Yüksek Tansiyon Tedavisinde Yaşam Alışkanlıklarını Değiştirmenin Rolü

Yüksek kan basıncı ya da hipertansiyon diyabet ve obeziteyle hiç ayrılmaz; Tip 2 diyabetlilerin yüzde 7S'inde mevcuttur. Bu ikisi nin birlikteliği göz, böbrek, kalp hastalıkları ve felç riskini artırır. Kolesterol düzeyiniz normalin üzerindeyse (bu konu bu bölümün ileriki sayfalarında ele alınacak) kalp hastalıkları ve felç riskinizi artıran ve ölümcül bir potansiyel taşıyan bir bileşime sahipsiniz demektir.

Bunların üçü de (yüksek tansiyon, obezite ve yüksel kolesterol ve diğer kan yağları) prediyabet (gizli şeker) ve diyabet aşamalarıyla ilişkilidir ve üçü de yaşam alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle iyileştirilebilir. Yüksek kan basıncı daha önce değindiğimiz gibi, zayıflama sağlayan yaşam tarzı değişikliklerine ve aktivite düzeyinin artmasına olumlu tepki verir. Örneğin Diyabet Önleme Programı ve Yüksek Tansiyon Önleme Araştırması Denemeleri'nde gözlendiği gibi, iki ila yedi kiloluk bir zayıflama kan basıncını yani tansiyonu iki ila beş puan düşürebiliyor (örneğin, l3S/80'den 130176'ya). Bu büyük bir değişiklik gibi görünmese de, yüksek tansiyona yakalanma riskinizi önemli ölçüde zayıflatmaya ve uzun vadeli kalp rahatsızlığı ve felç olasılığını azaltmaya yeter. Unutmayın ki, aynı zamanda diyabete yakalanma riskinizi azaltıyor ya da diyabetiniz varsa, kan şekerinizi düşürüyorsunuz ve başka mekanizmalar yoluyla kalp hastalıklarına yakalanma riskinizi de zayıflatıyorsunuz. Üstelik, kilo vermek ve artan fiziksel aktivite hem kendinizi daha iyi hissetmenize, hem de daha iyi görünmenize katkı yapar

Tansiyonu düşüren yaşam tarzına başka müdahaleler de var. Yüksek Tansiyonu Önleyici Beslenme Yaklaşımları (DASHYTÖBY) ile Yaşlılarda İlaç Dışı Müdahale Denemesi (TONEYİDMD) araştırmalarında olduğu gibi, tuzu yaklaşık bir çay kaşı-ğı kadar azaltmak tansiyonu iki ila beş puan düşürüyor. Kilo vermekle beslenmede tuzu aialtmayı birleştirmek çok daha etkili oluyor; ikisi birlikte yüksek tansiyona yakalanma ya da ilaç kullanma zorunda kalma olasılığınızı yarıya indirebiliyor.

DASH-YTÖBY diyeti doymuş yağ oranı ve toplam yağ içeriği azaltılmış meyve, sebze ve tahıl bakımından zengin bir beslenme modeline ağırlık vererek tansiyonu düşük tutmayı öngörüyor. Günde 3.000 miligram sodyum almak, vücudun ağırlığını sabit tutmaya yarıyor ve günde iki veya daha az bardak alkol kullanmak kan basıncında azalma sağlıyor.

Gün başına 3.000 miligranun altında sodyum alımını ayarlamak için sofra tuzundan uzak durun, 700 mg ya da daha çok sodyum içeren başlangıçlardan kaçının ve aşağıdaki yüksek sodyumlu yiyecekleri en aza indirin:

• Hazır çorbalar, et suyu, et suyu tabletleri

• Tuz içeren soslar

• Işlenmiş, tütsülenmiş, kurutulmuş ya da tuzlanmış et, kümes hayvanları ya da balıklar (sucuk, pastırma, kavurma, jambon, tuzlanmış et, sosis, ançuvez, tuzlu sardalye,morina, tütsülenmiş ringa balığı, lakerda, tuzlanmış hindi, tavuk dilimi ya da köftesi)

• İşlenmiş peynir, kaşar peyniri, parmesan, rokfor, eritme peynirler

• Konserve sebzeler, lahana tuzlaması, bütün salamura sebzeler, turşular, zeytin, domates ya da sebze suyu

• Tuzlu abur cuburlar, bol tuzlu patlamış mısır, patates cipsi, mısır cipsi, tuzlu findık, fistık, leblebi, kraker çeşitleri

• Sarımsak tozu, kereviz tuzu, soğan tuzu, baharatlı sos, deniz tuzu, soya sosu, et baharatları, monosodyum glutamat, et sosları, muhtelif karışımlar, paketli sos ve salça karışımları, bazı salata sosları.

Eğer aktivitenizi artırır ve her kategorideki yiyeceklerden en az miktarlarda tüketirseniz, yaşam tarzı değişikliği yoluyla hem kilo verir hem de tansiyon düşürme potansiyelinizi en üst noktaya Çlkarırsınız.

Yaşam tarzında değişiklik yaparak tansiyon düşürmek bugün yaygın olarak kullanılan güçlü ilaçların yanında pek önemsiz görülebilir; ancak, kan basıncı hafif derecede yüksek olan çoğu kişide yaşam tarzı değişikliklerinin tansiyon düşürücü etkisi uzun vadede genel sağlık durumu üzerinde gözle görülür yararlar sağlayacaktır. Yaşam alışkanlıklarında değişiklik yapmak hap kullanmaktan ucuzdur. Ayrıca, yaşam tarzındaki değişikliklerin bazı yan etkileri olsa bile, (örneğin hareketi artırma neticesinde meydana gelebilecek ortopedik yaralanmalar gibi) bunlar genelde pek seyrek, önemsiz ve geçicidir.