÜZÜM

Anti-aging, kelime anlamı olarak “yaşlanma karşıtı” demektir. Bilim adamlarının gençliği korumanın sırrını keşfetmek için uzun yıllardır yaptıkları yoğun araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni yönteme anti-aging adı verilmiştir. Buradaki hedef uzun yıllar gençliği korumak ve fit kalmayı sağlamaktır!Bu yönteme göre, ne kadar uzun yaşadığınız değil, yaşadığınız süreyi ne kadar kaliteli değerlendirdiğiniz önemlidir. Artık gençliği uzatıp yaşlanmayı geciktirmenin mümkün olduğu bilinmekte ve yakında insan ömrünün 125 yaş sınırlarını zorlayacağı tahmin edilmektedir. Hem de ileri yaşlarda, orta yaşlıların dinçliği ve zindeliğiyle! Bunu başarmak için yapılması gereken, bilince dayalı sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemektir.Çünkü bilim adamları uzun ömürle ilgili en önemli belirleyici etkenin yaşam biçimi olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır.
 
Son yirmi yıl içinde yaşlanma sürecini deneye dayalı olarak inceleyen yaşlanma bilimi (gerontoloji) alanında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Yaşlanma uzmanlarının (gerontologların) açıklamalarına göre; insan ömrünü kısaltan öğelerin başında yağlı yiyecekler, morötesi ışınlardan kaynaklanan radyasyon, hava ve çevre kirliliği, sigara dumanı, alkollü içkiler, aşırı miktarda alınan ilaçlar ve stres önde gelmektedir. Ömrü uzatan öğeler arasında doğal beslenme önemli yer tutmakta; dengeli ve nitelikli beslenme, hücrelerin içindeki yaşlanma saatini geri almaktadır. Artık doğru beslenme sayesinde bazı başlıca ölüm sebeplerinden, örneğin kanser ve kalp hastalıklarından kaçınabileceğimizi biliyoruz.ABD Genel Tabipler Birliği, ABD’de her yıl 2,2 milyon ölümden 1,8 milyonunun beslenme ile ilişkili olduğunu bildirmiştir.
 
 Türkiye’de de durum bundan farklı değildir. Bilim adamları yapılan son çalışmalarda doğru beslenme, düzenli egzersiz, stresten sakınma ve diğer bazı yaşam tarzı alışkanlıklarıyla birlikte çoğu yaşlanmayla ilgili hastalıkları önleyebileceğimizi keşfetmiştir. Yaşlanma sürecini yavaşlatabilmek böylece daha genç görünüp, daha genç hissedebilmek mümkündür.Biyolojik yaşlanma sürecine yol açan nedenlerle ilgili pek çok teori ortaya atılmakla beraber, bunlar arasında en çok kabul göreni serbest radikal teorisidir.

Nefes alıp verirken vücuda giren oksijen, aynı zamanda serbest radikal denilen, elektronlarım kaybetmiş zararlı maddelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Serbest radikaller bulundukları dokulardaki hücrelerle birleşerek, onların fonksiyonlarını yapamaz hale getirirler. Bu etki 30 yaşlarında başlamakta, 402ı yaşlarda artarak ilerlemekte ve 501i yaşlardan itibaren dramatik bir şekilde çoğalmakta, sonuçta giderek fark edilen bir yaşlanmaya ve pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 
 
Yaşlı hayvan hücrelerinde serbest radikal üretiminde artış, serbest radikal hasarının birikimi ve antioksidan savunma kapasitesindeki değişikliklerin saptanması bu görüşü desteklemektedir. Serbest radikallerin elektron açgözlülüğüne karşı çare antioksidanlardır. Bilim adamları antioksidan verilen memelilerde yaşam süresinin yüzde 30 oranında artığım bildirmişlerdir.Üzüm, içeriğindeki fenolik bileşikler nedeniyle bilinen “en güçlü” doğal antioksidandır. Laboratuvarda de-ney hayvanları üzerinde Dedeman Hematoloji-Onkoloji Hastanesi ile Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Araştırma Laboratuvarları’nda yaptığımız çalışmalarda üzüm çekirdeğinin yaşlanmaya yol açan serbest radikal hasarını azalttığı ve antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirdiği tespit edilmiştir.Yapılan başka bir bilimsel araştırmada yaşlı farelerin bir grubuna normal beslenmeye ek olarak bir ay boyunca üzüm çekirdeği özütü verilirken, diğer gruba üzüm çekirdeği özütü verilmemiştir.
 
 Genç fareler de aynı şekilde üzüm çekirdeği özütü alan ve almayan olarak iki gruba ayrılmıştır. Araştırma sonucunda, üzüm çekirdeği özütü alan fare gruplarının beyin dokuları incelendiğinde antioksidan enzim düzeylerinin belirgin ölçüde arttığı gözlenmiştir.Özellikle siyah üzümün kabuğunda çok miktarda bulunan resveratrol maddesi, doğada oldukça yaygın olan bir “antioksidan” pol¡fenoldür. Resveratrol, muhtemelen siyah üzümün dış koşullara örneğin aşırı soğuğa, güneşe ve sıcağa, mantar enfeksiyonlarına veya kanser yapıcı diğer faktörlere karşı ürettiği koruyucu bir maddedir. Res- veratrolün, ayrıca üzümün çekirdeğinde, sapında, asma yaprağında ve kök kısmında da bulunduğu bilinmektedir. 
 
Yüksek yaylalarda, doğal, organik koşullarda, güneşle, soğukla, virüs ve mantarlarla savaşarak büyüyen üzümlerin kabuk, yaprak ve gövdelerinde resveratrol daha çok bulunmaktadır.Harvard Üniversitesi’nde araştırmalarını sürdüren bir grup bilim insanı resveratrolün meyve sineklerinin yaşam süresini uzattığını gösteren bulgular elde etmişlerdir.Aynı bulgular daha sonra solucanlarda da gözlenmiştir.Yapdan başka bir araştırmada ise resveratrol verilen farelerin yaşlanmayla ilgili genetik aktivitelerinde bazı değişimler olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre daha önce meyve sinekleri ve solucanlarda elde edilen bulgular muhtemelen doğru olmalıdır.
 
 Çünkü resveratrol verilen farelerde yaşam süresinin uzadığı gözlenmiştir.Son yıllarda bilim adamları tarafından, resveratrolün binlerce yıldır aranan “gençlik iksiri” olabileceği öne sürülmektedir. ABD Boston Tufts Üniversitesi’nde yaşlı fareler üzerinde yapılan deneysel çalışmada üzüm suyu karışımları farklı konsantrasyonlarda (yüzde 0, yüzde 10, yüzde 50) 6-8 hafta süresince verilmiş, yüzde 50 oranında üzüm suyu içeren karışım verilen farelerde yaşlanmaya bağlı bozulan davranışsal ve nöronal (sinirsel) fonksiyonlarda anlamlı düzelmeler kaydedilmiştir.Özetle üzünl sürekli uzun ömür arayışındaki insanoğlu için mucizevî yararlan olan bir meyvedir.

Anti-Aging Mucizesi Yaşlanmaya Karşı Direnin

Anti-Aging Mucizesi daha uzun ve sağlıklı yaşamanıza yardımcı olmak için; belleği geliştirme, kemik ve kas inşası, kırışıklıkları düzeltme ve artritten, osteoporisise ve kansere kadar yaşlılıkla ilişkili hastalıklardan korunmayla ilişkili olarak en son bilgileri nasıl kullanacağınızı göstermektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp