Yüksek Tansiyonun Nedenleri Nelerdir?

Yüksek Tansiyonun Nedenleri Nelerdir? : Daha önceki sayfalarda bahsettiğimiz gibi nedeni belirlenen hipertansiyona sekonder hipertansiyon denilmektedir. En sık rastlanan nedenlerden kısaca bahsedelim:

Böbrek damarını ilgilendiren hastalıklar

Aort damarından böbreğe giden damarların ve dallarının herhangi bir nedenle daralmasından dolayı böbreğin kanlanması bozulabilir. Böbreğe az kan giderse renin dediğimiz bir hormonun salgılanması artar. 
 
Renin hormonu, birçok mekanizmayı harekete geçirerek, vücutta tuz ve su tutulmasına, ayrıca damarların büzülmesine neden olarak, kan basıncını yükseltir.Böbrek damarındaki daralma ile ilgili olarak bazı önemli noktaları aşağıda vurgulamak istiyorum.
 
• Böbrek damarlarındaki daralmanın en önemli nedeni, aynı kalp hastalarında olduğu gibi, böbrek damarlarında oluşan damar sertliğidir. Diğer daralma nedeni ise, doğuştan gelen daralmalardır. Doğuştan olan daralmalarda, damar çevresindeki destek ve kas dokusundaki bozulmalar daralmaya neden olmaktadır.
 
• En sık görülen daralma nedeni, damar sertliğine bağlı olanıdır. Daha çok ileri yaşlarda gözlenir. Tüm böbrek damarındaki daralmaların yaklaşık % 90’ının nedeni damar sertliğidir. Doğuştan olan böbrek damarındaki daralmalara ise daha çok genç yaştaki hastalarda rastlanır.
 
• Böbrek damarlarındaki daralmanın yüksek tansiyon oluşturabilmesi için, damar çapının % 70’in üzerinde daralması gereklidir. Daha düşük daralma seviyelerinde hastaya müdahale etmeye gerek yoktur. Yakın takip etmek yeterlidir.
 
• Eğer iki taraf böbrek damarında da ciddi daralma var ise, bu hastalardaki durum daha önemlidir. Bu hastalar üre yüksekliği ile birlikte böbrek yetmezliği tablosuna çabuk girerler. Ani başlayan kalp yetmezliği tablosu, bu hastalarda sık görülür.
 
• İki taraflı ciddi darlığı olan hastalara ACE inhibitörü ve ARB denilen ilaçların verilmesi sakıncalıdır. Üremi tablosunu hızlandırabilirler. Bu grup tansiyon ilacı kullanan hastalarda üre ve kreatininde açıklanamayan bir yükselme gözlenirse, iki taraflı böbrek damar tıkanıklığı düşünülerek, araştırılmalıdır. Bu ilaçların üreyi yükseltme etkileri kalıcı değildir, ilaç kesildiği zaman üre değerleri eski haline döner.
 
• Eğer yaşlı bir hastada daha önceleri normal giden kan basıncı birdenbire kontrolden çıkarsa veya tedavi altında iken kan basıncında yükselmeler gözlenirse, damar sertliğine bağlı böbrek damar daralması düşünülerek, araştırılmalıdır. Toplumdaki oranı sanıldığından daha fazladır.
 
• Yine ileri yaştaki bir hasta, sık olarak ani başlayan kalp yetmezliği tablosuna giriyorsa, yani sık olarak nefes darlığı krizleri gözleniyorsa veya böbrekleri giderek bozuluyorsa, böbrek damarında darlık düşünülerek, araştırılmalıdır.
 
• Eğer hastada böbrek damarında daralmadan şüphe ediliyorsa, ilk önce basit testler ile araştırılmalı, daha sonra ileri testlere geçilmelidir. İlk testlerden birisi, böbrek damarlarının renkli ultrasonografı ile dopp- ler incelenmesinin yapılmasıdır. Ancak doppler testi normal çıksa bile, daralmadan şüphe ediliyorsa ileri testlere geçilmelidir. Bu testler Magnetik rezonans (MR) veya tomografi cihazları ile böbrek damarlarının anjiyosunun yapılmasıdır.
 
• MR veya tomografi incelemesi yapıldıktan sonra böbrek damarında % 70’in üzerinde daralma saptanırsa, kasıktan girilen anjiyo yapılarak teşhis doğrulanmalı- dır. Kasıktan yapılan kateterli anjiyo ile daralmış bölgeyi balon ile açmak veya stend uygulayarak, kanın normal akmasını sağlamak gibi işlemler yapılabilir.

Böbreğin kendisini ilgilendiren hastalıklar

Böbrek fonksiyonlarını bozarak idrarda protein yani albümin kaybından, üremiye kadar giden klinik tabloya yol açan hastalıklar, yüksek tansiyona neden olurlar. Aslında yüksek tansiyon, başlı başına böbreği bozan bir hastalıktır. Yüksek tansiyon dışında böbreği bozan birçok hastalık vardır. Bazen bu hastalıkların ilk görüntüsü yüksek tansiyon olabilir. Bu nedenle böbrek bozukluğu olan yüksek tansiyon hastalarını ciddi bir şekilde araştırmak gerekmektedir.Böbrek hastalıklarının ilk göstergesi idrar ile birlikte protein veya mikroalbümin denilen bir maddenin atılımının artmasıdır. 
 
Yapılabilecek basit bir idrar testi ile böbrek bozukluğundanşüphe edilebilir. Daha sonra ileri testler yapılarak tam konulur.Unutulmaması gereken en önemli noktalardan birisi, böbrek bozukluğu olan hipertansiyon hastalarının tedavileri yapılırken kan basınçlarının mutlaka 130/80 mmHg’nın altına çekilmesi gerekmektedir.

Bazı böbrek tümörleri

Özellikle yukarıda bahsettiğimiz, renin denilen hormonu salgılayan böbrek tümörlerinde yüksek tansiyon görülme oranı yüksektir. Nadir görülürler. Kesin tanı ultrasonografı veya eğer tümör küçükse, ince kesitler ile çekilen tomografi ile konulur. Tedavisi tümörün çıkarılması ile yapılır.
 
Böbrek üstü bezinin hastalıkları
 
Bu hastalıklar iki türlüdür; birincisi böbrek üstü bezinin kabuk kısmını ilgilendiren hastalıklar, İkincisi ise böbrek üstü bezinin orta kısmının, yani medulla dediğimiz kısmının hastalıklarıdır.Kabuk kısmında aldosteron denilen bir hormon salgılanır. 
 
Bu hormonu fazla salgılayan tümörler, hipertansiyona neden olabilirler. Primer hiperaldosteronizm denilen bu hastalığın en önemli göstergelerinden birisi, kan potasyum düzeyinin düşük ölçülmesidir. Eğer bir hastada açıklanamayan potasyum düşüklüğü saptanırsa, ileri testler ile bu hastalık araştırılmalıdır.Kabuk kısmından salgılanan ikinci hormon, kortizoldur. Kortizolu fazla salgılayan tümörler, Cushing sendromu denilen bir hastalığa neden olurlar. Cushing hastalığında da yüksek tansiyon sık görülür.ikinci böbrek üstü bezi bölgesi olan medulla kısmının hastalıklarında da yüksek tansiyon gözlenebilir. Feokroma- sitoma denilen bu hastalık, nadir görülen bir hastalıktır. Enönemli belirtisi, nöbetler şeklinde gelen aşırı yüksek tansiyon krizleridir. Beraberinde baş ağrısı, terleme, çarpıntı, yüzde kızarma gibi belirtiler de gözlenebilir.
 
Aort damarının doğuştan gelen daralmaları
 
Daha önceki sayfalarda bahsetmiştik, kalpten çıkan büyük ve geniş damarın ismi aort''''''''Aut. Kalp kanı, tüm vücuda aort damarı yardımı ile dağıtır. Aort damarının kalpten çıktıktan sonraki bölgelerinde gözlenen daralmalar, yüksek tansiyona yol açarlar. Aort koartasyonu denilen bu hastalık, daha çok genç hastalarda gözlenir. Bu hastaların kan basıncı genellikle çok yüksektir. Basit bir muayene ile şüphe edilerek, ileri tetkik yapılır ve kesin tanısı konulur. Bu muayene nedir, kısaca anlatalım.
 
Normalde bacaklardaki tansiyon, kol tansiyonundan fazladır. Ancak aortta daralma olursa, kan direk aort damarından aşağıya gidemeyecek, yan dallar ile vücudun aşağı bölgelerine ulaşacaktır. Bu takdirde bacak damarlarındaki kan basıncı değerleri, koldaki değerlerden daha düşük olacaktır. Eğer aort daralmasından şüphe ediliyorsa, bacak tansiyonu ölçülerek, kol tansiyonu ile karşılaştırılmalıdır. Bacak tansiyonu, kol tansiyonundan düşük ölçülmüş ise, aort damarındaki daralma olasılığı araştırılmalıdır.Aort damar daralmasının tek tedavisi cerrahi yani ameliyat ile damarın düzeltilmesidir.
 
Bazı hormonları fazla salgılayan hastalıklar
 
Vücudun hormon sistemi, birçok hayati fonksiyonun idare edilmesinde önemli rol oynarlar. Hormonları salgılayan vücut içerisinde yerleşmiş bezeler mevcuttur. Bu bezelerin hastalıklarında hormon salgılanmasında bozulmalar gözlenerek çeşitli hastalıklara yol açarlar. Yüksek tansiyon da bu hastalıklardan birisidir. Şimdi yüksek tansiyona neden ola-bilecek belli başlı hormon hastalıklarını görelim.
 
a. Hipofiz bezinin hastalıkları: Beyindeki hipofiz bezi, böbrek üstü bezinden salgılanan kortizol hormonunu kontrol eder. Bu bezin tümörlerinde de daha önce bahsettiğimiz, Cushing hastalığına benzer tablo oluşarak, yüksek tansiyona neden olabilirler.
 
b. Tiroit Bezinin Hastalıkları: Toplumda yaygın olarak görülen rahatsızlıkların başında tiroit bezinin hastalıkları gelmektedir. Tiroit bezinin büyümesine genel olarak go- itre adı verilir. Halk arasında da tiroit hastalıklarına goit- re denildiği için, bu bölümde goitre deyimini kullanacağız.
 
Tiroit bezindeki büyüme ya yaygın olur, veya nodül denilen yumrular şeklinde gözlenebilir. Ülkemizde çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Tiroitin çalışmasına, yani salgıladığı hormon miktarına göre, hastalıklarını üç kısımda incelemekteyiz. Aşağıda tiroit bezinin hastalıkları kısaca anlatılarak, yüksek tansiyon ile ilişkilerinden bahsedilecektir.
 
Normal çalışan goitre
 
Bu hastalarda tiroit hormonlarının kan seviyeleri normaldir. Hastada hiçbir şikayet yoktur. Tiroitin büyük olduğu çoğu zaman tesadüfen saptanır veya bez çok büyürse ve çevresindeki organlara bası yaparsa belirti verebilir. Bu tür goitre’ların yüksek tansiyon ile hiçbir ilişkisi yoktur. En sık rastlanan goitre şekli, normal hormon salgılayan goitre’dır.
 
Az çalışan goitre
 
Biz bu hastalığa hipotiroidi deriz. Halk arasında da tiroit bezinin tembelleşmesi olarak adlandırılır. Çoğu zaman sinsi seyreden bir hastalıktır. Belirtileri çok aşikar değilse gözden kaçabilir. Özellikle yaşlı hastalarda dikkatli olunmalıdır. Eğer yeni başlayan bir hipertansiyon var ise, klinik bulgular az çalışan goitre’dan şüphe edilmesine neden oluyorsa, hekimin kanda hormon düzeylerine bakarak hipotiroidiyi araştırması gerekmektedir.
 
Hipotiroidide vücutta tuz ve su tutulumu fazladır. Ayrıca kılcal damarlardaki basınç çok yükselir. Tembel goitre’da yüksek tansiyon görülmesine neden olan en önemli faktörler bunlardır. Hipotiroidi hastalarında daha çok küçük tansiyon yükselmesi görülür.Benim hekimlik hayatımda az çalışan goitre ile ilgili bir anım mevcuttur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp